Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı

Honda Suzuki Kawasaki secimde yardima ihtiyacim var...

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #1

    Üyelik
    01 Haziran 2008
    Herkese Merhaba;

    Ben hem yeni uyeyim hemde yeni motosiklet kullanmaya basladim ve birazcik bilgide ihtiyacim var. Chopper cruiser bakiyorum
    Ozellikle Honda 750 Shadow modelini cok begeniyorum
    Fakat suzuki vl800 veya vz800 bir de kawasaki vn900 yle karsilastirinca teknik
    acidan veya servis olarak hangisini tavsiye edersiniz.

    Simdiden Tesekkurler

    Sara


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2
    VaScO1925 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    30 Aralık 2007
    Şehir
    -------- i Z M i R --- İsim:£.я.h.α.η
    bu satte olmaz yarın sabah 10 11 gibi yazıcam bişiler görüşürüz bye
    Drift Religion, iZMiR ŞußeSi

  3. #3
    Rigel - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Ekim 2005
    Şehir
    izmir
    Motosikleti
    Xmax
    Hoşgeldin Sara.

    Demek motosiklet virüsü sana da bulaştı. Artık iflah olmayacağını biliyorsundur umarım.

    Bol bol okuyup, egzersiz yapmayı ihmal etmezsen, bir de sağduyuyu kaybetmemeye kararlı olursan güzel bir eğlence buldun kendine.

    Yalnız senin durumun için tek endişe edilecek konu, yeni motora başlayacak birisi için, aralarında karar veremediğin 3 motorun da oldukça cüsseli, ağır ve en önemlisi baya baya güçlü motorlar olmaları... Daha mütevazi birşeyler düşünsen daha iyi edersin gibi geliyor bana. Zaten birazdan millet aynı tavsiyeleri vermeye başlayacak, seyret bak...

    İyi eğlenceler..
    Üç boyoz bir kola

  4. #4
    stunt_rider_35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Ocak 2008
    Şehir
    İZMİR
    Motosikleti
    BMW K 1200 R
    öncelikle hosgeldin . kalıcı olman dilegiyle





    Alıntı VaScO1925 adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    bu satte olmaz yarın sabah 10 11 gibi yazıcam bişiler görüşürüz bye
    abi sende adamı uyutmayacaksın sabaha kadar .

  5. #5
    Tequ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    18 Kasım 2006
    Şehir
    İzmir
    Motosikleti
    4x4
    Suzuki intruder m800 dü yanlış hatırlamıyorsam.Gördüm çok hoşuma gitti.Bak bir istersen
    Retro Moto Works
    Instagram & Facebook
    .../retromotoworks

  6. #6
    Gökhan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Haziran 2006
    Şehir
    Rize
    Motosikleti
    F 650 GS
    Alıntı Sara adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Herkese Merhaba;

    Ben hem yeni uyeyim hemde yeni motosiklet kullanmaya basladim ve birazcik bilgide ihtiyacim var. Chopper cruiser bakiyorum
    Ozellikle Honda 750 Shadow modelini cok begeniyorum
    Fakat suzuki vl800 veya vz800 bir de kawasaki vn900 yle karsilastirinca teknik
    acidan veya servis olarak hangisini tavsiye edersiniz.

    Simdiden Tesekkurler

    Sara
    Sara aramıza hoşgeldin. Gördügüm kadarıyla ile büyük cc'li motorla başlamakta kararlısın. Aşagıdaki yazıyı okumanda fayda var



    Alıntı boy adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Bu yazıyı okumadan önce kafanızda motosikletle ilgili tüm bilgileri ve yaşadıklarınızı unutun. Hatta hayatınızda motora bile binmemiş farzedin kendinizi... Yazının sonunda yazılanlarla aynı düşünceye sahip değilseniz, sizden ricam “polemik olsun diye veya tartışmak için” karşıt görüş yazmayın. Farklı görüşünüz ve paylaşacak deneyiminiz varsa paylaşın ama sağlıklı bir beyinin burada yazılanların tersine birşeyi düşünmeyeceğini bekliyorum...


