Musti,eline sağlık.Bu topic komple ana sayfaya taşınmalı.
Musti,eline sağlık.Bu topic komple ana sayfaya taşınmalı.
AKILLI OLALIM;DÜNYADA EŞİ BENZERİ OLMAYAN BU MÜKEMMEL COĞRAFYAYA,TÜRK İNSANINA VE TÜRK'LÜĞE SAHİP ÇIKALIM.100 YILI AŞKIN SÜRDÜRÜLEN TÜRK ULUSUNU BÖLMEYE YÖNELİK OYUNLARA ALET OLMAYALIM.HEPİMİZ KARDEŞİZ.NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...
http://cid-c97a999db77f0466.skydrive...466!1981?ref=1
Her canlı ölümü tadacaktır ama sana bi torpil geçilseydi be..
Atamızın hiç yayınlanmamış konuşması..
AA
Güncelleme: 10:40 TSİ 30 Eylül. 2009 Çarşamba
ANKARA - Mustafa Kemal Atatürk'ün, 1 Kasım 1932'de yaptığı meclis açış konuşmasının görüntüsü, Cumhurbaşkanlığının internet sitesindeki 'Atatürk Özel' bölümünde yayımlandı.
Cumhurbaşkanlığının internet sitesinde yer alan haberde, ''1 Kasım 1932 tarihli meclis açış konuşmasının, Cumhurbaşkanlığı Arşivi'nde bulunan versiyonu, ulu önderin millet iradesine verdiği önemi göstermesi ve 1929 Büyük Buhranı'nın etkilerinin sürdüğü bir ortamda gerçekleşmesi nedeniyle ayrı bir anlam taşıyor'' denildi.
Haberde, ''Gazi Mustafa Kemal'in ilk cumhurbaşkanı olarak gelenek haline getirdiği Türkiye Büyük Millet Meclisi açış konuşmaları, halefleri tarafından da bugüne kadar devam ettirildi'' ifadesi de yer aldı.
Haberin devamı ↓reklam
Atatürk'ün konuşması
Atatürk, 1 Kasım 1932'de TBMM'nin 4. dönem 2. yasama yılının açılışında yaptığı konuşmaya, ''Yüce milletimizin değerli vekillerini, saygı ve sevgi ile selamlarım'' sözleriyle başlıyor.
''Beynelmilel siyasi ve iktisadi buhranlardan beşeriyetin duymakta olduğu sıkıntı ve acı devam etmektedir'' diyen Mustafa Kemal, siyasi sıkıntıların, silahları bırakma konferansında yaşanan zorluklara bakılarak görülebileceğine işaret ediyor.
DÜNYADAKİ EKONOMİK DURUM
Açış konuşmasında, dünyadaki ekonomik duruma dikkati çeken Atatürk, ''İktisadi buhran ise milletler arasında mübadelenin azalması ve daralması şeklinde sahasını genişletmiş ve nüfuzunu artırmıştır'' ifadelerine yer veriyor.
Atatürk, sözlerini şöyle sürdürüyor: ''Bizim kanaatimizce beynelmilel politik güvenliğin gelişmesi için ilk ve en mühim şart, milletlerin hiç olmazsa sulhu muhafaza fikrinde samimi olarak birleşmesidir. Biz, iktisadi güçlenmenin temelinin de ancak her milletin refahla yaşamaya, ilerlemeye hakkı olduğunu kabul eden bir zihniyette bütün milletlerin birlikte çalışma yolunun bulunmasında görüyoruz.''
Tüm milletlerin güçlükle göğüs germeye çalıştığı zorluklar içinde milletin büyük canlılık gösterdiğini söyleyen Atatürk, ''Komşularımızla ve bütün milletlerle münasebetlerimiz ciddi, samimi, sulh ve emniyet fikrine müstenit olarak inkişaf etmektedir. Dostlar arasında dürüst bir vaziyetin muhafazası bizim daima çok ehemmiyet verdiğimiz bir esastır'' sözleriyle Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikasını anlatıyor.
ULUSLARARASI EKONOMİK KRİZ
Uluslararası ekonomik krize karşı koruma, dengeleme ve gelişim için önlemler alındığını anlatan Atatürk, ulusal ekonominin ve milli paranın gösterdiği kudret ve istikrarın altını çiziyor.
''Her zaman göz önünde bulundurduğumuz ana işlere, ara vermeden devam etmek mecburiyetindeyiz'' diyen Atatürk, demiryolu programının uygulanmasına devam edileceğini, ziraat alanındaki yenileme kuruluşlarını tamamlanacağını, ihracat mallarının dışarıda alıcı bulmak ve satışları genişletmek için her önlemin alınacağını anlatıyor.
http://video.ntvmsnbc.com/?495955#v1...28211177155250
Öncelikle başlık ve içeriği için çok teşekkürler.Atamız fiziken toprak olmuş olsada inan hala kalbimizde ve beynimizde.Miras bıraktığı vatan toprağı,sonsuza dek korunacaktır.Şu karışık gibi görünen dönemde en çok üzerine gidilen Yüce Önderimizi istedikleri kadar ağızlarında dolaştırsınlar sonları geldiğinde hepsi pişman olacak yaptıkları hataları düşünmeye vakitleri kalmayacak.Tvler,gazeteler,internet yayın organları şuanın medyası,yalakası olduğundan dolayı çıkan haberlere kanmamamız gerekiyor gerekli olan beraberlik ve bütünlüğü bozmaya yeltenenler için kenetlenmektir.Kanımız Türk kanı vatanımız Türk toprağı hangi aptal cesaret edebilir mirası bozmaya? etsede ya cahildir yada hayattan,geçmişten bi haber.
