harika,harika,devam.
harika,harika,devam.
DÜNYADA ÖLÜMDEN BAŞKASI YALAN. BORA KARAKAŞ (BEN)
KİMSEYE KİN DUYMAM,DÜŞMANIM KİNDİR BENİM.....YUNUS EMRE
İlginize sonsuz teşekkürler arkadaşlar. Devamı gelecek en kısa zamanda.
The Venturer
Heyecanla bekliyorum,Amatörce değil de profosyonelce hazırlanmış,ekip çalışması gibi
harika . şimdi daha iyi anlıyorumki kamyonculukla motorculuk arasında fazla bir fark yok . işte motorda beni cezbedende bunlar galiba.
bu efe mut'lu
Kemer'de Tahtalı dağınada çıksaydınız keşke bulutlar altta siz üstte manzarası süperdir...
Tekerlerinize canınıza sağlık çok güzel....
Büyük aşklar yolculuklarla başlar ama önce güvenlik....
merhaba, böyle güzel bir gezi yapıp bunuda bizlerle paylaştığınız için teşekkürler.
maceranızın devamını okumak isterim. kolaygelsin.
Gezinin Devamı Gelmeyecek mi ? Uzun Zaman Oldu hala bekliyoruz
Hepinize tekrardan merhaba. Çok ama çok mahcubum. Utancımdan cevap bile yazamadım ama hoş görün. Çok yoğundum ve resimleri düzenlemeye hiç vaktim yoktu. Motosiklete dair yaptığım tek şey bakım onarım ve birkaç test sürüşü. Burada havalar da berbat. Dışarıda şu anda 30 cm kar var ve biraz boş vaktim varken de raporlara devam edeyim dedim. Hepimizi ısıtacak rapora devam...
---------- Mesajlar birleştirildi - 14:52 ---------- bir önceki mesaj zamanı 14:37 ----------
Osmaniye üzeri, (ki en son radarı burada gördük ama girmedik Daha sonraki radarı Trabzon çıkışında görecektik. Güneyde ve doğuda tek bir radar veya polis/asker uygulamasına denk gelmedik....Neyse...
Osmaniye üzeri eski yoldan Nur Dağı (nam-ı diğer Gavur Dağı'nın kuzeyinden kıvrılıyoruz.Muhteşem bir doğa. İrtifa insanı çoşturuyor. Bir iniyoruz bir çıkıyoruz. Yukarısı rüzgarlı, aşağısı insanı yakıyor. Sanırım rutubetten kurtulduk ve rahatız.
---------- Mesajlar birleştirildi - 15:31 ---------- bir önceki mesaj zamanı 14:52 ----------
Yoldan manzaralar:
Dehşet bir viyadük. Üstten antep otobanı ama biz arka yolları tercih ettik.
The Venturer
çok güzel bir gezi gerçekten.yolunuz açık olsun...
ASİYİZ BİZ MOTORCUYUZ....
Antep'deyiz. Anlı şanlı Gaziantep. Defalarca geldim, harika mutfağı ve berbat trafiği ile İstanbul'u aratmadı hiç.
Bu çocuklar beni yabancı sandı ve hemen İnglizce'ye devam ettiler. Hem okuoyrlar ve ham de çalışıyorlar. İngilizceleri de yeterli. Hayatı kazanmak böyle işte. Tam giderken Türkçe konuşmaya başladım, şaşırdılar...
---------- Mesajlar birleştirildi - 15:40 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:35 ----------
Teşekkür ederim.
---------- Mesajlar birleştirildi - 15:42 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:40 ----------
Bu arada Haakon da ayrı koldan ilerliyor.
---------- Mesajlar birleştirildi - 15:44 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:42 ----------
Soluğu meşhur kebapçıda alıyoruz. İsmini yazmıyorum. Bedavaya reklam olmasın
İkram ilgi harika. Milet adeta bizi yiyordu gözleriyle
---------- Mesajlar birleştirildi - 15:48 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:44 ----------
Çarşının diğer taraflarını da karnımızı doyurduktan sonra gezdim. Alınacak o kadar çok şey varki...Fakat daha güzel ülkemizin yarısını dolaşacağız ve her gittiğimiz yerde bir sürü şey ile karşılaşacağız. Sadece resimlerini çekiyoruz.