    İlk motorum 600cc bir supersport ve hala hayattayım düşüncesi

    Bu tip bir düşünce çok tehlikelidir. Kim ne derse desin, 600cc ve üzeri bir motosiklet başlangıç motoru olarak uygun değildir. Bunu dünya üzerindeki bütün deneyimli insanlar, eğitmenler ve bu işin içinde olan insanlar söylüyor. Haa, “ben yaptım oldu” deyip kafanızın dikine giderseniz birgün, biryerlerde patlarsınız. Neden mi? Çünkü 600cc ve 1000cc kategorisindeki yarış motorları hatayı affetmez. Zaten motor en ufak hatanızı kollayan, ilk fırsatta sizi üzerinden atmaya çalışan bir alettir. Yarış motorları diğer motorlardan çok farklı davranışa sahiptir. Ortalama olarak 160-180 kg olup, 120-200 hp arası güce sahip bu motorlar, 2-3 saniye gibi çok kısa sürelerde çok yüksek süratlere çıkabilirler. Bu motorlara yüksek süratlerde hakim olmak ciddi derecede zordur. Motora hakimiyet belli teknikler gerektirir. Yüksek süratlerde motoru yavaşlatmak ve durdurmak zordur. Bu tip motorları kullanmak için “İleri Sürüş Teknikleri” eğitimi almak faydalı olacaktır. Bugün MotoGP gibi bir yarışta bile profesyonel kullanıcıların motorlarla ne tip kazalar geçirdiğini görüyorsunuz. Pist ve trafik çok farklı ortamlardır. Pistte yapılan hatada en kötü ihtimalle biryerleriniz kırılabilir ancak aynı şekilde trafikte kaza geçirdiğinizde bunun ölümle sonuçlanması olasıdır. 600cc motora binip, hala hayattayım diyenler birgün öyle bir durum içerisinde kalabilirler ki, bu hayatlarına malolabilir. Aynı durumda deneyimli ve eğitimli bir kullanıcı zor da olsa bazı teknikleri uygulaması sayesinde içinde bulunan durumdan sıyrılabilecektir. Düz yolda motor kullanmak ve başına birşey gelmemesi motoru çok iyi kullanıyor anlamına gelmiyor. Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüde ne olduğunu biliyoruz...

    Kimseye motor hayatına 100cc scooter ile başlanmalı demiyorum ama herkes cüssesine, kapasitesine uygun bir motorla başlaması, o motora iyice alıştıktan ve çok iyi şekilde hakim olduktan sonra değiştirmeyi düşünmeli diyorum. Yurtdışında birçok ülkede ehliyeti yeni alan kişiler kanuni olarak 2 sene boyunca 100-150cc den büyük motor kullanamıyorlar. 2 senenin sonunda da yapılan bir sınavdan geçtikten sonra motor hacmini büyütebiliyorlar, o da direk olarak 1000cc olamıyor. Kısacası dünyada büyük hacimli motorla başlanmaması için kanuni yollara da başvuruluyor. Umarım bu uygulama Türkiye’ye de gelir çünkü forumda okuduğum yazılardan anladığım kadarıyla bilinçsiz kullanıcı sayısı çok fazla.

    Deneyim ve eğitimi hiçe sayan zihniyet

    Motosiklette olmazsa olmaz iki şeyden biri deneyim, diğeri eğitimdir. Çok uzun süreler motosiklet kullanan biri zaman içerisinde yaşadığı olaylardan deneyim kazanır ve yapmış olduğu hataları tekrar etmemeye çalışır. Motosiklette deneyim çok önemlidir, ölmemenizi sağlar. Bunun yanında eğitim, deneyimi destekleyen bir kavramdır. Ciddi bir kuruluştan alınan eğitimin faydası çok büyüktür. Uzun süreler motor kullanan biri bile eğitim aldıktan sonra bir konu hakkında “meğer bunca senedir bunu yanlış biliyormuşum” diyebilir. Sonuçta eğitimde alınan bilgiler motor konusunda uzman ve profesyonel kişilerin ortaya koyduğu bilgilerdir. Bunları hiçe sayan sadece kendini kandırır ve hiçbir zaman kendini geliştiremez, olduğu yerde sayar. Çok şey bildiğini sanar ama aslında hiçbir şey bilmiyordur.

    Beceri ve kabiliyet

    Tabi ki her konuda olduğu gibi motosiklet kullanma konusunda da her insanın becerisi birbirinden farklıdır. Biri 2-3 ayda motora çok iyi hakim olabiliyorken, diğeri aynı sürede trafiğe bile çıkamayabilir. Ancak motora çok kısa sürede hakim olabilmeniz, motoru çok iyi kullandığınız anlamına gelmez. Motoru çok iyi kullanıyor olmak için deneyim sahibi olmak gerekir ki bu da zamanla olacak birşeydir. Bazı arkadaşların ben 2 aydır motor kullanıyorum, 40 yıldır sürenlere taş çıkartırım demesi sizce ne kadar anlamlıdır?


