bizde voleybol oynarken dizlik takıos . dizlerimiz uff olmasın diyemotosiklet kullanırken mutlaka takılmalı ...
ben bu arkadaşlardan çok çekiyorum,sağımdan solumdan geçenmi yarışmaya kalkıp abuk sabuk hareketler yapanmı dersiniz.
Geçen Göztepede ışıklarda durdum, sol şeritte artçılı bir scooter 2 amca vardı(kaskları kafalarında), sağ şeritte de ben durdum. Işıklardan sonra yol sola dönüyor yani dönerek kalkış yapıcaz. Yeşil yandı ikimizde tam kalktığımız anda henüz sola doğru yavaşça yönelirken iki motorun arasından sürati en az 50 -60 km olan bişey zııv die geçti, ki aynamdan baktığımda kimse yoktu ne zaman geldi ne zaman geçti anlamadım, o an da öle sinirlendim ki birimize girebilirdi veya herkes birbirine girebilirdi ve o süratle ne hale geleceğimizi tahmin edin. Hemen bende arkasından bastırıp anında yakaladım yanına kadar geldim el kol yaptım napiyosun manyakmısın die bağırdım ama kendisi başına gelecekleri bildiğinden kafasını çevirip bana bakmadı bile bende elimden bi kaza çıkmasın akşam akşam die bastım gittim. Arkadaşın kasksız montsuz kumaş pantolon kazakla giden bi kebabcı dağıtım elemanıydı.
Osbourne'un sözlerinin altına imzamı atarım. Elitist (seçkinci) de diyebilirsiniz bana, hiç gocunmam. Zaten bu toplum kalitesiz olanı, yanlış olanı hoşgörerek bu hallere geldi.Osbourne adlı üyeden alıntı
Her zaman emeğin yanındayım, saygım sonsuzdur, ama kimse bana "ekmek parası" martavalı okuyup da iki veya dört tekerli trafik zorbalarını savunmaya kalkmasın. Olayı yumuşatmaya çalışmasın.
"Ötekileştirmek" konusuna gelince, "bazı doğrular tartışılmaz, doğruysa doğrudur, yanlışsa yanlıştır", bu kadar basit. Yanlış yapıyorsa kardeşimi tanımam.
1 kırmızı ışıkta geçmenin
2 yaya kaldırımında motor kullanmanın
3 mahalle arasında son sürat ile motorlu araç kullanmanın
4 güvenlik donanımı olmadan motor kullanmanın
5 insan hayatını tehlikeye sokmanın hiçbir haklı sebebi olamaz.
SAYGILARIMLA
konuyu açan arkadaş gerçekten doğru bir şekilde anlatmış ve işin doğrusuda budur. arkadaşlardan biri " paket 2 dk. gecikse sanki bi bo... olucak " demiş. arkadaşım, o evinize yemek için istediğinizin hamburgerin ve patatesin 10.dk lık süresi vardır, sonrasında atık olur. kurye ye o paket verildiğinde 10dk süresi vardır kuryenin, bu demek değildir ki trafik kurallarını hiçe sayıp insanların hayatını ve kendi hayatını riske atsın. ama kurye de tecrübenin ve kıvraklığını kullanmak zorunda, yoksa ne mi olur? sizlerin hamburgeri soğumuş ve patatesi solmuş olur. bu da sizin kuryeye fırça atmanız için yeterlidir, halbuki kurye elinden geldiğince ürünü sıcak yetiştirmeye çalışmıştırdır. bende bu işte çalışıyorum, hem de büyük bir firma olan BURGER KİNG de. korumalı pantalonumu,montumu, kaskımı, eldivenimi, balaklavamı ve kaskımı takmadan asla binmiyorum. biliyorum ve hepinizi de anlıyorum. yalnız bence eleştirileriniz biraz ağır ve haksızca. bende sizler gibi trafik kurallarına uyulmasına ve insanlara saygı gösterilmesi taraftarıyım ama bence konuyu açan arkadaşa da haksızlık etmemek gerekir. haklı ve doğru bir konuya değinmiş. ona buradan teşekkür ederim. tabii ki sizlere bu güzel yorumlar için teşekkürler...
bir yere kadar yazdıklarını okudum fenada yazmamışsın güzelarkadaşlarıma katılıyorum
motora bindiğinde kurala uymuyorsan bagajındaki yemeğin soğuyacağından endişe edip kuralları hiçe sayabiliyorsan koruyacak bir uzuvuna kask dizlik vb takmıyorsan sen apaçisin kimse kızmasın kurallara uy motorcu ol kurala uyma apaçi ol bana kızmayan arkadaşlarım sizden ricam bana kızan arkadaşlarıma buz dağıtın ferahlasınlar
ammma ; şu benzetmen hiç yakışık alacak bir benzetme değil gibi geldi sen ne dersin yanlışmıyım ? he ben kızdığım zaman banada birileri buz veriyo ve ben bundan son damlasına kadar yararlanıyorum diyosan o başka
çoğu kasksız ve işlerinde hız önemli olduğu için çoğunlukla kural mural takmıyorlar.