Meşhur bedestenleri
---------- Mesajlar birleştirildi - 15:57 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:48 ----------
Meşhur çarşıları ve harika el sanatları
Harika baharat ve kurutulmuşlar..
Yemeniciler...
Her keseye uygun ayakkabılar ve lastikler
Ve muhteşem el sanatları...
Dolma taşları: tencere üstüne kapak olarak konuluyor ve dolmaları daha lezzetli ve aromalı olarak pişiriyor. Ben Haakon'a çok önceden almıştım ve hediye etmiştim. Burada da görünce hemen hatırlıyor ve inceliyor. Kendisi süper dolma pişirir
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:00 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:57 ----------
Zanaatkar ve sanatkar insanlarımız...
The Venturer
yazın aynı yoldan urfa-osmaniye gidiş gelişi yaptım. antepte aynı yerleri gezerek yemek yedik.
çok güzel bir lokanta,
kolay gelsin
Ve bu insanlarımızın harika, emek ve göz nuru dolu eserleri...
Nerede o eski taha kaşıklar. Ben çocukken çok kullandım bunları özellikle alıp yıllarca kullanmıştım keyif ile. Ama artık hiçbir genç istemiyor:(
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:05 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:02 ----------
Teşekkür ederim.
Resimlere devam...
Bal tatlısı soğanlar...
Şunlara verilen emeğe bir bakın.
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:07 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:05 ----------
Resimlere devam...
Harika oymalar. Herbiri birer sabır taşı adeta.
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:10 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:07 ----------
Bu tatlı kızı uyandırmadan sevip makas almıştım Kimbilir belki de tanıdıktır
Dehşet bir parça. Haakon'un da benim de çok hoşumuza gitmişti.
Bunlar da son fotolar...
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:13 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:10 ----------
Hemen bir ekleme. Dün yani Yumurtalık kenarında sabah bir uyandım komşularımız gelmiş yanımıza Urfa'dan. Çocuk nerede uyumuş bütün gece
The Venturer
tüh ya bu başlığı 1 ay sonra falan denk gelseydim..beklemek zorunda kalmazdık
Cuma namazını kılıp yola devam ettik. Planda arka yollardan Halfeti ve Rumkale sonra da Adıyaman Nemrut Dağı'nda konaklama vardı. Ama saat ikiyi geçiyordu bile.
Hemen toparlanıp Antep'i arkamızda bıraktık. Arka yollarda kaybolmaya başladık.
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:19 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:17 ----------
Kurşuna gerek yok
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:44 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:19 ----------
Buralarda en ekonomik ulaşım biçimi ve en havadar
Bu arada sıcaklık da bu:
Ve en sonunda kaybolduk. Hedef Halfeti idi. Fakat Halveti'ye gitmek için Fırat'ı dolaşmak gerekti. Ters tarafta idik. Ya dolaşacaktık ya da Rumkale denilen yerden Fırat Nehri üstünde motor ile Halfeti'ye gidecektik. Bunları bize kim mi anlattı? Gönüllü rehberimiz...
Onlar önde biz arkada bu Şahin'i takip ediyoruz.
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:54 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:44 ----------
Yolda gördüğüm ilginçlikleri hemen resimliyorum.
Hemen ekleyeyim. Daha ilk dakikalarda misafirperverlik, ilgi-alaka ve yardımseverlikte yarışma kendini göstermeye başladı.
Durumu rehberimize izah ettik ve bizi Rumkale'ye götüreceğini söyledi. Kenidisi de oralıydı ve görmemizi istiyordu. Fakat ben ısrarla Halfeti diye tutturunca bir yol tarif etti fakat kötüydü yol ve yine kaybolmuştuk...