    Herkese iyi sürüşler, kazasız günler diliyorum...

    Duyarlı Olmak,
    Tarih: 14.12.2003 Saat: 19:20
    Konu: Her Turlu Duyurular


    Sevgili Arkadaşlar,

    Daha önceden de bu konu ile ilgili bir yazım olmuştu. Rahmetli Raif Ağabeyin vefaatinde içinde bulunduğum duyguların etkisiyle oldukça saldırgan bir yazı yazmıştım. O günden bugüne fikirlerim halen değişti mi, hayır.

    Motosiklet, hepimizin hayatında oldukça önemli bir yere sahip ve hatta birçoğumuzun hayatının çoğunluğunu kapsayan bir hobby. Kimimiz için artık hobby den çok bir ulaşım aracı. Ancak gördüğüm o ki, genç yaşlı demeden bir çoğumuzu da aramızdan alıp götüren ve bizlere büyük acılar bırakan bir hobby olmaya başladı. Bunda suçlu, acaba motosiklet denilen araç mı, yoksa bizler mi? Evet motosiklet tehlikeli bir araç. Ancak içinde bulunduğumuz şu ortamda yürümek de, alışveriş mağazasından alışveriş yapmakta, bankaya gitmek de tehlikeli. Diğer seçenekler de alternatifler yaratabiliyoruz. Suçu, kana susamış canilere atabiliyoruz. Ölenlere rahmet ediyor, kalanlara başsağlığı diliyoruz. Aynı motosiklette olduğu gibi. Ama motosiklet kazalarında ne hikmetse hiç motosikletlere suç bulmuyoruz. Bu aletlerin suçu yok mu? Bence var. Ama onların suç teşkil ettiği konuyu aslında bizler yaratıyoruz. Nasıl mı?

    Yeni bir motosiklet modeli çıkıyor. Çok hoş, çok güzel.

    "İşte hayatımın motosikleti, bundan mutlaka edinmem lazım. Bu sayede hem kendi egomu tatmin eder, hemde çevreme bol bol hava atarım.."

    Yada,

    "İşte benim almam gereken, bana yakışan motor bu. Bundan başkasını alırsam, çevremdekiler ne der sonra? Klasıma yakışmaz diğerleri!"

    Yada,

    "Hayat tehlikelerle dolu zaten. Olacağı varsa olacak. O yüzden alayım anasını sattığımın motorunu. Hem bana birşey olmaz. Koca camiada beni mi bulacak kaza?"

    Gibi birçok sebepler üretiyoruz kendi kendimize. Henüz yeni motorcular (lütfen kimse alınmasın yeni motorcu dediğim için ama biraz çuvaldızı kendimize batırmanın zamanı geldi.) ki bunlardan kastım sene itibarıyla değil, km itibarıyla söylüyorum, motosikletini hemen büyütmenin yollarını arar oldular. Soruyorsun,

    - 10000 km yol yaptım. Artık motorumu büyütmenin zamanı geldi, hem diğerlerinde büyük motosikletler varken benim ki onların yanında oyuncak kaldı, diyerek savunmalarını baştan hazırlıyorlar.

    Yada,

    - 16000 km oldu, biliyorum daha erken motorumu büyütmek için ama aklım o motorda işte. Aklımda kalacağına altımda yol alsın. Hem ben hız yapmam.

    Arkadaşlar, kabullenmesek de motosikletini büyütmenin en büyük sebeplerinden biri, çevremize atacağımız "HAVA" dır. Altımızdaki motosikleti de aynı otomobilimiz gibi gösterişlisinden, en pahalı olanından, en güçlü olanından seçiyoruz. Hadi otomobilde bir şansımız var. Peki motosiklette var mı?

    Henüz yeni motosiklet sahibi olan arkadaşlarla tanışma fırsatım oluyorlar. İlk motosikletleri büyük hacime sahip motorlar oluyor.

    - 600 cc lik aldım ama gidip 1000 cc lik almadım. Biraz tecrübelenince onlardan alacağım.

    Savunmaya bak!!!! Size kısaca bir teknik açıklama yapayım.

    600 cc lik bir Racing, Motor Gücü 100-125 hp arasında. Bu gücü 11500 rpm ile 13000 rpm (Rpm = Devir/dk.) da sağlıyor. Yani, krank dakikada 11500 rpm dönüyor. Saniyede 191 defa dönüyor. Biraz düşündürücü dimi? Ve bu motorların 0-100 km/h hızlanma değerleri ise 2,4 - 2,9 saniye gibi oluyor. Şimdi bu gücü kontrol etmek sizce kolay mı?

