Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı

Anket: Arkadaşlar siz olsanız hangisini alırdınız.?

Katılımcı sayısı
28. Sizin bu Ankette oy kullanma yetkiniz bulunmuyor
  • Kawasaki Wersys

    17 60.71%
  • Aprilia Mana

    11 39.29%

Kawasaki Wersys - Aprilia Mana

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #1

    Üyelik
    20 Mayıs 2009
    Şehir
    Bursa
    Motosikleti
    Kawasaki ER6-f
    Arkadaşlar siz olsanız hangisini seçerdiniz.?
    Kawasaki Wersys - Aprilia Mana


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2

    Üyelik
    16 Haziran 2008
    Şehir
    Alanya
    Motosikleti
    Derbi GP1 250
    Aprilia Mana diyorum ben..
    [B]OZAN GÜLMEZ[/B]
    [B]E-Mail =[/B] unknown_member07@hotmail.com
    [B]Facebook =[/B] https://www.facebook.com/ozan.gulmez2

  3. #3

    Üyelik
    25 Ekim 2004
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    Artık Yok...
    görüntü mana
    sağlamlık versys

  4. #4
    ExTReMa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Kasım 2007
    Şehir
    Lüleburgaz..
    Alıntı logaritma adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    görüntü mana
    sağlamlık versys
    kullandın mı ki biliyosun?
    вιкє мє αρяιℓια 'яѕ 250'
    tuem

  5. #5
    DARKDIAMOND - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Ocak 2006
    Şehir
    üsküdar/istanbul
    Scooter bir yere kadar,sonrasında ne kadar büyürse o kadar problemi büyüyor.Bende önceleri Mana için olumlu bakıyordum ama kullanım stilim enduroya doğru kaydıkça tarzımda oturmaya başaladı.250'lik bir scooter'den sonra 650'lik bir enduro banada olur gibi geliyor.Anladığım kadarıyla seninde benim sahip olduğum çekincelerin var.Bence bir an önce üzerimizden atıp enduroya geçmek gerekiyor.Bu sebeple Versys diyorum.
    Tek koruyucumuz var,O'da bizi çok sevdiği için birer birer yanına alıyor.
    Oğuz

  6. #6

    Üyelik
    25 Ekim 2004
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    Artık Yok...
    Alıntı ExTReMa adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    kullandın mı ki biliyosun?
    ne alaka ????

    soru ne sormuş arkadaş iyi oku

    siz olsanız hangisini seçersiniz ??

    bende ben olsam

    görüntü olarak mana
    sağlamlık olarak tabiki kawasaki yi seçerdim dedim

    bu bir görüşdür arkadaş fikir sormuş ben fikrimi beyan ediyorum

    sana ne oluyor ????

    arkadaş bu motorları süren bilen varmı dememiş
    yada bu motorlar hakkında sürüpde tecrübesi olan varmıda dememiş ....

  7. #7
    ExTReMa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Kasım 2007
    Şehir
    Lüleburgaz..
    Alıntı logaritma adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    ne alaka ????

    soru ne sormuş arkadaş iyi oku

    siz olsanız hangisini seçersiniz ??

    bende ben olsam

    görüntü olarak mana
    sağlamlık olarak tabiki kawasaki yi seçerdim dedim

    bu bir görüşdür arkadaş fikir sormuş ben fikrimi beyan ediyorum

    sana ne oluyor ????

    arkadaş bu motorları süren bilen varmı dememiş
    yada bu motorlar hakkında sürüpde tecrübesi olan varmıda dememiş ....
    Tamamda bende hangisinin daha sağlam olduğunu nerden biliyosun dedim..
    Öyle bir konuşuyorsun ki sanki ikisinide kullanmış gibisin..
    Sağlamlığını yada sağlam olmadığınıda kullanmadan bilemezsin dimi
    вιкє мє αρяιℓια 'яѕ 250'
    tuem

