uzun yıllar boyu hep aklımda araç tasarımı ve üretimi vardı.
birkaç yıl önce ilk 20 cc'lik tek pistonlu 2 zamanlı motorumu, bir kaç ay önce de ilk 50 cc'lik tek pistonlu ve 4 zamanlı motorumu geliştimeyi başardım.
hassas elektronik teknolojisi ile kontrol edilen valf ve enjeksiyon zamanlamasına dayalı yeni bir tek piston motor tasarımına başladım. finansımı toparladığımda prototipini üretmeye başlayacağım.
bir aksilik çıkmaz da prototip beklediğim gibi çalışırsa , bu fikir üzerinden geliştirilecek 250cc bir motor teorik olarak 42hp güç üretebilecek.
bunlar da ileriki zamanlarda motorların araştırma ve geliştirmesi tamamlanıp seri üretime hazır hale gelirse diye şimdilik karaladığım tasarımlar...
valla türkiyede böyle şeyleri yapmak gerçekten inanılmaz zor. sürekli önünüze yeni taşlar çıkıyor.
taşları yetkililerden çok halk koyuyor. aldığım en basit tepki " mühendis misin artis misin... bırak bilen yapsın "
üzülerek söylüyorum ki, o kadar çok makina mühendisi gördüm... mühendislikten bi haber. çünkü bir çok üniversitede eğitim veren profesörler mühendislikten bi haber bir kere...
adam bana o motorun bir sürü hesabı kitabı var nasıl yapacaksın diyor.
işte size memleketin eğitim rezaleti. bizim birçok mühendislerimiz bir suyun boru içinden akışını ve sürtünmesini %60 - %70 tahminlerle kağıtta hesaplarken aynı işi biz mühendis olmayan arkadaşlar bir iki yazılımla %98'lik doğruluk payı ile ve sonuçlarını kütle üzerinde görerek yapıyoruz.
tornacıdayım 4 zamanlı motorun valflerini işletmek için. adam ne valfi bu diye soruyor. kendim prototip motor yapıyorum diyorum. dalga geçme ne valfi bu? hangi arabaya yan sanayi üretceksiniz diyor...
küçük çocuk bile olsa arkadaşlar, fikirlerine saygı gösterin lütfen. yıllardır dünyanın parasını harcadım. deli cesaretiyle gidiyorum. gittiği yere kadar da gitmeye razıyım
dün msn listemdeki 16 yaşındaki çocuğu uzun süredir msn'e girmemesi üzerine telefonla aradım. babası oğlunun artık bilgisayar kullanmayacağını... gece yarılarına kadar bilgisayar başında kalıp geç saatte yatmasına kızdığı için uzun süreliğine bilgisayarını ofise götürdüğünü söyledi.
yaklaşık 2 yıldır listemde çocuk. elbetteki oyun oynuyor. ama yazılım geliştirme üzerine o kadar çok araştırma ve fikir üretiyordu ki... geleceğin microsoft'u olmasa bile ses getirecek teknolojiler çıkabilirdi ondan... gidip ailesi ile yüz yüze konuşup bilgisayarı çocuğa geri götürmelerini istedim hala bir ümit var
bu konuyu açmaktaki tek amacım öylesine bir mesaj vermek. özellikle... ülkemizin içinde bulunduğu bilimsel ezikliğe karşı bir mesaj.( acınacak durum mu desek )
üniversitedeki profesör bilgisayar kullanmayı bilmiyor diye öğrencilerine bilgisayarla çizimi yasakladığı eğitim düzenine karşı bir mesaj...
abarttım sanırım.
işte mesaj insanlarımızı harcamayalım. etrafımızdaki böyle insanlara, özellikle bu tür çocuklara destek olalım.
yada japon malı motorlara binmeye devam :D ne diyim :D tabi buna kalite kardeşim diyecekler olacaktır. demir bizim memleketten çıkıyor. karbon bizim memleketten çıkıyor... kalite üretmek dünyanın her yerinde mümkün...