Yahu Bulutlarda, Dağlarda bile Silüeti gözüküyor.. Daha Ne OLSun
Ya KASK TaK ; Ya ÖL
Bursa Nutku
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek”
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!
AKILLI OLALIM;DÜNYADA EŞİ BENZERİ OLMAYAN BU MÜKEMMEL COĞRAFYAYA,TÜRK İNSANINA VE TÜRK'LÜĞE SAHİP ÇIKALIM.100 YILI AŞKIN SÜRDÜRÜLEN TÜRK ULUSUNU BÖLMEYE YÖNELİK OYUNLARA ALET OLMAYALIM.HEPİMİZ KARDEŞİZ.NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...
Ne olur dön gel de Samsun'a çık...
Benim görüşüm dershanedeki psikoloji hocasının sözüyle değişti.
Şöyle demişti. = ''Atatürk hiç ölmeseydi'' diyenler artık Atatürk öldü geri dönüşü imkansız, çalışmadan medet umanlar söyledikleri sözden öteye gidemezler ama Atatürk gibi çok çalışarak zeki adımlar atarak onun iddallerini yaşatabilir ve başarılı olabilirsiniz.
Artık Atatürkten hala medet umanlardan daha farklı gözle bakıyorum.
''Yaşamak özgürlükse, özgürüz hepimizde...''
Bugün 29 Ekim sana olan borcumu sıradan iki kıta 3 mısra şiirle bir iki resimle kutlamayacağım şu saatte işyerinde çalıştığım gibi bugünü de çalışarak geçireceğim sana borcumu böyle ödeyeceğimi biliyorum.. Rahat uyu..
Ulusal önderimizin izinde olmak bile yeterlidir arkadaşlar
Türk Milleti olarak çok şanslıyız. ATATÜRK bizim Ulu Önderimiz.
İzindeyiz ATAM...
HAYATLA DALAŞMA :)
Üstünden 1000 asır geçsin yerin değişmez..
ATA'M İZİNDEYİZ..!!
Here I'm,on the road again.... ultrAslan
Yorumsuz..
“… Türkiye’yi yok etmeye girişenler, Türkiye’nin ortadan kaldırılmasında çıkar ve hayat görenler, zararlı olmaktan çıkmışlar, aralarında çıkar paylaşarak birleşmiş ittifak etmişlerdir.
Ve bunun sonucu olarak, birçok zekalar duygular fikirler Türkiye’nin yok edilmesi noktasında yoğunlaştırılmıştır. Bu yoğunlaşma, yüzyıllar geçtikçe oluşan kuşaklarda, adeta tahrip edici bir gelenek biçimine dönüşmüştür. Bu geleneğin Türkiye’nin hayatına ve varlığına aralıksız uygulanması sonucunda, nihayet Türkiye’yi ıslah etmek, Türkiye’yi uygarlaştırmak gibi bir takım bahanelerle Türkiye’nin iç hayatına iç yönetimine işlemiş ve sızmışlardır. Güç ve kuvvet elde etmişlerdir.
“… Bunların etkisinde kalarak milletin en çok da yöneticilerin zihinleri tamamen bozulmuştur. Artık durumu düzeltmek, hayat bulmak, insan olmak için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine uygun yürütmek, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi birtakım zihniyetler ortaya çıktı. Oysa hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin! Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir tarihte böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır.
İşte Türkiye de, bu yanlış zihniyetle sakatlanmış bazı yöneticiler yüzünden, her saat, her yıl, her yüzyıl biraz daha gerilemiş, daha çok düşmüştür.
“…Bu düşüşün çıkış noktası korkuyla, aczle başlamıştır. Türkiye’nin, Türk halkının nasılsa başına geçmiş olan birtakım insanlar, galip düşmanlar karşısında, susmaya mahkûmmuş gibi, Türkiye’yi atıl ve çekingen bir halde tutuyorlardı. Memleketin ve milletin çıkarlarının gerektirdiğini yapmakta korkak ve mütereddit idiler. Türkiye’de fikir adamları, adeta kendi kendilerine hakaret ediyorlardı. Diyorlardı ki, ‘Biz adam değiliz ve olamayız. Kendi kendimize adam olmamıza ihtimal yoktur.’ Bizim canımızı, tarihimizi, varlığımızı, bize düşman olan, düşman olduğundan hiç şüphe edilmeyen Avrupalılara, kayıtsız şartsız bırakmak istiyorlardı. ‘Onlar Bizi idare etsin’ diyorlardı.”
Mustafa Kemal
6 Mart 1922
..İslam kadını dişiliğiyle değil, kişiliğiyle var olandır..
Gülün dikene katlanması, onu güzel kokulu yaptı. - Mevlâna Celâleddin-i Rûmî
Yoksan yokuz işte..Çobansız koyun misali kurda yem oluyoruz..
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)