çoğu genç ve beleş motor ve benzinin verdiği hazla deli gibi gidiyor.
işte bu tür şeyler alt alta konulunca bu yorumlar doğuyor.yanlız apaçi denilmiş .. kuryeler apaçidir diye bir genelleme olmamış bu yüzden üzülmenizi anlamadım.kendi adıma mobilete binen amcayı bile çok seviyorum ben
Selamlar; aklımdan geçenleri birkaç başlıkta toplayarak yazmak istedim.
Bir önceki mesajımda doğrulardan ve doğrularla örtüşmeyen gerçeklerden bahsettim.Sanırım söylemek istediklerimi ya tam ifade edemiyorum, ya da yazdıklarım çok uzun olduğu için tam olarak okunmuyor.Yine de uzun yazacağım.Benim için ve diğer şehir insanları için önemli bir konu olduğuna inanıyorum. Olumlu olumsuz yorum yazanlara, alaka gösterip okuyanlara şimdiden teşekkür ederim.
KURYELERİN GENEL ÖZELLİĞİ
Yemek kuryelerinin bu işi seçme sebebi sadece para veya başka bir iş bulamama değildir.Yolda olmanın verdiği rahatlık, kontağı çevirince ne müdür ne amir başında kimsenin olmaması, her yerde a2 ehliyetli eleman ilanı görülebileceği için kafası bozulduğunda çok rahatça başka bir yere geçme şansı, benim gibi bazılarının kapalı yerde duramama alışkanlığı, istediği iş saatlerine uygun bir yer bulma isteği, gibi birçok özelliği için bu iş seçilir.
Garip gureba, cahil cühela adam ya bu işin adını batırır ve bırakır ya da kendini geliştirir ve iş edinir.
Bunun dışında kuryeler bir restoranın etkisiz elemanı değildir.öyle itilip kakılma fırça yeme gibi durumlar pek rastlanmaz.Zaten işine gelmedi mi çıkar gider kuş gibidir:D
Kuryelik hakkında forumda bir üyenin yazdığı ve itüsözlükte bulduğum ve çok beğendiğim bir sözü sizinle paylaşmak isterim. Bunu yazan arkadaş tüm hissettiklerimi aynen kağıda dökmüş tebrik ederim.
http://www.itusozluk.com/?sr=kurye
trafikte motosikletin bütün avantajlarını sonuna kadar kullanan bazen riske giren insanlar topluluğu
motosiklet kullanarak hayatını kazanan her insan kuryedir, motorcudur!
bazen kurallar ihlal edilebiliyor evet. bu durumda motosikletin özgür ruhunun, asi yapısının, kuralcı, didaktik ve monoton iş sektörünü tam olarak benimsememesi yada benimseyememesi çünkü yapı itibariyle temsil ettiği değerlerin buna ters düşmesi, bu işi hissederek yapanında hayat görüşü itibariyle biraz aykırı durması,
(kendi fikrim) ve şeklini şemalini kendine göre belirlemesiyle alakalı normal bi durumdur zaten.
(rene)
KAĞIT TOPLAYICISI
Bugün çalışma esnasında yolun en sol şeridinde el arabası ile giden kapkara kocaman bir çuval taşıyan bir kağıt toplayıcıya çarpma tehlikesi geçirdim.Kağıt toplayıcılarının yoğun trafikte gece reflektör bile olmadan gezmelerini çok tehlikeli bulurdum her zaman.Nihayet başıma geliyordu.Peki sol şeritte ful yüklü bir el arabasını sağa yanaştırmaya çalışan bu adam deli miydi? pisikopat mıydı?Tüm farları yanan freni tutan standartlara uygun bir kamyonet almayı, bir ehliyet alıp binmeyi akıl edememiş miydi ?Doğru olan buydu.
Gerçek olan ise kağıt toplayıcısının o kamyoneti ve onu kullanmak, trafiğe adapte olmak için gerekli eğitimi alana kadar o el arabası ve cehaleti ile trafikte kendisini ve benim gibi birçok sürücüyü tehlikeye atarak, kendisine sövdürerek varolması durumu.Burada kağıt toplayıcısı gerçekten suçlu ve sorumsuz.Yerden göğe kadar haksız. Benim sizden ayrıldığım nokta burada tek suçlunun kağıt toplayıcısı olmadığını düşünmem.Kağıt toplayıcıya kızdım sinirlendim.Peki bu kadar ucuza aldığımız, printerdan gereksiz çıktı aldığımız uçak yapıp attığımız bu kağıtlar neden bu kadar ucuz ve bol hiç düşündünüz mü ?
Kağıtçı amcayı geçip kendi gerçeğimize dönmek istiyorum şimdi de.
