İki buçuk yıldır kullandığım scooterimle şimdiye kadar hiç düşmemiştim. Siftahı bugün yapmış oldum; inşallah bir daha başıma gelmez.
Bugün İstanbul Anadolu yakasında anormal, çılgın bir trafik vardı. İşten çıktım, Maltepe köprüsünden minibüs caddesine doğru ilerliyorum. Pek kullandığım bir yol değildir. Trafik kilit, temkinli biçimde araçların sağından, arasından geçerek ilerliyorum. Bir servis minibüsünün sağından geçmek üzereyken; bölünmüş yolda karşı istikametten gelip sola dönmekte olan bir araba aniden önüme çıktı. 50 santim ötemde arabanın burnunu görünce, limon gibi sıkmayı falan bir tarafa bırakıp asıldım frenlere... zınk diye durmamla, motorun sola doğru yatmaya başlaması bir oldu. hiç uğraşmadım, bıraktım motoru. ben iki ayağımın üstüne yere kondum; motor bacaklarımın arasında yana yattı.
gelişim'den ve honda'dan aldığım eğitimlerin ve bu sitede okuduklarımın sayesinde düşerken kesiciyi kapatmak aklıma geldi. kimsenin durmasına, ne oldu diye sormasına fırsat kalmadan; honda'dan öğrendiğim teknikle motoru hoop diye kaldırdım. marşa bastım ve yola devam. bu olayı, ne bende ufacık bir sıyrık, ne scooterda ufacık bir çizik olmaksızın atlatmış oldum.
bu olaydan çıkardığım dersler:
- cüsseli araçların yanından geçerken ekstra dikkat! görüş alanını kısıtlıyorlar
- bilmediğin yolda daha temkinli git
sizlerden uzak olsun, tekeriniz hep düz bassın.