  8. #8

    Üyelik
    25 Ekim 2004
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    Artık Yok...
    sağlamlık açısından açıkcası ben italyanla japonu kıyaslamam heleki japonlar içinde en dayanıklı üretim yapan kawa ile yamahanın yeri ap ayrıdır bende..
    kusura bakma bu arada yukarda biraz sert yazmışım gibime geldi şimdi okuyunca farkına vardım o manada yazmadım öyle algılama yani

  9. #9
    ExTReMa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Kasım 2007
    Şehir
    Lüleburgaz..
    Alıntı logaritma adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    sağlamlık açısından açıkcası ben italyanla japonu kıyaslamam heleki japonlar içinde en dayanıklı üretim yapan kawa ile yamahanın yeri ap ayrıdır bende..
    kusura bakma bu arada yukarda biraz sert yazmışım gibime geldi şimdi okuyunca farkına vardım o manada yazmadım öyle algılama yani
    Kusura bakmıyorumda japonlar arasında en dertli makinanında kawa olduğunu benim gibi bi çok kişi bilir
    Kawa hayranlığımı var acaba diye düşündüm ilk okuduğumda...
    вιкє мє αρяιℓια 'яѕ 250'
    tuem

  10. #10

    Üyelik
    25 Ekim 2004
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    Artık Yok...
    ben severim kawa yı en500 çok kullandım sıkıntısız alettir bu gün alıcak biri olsa yaşına bakmadan tavsiye ederim.. mesela vulcanda öyle şu an 750 lik bir vulcan var 94 model bizim mahallede sahibini tanıyorum daha motoruna anahtar değmemiş tertemiz alet..

  11. #11
    korkut 250 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Mayıs 2008
    Şehir
    Gültepe İSTANBUL
    Motosikleti
    Yamaha Fz6 Fazer..Ve birde Yavrusu
    Türkiyede kullanım bakımından kawasaki.
    Bir damla özür nice yangınları söndürür.Gurur yapmayın yoksa o yangın tüm sevdiklerinizide götürür.

  12. #12

    Üyelik
    27 Aralık 2008
    Daha önce bu tip motorları araştırırken Kawasaki Wersys'i beğenmiştim Aprillayı pek bilmem ama Kawa almak mantıklı.

    Ama görünüş olalara aprilla 10 numara duruyor.

  13. #13
    slamdunk - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Temmuz 2005
    Şehir
    İstanbul (Çanakkale)
    Motosikleti
    Mondial X-Treme Supermoto 250
    Her 2 motor da tam istediğim tarz yani Enduro-naked karışımı.. Şehiriçi, uzun yol, biraz da araziye gelebilecek motorlar. Aprilia biraz daha şekil olarak güzel gibi ama çok çok yakın aletler bence. Şeçecek olsam fiyat belirleyici olurdu.

  14. #14
    Forumdan Uzaklaştırıldı
    Üyelik
    17 Mart 2008
    Şehir
    3 gün İzmir , 5 gün Mersin
    versys'i rüzgarın kızı test etmişti yanlış hatırlamıyorsam ve çok beğenmişti , yine mana'yı da test etmisti . belki internet üzerinden yazılarına ulaşabilirsin . Mana otomatik vitesli , o yüzden versys diyorum .Hatta ben buldum yazıları, ekliyorum


    Çok MANA’lı bir test / Ayşe Şule BİLGİÇ

    Yıllardan beri pek çok motosikleti kullanma şansım oldu. Şanslıyım çünkü farklı motosikletleri kullana kullana artık ne istediğimi çok daha iyi biliyorum. Yeni nesil motosikletlerin tümü aslında neredeyse mükemmel. Ancak kullanan kişinin isteklerine ne kadar uygun o çok değişen bir şey. Rüzgarın Kızı bir dönem endurocu, bir dönem Fazer’ci bir dönem scooter’ci hatta bir aralar "reysinkçi" diye anılsa da benim istediğim şey aslında bunların güzel harmanlanmış haliydi.

    Tamam sahip olduğum motosikletlerden çok memnunum ama hani şöyle rahat kullanılan, az çok gücü kuvveti yerinde ama görüntüsü de ilgi çekici olan bir motosiklet olsa ne şahane olurdu diye içimden sık sık geçti.