Kasksız, korumasız, kumaş pantolon vs ile motosiklete binen insanı ben de eleştiriyorum.Sütten çıkmış ak kaşık olduğumuzu da iddia etmiyorum.Ekmek param uğruna asarım keserim kural mural dinlemem gibi bir düşünceye de hiçbir zaman girmedim.Sadece tek suçlunun biz olmadığımızı bizi de hata yapmaya götüren birçok etken olduğunu anlatmaya çalıştım.
İşyerine kazandırdığı para sözüm çok yanlış anlaşılmış.Tabii ki başkasının kazandığı para sizin umrunuzda olmamalı.Binlerce kişiye istihdam sağlayan, kayıtiçi olduğu için vergisini muntazam vermek zorunda olan bir sektöre dolayısıyla ülke ekonomisine katkımızdan bahsettim.
ATEŞ SENİ ÇAĞIRIYOR
Keşke hepimiz sadece bir hafta çalışmasak da ne kadar önemli ne kadar önemsiz olduğumuz ortaya çıksa.Hem birçok insan da rahat eder
Ne kadar güzel 60 dakikalık iş molanızın 40 dakikasını kendi aracınızla veya yaya olarak yemek almakla harcarsınız.Ya da tam iş saati dükkanınızı kapatıp birşeyler yemeğe gidersiniz.İşler zaten çok karlı ve yoğun bu dönemde biraz da dinlenmek lazım değil mi ?trafik de oldukça güvenli olacaktır emin olun.çünkü biz yokuz ortada
Tam da en sevdiğiniz dizi veya beklediğiniz maç başlamışken mutfakta aparatif birşeyler hazırlamak da tam istediğiniz şeydir zaten.Dolapta birşey olmasa bile önemli değil.Bizim olmadığımız güvenli yollardan markete ulaşıp nihayet dizinin bitiminde veya maçın 2. yarısında keyifle izlersiniz.
Diyelim ki öğrencisiniz.finaller yaklaşıyor ve her dakika sınavda bir kelime daha fazla yazmak için önemli.Birçok keyifli yapacak şey varken saçma sapan konularla, birşeyleri ilk bulan insanların koyduğu kanunları ezberlemekle geçen bir zaman var önünde insanın.Bu kadar sıkıcı işin arasında köşebaşındaki kebapçıyı arayıp 2 dürüm söylemek gibi "yorucu " bir iş yapmak yerine önce birikmiş bulaşıkları yıkayıp lapa bir makarna yapmak gibisi var mı ?
Siz tüketicilere lezzetli sıcak ve çok çeşitli yiyecek içecekler vaadedildi.Siz de bunu derhal istediniz.Biz de derhal getirdik.
Yemek kuryeleri kendilerine motor alıp arkasına kazulet gibi bir kasa takıp yolda "heyoo deliyiz biz, manyakız" diyip bir o yana bir bu yana gezinmiyor.
Belirli bir talebin karşılığı olarak iş buluyor ve çalışıyor.Şehir trafiğini cehenneme cevirdiğimizi düşünüyorsanız eğer bu talebi arzeden şirketler, en ucuza en iyiyi ve en hızlıyı ne olursa olsun almak isteyen tüketiciler, bizlerle beraber bu cehennemin mimarısınız.Ben adüsyon notlarının hiçbirinde görmedim "aman kurye yavaş getirsin yemeğimi trafik kurallarına uysun bir saat sonra yesem de olur" yazan müşteri. Ne kadar tüm suçu bize de atsanız bu cehennemin içindesiniz.Eee ne demiş bir fast food reklamcısı : ATEŞ SENİ ÇAĞIRIYOR.Burada "siz" derken tüm tüketicileri kastettim sadece forum üyelerini değil.
TÜM KURALLARA UYAN DUYARLI SÜRÜCÜLERİ YOLLARDA GÖRMEK İSTERİZ
Otomobil veya motosiklet forumlarında ne zaman kural ihlalleri ile ilgili konu olsa ve birileri kuralları bazen ihlal edebildiğini itiraf etse hemen gönüllü trafik polisleri çıkıyor ve kurallardan güvenlikten bahsediyor.sayfa dolusu kurallara uyan sürücü mesajı okuyoruz.Yabancı bir kişi Türkiye'deki forumları okusa buranın trafiğinin oldukça muntazam olduğunu düşünür.
Dünyada en çok trafik kazasında kayıp veren ülkeyiz. Peki herkes kurallara uyuyorsa kim yapıyor bu kadar kazayı ?
Yolda niye göremiyorum bu kadar kurala uyan insanı? Beni görünce kaçıyor mu hepsi bir yere acaba ?
Ben bir ara sokakta tersten ilerlerken veya sıkışık bir caddede bir boşluk bulmuşken peşimden 3 er 5 er gelen motosiklet sürücüleri kimler?
Bunca racing motosiklet sahibi hiç mi radar cezası almadı hayatında.?
Scooterınızla işinize ulaşmaya çalışırken arabalarla aynı hizada gidip dur-kalk mı yaptınız ?
Otomobilinizle tatile giderken gerçekten 90km sabit hızda mı gittiniz gideceğiniz yere?
