gandhinin "sivil itaatsizliği" hristiyanlığın "sana vurana öbür yanağını dön" öğretisine benzer
halbu ki doğu kültüründe "kısasa kısas" vardır
işte bu zihniyet haçlı zihniyetinin hiç işine gelmemiştir
gandhi, ingilizlerin pek işine yarayan bir öğretiyi benimsemiş ve halkına bunu öğretmiştir (!)
bu dünyada asalakların varlığı neye bağlıdır?
cevabını bulduğunuzda devam ederiz
ne olursa olsun özünü unutmayacaksın
hatasıyla sevabıyla sahip çıkacaksın kendi değerlerine
hatayı hata, marifeti marifet bileceksin
senin içindenmiş gibi görünüp ceddine laf atanı da ayırt edeceksin
bileceksin ki ciğeri beş para etmezin şerefini senin ceddinin şerefinden üstün gösteren senden değildir
yaaa...
işte böyle BBelt
sevabıyla günahıyla tarihin en şerefli milletinin torunuyum
bunu kendime marifet saymam, ama benim değerimdir
yereceksem de ben yererim
kimin ne haddine!
Konuyu açan arkadaş bir daha yorum yapmamış.sorusunun cevabını fazlasıyla almıştır sanırımbelki de konuyu açtığına pişman olmuştur. Fransız markalarından konu nerelere gelmiş yav Ghandi'nin fotoğrafı bile var
üzmeyin birbirinizi arkadaşlar.Kim Türk kim değil kimin haddine? Niye hepimiz öncelikle insanız diyemiyoruz? Esas sorun burada galiba
burnumuzun dibinde bir sürü insanlık ayıbı oluyorBBelt adlı üyeden alıntı
ve sen bana neden bu kadar nefret duyuyorsun diyorsun
"bazı şeyleri gördüğümde insanlığımdan utanıyorum" diyen sen değil miydin öteki konuda? başka biri miydin onları yazarken?
üzüntüyü nefreti haber bültenlerinin sonunda bir kenara mı atıyorsunuz?
yoksa gördüklerimiz bir sinema filmi bir hayalden mi ibaret?
"bunlar haçlıdır, 1000 yıldır haçlı zihniyetiyle coğrafyamızı kan gölüne çevirdiler" dediğimizde daha kuvvetli bir antiteziniz vardı da o yüzden mi kaale almadınız sözlerimizi?
söyleyin biz de bilelim, heba oluyoruz burda
Ah ulan şu kendi fikirlerimizi biribirimize kabul ettirme çabası olmasa varya..
Herşey çok daha güzel olacakta işte..
Nerde bizde o egosu gelişmemiş zihniyet.
Biz kendi kendimizi çok güzel yerle yeksan ediyoruz.
Düşmana felan gerek yok.
---------- Post added at 15:25 ---------- Previous post was at 14:24 ----------
Sana bunu kim söyledi?
hemen ayrıntılı bilgisini vereyim
Mahatma Gandhi (1869 - 1948)
1869 yılında doğdu. "Şiddet göstermeme, inancımın birinci maddesidir. Aynı zamanda o, benim itikatımın da son maddesidir." diyen Hintli pasifist siyasetçi ve düşünce adamı Gandhi, İngiliz sömürgeciliğine karşı Hint milli hareketinin, 1919-1948 yılları arasındaki en önemli lideriydi. 1869’da Porbandar’da Vaşiya Kastı'ndan bir ailenin oğlu olarak doğan Mohondas Karamçand Mahatma (Ulu Ruh) Gandhi, 1888-91 yılları arasında Londra’da hukuk öğrenimi gördükten sonra, iki yıl Bombay ve Rackot Kentlerinde avukatlık yaptı. 1893-1914 yılları arasında Güney Afrika’da da avukat olarak çalıştı. Burada ırkçı Apartheid rejiminin ırk ayrımı politikalarına maruz kalan Hintli göçmen işçilerin haklarının savunucusu durumuna yükseldi. Gandhi’nin Güney Afrika’da geçirdiği yıllarda oluşturduğu ideolojisinin temellerini, şiddet karşıtlığı, sivil itaatsizlik, pasifizm, uzlaşmacılık, çilecilik, Asya milliyetçiliği, Hinduizm akımının dinsel mistik öğeleri, dinlere saygı ve teknoloji karşıtlığı oluşturur. Tam 21 yıl sonra, 9 Ocak 1915’te, ülkesi Hindistan’a dönen Gandhi’yi karşılamaya gelen onbinlerce Hintli, onun artık Hindistan için milli bir simge haline geldiğinin de bir kanıtıdır. Hindistan’da olduğu yıllar boyunca İngiliz emperyalizmine karşı pasif ve uzlaşmacı bir çizgi izleyen Gandhi, gerçekleşen birçok yığınsal milli bağımsızlıkçı ve emekçi eylemlerinden doğan kurtuluş fikrini, olgun bir fikir olarak görmedi. Avrupa ürünlerini boykot, sivil itaatsizlik gibi eylemler gerçekleştiren Gandhi, ayaklanmaya ve ulusal kurtuluş için savaşa karşı oldu. Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizler için asker toplamak en büyük hatalarından biri olmuştur. 30 Ocak 1948’de radikal-milliyetçi bir Hintli tarafından gerçekleştirilen bir suikastle öldürdü.