    Peki Racing değil de Enduro'dan bahsedelim. Aşağı kalır yanı mı var? Hayır.

    650 cc lik bir Enduro, Motor gücü 45-55 hp arasında. Bu gücü 7500 rpm - 8500 rpm de sağlıyor. Yani krank dakikada 7500 devir dönüyor. Saniyede 125 kez dönüyor. Ağırlıkları ise 180 kg civarında oynuyor. Bunlarında 0-100 km hızlanma değerleri 4,5 - 6 saniyeler arasında değişiyor. Yani yukarıdakilerden çok da aşağı kalır değil. Evet bu gücü kontrol etmek, yukarıdaki bir racing ten daha kolay. Ama yeni başlayan biri için mi? Değil... Yada henüz birkaç bin km yapmış insan için mi? Yine hayır. 1000 cc likleri söylemeye gerek görmüyorum bile.

    Avrupa'da yeni başlayan bir motosiklet sürücüsü, ilk olarak 50 - 200 cc arasındaki motosikletleri en az 2 sene kullanmak zorunda. Ondan sonra yeniden sınava girip, yeterlilik sağladığı takdirde 2 sene de 200 - 400 cc arasındaki hacimli motosikletleri kullanıyorlar. Ondan sonra seneye göre motosikletlerini büyütüyorlar. Ancak her seferinde yeterlilik sınavına tabi tutuluyorlar. Eğer bu sınavlardan başarısız olurlarsa, küçük cc li motosikletleri kullanmaya devam ediyorlar. Taa ki eğitmenlerini ikna edene kadar. Ancak maalesef ki ülkemizde bizler kendi kendimize yeterlilik veriyor ve en kısa zamanda daha büyük motosikletleri almaya çalışıyoruz. Sonuç "GERİDE ACILI BİR AİLE, ARKADAŞLAR, TEHLİKELİ İMAJ"

    Sevgili arkadaşlar, 10000 -15000 - 20000 km ler tecrübe kazandırmaz. Bu km'lerle sadece kullanmış olduğunuz motosiklete adapte olursunuz. Onunla bütünleşirsiniz. Ancak yeni bir motosiklete geçtiğinizde ki bu büyük bir motosikletse, siz çok acemisinizdir. Ne motorun özelliklerini, ne karakterini bilmiyorsunuzdur. O motosiklet, sizin için POTANSİYEL BİR TEHLİKE 'dir. Şunu sakın aklınızdan çıkarmayın, ister 4 teker, ister 2 teker olsun her aracın bir karakteristik sürüş tarzı vardır. Bu aynı marka, model olsun farketmez. Şöyle deneyin, aynı model, aynı km.lerde, aynı marka bir başka arkadaşınızın motosikletini kullanın, farklı gelecektir size. Yabancılık çekeceksiniz. Hareket ederken, viraja girerken, fren yaparken çok büyük farklılıklar hissedeceksiniz. İşte o size yabancı bir motosiklet. Ve siz ona alışıncaya kadar sizin katiliniz olmaya aday. O ana kadar yapmış olduğunuz km'ler, o an için tamamen resetlenmiş olacaktır. Siz artık acemi durumunda olacaksınız. Ne zaman ki yeni motosikletinizle birkaç bin km yaparsınız, o zaman alışacaksınız. Ha burda eğer sizin yapmış olduğunuz km, eğer 10 -15000 km değil de 25-30000 km olsaydı, alışma süreciniz daha kısa olurdu. Daha fazlası olsa çok daha kısa süreler olurdu. Dikkat edin, tehlikede olduğunuz süreden bahsediyorum.

    Geçtiğimiz sene Yunanistan'dan gelen motosikletli dostlarımızla yapmış olduğumuz konuşmalarda, aynı motosikletle 100000 km ler yapanlar, bunu aşanlar vardı. Onlar bu işi gerçekten hobby amaçlı yaptıklarından altlarındaki motosikletlerin büyük yada küçük olması, onlar için birşey ifade etmiyordu. Sonuçta yine iki teker üstünde hareket ediyorlar ve hobby lerini gerçekleştiriyorlardı. Onlar bizden daha mı az tecrübelilerdi peki? Tabii ki hayır. Ama onlar bilinçli kullanıcılardı ve motosikletin onlar için tehlikelerini bertaraf etmenin yolunu biliyorlardı.