Yoksa siz de uygun görmediğiniz kuralları değiştirip hız limitini arabalara göre mi ayarladınız?motosiklet buradan geçmeli diyip aralara mı daldınız?
Not:"Yürekçe: dizlik konusunun geçtiği link bu http://www.ybrclub.org/forum/viewthr...?thread_id=811
Bu konuyu tekrar araştıracağım gerekirse yine dizlik takarım.ama tam korumalı pantolonu bir alsam motora binerken bir daha hiç çıkarmamayı düşünüyorum.
Bunun dışında sizden ricam 2 mesaj öncesindeki yazdığınız, oturduğunuz muhitteki yemek kuryelerinin tehlikeli davranışlarını önce kendileriyle sonra restoran yetkilileri ile konuşmanızdır.Birşeylerin iyiye gitmesi için belki acı bir olayın önlenmesi için olumlu bir adım olabilir.[/SIZE]
Ayni sekilde bende tesekkur ederim her elestriyi hakaret olarak algilamak adet oldu bu donemde.Seviyeli ve yapıcı eleştirileriniz için ben de size teşekkür ederim.
Ne yazık ki dünyada gerçekler ile doğrular aynı çizgide gitmiyor.
Kendi pantolonumuzu vardiyada giyemiyoruz birçok yerde.Logolu firma pantolonu giymek gerekiyor.Hatta bazı kebapçılarda kumaş pantolon papyonla pakete çıkan motorcular bile görmüşsünüzdür.
Ben kendim iş esnasında kendime ait Shiro marka 120 tlye aldığım kaskımı kullanıyorum.Dizliklerim ve eldivenim de var ayrıcaeldiveni rahat kulanabilmek, para üstü rahat alıp vermek ve zillere rahat basabilmek için parmaklarını kestim. Randıman alabilirsem bu eldiveni kullanacağım.Ancak motosiklet eğitmeni olan birinden dizliklerin kaza esnasında gerçekten pek işe yaramadığını öğrendikten sonra takmamaya başladım. komple Prosev pantolon alıp üzerine yaz kış firma yağmurluğu giymeyi de düşünüyorum.Kendi kendimize birşeyleri çözmeye çalışıyoruz işte.
Kurallara uymaya mümkün olduğunca özen gösteriyorum.Normal akış seyrindeki trafikte boşuna aralara girmiyorum, ancak trafik çok yavaşlayınca aralardan geçiyorum.Gereksiz makas atmıyorum, insanların üzerine motor sürmüyorum süreni de kınıyorum.Yine de motosikletin pratikliğini sonuna kadar kullanarak işimi yapmaya çalışıyorum.
Zamana dayalı ve insan değil para odaklı rekabet sisteminde kazalar acı olaylar kaçınılmaz oluyor.Bir paketçi 7-8 senede öğreneceğini belki de 2- 3 aylık teorik ve pratik bir kursta öğrenebilir.belki firmalara ek bir maliyet getirebilir.Yine de yollarda yaşanan acı tecrübelerden daha pahalıya malolmaz bize.
Ben "kullandıkça tecrübe ediyor insanlar" derken şu anda olandan bahsettim.Olması gereken sizin dediğiniz gibi eğitimli olmaktır.Tüm kente büyük bir rahatlık ve konfor getiren paket servis bu kadar hafife alınmamalı bukadar ucuza getirilmemeli.
2 gram maasim vardi ondan kesildi ama umrumda mi?Yani acele edip bi bariyeri silmektense o maasi almamayi tercih ederim acikcasi.
Ben de aynı düşüncedeyim.işverenler ve patronlar pepsi reklamındaki gibi "daha fazlasını iste" düşüncesinden başka birşey düşünmezler.Bir kaza olduğunda tüm ihale sana kalır.
Dedigim gibi sen cok kucuk bir yuzdenin icindesin burdaki savunma cirpinislarin emin ol yersiz olacaktir.
Soyle dusun Olimpiyat stadi full+full galatasaray taraftari ile dolu olsun.Sende aralarinda teksin ve bagirmaya tezehurat yapmaya calisiyorsun.
Onlarin nefes alip vermesi bile senin sesinin duyulmasini engeller.
Cok basit bi ornek verdim ki anlatmak istedigimi tam anlatabileyim.
Dizlik konusunda cok aci bir sekilde yaniliyorsun.
Asfalt ile dizinin arasinda 3 cm kalinliginda bir plastik olmasi bile hic olmamasindan iyidir.Basit dusun dizliksiz dusersen yere ilk degen kisim senin dizin yani sen olacaksin, dizlik ilk darbeyi emmeye yarar.
Tabi ki tutupta 100 km hizla dizini bir yere vurursan o dizlik etki etmez ama ufakta olsa bi onlemdir.
Ilerde dizine platin, civi takacagina yada en kotusu takicak bi dizin kalmadiginda yaptiginin hata oldugunu anlarsin ama gec olur.
Hardcore oldu biraz ama ne yazik ki Alice harikalar diyarinda degil gercek dunyada yasiyoruz.