varmıdır bilgilendirmede bir yanlışlık.kaynak:http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=386
Hayati ingilizlerle mucadele ile gecen hatta ingilizler tarafindan hapse tikilan adamdan bahsediyorsunuz.
Ha diyelimki dogrudur ve ingilizlere asker toplamistir bu hic garip bisey degildir.
O sirada osmanli padisahi ne yapiyordu biliyormusunuz?
Kendi askerinin elindeki silahlari topluyor orduyu dagitiyordu.
Hani gandhi ulkesini savunmak icin ugras verirken bizimkiler vatani satmak icin ugrasmis.
O yuzden desmeyelim eski defterleri.
öncelikle şunu söyleyeyim. forumda genel anlamda mesajlarını ilgiyle takip ettiğim ve birçok noktada da hak verdiğim şahıslardan birisisiniz. Lakin şu yazdığınızı çok garipsedim doğrusu. Sebebine gelince. Ben neden bahsediyorum, siz antitez olarak ne söylüyorsunuz. benim yukarıda bahsettiğim mesajların herhangi bir yerinde Osmanlı Devleti 1. dünya savaşına girerken her şey yerli yerinde, halk ferah içinde gibi bir anlam mı çıkardınız. Bir başkasının yaptığı bir yanlışlıktan bahsederken ki bazı arkadaşların beyanına göre dünya tatlısı bu şahsın, pekte tatlı olmadığını söylediğimde, siz bana benim tarihimde ki yapılan yanlışlıklardan bahsedip bunları ön plana çıkartıyorsunuz.
Suriye su an Türk menşeli ürünlere 30% Gumruk vergisi uyguluyor.
Serbest ticaret anlaşmasını askıya aldı bir kaç hafta önce.
Adamlar, Suriye devleti/hükumeti önce uyardı, sonra yaptı.
Bu ülkeyi yönettiğini idda edenler napiyor; sadece konuşuyor.
İngilizce yazmaktan haz almam Türkçe konuşulan forumlarda ama aşağıdaki deyiş tam oturuyor söylemeden edemeyeceğim
Talking is cheap.
Ödediğim vergileri ve bana hayatım boyunca geri gelmeyeceğini bildigim halde ve hatta o vergilerin ona buna yandaşa kaynak transferi olarak kullanıldığını bildigim halde, bu kadar ucuzlugu, bir Suriye devleti/hükumeti kadar olamayanları, ne bu ülke nede bunları kendi oyları ile basa getirenler hakediyor.
Tam anlamiyle bir ihanet.
Bu tür konularda pek yorum yazmamaya çalışırım, sadece okur takip ederim.
Ama zeda3000 kardeşimin bu sorusu büyük bir merak uyandırdı bende.
Bu tür konuları konuşabilmek, tartışabilmek, hakkında araştırıp okuyabilmek için ne mezunu olmak lazım?
Yada şöyle söyleyeyim, sadece okuma yazma öğrenmiş bir adam at gözlüğüyle bakmamak için farklı
kaynaklardan ve farklı görüşlerden anlatılan makaleleri kitapları filan okuyup, farklı tarafların medyalarını
takip ederek kendince objektif olmaya çalışıp kendi kültürüne ve düşüncesine en uygun olanı doğru kabul edip
inandığı bu doğruyu kişilerle seviyeli bir şekilde tartışmaya çalıştığında ona ne diyeceğiz?
"Hadi git ulan daha ilk okul mezunu bile değilsin" mi?
Ne yapalım peki bu konuyu tartışmak için siyasi bilimler mi okuyalım?
Bu konuları öğreten bir üniversite fakültesi var mıdır?
Yoksa eğitim sistemimizin her bireyi her konuda deli gibi bilgiye sahip birer insan olarak yetiştirdiğine mi inanıyorsunuz?
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
