Öncelikle uzun zamandır buralara girmediğimi ve buralara birşeyler yazmadığım dün motoromu servise götürdüğümde fark ettim.
Monolog tarzı günlüğüme geniş geniş yazarak devam edeyim.
2011 Yılının Mart başında motorumu kış uykusundan uyandırdım. Aralık ayının ikinci haftasında hazırlıksız yakalandığım bir dolu fırtınasından sonra zamansız ve plansız kış uykusuna yatırdığım , sonrasında kendi imkanlarımla içime de sinmeyerek ne yazık ki ne yağını değiştirerek ne de bakım yaparak motorumu kapattım.
Mart ayına kadar üzerinden sadece aküsünü söktüğüm. Toz içinde kalan motorumun yanına geldiğimde açıkçası çalışmayacağını hatta kendi kendini hurdaya çıkaracağını bile düşünüyordum. Telefonuma kayıtlı çekicinin telefonunu hazır tutarak aküyü geri monte ettim.
İlk seferde sessizlik , ikinci seferdi minik bir ateşleme ve üçüncü seferde motorum tek düğme ile çalışıverdi. İnanılmazdı.
Beklettiğim kapalı garajda bir minik tur atıp Aralık ayından bu zamana dek acaba denge sorunum var mı diye test ettim. Bir yandan da gülüyordum. Velhasılı döne döne garajdan çıkıp yönümü her zamanki servisime çevirdim.
Hava filtresinden , yağ ve benzin filtresine , 10w40 yağına değin herşeyi elden geçirttim. Hatta bir sette elcik aldım. Yumuşak silikondan imal. Rölanti ayarını da yaptırıp motoru saat gibi teslim aldım.
Hedefim tabii ki İstanbul turu idi.
Havanında güzel olduğu o ctesi günü sanki ilk defa motora biniyormuşçasına gazladım da gazladım.
Haziran ayına kadar motorumla iş ev arasını turladım. Bir set daha yağını değiştirdikten sonra düne kadar sorunsuz bir şekilde gezdim.
Ancak haftabaşında fark ettiğim üzere artık frenlerimden ses gelmeye başlamıştı. Ön frenim aldığım ilk günden beri beni çok memnun etmese de ben motorumun dilinden anladığımdan ses etmiyordum. Ancak hafta başı artık fren yaptığımda bildiğin çasır çusur sesler gelmeye başladım. Anlamı balata değişikliği idi.
Dün ise servise gidip ön ve arka frenlerin tümden balatalarını değiştirdim. Balatada uygun olan Beşer marka aldım. Ustam saolsun sorun olmaz dedi. Komple yağı boşaltıp BP DOT4 yağ ile doldurduk. Aldığımdan beri arka frende biriken havayı gördüğümde kelle koltukta gittiğimi anladım.
Pırıl pırıl yağ göstergelerimle beraber bir test sürüşü yaptım. Başka bir motorun frenlerini sıkıyormuşum gibi geldi. Balataların yerlerine oturması ve alışmasının biraz zaman gerektirdiğini biliyorum ama en nihayetinde şuan bile frenler tam manası ile taş gibi oldular.
Gelelim şu ısınma problemine.
Açıkçası motorumu aldığımdan beri , yaz sıcaklarında kullandığımda ara ara fan çalışıyordu. Fanın devreye girmesini açıkçası hiç garipsemedim ama beni hiç bir zaman hararetle yolda filan bırakmadı. Fan devreye girdiğinde bir kuple devir artıyor ancak dediğim gibi fanın en uzun çalıştığı zaman 5 dk bile sürmüyor. Tek seferde çalıştığında da , eğer korkunç bir trafikte dur kalk yapıyorsanız bile yarım saat devreye girmiyor. Kaldı ki bu gözlemlerim geçen seneki , bayıltan sıcaklarda ne akla hizmet benim motor sevdam yüzünden güneşin altında motor kullanmam sonucunda ulaştığım değerlerdi. İki kişi şileye de gittim , Garipçe yollarında gezdim ama hararet öyle kırmızılarda filan gezmedi. Hep ortada idi. Keşke ulaşması kolay bir yer olsa ve anti-friz filan koyabilsem diye de düşünüyorum ama çok kapalı bir yerde.
Sorular ve sorunlar oldukça buraya yazmaktan sanırım vazgeçmeyeceğim. Ancak en nihayetinde ben bu motordan çok memnunum. İleriki hedefim büyük ihtimalle
Kawasaki versys olacaktır. Ancak bu ufaklık daima garajımda durmaya devam edecektir.
Herkese selam ve sevgi ile...