Gerçekler acıdır/Metehandro acıtır//Pinokyo/BMX/Star103/Cobra105/Dt125/İnnova125/Lıberty200/Ybr125/CBF150/PCX/Activa/Inazuma/NC700S/750S/750 X/750SDCT
(1992/2020) Köftestar&Pandastar&Banstar
Bir kere siyasi görüş olarak kemalizmi benimsemiş olmanın suç olduğunu söyleyen her kimse, o halt etmiş arkadaşım. Senin nasıl düşündüğüne karışmaya kalkan karşısında önce beni bulur. Ama bu benim kemalizmin zayıf ve temelsiz bir ideoloji olduğunu düşünmeme engel değildir. Elbette bu söylediklerimi beğenmeyeceksin ama içinde kırıntı demokratlık varsa bunları söyleme hakkımı savunursun. Aynen benim de senin kemalist görüşlerini istediğin gibi ifade edebileceğini savunduğum gibi... Bence her insan, şiddet içermediği ya da önermediği sürece her fikrini özgürce açıklayabilmelidir. Asıl suç, bunu engellemeye bastırmaya çalışmaktır.
Gelelim "Türk'üz dedik" diye başlayan kısma. Bir insanı Türk olmadığı için ikinci sınıf gören benim gözümde neyse, Türk olduğu için ikinci sınıf gören de aynen odur. Ama eğer karşıma geçip de biri, hangi kendince kutsal kavram adına olursa olsun ayrımcılığı, başkalaştırmayı, tektipleştirmeyi, soykırımcılığı savunmaya, normalleştirmeye kalkarsa ben onunla mücadele ederim. Sonuna kadar mücadele ederim. Çünkü bu saydıklarım şiddettir, fikir özgürlüğü kapsamı içinde değerlendirilemez...
Sanıyorum kendimi yeterince açık ifade etmişimdir.
Beni Türk olmamakla, Müslüman olmamakla filan suçlayan arkadaşlar. Bu saydıklarınız suç değil. Boşuna kasmayın... Benim hakkımda herhangi bir konuda merakınız varsa lütfen açıkça sorun, kendinizce tahayyüllerde bulunmayın, saçma sonuçlar veriyor. Ben ne konuda ne düşündüğümü ya da ne olduğumu açıklamaktan hiçbir zaman ve hiçbir ortamda çekinmedim...
Kusura bakma canım kardeşim, sana anlatmaya çalışacak kadar ne zamanım, ne enerjim, ne de hevesim var. Kemalist olmadığını açıkça ve defaatle ifade etmiş bir adama vere vere anca bu cevabı verebiliyorsan eğer, sana hayatta başarılar...
---------- Mesajlar birleştirildi - 20:49 ---------- bir önceki mesaj zamanı 20:46 ----------
Öldürürsünüz adamı yahu
I'm all alone, I smoke my friends down to the filter...
Çok fazla takilmayin yahu.
Mesela ben çok zorda kalirsam pariste bile yasayabilirim
İç sesim dışardan duyulsa beni kurşuna dizersiniz..
A takımının sözcüsü Bbelt
B takımının sözcüsü tigermbz
Arkadaşlar münazırlık eğitimi alalım,kaynak paylaşalım bari profesyonel yapalım bu işi.Bu forumda "Tamam abi sen gerçekten haklıymışsın" mesajıyla kapanan bir başlık görmedim bugüne kadar.Tartışın bakalım ne çıkacak ortaya?Bbelt yine anarşik tigermbz yine ultramuhafazakar
Yazdıklarınızı önceden takip etmiş değilim. Ancak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tümünün Türk kabul edilmesi ilkesini beyan etmek neden herhangi bir ideoloji bağnazı şeklinde damga yememize sebep oluyor ? Bu ilke Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığının bel kemiği. Bu temel olmadan da bu ülke var olamaz. Yok etmek isteyenlerin de ülkeye bu temel üzerinden saldırmak istemeleri boşa değildir. Eğer bu olmadan da Türkiye Cumhuriyeti'nin var olabileceğini düşünüyorsanız, üzerinden henüz çeyrek yüz yıl geçmemiş Yugoslavya örneğini hatırlatmak isterim.