    Şimdi büyük bir motosikletin tehlikesinden biraz bahsedelim.

    Her insanın içinde adrenalin duygusunu yaşamak vardır. Bunun çeşitli yollarını arar. Elimin altında güç olsun ama ben bunu kullanmam diyen yalan söyler. Mutlaka o gücü kullanır.

    - Ya, uzun yolda araç sollarken, düşük gücü olan bir motor beni tehlikeye sokuyor. Bastım mı geçmem lazım ki tehlikeden kaçayım.

    Geçme o zaman kardeşim. Yol boşalınca geç sende. Niye riske atıyorsun ki kendini? Güç olduğu sürece risklerini de artırıyorsun. Nasıl olsa geçerim düşüncesi ile ona göre yol almaya başlıyorsun. Bunu bilinç altından yapıyorsun. Oysa gücünü bildiğin bir motosiklet olsa altında, risklerini en aza indirmeye çalışıyorsun. Yol boşsa geçiyorsun, daha düşük limitlerde gidiyorsun, daha yavaş virajlara giriyorsun. Yani tehlikeleri otomatikman minimuma indirgiyorsun. Gideceğin yere daha rahat gidiyorsun, yorulmuyorsun, etrafını görme fırsatlarını kaçırmıyorsun. Süre olarakta hızlı gidenden çok az bir farkla ulaşıyorsun gideceğin yere.

    Bir diğer nokta ise tehlike anında, tehlikeden mi kaçayım, motorun gücünü mü kontrol edeyim derken kaza zaten oluşuyor. Sadece büyük hacimli motosiklet değil sorun, ebatsal olarak daha büyük, ağırlığı daha fazla motosikletler de tecrübesiz insanlar için büyük tehlike oluşturuyor. Altınızdaki kütle ne kadar büyük olursa, kontrol etmeniz de o kadar zorlaşıyor. Bunu en kolay kaygan bir yolda hissediyorsunuz. Kendi cüsseniz ile altınızdaki kütleyi kontrol etmenin ne denli zor olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Yarış amaçlı üretilen motosikletlere dikkat edelim. Genelde çok hafif olurlar. Bunun sebebi sadece daha az ağırlık, birim kütleye düşen daha yüksek beygir gücü değil, kontrolü daha kolay bir kütle, daha az harcanan enerji, daha az yorgunluk vs. vs... Görüyorum ki 50 kg. olan bir bayan, 180 kg lık kütleyi kontrol etmeye çalışıyor. Sizce ne derece başarılı olabilir? Yada 70 kg olan bir adam, 240 kg lık bir kütleyi kontrol etmeye çalışıyor. Şöyle bir hesap vardı yanlış hatırlamıyorsam, bir insan, ancak kendi ağırlığı kadar olan bir kütleyi zorlanmadan kaldırabilir. Bunun üstündeki ağırlıkları, insan üstü bir çaba ile yapar. Ancak limitlerdir ve çok çabuk yorulur. (Halterciler hariç)

    Bir de diğer bir konu sele yükseklikleri. Bacak boyu 75 cm olan bir kişi, 85 cm sele yüksekliği olan motosiklet kullanıyor. Tecrübesi ise zayıf. Ayaklarını yere koyma isteği sürekli var. Yavaşlamalarda hemen ayaklar yere iniyor. Yere değecek mi? Belki parmak uçlarında. Peki o kütleyi parmak uçlarında nasıl taşıyacak? Hasbelkader taşıyor. Ama en ufacık zorlanmada motosiklet yerde. Şanslı ise ayakları altında kalmaktan kurtuluyor. Diyeceksiniz ki Cross motosikletlerinde adamların ayakları bile yere değmiyor ama bu adamlar yarışıyor. Sizde de o tecrübe olsa, sizde binin. Adamların işleri. Yada uzun yıllardır artık motosikletin üstünde olduklarından, ayaklarını yere indirme gereğini pek duymuyorlar.

    İşte arkadaşlar, yukarıda saymış olduğum bir çok sebep, motosikletleri kana susamış katillerden farklı kılmıyor. Ama bu cansız kütleler mi suçlu? Hayır. Buna sebep veren insanlar, yani yine bizler suçluyuz. Bu masum hobby amaçlı araçlarımızı, kana susamış cani yapan bizleriz, onlar değil. 1992 yılından beri bu motosiklet kullanıyorum. Toplam yapmış olduğum km, 300.000'e merdiven dayadı. Ama halen 650 cc bir motosiklet kullanıyorum. Bundan sonra alacağım da 650 cc olacak. Lütfen bu duyarlılığı sizlerde gösterin. Gösterin ki, artık bu mail guruplarında kaza haberleri, kaza sonucu ölüm haberleri olmasın.