    Geçtiğimiz günlerde bizim hınzır 2Teker ekibi bana sürpriz yaptılar, kullanmam için bana çok acaip bir motosiklet getirdiler. Kan kırmızısı bir Aprilia Mana 850. Elma şekeri rengi boyasının gözümü almasını geçtim, bu motosikletin duruşu bile gönlümü çalıverdi. Aprilia Mana’nın asıl numarası elbette görüntüsü değil. Mana yeni nesil motosikletlerin en sıra dışı örneklerinden biri. Çünkü bakınca motosiklet gibi duran bu makine aslında bir scooter. Ya şimdi scooter deyince de olmadı aslında tam bir scooter de değil. Motosiklet scooter kırması bir şey. Otomatik vitesi tıpkı bir scooter gibi ama yapısı tam bir motosiklet. Mototer falan diyeceğiz galiba buna.

    Mana’nın sol elciğinin orada bir manet yok. Yani ne scooterlerdeki gibi arka fren ne de motosikletlerdeki gibi debriyaj maneti yok. Onun yerine, kornanın üstünde vites artıran, selektör düğmesinin altına gelen yere de vites küçülten bir tuş koymuşlar. Alışana kadar sürekli elim, olmayan manete gitti. Sonra da vites büyüteceğim diye yanlışlıkla defalarca kornaya bastım. Ama Bir kere alışınca da bu kez diğer 2 tekerler garip gelmeye başladı. Mana’nın vites kutusu çok enteresan. Scooter mantığında olmasına rağmen Mana motosiklet gibi vitesli kullanılabiliyor. Yolda giderken bir düğmeye basıp otomatik ya da normal vites moduna geçilebiliyor. Sol ayaktan normal motosiklet gibi vites atmak ya da sol eldeki düğmeleri kullanmak mümkün. Yolda giderken trafik mi sıkıştı, hemen otomatik vites. Virajlı, güzel bir yola mı çıktım, hemen düz vites. Daha ne isterim, ballı badem vallaha.

    Vites kutusu ile Mana’nın marifetleri bitmiyor. Bir de motor haritasını değiştiren fonksiyonu var. Başka bir düğme ile Mana’nın üç farklı sürüş seçeneğinden biri seçilebiliyor. Tur seçeneğinde Mana akıllı, uslu tepkiler verirken, spor’u seçince devirleri yüksek tutarak sert tepkiler vermeye başlıyor. Islak zeminler için yağmur tercihini tıklayınca Mana sanki 500 kiloymuş gibi gaz açmalara yavaş cevap veriyor. Mana’nın cebindeki tüm oyuncaklar bunlar da değil. Benzin deposunun yerinde kocaman bir bagaj var. Tam kapalı bir kask sığabiliyor. Ancak KGS, OGS, telefon ıvır zıvır koymak için şahane bir yer aslında burası. Yolda giderken bile açıp içinden bir şey almak mümkün. Benzin deposu ise yolcu selesinin altında.

    Mana’nın görünüşü motosiklete yakın olsa da sürüşü biraz scootere daha yakın. Büyük lastikleri ile çok iyi viraj alabiliyor. Ancak vites kutusunun ve motorun ağırlığı scooter gibi biraz arka tarafta yoğunlaşmış. Arka fren bu yüzden çok etkili. Ön frenlerde spor motosikletlerdeki gibi radyal konumli, dört kaliperli çift diskli, çok güçlü bir sistem var. Daha elimi manete koyar koymaz hemen diskleri ısırmaları güven veriyor. Ama bu frenleme motosikletlerdeki gibi değil. Arka freni de kullanınca Mana gerçekten yavaşlıyor.
    Mana’nın V2 839 cc’lik motoru 76 beygir güç üretiyor. 215 kg’lık boş ağırlığı ile bu motor rahat rahat baş ediyor. Üstelik ne titreşim ne de sinirli sinirli sesler çıkaran bir egzoz sesi var. Bu 76 beygir güç çok dostça kullanılabilen bir güç. Yani gazı çevirince kızgın bir kaplan gibi ileriye atılan bir karakteri yok. Daha çok tatlı tatlı, ama istikrarla çekip götüren bir lokomotif gibi hissettiriyor. Uzun süre şehir içinde kullandığım halde dik ve rahat oturuş pozisyonu, geniş gidonları sayesinde hiç yorulmadım (sıcaktan eridim sadece, niye kliması yok ki bunun?). 800 milimetrelik sele yüksekliği çok fazla değil. 180 mm genişliğindeki arka lastiği ise zaten şık olan arka görüntüsüne dolgunluk katmış.