"...Ancak ülkemiz bir kristal küredir. Ben 'Josip Broz Tito', bu küreyi ellerimle tutarak değil alttan nefesimle üfleyerek havada tutuyorum. Umarım benim nefesim tükendiğinde hemen birisi gelir ve bu görevi devralır. Yoksa kristal küre yere düşer ve tuz buz olur." -Tito
"Geçmişini hatırlamayanlar onu tekrardan yaşamaya mahkumdurlar". -Santayana
Konuyu Ermeni meselesine getirelim.
konu dagiliyor yoksa.
Sonra bir ara bir baska konuda Türk nedir? konusunu tartisiriz.
Ben bazi rakamlar vermek istiyorum.
Ama aklimda yanlis kalmis olabilir.
Bir arastirip saglama yapayim dônecegim.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
Soykirim-katliam adina ne derseniz deyin dunya uzerinde imparatorluk kurupta kan dokmemis irk var mi? Hatta buyuk bir devlet kuramamis dunyaya hukmedememis ermenilerin mi fransizlarin mi yahudilerin mi eli temiz!? Su dunyada kimse kimseye insanlik, ahlak dersi veremez. Vermeye calisirsa da bunun altinda siyasi oyunlar var demektir.
Bu arada sahsi menfaatlerini milletin cikarlarinin ustunde tutan "aman boykotta neymis fransizlari gidiklamayalim" diyen bazi gafillere turkiyeye yatirim yaptiklarina gore buyuk bir tuketici pazari oldugunu hatirlatirim, yasaya karsi fransiz vekilleri bunu gorup endise edebiliyor. Son olarak boykot icin birinin kustahligina gerek yok afedersiniz avrupanin hepsi ayni .ok! Yerli markalara boykot yarayabilir bu onemli.
Fransa'ya ambargo yok!
http://www.cnnturk.com/2011/turkiye/...0.0/index.html
Simdi benim isaret ettigim devletin bir ideolojisi olmali bu konuda ama gördünüz gibi bisey yok.
Bosuna kendi kendinizi gaza getirmeyin.
Bu adamlari biz seçtik meclise gönderdik.
Onlar bizi temsilen böyle buyurmuslar, sizlerde tipis tipis uyacaksiniz.
Yaygarayi seçim zamani yaparsaniz.
Tabi unutmazsaniz.
Simdi gelelim rakamlara.
Benim aklimda 5 milyar gibi bir rakam kalmis.
Yaklasik olarak dogru hatirliyormusum.
Fransa'dan yilda 6 milyar 264 milyon Euro ithalat yapiyoruz.
Fransa'ya yilda 5 milyar 402 milyon Euro ihracat yapiyoruz.
Simdi devlet eliyle bir boykot yapmaya kalkarsak,dogal olarak karsilik görecegiz ve yillik 5milyar euro kaybedecegiz anlamina geliyor.
simdi Fransa da 6milyar kaybedecek ama ekonomik hacimlere baktigimizda bu iste kaybedenin biz oldugumuz ortaya çikiyor.
Neden?
çünkü Fransa 2010 yilinda 386 milyar Euro ihracat yapmis.
Yani bize sattigi mal, toplam ihracatinin yaklasik seksende biri.
Oysa bizim yillik ihracatimiz,
Yalan olmasin ama en fazla 125milyar dolar.
Yani yaklasik 100milyar euro.
Kisacasi Fransa'ya sattigimiz mal, yillik toplamin yirmide biri.
Hani pek hos bir benzetme olmamis ama adamlari gidiklayamayiz bile sözü,pek de bos bir laf degil.
Tabi keske hep akilli olsaniz, ithal mal yerine yerli mal kullansaniz, bunu aliskanlik haline getirmek için illa birilerinin size pandik atmasini beklemeseniz ne kadar memnun olacagim ama nerde öyle toplumsal zeka bizde?
Simdi olayin bir de iç piyasa durumu var.
Yani ihracat ithalatin disinda Türkiye'de is yapan yatirim yapmis olan fransiz firmalari ayagi var.
Bu firmalar daha önce yazdigim gibi büyük bir ekonomi olusturuyor ve bunlara yapilacak bir protesto, bu firmalari gerçekten zora sokar.
Fakat olan yine bize oluyor.
Neden?
Eh adamlar keriz degil, zaten isim haklarini satip ceplerini doldurdular.
Yani markayi kullananlar Türk isadamlari.
O firmalarda çalisanlar Türk.
