merhabalarkashmar54 adlı üyeden alıntı
topikde gezerken sorunuza yanıt verilmedigini fark ettim
bu sözlerin bir hikayesi vardı
çay ikramı sırasında yapılan bir sakarlık üzerine mi öyle bir şeyden dolayı söylenmişdi
İngiliz kralı VIII. Edward İstanbul'a Atatük'ü ziyarete geldiği zaman, Atatürk kendisine bir akşam ziyafeti vermişti. Ziyafetten önce,
-"Bana İngiltere sarayında verilen ziyafetler ne şekilde olur, onu bilen birisini, yahut bir aşçı bulunuz !...dedi.
Ve nihayet bu sofra merasimini bilen bir zattan öğrenerek sofrayı o
şekilde düzene koydular... Akşam kral sofraya oturunca kendisini kral
sarayında zannederek memnun oldu. Atatürk'e dönerek:
- Sizi tebrik eder ve teşekkür ederim. Kendimi İngiltere'de zannettim diyerek memnuniyetini bildirdi. Sofraya hep Türk garsonlar hizmet etmekte idi. Bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarlandı. Yemekler de halılara dağıldı.
Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildiler. Fakat Atatürk Kral'a :
- Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim! dedi. Bütün sofradakiler Atatürk'ün bu sözlerine hayran oldular. Atatürk garsona da vazifene devam et emrini verdi
nedense aklıma " DAR AĞACINDA ÜÇ FİDAN " geldi...Atatürk'ün Bursa'da okuduğu nutuğu pek çoğumuzun bilmediğini/duymadığını düşünerek haıtlatma ihtiyacı hissettim..
Bu nutuk Atatürk'ün ölümünü takip eden yıllarda yasaklanmış, 1970 li yıllara kadar yasaklı kalmıştır..
Gençleri anarşiye sevk ediyor gerekçesiyle 12 Eylül döneminde okuyan veya vurgu yapan köşe yazarı ve düşünürlerin çeşitli şekillerde cezalandırıldığı bu nutku herkesin sonuna kadar okuması gerektiği kanaatindeyim..
Sevgiler..
İlgili bağlantılar:
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp...Cn+bursa+nutku
http://www.google.com.tr/search?q=bu...ient=firefox-a
http://www.add.org.tr/index.php?opti...d=58&Itemid=61
http://www.google.com.tr/images?q=bu...ed=0CCMQsAQwAw
aşkolsun sana çocuk, aşkolsun...
---------- Mesaj ekleme zamanı: 01:30 ---------- İlk mesajı ekleme zamanı 01:24 ----------
her şeyi öğretmeli bir lider. uşaklığı da öğretmeli ve uşaklığı öğreneneler görmeli ki "uşaklık nasıl bir şeymiş, boyunduruk altına girmek nasıl bir şeymiş" ve kanı kaldırıyorsa uşaklığa devam eden etsin; İMF ye, ABD ye yalakalık yapsın.
yok, "uşaklık bana göre değil" diyenler de şehit olsun, gazi olsun, MEHMETÇİK olsun, deniz olsun, mahir olsun defalarca kapitalizmi denize döksün.
haaa, bir de senin gibi ne olduğunu ve nasıl yaşadığını bilmeden, özgür ve demokrasi altında yaşayıp da bu nimetleri hiç bir karşılık beklemeden sunanlara "nankörlük" edenler var.
şimdi bir düşün bakalım, sen neyi öğrenmiş ve neyi öğrenememişsin...
Mustafa Kemal ATATÜRK ölümsüz bir ruhtur...Ölen bedeninin bile arkasından konuşacak kadar alçalanlar, Onun aziz hatırasına ihanet edenler bir gün unutulacaklar,hatırlananlar da nefretle hatırlanacak ancak Önderimiz her zaman dünya üzerinde insan var oldukça, cesareti,aklı,kişiliği ve devrimleriyle var olacaktır...
...Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memlek...etin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! her zaman izindeyiz atam bu sözlerin bize gideceğimiz yolda tekrar cesaret ve ilham verecektir....
Çanakkale zaferinin yıldönümüydü birkaç gün öncesi. 18 Mart 1915-18 Mart 2011.
Neredeyse 1 asır geçmiş. Okul sıralarında öğrendiğimiz, ufakken belki bir film karesi gibi gözümüzde canlanan, tarihimize altın harflerle kazıdığımız, şanlı destanımız.
Bizde bu hadise o kadar kanıksanmış ve ezberlenmiştir ki, hafızamıza bugüne kadar kazınan bilgileri silip orada yaşananları bugünkü aklımızla en baştan öğrenme fırsatı bulsak inanmakta güçlük çekeceğimizi düşünüyorum.
Birçok milletin tarihi zayıf milletlere haksız saldırılarla doludur. Bazı milletlerin ise destanları vardır.
O günün en büyük milletleri toplanmış gemilerle toplarla tüfeklerle kapımıza dayanmışken, sayısız kahramanın açlık, fukaralık, imkansızlık içinde düşmana karşı koyması, ölüme meydan okumasıdır, Çanakkale'yi destan yapan.
Büyük asker ve lider Atatürk'ün, orada canlarını bizler için feda eden tüm şehitlerimizin mekanları cennetin en güzel diyarları olsun.
http://www.facebook.com/video/video....18359864905072 herkez izlesin lütfen
Evet arkadaslar, olumunun yil donumunde bu senede onceki seneler gibi Atamizi herzaman saygiyla anacagiz. Fakat herkesin bir dusuncesi vardir, ben bunlari ogrenmek istiyorum.
*Gazi Mustafa Kemal olmeseydi veya suan yasiyor olsaydi sizce ne olurdu?
*Neleri degistirirdi?
*Ataturkcu diye cezaevlerine tiktiklari insanlar gibi Ataturkude buna dahil edebilirlermiydi?
*Bu vatan eger Atasina bukadar sahip cikamiyorsa, neden hala bu insanlar basta?
*Neden onun bizlere biraktigi bu ulkeyi, onun soyledigi gibi koruyamiyoruz? Neden izinden gidemiyoruz?
yadırgayacak bir şey kalmadı artık hocam.
%50 ifadesi kullanılan bu jargon ilk defa kullanılmıyor.
atatürkçü diye cezaevine tıkılan var ise biz de karşısında dururuz.
darbecileri atatürkçü diye savunanların karşısında durduğumuz gibi.
atatürk'ü tartışacak değilim.
şu veya bu nedenlerle mustafa kemal'le her konuda veya birkaç konuda aynı fikirde olmayan insanlar tabiki olabilir. olabilmeli.
bu vatan haini damgası yemek için, linç edilmek için sebep teşkil etmez.
iş ki hadise karalama iftira ve küfüre kaymasın.
dediğimiz budur.
yanlışsa yanlış de.
bence artık kemalisti, sağı, solu kalmadı bu işin.
tek gerçek var, ayakta durabilen kazanır.
zaten globalleşmenin de amacı budur,
büyük balık küçük balığı yer.
usul farklıdır sadece, kimisi aşçı tutar, kimisi direk kendisi yapar.
kemalistleri içeri tıkan zihniyetin, bir savaş anında, en az mustafa kemal kadar gayretli olabilir diye düşünüyorum.
başarır veya başaramaz. zaten liderlik doğal seleksiyonla oluşur.
aksinde yine fraksiyonel sapmalarla hedef şaşırır.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
KEŞKE, KÜFÜRLERE DE DUADAKİ GİBİ, "AMİN" BENZERİ BİR ŞEY DİYEBİLSEK....