Bilmiyorum hic dizin asfaltla bulustu mu ama inan bana can yakiyor sol dizimde hala simsiyah durur yanik izi, 2 hafta davul gibi sis durdu.
Eger dizlik olsaydi bende hicbirsey olmazdi usendim...Baskalari da yasamasin diye anlatmaya calisiyorum iste kendi capimda.
Sen iyi bir orneksin ama ne yazik ki herkes boyle degil.
Kafa yapin bana yakin bende o ise senin gibi dusundugum icin girdim.
Elimde param olsun bana yetsin baska bisey istemem dedim.Ama senin kadar sabirli degilmisim demek ki.
Ve bende dahil burda kurallara uymuyosunuz diyenlerin yuzde doksani eminim ki kurallara uymuyor.
Saygilar.
kıssadan hisse, kendime bir pay çıkardım.
paket siparişi verdiğimde, kuryenin kask ve diğer koruyucu ekipmanlarının eksik olduğunu görürsem, -hele arkadaşımızın belirttiği gibi, patron zoruyla kumaş pantolonlu, papyonlu falan olursa- patronuyla görüşüp yaptıklarının hatalı olduğunu, özel koruyuculu motosiklet kıyafetlerinin önemini anlatacağım.
maalesef ülkemizin koca şirketlerinde, kıyafetin yapılan işe uygun olup olmadığını, fonksiyonelliğini düşünmekten aciz, kumaş pantolon-kravat manyağı yöneticiler ile, sadece teklifte yazan ürün tanımı ve fiyatına bakan satınalmacılar var.
Espri kutusu ve Esp, benim gibi düşünen meslektaşlarımın burada olduğunu görmek oldukça sevindirici.Desteğiniz beni onurlandırdı.
Jubaa ;Ayni sekilde bende tesekkur ederim her elestriyi hakaret olarak algilamak adet oldu bu donemde.
Dedigim gibi sen cok kucuk bir yuzdenin icindesin burdaki savunma cirpinislarin emin ol yersiz olacaktir.
Soyle dusun Olimpiyat stadi full+full galatasaray taraftari ile dolu olsun.Sende aralarinda teksin ve bagirmaya tezehurat yapmaya calisiyorsun.
Onlarin nefes alip vermesi bile senin sesinin duyulmasini engeller.
Cok basit bi ornek verdim ki anlatmak istedigimi tam anlatabileyim.
Dizlik konusunda cok aci bir sekilde yaniliyorsun.
Asfalt ile dizinin arasinda 3 cm kalinliginda bir plastik olmasi bile hic olmamasindan iyidir.Basit dusun dizliksiz dusersen yere ilk degen kisim senin dizin yani sen olacaksin, dizlik ilk darbeyi emmeye yarar.
Tabi ki tutupta 100 km hizla dizini bir yere vurursan o dizlik etki etmez ama ufakta olsa bi onlemdir.
Ilerde dizine platin, civi takacagina yada en kotusu takicak bi dizin kalmadiginda yaptiginin hata oldugunu anlarsin ama gec olur.
Hardcore oldu biraz ama ne yazik ki Alice harikalar diyarinda degil gercek dunyada yasiyoruz.
Bilmiyorum hic dizin asfaltla bulustu mu ama inan bana can yakiyor sol dizimde hala simsiyah durur yanik izi, 2 hafta davul gibi sis durdu.
Eger dizlik olsaydi bende hicbirsey olmazdi usendim...Baskalari da yasamasin diye anlatmaya calisiyorum iste kendi capimda.
Sen iyi bir orneksin ama ne yazik ki herkes boyle degil.
Kafa yapin bana yakin bende o ise senin gibi dusundugum icin girdim.
Elimde param olsun bana yetsin baska bisey istemem dedim.Ama senin kadar sabirli degilmisim demek ki.
Ve bende dahil burda kurallara uymuyosunuz diyenlerin yuzde doksani eminim ki kurallara uymuyor.
Saygilar.
Eleştiriler olmalı ki daha iyiyi daha doğruyu bulabilelim.
Ne yazık ki eğitim sistemimizdeki "münazara " uygulaması sayesinde sadece kendi fikrini savunan karşı görüşü çürüterek puan kazanmaya güdümlü insanlar yetişiyor. "Turizmin gelişmesinde tesis mi doğal güzellik mi ?", "Çocuk gelişiminde aile mi arkadaş mı ?" gibi yıllardır değişmeyen 2 tarafın da haklı olabileceği konularda bir kazanan bir kaybeden oluyor.Çok doyurucu bir etkinlik olması gerekirken karşılıklı laf sokma olarak geçen bir vakit kaybına dönüşüyor.Üstüne üstlük daha çok laf sokan karşı tezi çürüten bir de üstüne ödül alıyor.
