Motosiklet Sürücülerinin Davranışlarının Düzeltilmesi..
-
29 Ağustos 2010, 10:49
#1
SÜRÜCÜ DAVRANIŞLARININ MODİFİYE EDİLMESİ
Sürücülerin performansı anlayış kapasitelerine ve sürüş becerilerine bağlıdır. Sürücünün hareket tarzı ise sürücünün gerçek yaşam içinde yaptıkları ile ilişkilidir.
Performans ile hareket tarzı arasındaki mesafe trafik güvenliği açısından ana kavram değildir. Performansı çok iyi olan birisi belki de kişiliği itibariyle arkasına
yolcu olarak binilebilecek güvenli biri hiç değildir.
Çevresine aldırmadan uyumsuz bir tarzda daha hızlı sürmek, yoğun trafikte diğer araçları geçmek ve makaslamak gibi kendi özel görev zorluklarının
seviyesini kafasına göre belirleyen, olgunluktan yoksun kişiler her an kaza yapmağa namzettirler.
Motosiklet sürücülerinin çoğu kendilerinin diğer sürücülerden iyi olduğuna inanır. Bilhassa yeni, genç sürücüler sistematik bir çelişki içinde şahsi risklerinin
diğerlerininkinden daha az olduğu düşüncesindedirler. Ve kişilerde bu görüş tecrübeyle aksini yaşadıklarında bile değişmemektedir. Bu şekilde, riski kendisi
için olduğundan düşük görmek sürücülerin tutumlarını güvenlik ölçülerini koyarken daha basiretsiz hareket etme şeklinde tezahür eder.
İnançlar sürücü bireylerin iki noktayı düşündüğünü akla getirir:
1. Karşılaştığımız sürücülerin çoğu kendilerini diğerlerinden daha iyi olarak kabul ederler.
2. Sizin kendiniz hakkındaki değerlendirmeleriniz, sürüş becerileriniz ve güvenlik ölçüleriniz hakkında, diğer motosiklet sürücüleri ile aynı doğrultuda çakışır.
Motosiklet sürücülerinin davranış tarzlarını değiştirmeleri için kazaya karışmalarında merkezi rolü oynayan değişik şahsi faktörlere bakmalıyız:
1. Nasıl yaşıyorsak öylede süreriz. Eğer sizin şahsi yaşam tarzınız dikkat, müsamaha, ön görü ve diğerlerini de düşünmek şeklinde ise o zaman
sürüşünüzde aynı şekilde olacaktır. Eğer yaşam tarzınız bu iyi değerlerden yoksun ise sürüş tarzınızda saldırganlık, kabalık ve budalaca risk alma şeklinde
olacaktır. Bunun sonucunda aklı başında bir karaktere sahip diğer sürücülere göre daha yüksek bir kaza yapma oranına sahip olursunuz.
2. Kişinin olgunluk ve kültür düzeyi. Güvenli sürücülerle kıyaslandığında kazaya eğimli sürücülerin daha az olgun, daha az kültürlü ve seçimlerinde ve
zevklerinde daha kültürsüz oldukları görülür. Zekide olsalar düşük şeylere tutkulu, kanunlara karşı kayıtsız davranış kalıbı içinde ve anti sosyal kişilerdir.
3. Kanunlara saygısızlık. İyi sürücüler sadece kanunlara uymakla kalmayıp hareketlerini kontrol etmeyi içselleştirirler. Onlara bu kuralları uygulamaları için
kanun veya dış bir baskı unsuru gerekmez. Sürüş şeklimizin tüm şahsi sorumluluğunun tam olarak tarafımızca kabul edilişi hepimizin öğrenmesi gerekli
en önemli konudur.
4. Şahsi zevk ve heyecan aramak. Sürüş güvenliğini etkileyen diğer dürtüler rekabetçilik, güç ve kontrol duygusu, şahsi zevk alma peşinde koşmak yüksek
kaza oranlarında başlıca rol oynayan faktörlerdir. Bu dürtüler genç sürücüler arasında bilhassa önemli rol alır. Genelde motosikletlerini gösteriş yapıp kız
arkadaşlarını etkilemek için kullanırlar. Heyecan yaratmak ve cesaret/hüner sergilemek isterler.