Bir Alevi köyü. Kocaaa köy bomboş ve hepsi Almanya'nın bir kentinde imişler. Bakkalda durduk ve soluklandık ve hemen ikramlar gelmeye başladı. Hani insan beş parasız yola çıksa inanın yolda kalmaz. Herkese çok teşekkür ediyorum tekrardan.
Köy neden boş diye sorduğumda muhtara, ''ne olacak rahmetli Erbakan bize ektirdi Şam fıstığı ağaçlarını millet de 30 yıl bekleyemedi çekip gitti'' diye siten edince kahkahalara gömüldük. Ama doğu ve güney gerçekten bomboştu. Hani o topraklara insan eksen çıkar da ekecek insan yok. Giden gelememiş birtürlü.
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:58 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:54 ----------
Köyden...Topaç gibi çocuklar. Hepsi çok tatlı ve meraklı. Sorularına cevap da cevap...
Köyün ismi SARILAR. Hepinize sonsuz selamlar.
---------- Mesajlar birleştirildi - 17:01 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:58 ----------
Onlar da bize Rumkale ve eğer istersek oradan Halfeti'ye sandal ile gitmeyi söylediler. ''Tamam'' dedim ve topo haritayı açtım. Allahtan harita yüklüydü çoğu yer normal haritaa gözükmüyordu.
Yoldan...
---------- Mesajlar birleştirildi - 17:04 ---------- bir önceki mesaj zamanı 17:01 ----------
Dön dolaş birtürlü bulamıyor insan yolu. Gezi şimdi başladı dedim. Kimse yok ortalıkta. ama çok keyif alıyoruz doğrusu. İnsana her taraf aynı geliyor.
Derken rotaya gitiroruz ve yüzümde gülümseme. Aşağısı Rumkale.
---------- Mesajlar birleştirildi - 17:10 ---------- bir önceki mesaj zamanı 17:04 ----------
Muhteşem bir doğa. İyiki gelmişiz, iyiki kaybolmuşuz, herşeye değmiş diyoruz. Ve iniyoruz Fırat'ın kenarına.
Büyüleyici. Yüzden fazla fotoğraf çekiyoruz. Hak verin bana bunaları temizlemek seçmek hatırlamak ve yazmak... Ama tam zamanı bu Şubat ayı
İnsan nereyi çekeceğini şaşırıyor.
Buyrun size RUMKALE. Muhakkak gidin ve görün ve hatta bir gün de kalın derim.
---------- Mesajlar birleştirildi - 17:14 ---------- bir önceki mesaj zamanı 17:10 ----------
Aşağı indik ki ne görelim. Bizim gönüllü rehber (adı Çelebi) bir kayıkçı ( adı Metin) ile muhabbet ediyor. İkisine de sonsuz selamlar. Nehir kenarında soluklanıp birşeyler içip sandal ile Rumkale'ye oradan da eğer motorları yükleyebilirsek Halfeit'ye gideceğiz.
Demir atlarımızı Fırat üsütnde gezdirelim dedim fakat açıkçası cesaret edemedim. Gidecek daha çok yol vardı ve aksilik çıkarsa ki burada ne yapardık!!!
---------- Mesajlar birleştirildi - 17:24 ---------- bir önceki mesaj zamanı 17:14 ----------
Kandil günüydü iyi hatırlıyorum. Kendimizi nehir üstünde güzelce gezdirelim dedik, Motorları kıyıda bıraktık ve bindik sandalımıza başladık gezmemize.
Kayıkçımız Metin
Haakon ne poz vermiş ama!
Bu da ben...
---------- Mesajlar birleştirildi - 17:29 ---------- bir önceki mesaj zamanı 17:24 ----------
Rumkale
İddia o ki ilk yerleşimcileri Asurlular fakat günümüz eseri Bizans ve Ermeni yapıtı. İncillerden birinin burada yazıldığı ve kalede halâ saklı olduğu da efsaneler arasında.
Ulaşım: Gaziantep-Yavuzeli üzeri Rumkale.