Bu yüzden her eleştiri hakaret saldırı olarak algılanıyor.Genç beyinlere yeni şeyler öğrenmek, paylaşmak yerine karşındakini ne pahasına olursa olsun yenmek üst basamaklara çıkmak için "Zafere giden yolda herşey mübahtır", "Vur kır parçala bu maçı kazan" gibi makyevelist düşünceler aşılanıyor. Maalesef ben de dahil hepimiz bundan biraz nasiplendik.
Cahil cesareti işin doğası olan hızla birleşince gerçekten saçma hareketler çıkıyor ortaya.Belki de işimi en çok zorlaştıran bu abartı hareketleri yolda sergileyen arkadaşlarım.Yel değirmenlerine karşı savaştığımı düşünsem de bazen bu tartışmadan kapacağım birkaç yeni fikir güzel düşünce yanıma kar.
---------- Mesaj ekleme zamanı: 11:19 ---------- İlk mesajı ekleme zamanı 11:10 ----------
Bu işi bilmeyenlerin kıyafet seçimi zaten ürün tanımı ve fiyatına bakarak olur.Ancak bundan anlayabilir hiç motosiklete binmemiş lodostan poyraz bihaber klima üflentisi ile büyümüş kariyer çılgını satınalmacı veya yönetici.
Bu kiyafetleri seçecek insanların ticari olarak kullanmasa bile özel hayatında bir motosikleti olması ve motosikletsever olması gerekli.
O zaman benden naçizane bir öneri:
Neden iki teker üzerinde çalışan arkadaşlar en azından çevrimiçi bir ortamda birleşerek bir platform oluşturmuyorsunuz?
Mesela böyle bir oluşumda üye olan arkadaşlara doğru çalışma şartlarını gösteren bir bildirge olabilir.
İki teker üzerinde çalışanlar (motosiklet emekçileri) olarak sorunlarınızı toplu halde dile getirme olanağınız olur. Medyanın daha fazla ilgisini çekebilirsiniz, belki patronların bilinçlenmesine de katkısı olur bunun.
Belki düzgün çalışan işletmelere belli bir etiket vs. verilebilir. Doğruyu yapan işletmeler bir anlamda ayırt edilmiş olur.
Fikir bol; hareket de olsun ama.
crxforever kağıt toplayıcısını suçmamışsın nasıl sokaktaki herhangi bir kimseyi böyle suçluymuş gibi anlatıyorsun?
''bir ehliyet alıp binmeyi akıl edememiş miydi ?Doğru olan buydu.''
;demişsin adamın belki hobisidir bu soğukta karda kışta caddelerde at gibi araba çekmesi sende saygı duymalısın adamın hobisine...
kağıt toplayıcısına kamyonet ve ehliyet alması için neden para vermedin niye yardım etmedin?
Sende suçlusun bu fakir düşüncelerinle...
Güzel fikir. Daha önce de denemeleri oldu ancak geliştirilemedi. Tekrardan neden olmasın.motosiklet.net bize bu konuda yardımcı olabilir mi ?O zaman benden naçizane bir öneri:
Neden iki teker üzerinde çalışan arkadaşlar en azından çevrimiçi bir ortamda birleşerek bir platform oluşturmuyorsunuz?
Mesela böyle bir oluşumda üye olan arkadaşlara doğru çalışma şartlarını gösteren bir bildirge olabilir.
İki teker üzerinde çalışanlar (motosiklet emekçileri) olarak sorunlarınızı toplu halde dile getirme olanağınız olur. Medyanın daha fazla ilgisini çekebilirsiniz, belki patronların bilinçlenmesine de katkısı olur bunun.
Belki düzgün çalışan işletmelere belli bir etiket vs. verilebilir. Doğruyu yapan işletmeler bir anlamda ayırt edilmiş olur.
Fikir bol; hareket de olsun ama.
---------- Mesaj ekleme zamanı: 11:59 ---------- İlk mesajı ekleme zamanı 11:45 ----------
Yazımın yarısını değil de tüm paragrafı okumanı rica ederim.Kağıt toplayıcısı suçludur bu durumda dedim, Doğru olanın bu işi bu şekilde yapması gerekli dedim.
Bir de gerçeklerden bahsettim bu yanlışı yapmanın onu gerçeği olduğunu, varolmak için bunu yapması gerektiğini ve bu konuda tek suçlunun kendisi olmadığı ondan kağıt alan hammaddeciden onu bu şekilde kağıt toplamaya iten rekabetçi düzene, bu işleri bir düzene raya oturtamayan basiretsiz yöneticilere ve bu kağıdı kullanan bizlere kadar herkesin bu hatada bir payı olduğunu anlatmaya çalıştım.
Birşeylerin iyiye gitmesi için birilerine sadaka vermek gerekmez.Bana kimse doğruyu bulmam için bir kask almadı, a2 ehliyetimi bir hayırsever kurum vermedi.Sadaka sadece yanlış giden birşeyi örtpas eder.
asıl o onur bana ait, senin gibi arkadaşların hakkımızdaki düşüncelerin ufak da olsa değiştirmeye çalışması bile inan beni mutlu etti. söylediklerine harfi harfine katılıyorum ve böyle bir yazı için gerçekten can-ı gönülden teşekkür ediyorum.Espri kutusu ve Esp, benim gibi düşünen meslektaşlarımın burada olduğunu görmek oldukça sevindirici.Desteğiniz beni onurlandırdı.