    Mana’yı alıcı gözüyle inceleyince kullanılan malzemeler, boya, işçilik mükemmel. Hani 23 bin 160 YTL’lik fiyatını duyunca yüreğimde ince bir sızı hissetmedim değil. Kullanmadan önce fiyatını söyleseler belki arkama bakmadan kaçardım, ama kullandıktan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Benim istediğim her şey bu motorda var.


    Hay Allah! Kawasaki Versys Bu nasıl bir motor ola ki / Ayşe Şule BİLGİÇ


    15 Ekim 2008


    Aklımda bir türlü, bir yere koyamadığım bu enteresan makine için pek de heyecanlı bir merak hissetmiyordum. Enduro desen değil, 17 inç jantlarla enduro olamaz. Çıplak motor desen hiç değil, 2 metre süspansiyonları var.

    Süpermoto desen 181 kilogram ağırlıkla biraz ağırsıklet kalıyor. ’Böyle kırma bir şeyden ne olur ki?’ derken, testten sonra anladım ki, ummadık taş çok fena baş yarabilirmiş. Kawasaki sihirli bir karışım ile tüm bu sınıflardan aldığı olumlu özellikleri Versys’te bir araya getirip, tam bir ’keyif makinesi’ yapmış. Versys’ den, beklentileri düşük olananlar bu motosikleti kullanınca, benim gibi kamyon çarpmışa dönebilirler.

    Versys’i test için almaya giderken, yabancı yayınlarda okuduğum testlerden kaynaklanan, kafamda bir sürü soru işareti vardı. Şimdi hepsi tamamen silindi mi? Hayır! Bunun için Versys ile geçirdiğim 5 gün tatminkar ama yeterli değildi. Karmaşık ve gizemli hali ile Versys, tekrar, tekrar görmek, tanımak istenecek bir motosiklet.

    TASARIM-ERGONOMİ

    Filmi başa saralım. Versys biraz hilkat garibesi gibi görünüyor. Evet. Özellikle kurukafa tipi farları ile başlayan, büklümlü kafa karenajı estetik olarak ilk anda zor kabullenilir görünüyor. Ancak Versys ile vakit geçirdikçe kuru kafa şekli bile gözünüze hoş gelmeye başlıyor. Motosikleti büyüteç altında inceleyince aslında son derece kaliteli parçaları ve işçiliği ile önyargılarımı sallamaya başladı. Özellikle kibar kuyruğu, papatya fren diskleri, herkesten saklanmış utangaç egzozu ve açılı arka salıncağı ile "yahu güzel bir şey bu" bile dedirtti bana. İlk bakışta Versys biraz cüsseli ve yüksek görünüyor. Hayır, hayır görünmüyor, tam da öyle. Üstündeyken de, 840 milimetrelik sele yüksekliği ile iş ciddileşiyor. Yalvarırcasına açılan kollarla tutmak zorunda kaldığım geniş gidon ile Versys iyice endurovari bir havaya bürünüyor.

    Gösterge panelinde kocaman bir devir göstergesine, çok fonksiyonlu, küçük bir sayısal gösterge eşlik ediyor. Okuması rahat ama sayısal göstergedeki farklı ekranlara geçmek için oldukça eğilmek gerekli. Yolda giderken değiştireyim demek için orangutan kolları lazım. Ortalama boyda bir binici için oturuş pozisyonu oldukça rahat. Selenin bacak kısımları biraz oyuk. Bu sayede yere ayakları basmak hiç de uzaktan göründüğü gibi zor değil. Ama yine de, ’Neden biraz daha uzun bacaklara sahip değilim?’ diye kendi kendime söylenmedim değil. Yolcu selesi beklediğimden daha dardı. Fakat kalın dolgusu, yolcu tutacaklarının ve ayaklıkların konumunun isabetli seçilmesi ile artçılarını pek rahat ettiriyor. Köşeli aynalar ise, yüksek destekleri ile omuzları kadraja almadan arkada olup biteni gayet temiz gösterebiliyor. Ama iyi gösteriyor diye takılıp kalmamakta fayda var.