---------- Mesajlar birleştirildi - 17:34 ---------- bir önceki mesaj zamanı 17:29 ----------
Adeta bir yarımada şeklindeki arazi ucunda fırat ile komşu bu kalenin iskelesine ayak basıyorum.
Ve hemen büyük bir iştah ile merdivenleri tırmanıyorum.
Yalnız Haakon harap ve bitap. Günümüz çok yoğundu ve itiraf ediyorum çok hızlı idik. Hem onun herşeyi yapmasını hem de görmesini istiyordum. Fakat benim yaşımda değildi ve pes etti.
---------- Mesajlar birleştirildi - 17:42 ---------- bir önceki mesaj zamanı 17:34 ----------
---------- Mesajlar birleştirildi - 17:49 ---------- bir önceki mesaj zamanı 17:42 ----------
Ben yola devam ederken Haakon da boş durmamış hem kendini hem de beni uzaktan çekmiş...
---------- Mesajlar birleştirildi - 17:53 ---------- bir önceki mesaj zamanı 17:49 ----------
Dağ taş ne varsa ben çekiyorum, Haakon da beni çekiyor.
---------- Mesajlar birleştirildi - 17:59 ---------- bir önceki mesaj zamanı 17:53 ----------
Haakon artık gözükmüyor. Kayıkçı güya bizi öteki taraftan alacaktı ama Haakon arka tarafta kaldı. Mecburen kayıkla tekrar ilk noktaya gidip onu alacağız
Ben çekimlere devam ediyorum.
Muhteşem bir işçilik. Ve herşey düşünülmüş.
Sanırım Kale ile ilgili bu kadarı yeterli.
---------- Mesajlar birleştirildi - 18:03 ---------- bir önceki mesaj zamanı 17:59 ----------
Aşağı kuzeye toplanma noktasına inip kayığa binip ilk noktadan Haakon'u alıyoruz ve köy merkezine motorların yanına çıkıyoruz.
Köy demişken, köy filan da kalmamış. Halfeyi'ye gitmedik kayık ile. Çünkü coğrafi olarak aynı ve eski eser yoktu. Sular altında kalan, hani minarisi gözüken ve gerisi su alında kalan camili yer. Bu iki yerleşim yeri Birecik Baraj suyu altında kaldılar maalesef.
---------- Mesajlar birleştirildi - 18:13 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:03 ----------
Adıyaman Besni yeni varış noktamız ve yavaşa yavaş hava kararmaya başlayacak ve bizim daha yaklaşık 200km ve belki de daha fazla ve bilmediğimiz bir yol var.
Yol üsütnde pekçok Bizans eseri görüyoruz. Köylüler gözleri gibi koruyorlar.
Çok hoşuma giden bir eser. Sanırım çeşme- sarnıç ya da bir lahit.
---------- Mesajlar birleştirildi - 18:40 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:13 ----------
Maalesef Adıyaman'a giderken hava kararmaya başladığı için resim çekmedim. Ve tam hava kararmak üzere iken şehir merkezine girdik. Benzincide durduk yan ayağı açtım ve motoran kalktım fakat motor daha fazla açı ile yatmıştı sola doğru. haakon da fark etti ve baktık ama bişey göremedik.
Sonra Nemrut Dağ yoluna girdik. Hava karardığında biz Nemrut eteklerinde kalacak yer arıyorduk. Karadut köyü çıkışı dağa devam ederken biri önümüze atladı ve pansiyonu olduğunu söyledi. Neyse kabul ettik ve motorları park ettik. Bizden sonra bir turist kafilesi daha geldi. Uluslararası bir pansiyon haline geldi adeta.
O gece ve yer ile ilgili hatırladığım tek şey çok ama çok rüzgarlı olması idi. Duşa girdim, çamaşır makinesini kullandım ve çamaşırlar yarım saatte kurudular. Haakon çadır kuracağını söylemişti. Rüzgarda tam yarım saatte kurdu otağını ama ben kendime kalacak yer bulmuştum bile. Zaten onuncu gün oluyordu ve sadece iki kere kurmuştum çadırı.