5. İntihar eğilimi. Kazalar elde olmayan sebeplerle olursa adı kazadır ancak incelenen bazı kazada acaba intihar mı etmiş dedirtecek bulgulara da rastlanılmaktadır.
6. Hız tercihi ve kaza riski. Hızı yeterince ciddiye almamak, sürücünün ölebileceğini idrak edememesinden kaynaklanır. Hız zamandan tasarruf
etmekten ziyade verdiği zevk için istenir ancak ölümlü kazalarda hız faktörü genellikle ön sıradadır.
Kültür bizi diğer insanları da düşünmeye iter. Sadece diğer sürücüleri değil ama yayaları hatta hayvanları ve çevreyi. Kültürlü bir insan yoğun bir yaşam
mahallinde motorunu bağırtmaz. Bunun orada yaşayanları, yaşlı yada değil rahatsız edeceğini bilir. Yine bir hastanenin önünden geçerken motorunu
bağırttırmaz. Hareketlerinin diğer insanlar üzerindeki olumsuz etkilerini göz ardı etmez. Kaldırımda araç bekleyen birilerinin olduğu yoğun yerleşim merkezlerinde hız yapmaz.
Güvenli sürüşü öğrenmek, diğer insanlarla doğru iletişimde olmanın da öğrenilmesidir. Onlarla nasıl, ne zaman iletişim kuracağını bilmek ve onlardan
gelen mesajları iyi anlayabilmektir. Selektör, fren lambaları, korna kullanma ve göz teması gibi ipuçlarını iyi bir sürücü doğru kavrayabilmelidir.
Sonuç olarak kazalardaki en büyük faktörün insan olduğunu söyleyebiliriz. Bilhassa ülkemizde tahsiline devam etmeyen, kanunlardan bihaber hatta
ehliyet almağa yaşı bile tutmayan kültürsüz gençlerin sürücü koltuğunda bolca görülmesi kazalarında gittikçe artacağının göstergesidir.
Tecrübe ille de kaza yapmak, düşe kalka öğrenmek değildir.
Eğitimle, bilginin açığa çıkarılmasıyla ve doğru donanım ve metotlarla icra edilen kontrollü talimlerle,
başkalarının hatalarından da ders çıkarabilmekle elde edilirse anlamlı olur.
Olgunca ve medenice olur.
Alkollü sürüşten kesinlikle uzak durunuz. Aç karnına, tıka basa tok karnına, yorgun, üşümüş, kızgın, uykusuz yada stres altında sürüş yapmaktan
kaçınınız.
Motosiklet sürücülüğü çok keskin bir dikkat ve zihinsel yoğunlaşma ister.
Alıntı:Alfawings(Alpaslan Kuzucan)
[B][COLOR="Purple"] Ne insanlar gördüm üzerinde elbise yok..[/COLOR][/B][B][COLOR="RoyalBlue"][COLOR="Blue"]Ne elbiseler gördüm içinde insan yok[/COLOR]..[/COLOR][/B]
Reklamlar
-
29 Ağustos 2010, 15:03
#2
Bilgiler için teşekkürler. Tamamen katılıyorum. Motosiklet kullanmak bir kültürdür.
-
29 Ağustos 2010, 15:51
#3
arkadaşım bu yazın için sana çok çok teşekkür ederim harika olmuş
birde işin ailevi boyutunu katmamışsın bizim atalarımız anası atası ne ise bu da öyledir demişler ve doğru demişler dikkat edin kişinin ahlaki eğitimini anası ve babası verir eğer onlar düzgün eğitim verseydi biz şu an bu şeyleri tartışıyor olmazdık
Doğru yüz kişi yalanlasa da DOĞRUDUR.
Yanlış yüz kişi doğrulasa da YANLIŞTIR.
Dürüst olun DANSÖZLERİ kimse sevmez
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)