Yani bu firmalara verecegin zarar, issizlik olarak yine sana dönecek.
Vergi kaybina hiç girmiyorum bile.
Bir de bunun yanisira, Carrefour gibi sadece çalisan açisindan degil, bagli olarak çalisan ve mal veren binlerce firmayi ve üreticiyi zor durumda birakacak markalarda var.
O marketler salatayi,eti,televizyonu vesaireyi fransadan ithal etmiyorlar.
Türk üreticiden,toptancidan aliyorlar.
Bunun yarattigi is hacmi ise zannettiginizden çok daha büyük.
Neyse uzun oldu.
Daha diyeceklerim var.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
Bu faşistlerin ağızlarından salyalar akar...afbuyrun kuduz köpekler gibidirler...saldırırlar ısırmaya çalışırlar...ne kadar parça koparırlarsa kardır...hele ki grup olduklarında işte en tehlikeli güruhlardır...samanyolunda bile olmayan yıldıza sahip olanları daha sinsidir...
ama biz açık fikirli özgürlükcü kişiler...özgürlüklerin teminatı kişiler onlara her daim tahammül etmişizdir...
Gerçekler acıdır/Metehandro acıtır//Pinokyo/BMX/Star103/Cobra105/Dt125/İnnova125/Lıberty200/Ybr125/CBF150/PCX/Activa/Inazuma/NC700S/750S/750 X/750SDCT
(1992/2020) Köftestar&Pandastar&Banstar
ben türküm ve başka ırktan insanları sevmiyorum ve burasıda Türkiye burasının Türkiye olması için çok Türkün kanı döküldü yüz yıllar boyunca,Önce kanlarını döksünler bu toprakları hakederek alsınlar elimizden ondan sonra buranın adı artık kürdiyemi olur ermeniyemi olur bilemem ama ben Türküm ve benden başkasını sevmem buda benim hakkım
Beni kızdıran mesele, insanlara zorla birşeyler empoze etmeye çalışıp başaramamak değil. Fikirlerimi herkese benimsetmeye çalışıp, kabullendirememek de değil.
Beni kızdıran mesele başkalaştırıldığını iddia eden, Türkiye'de yaşayan ama avrupa birliği parlamenteri beyniyle düşünen insanların, benim memleketimi bana kötülemesi.
Ayrıca bu vatanın kurulmasındaki en önemli etken, dünyanın kabullendiği kumandanın, Atatürk'ün, Türk olmayan, ama bu topraklarda onun devrim ve ilkeleri sayesinde yaşayabilen insanların bunu unutması, görmezden gelebilmesi.
Türkiye'de yaşıyorum, Türk'üm,, Atatürkçüyüm, ne yapmamı bekliyorsunuz? Ne kadar Türk kelimesini kullansam, sizlere göre o kadar faşistim. Atalarımı ne kadar savunsam, ermeni, kürt düşmanıyım.
Hep bize amaçları da bu zaten dediniz, ama bu amaca iki tarafında hizmet ettiğini unuttunuz. Hep saf bizdik, avrupanın ve ABD'nin oyununa gelen. Biz Türk'ler faşist ve beyinsiz olduk. Ermeni, kürt, hristiyan, israil, Abd düşmanı ilan edildik.
Kendi ülkemde şu tartışmayı yaptığım için değil, yapabildiğim için utanıyorum.
tebrik ederim dogru tesbitler. işte bu nedenlerden dolayı kimseyi proteto etmem. işin boyutu farklıdır çünkü zararını biz çekeriz. fransa her haliyle bizden daha büyük ve güçlü bir ülkedir.
ama derseniz ki hükümeti protesto edelim her türlü katılırım. protestoyu hakeden onlar çünkü.
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE
Ne oldu o cok savundugunuz ulkelere ben onu merak ediyorum aslil.
Filistin filistin diye bir tarafini yirtip burdaki sehitler icin zirnik ugrasmayan ama Filistin icin her seyi yapan o cok sevgili vatan severler. Filistin bugun yaninizdami , degil!!. Filistin kimin yaninda biliyormusunuz. Rum kesiminin. "Filistinin aciklamasi aynen soyle iki toplumda buyuk zulumler ve somurgeler gordu" Kibrista senelerce hangi ulke hukum surdu soylemiyim artik. Ne cabuk sattilarama.