---------- Mesajlar birleştirildi - 18:46 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:40 ----------
Bu dükkan da pansiyona aitti ve ben satılık halılar üstünde çekyatta içeride odada uyumuştum. Çok da rahattı.
Dışarıdan pansiyon da bu. Tavsiye ederim.
Ertesi sabah çok erkenden saat 3 buçuk gibi güneşin doğuşunu izlemek için gelen minibüse doluştum yabancılar ile ve minibüs bizi dağ girişine kadar çıkardı.
Dağ çok kalabalıktı. Ve güneş daha doğmamıştı. Haakon uyumak istediğini söylemişti geceden ve bana katılmadı.
Bu vatandaşlar klip çekiyorlardı. Sanırım yerel mahalli biri ve TV için çekiyor Kürtçe klibi. Çok komikti ama. Adam sadece ağzını oynatıyor teyp evet teyp çalıyor boğuk bir şekilde birileri de kameraya alıyor sanki yıl 1970...
---------- Mesajlar birleştirildi - 18:50 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:46 ----------
Vee güneş doğuyor...
---------- Mesajlar birleştirildi - 18:54 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:50 ----------
Karşınızda Komagene Krallığı eserleri
Bu heykeller binlerce yıl güneşin doğuşuna şahitlik ettiler burada.
---------- Mesajlar birleştirildi - 18:57 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:54 ----------
Güneş artık doğdu.
Muhteşem bir manzara tekrardan. Medeniyetler beşiği Mezopotamya.
---------- Mesajlar birleştirildi - 19:03 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:57 ----------
Pansiyona geri geldim ve bütün gece bizimle olan kedi karşıladı beni tekrardan
Sabah saat çok erkendi daha ve yapacak bişey yoktu. Matımı ve uyku tulumumu alıp çimneler üstüne kıvrılıp 2 saat kadar uyudum. Haakon uyandırmıştı beni.
Muhteşem bir veda kahvaltısı bizi bekliyordu.
KARADUT PANSİYON çalışanlarına ve köylülere selamlar sevgiler. Göz yaşartan ve insanı etkileyen bir vedadan sonra Menzil köyü kenarından Atatürk Barajı kıyısından feribota binip Bucak, Siverek ve urfa merkeze varış, gezi ve Mardin bugünkü planımızdı. Yine uzun bir yol, git git bitmiyor ama insan bir saatten sonra yoldan çıkıyor ve daha daha diyor.
---------- Mesajlar birleştirildi - 19:06 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:03 ----------
Baraj kıyısından feribota biniş ve Urfa il sınırına az kaldı artık.
Bomboş yollar ve köyler geçe geçe Urfa merkeze varıyoruz.
Burada Hz. Eyyup A.S. mezarı ve Hz. İbrahim Camii gezilecek başlıca yerler. Bir not: Adıyaman ve Urfa gerçekten çok büyük iki şehir. Büyükşehirlerden hiç bir farkı yok.
---------- Mesajlar birleştirildi - 19:08 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:06 ----------
Şimdilik bu kadar. En kısa zamanda rapora devam.
The Venturer
antepteyken zeugma mozaik müzesini gezseniz iyi olurdu.
serüven devam etsin
İnsan bir anda istediği herşeyi yapamıyor ve sahip olamıyor. Bir dahaki sefere inşallah. Yeni açılan müze benm de aklımda idi ama geç kalmıştık. Yoksa ülkemizde gezilecek-görülecek o kadarrrrr çok yer varki!
Devam edecek serüven. Bu akşam biraz daha resim düzenleyip başlamayı düşünüyorum.
The Venturer
Urfa'da müthişşş sıcak bir hava bizi karşıladı çok güzel bir kent ve yine kalabalık trafik. Özellikle kent merkezi; müzeler, camiler etrafı karınca yuvası gibi. Park sorunu var ikkat edin ve motosikletleri yalnız buırakmayın özellikle çocuklar çok meraklılar ve dikkatli olun hepsi binmek istiyor.
