aslında gayet gerçekçi, varolabilecek bir şey istiyorsun. halk 2002den beridir açılmayan şemsiyeye dönüşen kartel partilerine oy vermeyi bırakırsa (akp-chp-mhp) istediğin türkiye 5-10 seneye oluşur.
fakat bunun için tek yol senin çalışman, mesela: "chp atamın partisi" diyenlere, "imamoğlu metro ihalesini iptal ederek, 5li çeteyi davet edip yeni ihale yaptı ve 10 milyar daha pahalıya ihaleyi verdi, senin atan tüyü bitmemiş yetim parasını 5li çete gibi adamlara yediriyor muydu? yoksa sende mi bir idrak yolları enfeksiyonu var?" gibi şeyler söylemen, bu partilerin arkaplanda işbirliği yaparak, halka 1 alana -2(eksi iki) bedava kampanyası yaptığını, halk sürünürken lüks içinde yaşayan kişiler olduğunu, "kendini soylu ilan eden" varlıklar olduğunu göstermen gerekiyor.
almanyada da çok ağır vergi alınıyor fakat orada para işsiz olanlara 300-500 euro işsizlik maaşı gibi sosyal uygulamalara gidiyor, türkiyede ise para,
halkın dışında her yere gidiyor, dinayet işleri başkanının (dünya işleriyle en ilgisiz olması gereken adamın) lüks mercedesine-audi s8 long'una, milletvekillerinin mercedes s600 arabasına, mecliste bedava sayılacak fiyatlara yedikleri fiyatlara rağmen "vekil maaşı çok az, yetmiyor" diye ağlamalarına vb durumlara gidiyor.
bu sistemde, sinan oğan gibi 5 para etmez bir adam, emekli maaşıyla geçindiğini beyan edip ankarada arsa aldı, sanırım villası var ve mercedes arabası var.
1 alana eksi iki, eksi 5 ,eksi 10 bedava olduğu sürece, klavuzumuzun karga olmasının sonuçlarını yaşayacağız, klavuzumuzu (kartel partilerini) değiştirmemiz gerekiyor...
bir de hayaller paris demeyi de belki bırakmak lazım, 2025 yılının parisi hiç de öyle ideal bir şehir değil. vatansız istilası ile, çeteler, tecavüzcüler, uyuşturucu, din motivasyonlu adam bıçaklamalar gibi şeyler ile orayı da oldukça bok ettiler. hayaller "Saint-Tropez" demek 2025 için daha doğru.