İnsanın sanal alemde yazı ile kendini ifade edebilmesi de donanım istiyor.Bu şekilde kendini anlatabilen bir kurye olması meslektaşları için şanstır.
Trafik esnek bir çalışma alanı.Fabrikada limiti belli bir makina ile çalışmak gibi değil yada ofiste ne yapılması gerektiği net olan bir iş gibi de değil.Sürekli değişiyor, hareket halinde.
Motoru hobi olarak kullandığım zamanlarda fark etmediğim şeyleri iş için kullanmaya başladığımda fark ettim.Hobi olarak kullanırken sürekli diğer sürücülerin hatalarını görüyordum, sinirleniyordum.Halbuki iş icabı kullanırken bunlarla karşılaşma sayısı o kadar çok artıyorki bir süre sonra trafiğin parçası olarak kabullendim.Kuralsızlık desteklenecek birşey değil elbette ama kuralları kimseyi zorda bırakmayacak şekilde esnetebilmek gerekiyor.Mecbur kalıyorsun.
Aslında sapla samanı ayırmak lazım.Herşeyin bir usulü var.
Mesela araç trafiğine kapalı bir alana girmek gerekti.Önüne çıkan yayalara korna çalarsan, manyak gibi hız yaparsan sopayı hak ettin demektir!Orası yaya alanı işte, sen o alanı bir süreliğine izinsizce kullanacaksın.Kimseyi rahatsız etmeden usulca sürüldüğünde, önüne yaya çıktığı zaman beklendiğinde hiçbirşey olmuyor.Ama adamı korkutursan zıplatırsan kim olsa kızar.
Kırmızı ışığı ele alalım.Bazı yerler var sırf gösteriş olsun diye lamba konulmuş.Daha medeni görünme çabası yada sorumluluktan yırtma endişesi.Yahu 50 metrede bir lamba olur mu?Eğer o kadar kısa aralıkalarla yaya geçişi varsa ya alt geçit, ya üst geçit yapmak, yada tamamen araç trafiğine kapatmak gerekir.Ama plansız şehirleşmeden dolayı bu yapılamıyor, yada çok pahalı çözümleri var, yapılmıyor.
Mesela çok geniş caddelerde sağa dönüşlere bakalım.Yahu sağa dönecem bana niye kırmızı yanıyor?Karşıya geçecek, sola dönecekle orada bekliyorsun.O kavşağın aynısından başka yerde var, orada sağa dönüş için ayrı lamba koymuşlar.Sağa dönecek adama yeşil yanıyor geçip gidiyorsun.Öbür kavşakta koymamışlar bekle dur.Şunu belki duymuşsunuzdur.İngiltere'de trafiğin sürekli kilit olduğu bir kavşakta trafik lambalarını kaldırmışlar, sorun çözülmüş!Asya ülkelerindeki durumu gösteren bir sürü video var youtube da.Gördüğüne inanamıyorsun.Sanki bir arı oğulu. Boşluksuz akan bir trafik, dev bir kavşak, kaza yok, çarpışma yok, bu devasa yoğunlukta dahi herkes döneceği tarafa dönüp yoluna devam ediyor.Şunu demek istiyorum, bazı ezberleri sorgulamak lazım.Kırmızı yanıyor dur.Tamam dur da, arkadan kamyon geliyor, takip ediyormusun aynandan?Durabilecek mi bakalım?Sağa döneceksin, bakıyorsun soldan gelen yok, karşıdan gelen yok, yaya geçmiyor ama kırmızı yanıyor.Sonra yeşil yanınca bir sürü halinde kalkıp tüm o araçlarla birlikte o yoğunlukta süreceksin.İyide kardeşim sen motosiklet kullanıyorsun, 4 tekerden ne kadar uzak dursan o kadar iyi.O boşlukta çıkıp gitsen bomboş yolda süreceksin.Ayrıca emin olun araçların çoğunluğu motorun aradan geçip gitmesine birşey demiyor, hatta istiyorlar, şu beladan kurtulayım gibisinden.Motorların aradan geçmesine kızanlar manyaklar sadece.Geçse ne olacak geçmese ne olacak, onun için birşey değişmiyor ki? Orada çakılı kalmış işte.Ama adam manyak, sinir oluyor kendisi beklerken motorun geçmesine, hazmedemiyor.Çok var böyle adam.Kurye ile yarışmaya kalkan dangalak jip, pahalı spor araç sürücüleri falan var.Adam ego tatmini için oturmuş direksiyon başına.Bu insandan empati mi beklenir?
Yukarıda kırmızı ışıkta geçin falan demiyorum, kırmızı ışık ihlali ciddi bir kural ihlalidir.Kesinlikle savunmuyorum.
Öncelikle konuyu açan arkadaşa katılıyorum..