    Biliyorum yazı çok uzun oldu. Belki çok ukalaca bir yazı oldu. Ama eminim ki bir çoğunuz okuduğunda bana hak verecektir.

    KONTROL EDEBİLDİĞİN GÜÇ HER ZAMAN GÜLDÜRÜR, KONTROL EDEMEDİĞİN GÜÇ İSE BİRGÜN ÖLDÜRÜR.

    ÖLMEK İÇİN DEĞİL, ÖLENE KADAR MOTOSİKLETE BİNMEYİ DENEYİN.

    Vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederim.

    Sevgiler

    Zafer Yangın
    Suzuki XF650 Freewind
    İstanbul

  7. #7

    Üyelik
    01 Haziran 2008

    Tum fikir ve yorumlariniza acigim

    Hepinize tesekkur ederim
    Acikcasi cok ta dik kalafali olarak ben buyuk cc'li motorla baslamak
    istiyorum diye iddia etmiyorum. Hatta hem yazilarinizi okuduktan
    sonra hemde biraz arastirma yaptiktan sonra sanirim daha ufak bir
    taneyle baslamayi dusunuyorum. Ama hala cruiser dan vazgecmis degilim
    Sanirim suzuki de 250cc lik varmis dogru mu?
    veya tavsiye edebiliceginiz baska var mi?

  8. #8
    zeda3000 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    11 Ekim 2005
    Şehir
    Istanbul
    Motosikleti
    Honda CB750 Cafe Racer
    Suzukinin Intruder 250 cc var. Ayni model Drag starda da var fakat Suzuki her konuda daha baskin. Yeni basliyacak biri olarak sanirim 250 cc bu motor seni hayli ile tatmin edebilir.
    [COLOR="Red"]Motorculuk saygi ve cilginligin arasindaki ince cizgide gitme beceresidir[/COLOR] Suzuki GS500 Gitti / Ducati Monster 900 Gitti / BMW F650 GS Gitti

  9. #9

    Üyelik
    22 Şubat 2008
    Efsane Motor, Kawasaki Den Başkasına Bakma

    Para Bolsa 45.000 Ytl Ye Vn 2000 Nerdeyse Chopper ın Kralı Harley Hariç Tabii ;)

  10. #10
    cakalaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Ekim 2006
    Şehir
    Rize/Merkez
    Motosikleti
    CBR1000RR "2017
    Hoşşgeldin kardeşim... Türkiye de HONDA dan baskasını tanımam gerek serwis gerek dayanıklılık bakımından...

    SAYGILAR
    Ya KASK TaK ; Ya ÖL

  11. #11
    blackhawk06 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Haziran 2007
    Şehir
    ankara
    Motosikleti
    YAMAHA FZ6 FAZER S2
    benim ilk makinam honda shadow 600 dü 3 yıl kullandım düşmedim( herkes düşmez diye bir kural yok ....düşmez kalkmaz bir allah....) ama istisnalar kaideyi bozmaz tecrübeli arkadaşlara kulak ver....
    İMZA:BİR DOST

  12. #12

    Üyelik
    23 Nisan 2007
    Şehir
    ANKARA
    Motosikleti
    dragstar 650 & shadow 750
    her biri kendini kanıtlamış servis sorunu yaşamayacağın, neredeyse fiyatlarına göre kaliteleri sıralanmış makineler. Fiyatları hepsinin makul ise görüntüsüne ve altında duruşuna bak derim. Cunkü boy kilo vs değerlendirmesi dışında düşüneceğin pek bir şey kalmamış gibi... ben olsam
    1.shadow 750
    2. suzuki c800
    3. suzuki m800
    4. kawasaki vn 900 (sadece en pahalı diye sona koydum)
    derdim.

  13. #13
    chatkut - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Ocak 2007
    Şehir
    ksk/İzmir
    Motosikleti
    X-Max 250 ABS
    aymak 'ın yaptığı sıralamaya katılıyorum...servis yedek parça sağlamlık ve fiyat olarak honda tavsiye ederim...ama hepsi birbirinden güzel

  14. #14

    Üyelik
    21 Nisan 2007
    Şehir
    Antakya
    Motosikleti
    Honda Dylan 150
    Sara
    Öncelikle hoşgeldin,sana şunu söylemek isterim her zaman Honda'dan şaşma


    REKLAM ALANI

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)