Bize tum Dunyadan, bize ne Avrupadan diyerek yakinlastigimiz Iran ise gitti Ermenistana ticaret anlasmasi yapti. Her turlu destegi veriyor simdi.
Ermeni soykirim yasasini kabul etmeyen iki ulke kaldi geriye. Amerika ve Israel. Turkiye iliskilerini bozana kadar Turkiye ye tek destek veren ulke Israel ve Amerika daki Yahudi lobis idi. Zaten o yuzden gecen sene yapilan Amerika yasa onerisinde gecmemisti.
Bu sene Turkiye daha da yanliz. Bu konuda elindeki son iki dostunu da kaybetti "Sifir Sorun " dis politikasi ile.
Kusura bakmayin ama yabancilar Turkiye yonetimi gibi cazgir degiller. Yapilan hatalari yaziyorlar cok guzel kenara elbet bir gun hesabini sorariz diye. Biz ise her seye cazgirlik yaparak tepki gostermeyi marifet saniyoruz.
[COLOR="Red"]Motorculuk saygi ve cilginligin arasindaki ince cizgide gitme beceresidir[/COLOR] Suzuki GS500 Gitti / Ducati Monster 900 Gitti / BMW F650 GS Gitti
Ben derim ki, karşılıklı olarak şiddete geçit vermeyelim. Şiddet her zaman fiziksel olmuyor. Bazen ağzımızdan çıkan sözlerin de hakaret boyutuna ulaştığını, karşımızdaki insanı kırdığını, iz bıraktığını, kısaca sözlü olarak da şiddet uygulanabildiğini unutuyoruz.
Biraz ağzımızdan çıkanı kulağımız duysa, ne kadar faydalı tartışmalar yapabiliriz aslında. Neler duydum bu forumda, kellemi elime mi vermediler, kafama kurşun mu sıkmadılar, vatan hainliğiyle mi itham edilmedim, şişik egolu çok bilmiş mi olmadım... Neler duydum neler. Ve emin ol bunlar gerçek hayatta karşılaştıklarımın yanında hiçbir şey değil... O sebeple zaten bu derece sakin kalabiliyorum. Hakaretle karşılaştığımda bu derece rahat kalabiliyorum. Buradakiler hiçbir şey...
Ben şunu umuyorum, "yahu şeytani dediğim fikirleri savunan bu herifle geçen gün birlikte çay içtik, gayet te normal bir adamdı" diyebilelim. Aslında iyisiyle, kötüsüyle paylaştığımız bu ülkede, bize en ters gelen fikirleri savunan insanların da en az bizim kadar hakkı olduğunu teslim edebilelim. Bu ters fikirli adamlarla arkadaşlık kurabileceğimizin, aslında fikirlerimizin uyuşmuyor oluşunun çok ufak bir sorun olduğunun, birbirimize aslında çok benzediğimizin, birbirimize zarar vermek yerine paylaşmayı öğrenirsek daha mutlu yaşayabileceğimizin farkına varalım.
Çünkü; "bizi birleştiren şeyler, bizi bölenlerden çok daha fazladır"...
---------------------------------------------------------------------
Lucas, parça parça yazmışsın. O sebeple alıntının içinde söylediklerine itirazlarımı direkt altına yazarak cevaplamaya çalışayım...
I'm all alone, I smoke my friends down to the filter...
tehcir zamanı istenmeyen olaylar olmuş olabilir, zulüm de yapılmıştır belki, belki de haketmemiş insanlar vardı aralarında
zulümün hiçbirine eyvallah diyecek değiliz
ama içimizdeki ermeniler, olaylara Türkün gözüyle bakamamaktadır veya bakılmasını istememektedir
sen git cephede yedi düvele kafa tut, arkada bıraktığın çoluk çocuğun, anan, bacın, atan elin itlerince katledilsin
hesabını sormaya çalışınca da sevgi barış kardeşlik
ulan gücün yeterken nerdeydi senin o kardeşlik ayakların
bu elin gavuru böyledir
bakın gavurluk gayrimüslimlik veya başka milletten olmak değil
ben hain olmaktan bahsediyorum
eli gırtlağımızdayken aslan kesilenlerin gırtlağına çökünce kardeşlik dostluktan bahseder ya
işte bunlar gavurdur
bunlara kananlar da var, onlar da kendilerine bir sıfat seçsin
ben biliyorum da ortamın adabına çok uymuyor ondan söylemiyorum
ha bir de bunların kalemşörleri vardır sağda solda
araplar bize şöyle böyle yaptı, bunlar pis necis
bak avropaya, adamlar melek(!)
bizden olan herşeyi yerin dibine sokarken, elin conisini yüceltirler
hatta onlar bizim tek dostumuzdur
israile israel derler ısrarla
bilmem neden?