Hocam size gelrsek; O dediğini çoğu araç yapıyor. Kırmızı ışıkta en arkada beklememek için yanına gidiyorum arabanın, yeşilin yanmasına 5,6 saniye var, hemen gaz falan veriyorlar, ara gaz falan.. Birden basıyorlar yeşil yanmadan! Ağzını yüzünü kırasım geliyor böylelerinin. Ayrıca sanki biz körmüşüz gibi adamlar yeşil yanar yanmaz kornaya basıyor!
---------- Post added at 08:54 ---------- Previous post was at 08:50 ----------
Öncelikle konuyu açan arkadaşa katılıyorum..
Hocam size gelrsek; O dediğini çoğu araç yapıyor. Kırmızı ışıkta en arkada beklememek için yanına gidiyorum arabanın, yeşilin yanmasına 5,6 saniye var, hemen gaz falan veriyorlar, ara gaz falan.. Birden basıyorlar yeşil yanmadan! Ağzını yüzünü kırasım geliyor böylelerinin. Ayrıca sanki biz körmüşüz gibi adamlar yeşil yanar yanmaz kornaya basıyor!
Bir de müşteriler çok kötü!
Örnek:
Sipariş ortalama 8 -9 dakika geç kaldı. Kadın birden kapıdan çıktı üstüme yürüdü, bağırdı çağırdı.. ''Hanfendi kusura bakmayın, yapabileceğim bir şey yok malesef. Yoğunluktan dolayı siparişleri elimizden geldiğince erken yetiştirmeye çalışıyoruz.'' dedim sadece..
Bir de, sipariş adresini yanlış verdiler bu yüzden 15 - 20 dk geç kaldım. ''Beyfendi kusura bakmayın siparişinizi biraz geç getirdim. Arkadaşlar adres tarifini yanlış verdiler yoğunluktan dolayı..'' Zaten adam anlayışla karşıladı sağolsun, olur kardeşim, boşver.. Sen de çalışan birisin takma kafana falan.. Sonra giderken buyur bu senin dedi 5 lira uzattı. Yok, yok almayım.. dedim. Zaten geç kalmışız..
Bazı insanlar halden anlarken, bazıları ise geç kaldın diye kıyamet koparıyor. Tabii ayda 1,2 tane anca çıkıyor böyleleri. Genelde sağolsunlar geç kalma durumu olursa anlayışla karşılıyor çoğu kişi.
Ben bu dominoss'a uyuz oluyorum açıkçası.Niye 30 dakikada kapında diye bi kampanya yaptı ki.Geçenlerde şahit oldum 32 dakika olmuş kadın para vermem diyo.Tamam bu senin hakkın ama 2 dakika geç kaldığı için 3 kuruş parayı vermemek için öyle bir hal tavır alıyo ki kadın sanki 30 dakika içinde gelsede verecek parası yoktu.Aynısın benim başımada geldi dominoss tarafından tam 35-40 dakika arasında geldi siparişim ama asla arayıpta geç kaldı demedim çünkü karşımdaki insanın işinden olabileceği yada azarlanacağını düşünmek sinirimi bozdu 1 seferlik olur dedim ve bir dahada olmadı zaten.Psikolojik olarakta bu yüzden motosiklet sürücüleri fırça yememek için acele ediyorlar.Ama şu da bi gerçek ki bulunduğum yerde özellikle dominoss'un motorcuları trafik kurallarına uyuyor ve kasksız asla sürmüyolar
türkiye bir genellemeler ülkesidir arkadas. takma kafana. taksiciler kötü kadın cocuğudur. dolmuşçular şerefsizdir. kuryeler apaçidir. herkes kendi kafasına göre motosiklet gurusudur bu ülkede. insanları susturamazsın. altına 1000 cc racing alıp otobanda biraz gazlayıp sürat yaptı diye apaçi ilan edilen arkadaşlar var burda. 1000 cc ss e binen adamdan kendi 100 - 125 cc lik çin malı motoruyla gittiği gibi gitmesini bekleyenler var. dizlik takmadı diye apaçi ilan edilenler var. 45 tl lik diz koruması nereyi ne kadar korur acaba cok merak ediyorum. ben de uzun süre yemek kuryeliği yaptım ben de yazın montsuz, termal yelek bellik ve tişörtle motor kullanıyorum. düşersem çizileceki sıyrılacak olan kendi kollarım size ne? benim düşüncem, motosiklet tehlikeli aractır arkadas. ölümcül yara alabileceğin kafanı ve omurganı koruduktan sonra, kolun çizilmiş, bacağın sıyrılmıs cok da önemli değildir. canın cok tatlıysa motordan in limuzine bin mesela di mi? ama yok işte diyorum ya herkes bir valentino rossidir. herkes bir güvenli sürüş üstadıdır, herkes örnek vatandastır bu memlekette kendi kafasına göre. o yüzden fazla takma kafana, işine bak kardesim. kolay gelsin, allah kaza beladan korusun.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