    TEKNİK DETAYLAR

    Kawasaki Versys yeni bir tasarım olmasına rağmen kullanılan motor oldukça tanıdık. Kawasaki’nin yeni nesil iki silindirli motorunu geçtiğimiz yıl üretilmeye başlanan ER6 serisinden tanıyoruz. Paralel iki silindirli motor, üst seviyedeki mühendisliği ve bolca elektroniği ile ER6 serisinde oldukça iyi bir şöhret yapmıştı. Versys’de Kawasaki, daha düzgün bir tork eğrisi için motorun beygirinden çalmış. İkiz silindirli motor ilk çalıştırmada bilindik çift silindirin tır-tır sesiyle açıkçası öyle aklımı başımdan almadı. Yolda, beygir gücü ile tork dengesinin uyumu konusunda bana ders verircesine canlı bir motor vardı altımda. Devir saatinin en tepeleri haricinde motor gaz koluna kadife yumuşaklığında tepkiler veriyordu. Bu yumuşaklık biraz CBF 1000’deki gibi insanın ruhunu dinlendirmeye yönelikmiş gibi görünmesin. Eli karıncalanan tipler için gaz kolunun her bükülüşü gökkuşağı renklerinde bir eğlencenin de kapılarını açıyordu. Alt devirlerde dahi son derece dolu dolu çekebilen Versys özellikle 7.000 ile 10.000 d/d arasında tren gibi çekiyor. Virajlı yollarda bu aralığı kullanırken altımdakinin 64 beygir olduğuna inanmakta zorlandım. Versys’in motoru, tüm devir aralığında iki silindire göre şaşılacak kadar titreşimsiz çalışıyor. 6 oranlı vites kutusu, İsviçre saati gibi işlerken, debriyaj kolu uzun bir hareket mesafesi içinde son derece hassas bir kavrama ile çalışıyordu.

    VERSYS İLE YAŞAMAK

    Birkaç sınıftan aldığı genleri Versys’i çok özellikli bir ’mutant’ yapmış . Şehir içinde, yağmurda, şehir dışında, otobanda kolayca kullanılabilirken performans olarak, asla hayal kırıklığı yaratmayan bir motosiklet yapabilmek zor iş. 17 inçlik jantları ve 150 mm hareket mesafeli ön süspansiyonu ile bu işte bir gariplik vardı. 17 inç jantlar yüzünden bozuk yollarda alınan darbeler gidonda hissedilebilir veya uzun hareket mesafesi yüzünden ani frenlerde motosikletin kafası dalabilirdi. Ama ikisi de olmuyor. Öndeki ters amortisörler ve sihirli bir süspansiyon sertliği ile bozuk yollardan çok az etkilenirken, sert frenlerde motor dalmıyor. Yol motorlarından yumuşak, endurolardan sert olan süspansiyon, Türkiye’deki yol koşulları için ideal sertlikte. Bu ayarı beğenmeyen olursa, tam ayarlı süspansiyon ile biraz oynayarak biniciye özel ayarlamalar yapmak da mümkün. Ayrıca, bu fiyat etiketinde bir motosiklet için tam ayarlı, ters konumlandırılmış süspansiyonlar etkileyici. 180 mm lik yerden açıklık ise ancak şehir içinde ufak kaldırımlardan veya hafi f engebelerden geçmek için uygun. Frenler için üst seviye bir sistem tercih etmek yerine, standart bir sistem üzerine etkili bir ABS eklenmesi ile güvenilir bir fren performansı garanti altına alınmış. ABS son derece temiz çalışıyor. Sessizce ve pedalı fazla tekmelemeden devreye giriyor. Arka fren üzerinde hafi f bir temas oluşturup saniyelerce motor üstünde ayaklarımı yere koymadan kalabildiğime göre ağırlık merkezini bir noktada toplaya-bilme konusunda Versys, bir cambaz kadar başarılı. Yüksek hızlarda ise beklenenin aksine ön tarafta hafifleme ve yolda gezinme yok. Küçük rüzgár saptırıcı görevini iyi yapıyor. Rüzgár omuzları etkilese de, kaskın üstünden geçiyor.