Güzel soru.
Cevap muhtemelen bir çogumuzun kapasitesini asiyor.
Ama bu isi iyi bilen birinin bir önerisi var.
Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ bu isin nasil olmasi gerektigini nasil bir hukuksal yol izlenmesi gerektigini yazmis.
Bakin eski büyükelçimizin maddeler halinde önerileri:
1- Türkiye, Sarkozy yönetimine okkalı bir hukuksal şamar atma imkânına sahiptir. Kısa bir girizgâhtan sonra bunun izahını yapacağım.
2- Ermeni iddiaları Fransa’da yıllardan beri seçim malzemesi yapılıyor, dış politikada da ülkemize karşı baskı ve şantaj amacıyla kullanılıyor.
3- Geçmiş deneyimler Türkiye’nin kendine zarar vermeyecek nitelikte ekonomik önlemlerle Fransa’yı bu saplantıdan ve tutumundan vazgeçiremeyeceğini gösterdi.
4- Türk hükümetlerinin önce esip gürleyip sonra hiçbir şey yapamamaları maalesef alay mevzuu oldu.
5- Hatta, UMP Milletvekili Deveciyan Ulusal Meclis’te “misillemeden korkmayın Türkler kurusıkı atar ama onlarda tehditlerini uygulayacak irade ve cesaret yoktur ” dedi.
6- Fransa’yı tutumundan vazgeçirecek 2 yol ve yöntem var. Birincisi hukuki. İkincisi ise, Türkiye ’nin yumuşak gücü ile Ermenistan’ı etkilemesi.
7- Biz bu tweet’lerde hukuksal yöntemi ele alacağız. Önce, bir suçun soykırım diye tanımlanması ve nitelenmesi için neler gerekiyor ona odaklanalım.
8- Soykırım gelişigüzel kullanılacak bir sözcük olmayıp uluslararası bir suçtur ve uluslararası bir hukuk enstrümanıyla kodifiye edilmiştir.
9- Bu enstrüman, 1948’de BM Genel Kurulu’nda kabul edilen “Birleşmiş Milletler Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ”dir.
10- BM Soykırım Sözleşmesi’nin 2. maddesi suçu tanımlamış ve suçun mevcut olması için kanıtlanması gerekli olan maddi ve manevi unsurları belirlemiştir.
11- Bir zanlının soykırım suçu ile suçlanabilmesi için, yetkili ceza organınca suçun maddi ve manevi unsurlarının mevcudiyetinin kanıtlanması gerekir.
12- Soykırım suçunu diğer kitlesel öldürme fiillerinden ayıran husus, eylemin hedef alınan belirli bir grubu yok etmek özel kastıyla işlenmesidir.
13- Özel kasıt soykırım eyleminin saptanmasında kilit nitelik taşır. Hedef alınacak grup, ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir gruptur.
14- Soykırım suçunun mevcut olabilmesi için BM Soykırım Sözleşmesi’nde belirtilen yetkili mahkemeler tarafından saptanması ve hükme bağlanması gerekir.
15- Yetkili mahkemeler, suçun işlendiği ülkenin ceza mahkemesi, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı’dır.
16- Uluslararası tatbikatta, adlarını saydığımız son iki uluslararası mahkeme yetkili mahkeme olarak kabul edilmiştir.
17- Bugüne kadar yetkili bir uluslararası mahkeme kararı olmadan hiçbir zanlı soykırımla veya insanlığa karşı suçla suçlanmamıştır.
18- Esasen hukukun temel ilkesi olan masumiyet karinesi, BM Evrensel İnsan Hakları Bildirgesinin 11. Maddesinde yer almıştır.
19- Bildirgeye göre bir suçla itham edilen bir kimse açık yargılama ile kanunen suçlu olduğu saptanmadıkça masum sayılır.