İlk iş olarak Hz. Eyyup A.S.'ın Camii ve türbesini ziyaret ettik. Gitmişken patlıcanlısını da deneyin. Bayılacaksınız. Sıcak havada biraz daha hafif ciğer de olabilir
Fotoğraflar gelsin artık:
İngilizcesini de her ihtimale karşı koyalım:
---------- Mesajlar birleştirildi - 19:17 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:15 ----------
Kuyu
Eyyup A.S.'ın türbesi
---------- Mesajlar birleştirildi - 19:20 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:17 ----------
Adına yapılan Camii
Ve bu aslanlar da benim motoru biz gezinirken kollayan bekçiler...
Hepsi birşeyler satmaya çalışıyor. Çantam kolye ve sürmeler ile dolmuştu ama hepsi haketti bu alışverişi
---------- Mesajlar birleştirildi - 19:24 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:20 ----------
Oradan aşağı inip sluğu Hz. İbrahim'in mekanında aldık. Aman ne kalabalık. Motorları polisler ile konuşup kaldırıma çıkarmak zorunda kaldık. Haakon yürüyemeyeceğini söylemişti ve motorların yanında gölgelenip meraklılar ile sohbete çoktan başlamıştı bile...
Benim yan ayak ne kadar da açılıyor ama ilk fırsatta bakacağım. Sıkıntı yok şimdilik.
---------- Mesajlar birleştirildi - 19:27 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:24 ----------
Panoramik Baıklıgöl ve Camii etrafı
---------- Mesajlar birleştirildi - 19:29 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:27 ----------
Hz. İbrahim'in ateşe atıldığı yerde bir mescit var
---------- Mesajlar birleştirildi - 19:32 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:29 ----------
Meraklılar için
Ve civardan görüntüler
---------- Mesajlar birleştirildi - 19:34 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:32 ----------
Ve yerin adeta sembolü haline gelmiş balıklar
---------- Mesajlar birleştirildi - 19:43 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:34 ----------
İşimiz Urfa'da bitiyor ve yola koyulup Mardin'e doğru yola çıkıyoruz. GPS yaklaşık olarak 190 km gösteriyor ve yol harika. Urfa'dan misketi sallasanız, Mardin'e iner doğrusu. Duble yol ve çok geniş. Sınıra paralel gidiyoruz ve sıcaklık 40 dereceden aşağı düşmüyor. Mardin'de çok eski aile dostlarımız var ve babamon iş arkadaşları. Onları arıyorum ve aşiret bizi karşılayacak
Mardin sokaklarında kaybolup kalacağımız yeri buluyoruz ama en sonunda. Ne kadar mistik bir kent!
Mimarisi bir harika. Sit alanı ilan edilen kent UNESCO tarafından sürekli izleniyor. Halk da bilinçlenmiş ve evlerini restore ettiriyorlar.
---------- Mesajlar birleştirildi - 19:52 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:43 ----------
En sonunda buluyoruz. Bu otelde geceliyoruz mecburen. Israrlara dayanamıyorum ve yabancı misafirimle herkes Almancasını İngilizcesini pekiştirip pratik yapıyor.
Hiç vakit kaybetmeden gezilebilecek ne varsa hava kararana kadar geziyoruz.
Haakon yine beni ekiyor ve Nurattin amca ile beraber kahvehaneye gidip soluklanıyorlar.
Gani ağabey ile yola devam.
Muhteşem mimari
Bu minare Artuklulardan kalma ve 12 yydan bu yana dimdik ayakta. Mardin Ulu Camii.
The Venturer
Vayy anasını beee... çok deli bir gezi.Tek isteğim ALLAH'ım inanki çok bir şey istemiyorum sadece bana böyle bir geziye ''tabiki motorla'' ölmeden önce ruhum hala bedenimdeyken çıkmayı nasip et AMİN...
"İnanç, görünmeyene inanmaktır. Görünmeyene inanırsanız kimsenin göremediğini görürsünüz" A. Şerif İZGÖREN
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)