    Virajlarda kuğu gibi süzülen bir motosiklet Versys. Yerden yüksekliği fazla olmasına rağmen dengeli ağırlık dağılımı, hisli süspansiyonları, geniş gidonu ile virajlarda güven verici. Bu güvenin sınırlarını zorlamak çok yetenek istemese bile yüksek yapısı sebebiyle virajlara düşer gibi yatıp kalkmak biraz cesaret istiyor. Versys’in ön tarafı gidon komutlarına çok hızlı cevaplar verebiliyor. Arka süspansiyon, viraj içindeki gaza çok duyarlı değil. Bunun avantajı, viraj çıkışlarında bol miktarda ivmelenmeyi, eğlenceye dönüştürerek hissettiriyor kendini. Virajlarda tek sıkıntım viraj girişlerinde gazı kapattığımda motor freninin aniden devreye girmesi oldu. Hani bu da bana, pek acemi olduğum dönemlerde, gaz dozajlamayı pek bilemediğim için habire öne arkaya kaykıldığım zamanlarımı hatırlattı. Versys ile her gaz kesişimde, selede hacıyatmaz gibi sallanmaya alıştım ama gaz kolunu yavaş kapatsam bile motor freniyle Versys’in öne kapaklamasına alışamadım. Buna alışmam için Z-Motor’dan, aramıza girmeyip, bu motorla biraz daha flört etmeme izin vermelerini istiyorum. Nitekim belki bu flört döneminin sonunda hayırlı bir iş için, çiçeğimle, çikolatamla soluğu Z-Moto’da alabilirim
    .
    __________________

  15. #15

    Üyelik
    27 Aralık 2008
    Mana'nın hem otomatik hemde manuel olduğunu duyunca ve yukarıdaki yazıyıda okuyunca insanın aklını çelmiyor değil param olsun almazsam....

  16. #16
    forewer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    03 Mayıs 2006
    Şehir
    Ankara
    Motosikleti
    ZZ-R1200
    Aprilia, o bir italyann ...
    '92 ZZ-R250, '06 ZZ-R600, '05 ZZ-R1200

  17. #17

    Üyelik
    09 Şubat 2009
    Şehir
    Bilecik
    Motosikleti
    yok
    kawasaki

  18. #18
    Whitehair - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Eylül 2006
    Şehir
    İstanbul/Levent
    Motosikleti
    CBF 600 SA
    İtalyanların parça fiyatları ve bakımları pahalı olduğunu biliyorum bu nedenle Kawa oyu verdim. Kawa'da pahalı ancak mana kadar değil diye biliyorum..

  19. #19

    Üyelik
    20 Mayıs 2009
    Şehir
    Bursa
    Motosikleti
    Kawasaki ER6-f
    yaww hangisini alıcam ben oooofff oofffff

  20. #20

    Üyelik
    25 Ekim 2004
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    Artık Yok...
    düşünmen bile yersiz aprillanın servis sorunu malum şu motorsiklet forumlarını gez kimse aprillaya bir laf etmez ama yedek parça ve servis ağına verir veriştirir parça bulamassın bulsan anormal fahiş fiyatlardadır öyle böyle değil servisleri çok pahalıdır yoksa aprillaya bir laf eden yok olamazda.. kendini ispatlamış bir marka sadece her italyan markası gibi biraz nazik kullanıcaksın fazla sert ortamlarda ve sürüşden motoru uzak tutucaksın..


    REKLAM ALANI

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)

Bu Konudaki Etiketler