20- Fransız Parlamentosu’nun 2001’de “Fransa Ermeni soykırımını alenen tanır” şeklinde bir maddelik bir yasa geçirdiği anımsanacaktır.
21- Bu yasa, BM Soykırım Sözleşmesi’ni şu iki açıdan ihlâl etmektedir:
22- a) Yetkili hukuki merciler tarafından cezai sorumluluk tahkikatı yapılarak soykırım suçunun kurucu unsurları saptanmamış ise soykırım isnadının hiçbir geçerliliği yoktur.
23- b) Soykırım eyleminin mevcudiyeti ancak, BM Soykırım Sözleşmesi’nde öngörülen yetkili mahkemelerin kararıyla saptanabilir.
24- Bu durumda Türkiye, BM Soykırım Sözleşmesi’nin 9.maddesi uyarınca Uluslararası Adalet Divanı’na başvurarak şu 2 sorunun yanıtlamasını isteyebilir:
25- a) BM Soykırım Sözleşmesi hükümleri ışığında Fransız Parlamentosu’nun 1915 olaylarının soykırım olduğuna karar verme yetkisi var mıdır?
26- b) BM Sözleşmesi’nin soykırımı tanımlayan 2. maddesi ışığında 1915 olayları soykırım olarak nitelenebilir mi?
27- Fransa’ya dava açarken Türkiye’nin almayı beklediği sonuçlar şunlardır:
28- Birincisi, Fransız parlamentosunun soykırım kararı almaya yetkili olmadığının ve aldığı kararın geçersiz olduğunun hükme bağlanması.
29- İkincisi, Uluslararası Adalet Divanı’nın “kanunilik ilkesi” ışığında 1915 olaylarına bakamayacağını açıklaması. Kanunilik ilkesini kısaca izah edelim.
30- Kanunilik ilkesinin 2 boyutu vardır: Kanunsuz suç olmaz (nullum crimen sine lege) ve kanunsuz ceza olmaz (nulla poena sine lege).
31- Yani eylem vuku bulduğunda kanunda suç olarak tarif edilmemiş eylem cezai sorumluluk doğurmaz.
32- Bu söylediklerimiz, Türkiye’nin UAD’den her 2 sorusuna da beklediği yanıtları alacağını göstermektedir.
33- Bu şekildeki bir karar Sarkozy yönetiminin suratına bir şamar gibi patlayacak, Türkiye açısından şu olumlu sonuçları doğuracaktır:
34- 1) Fransa’nın Türkiye’yi soykırımla suçladığı 2001 tarihli yasasının hukuken geçersizliği ilan edilmiş olacaktır.
35- 2) Bu şekilde Fransa’nın halen geçirmeye çalıştığı inkâr yasasının temeli çürüyecek, bu yasa uygulanamaz duruma gelecektir.
36- 3) Fransa’nın içine düştüğü absürd durum diğer Avrupa ülkeleri parlamentoları için caydırıcı bir ders olacaktır.
37- 4) Türkiye-Fransa ilişkilerindeki ciddi bir gerginlik ve baskı ve unsurunun elimine edilmesine yol açacaktır.
38- 5) Ermeni soykırımı iddiasına ciddi bir darbe vuracak ve bu gelişme Erivan’da Türkiye ile ilişkilere makulâne yaklaşma eğilimdeki siyasetçilerin elini kuvvetlendirecektir.
39- Sarkozy’ye yaptığı işin saçmalığını anlatacak ağır bir hukuksal şamar atmanın yolu budur.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
@coq
Ben bu konuda Baskın Oran'ın da belirttiği (ki yukarıda yazdığın yazıda da anılmış olan) ilkeyi benimsiyorum. O da şudur, olayların yaşandığı tarihte "soykırım" suçu tanımlanmamıştır. Yalnız iki önemli husus var. Birincisi Türkiye UCM'yi tanımıyor. UCM'yi tanırsak bazı ciddi sonuçlar ile karşılaşacağımız aşikardır... Bu sebeple bu tür bir manevra yapılması oldukça zor. İkincisi ise, UCM'yi tanırsak, böyle bir davadan her ne kadar soykırım kararı çıkmayacaksa da yöneticilerimiz gayet iyi biliyorlar ki "İnsanlığa karşı işlenmiş suç" kararı çıkmaması olanaksız...
I'm all alone, I smoke my friends down to the filter...
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)