Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı

Başlangıç İçin 600 lük Nasıl

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #41
    kıllıtarkan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    01 Eylül 2006
    Şehir
    İstanbul/AVCILAR
    Motosikleti
    ALMAYACAĞIM!!!!!!!
    17 yaşındasın sağlıklı düşünemiyosun
    [FONT="Arial Black"][COLOR="Red"]BU ALANA REKLAM ALINIR[/COLOR][/FONT] ::tutkuy::


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #42
    İHTİYAR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    29 Mart 2006
    Şehir
    İZMİR
    Motosikleti
    SUZUKI GS-500 E
    Yazıma başlarken kesinlikle sizi kırmak gibi bir düşüncemin olamıyacağını bilmenizi isterim.Aşağıda mesajınızın aralarına ekleyeceklerim tamamen iyi niyetimdendir.

    Alıntı Burhansefa adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    işte burda benim sorum başlıyor supersport cu olmama rağmen hız tutkunu olmadığıma inanıyorum Nasıl yani erkek olduğunuz halde kızlardan hoşlanmadığınızımı söylüyorsunuz? hatta çok yavaş giderken nasıl düşmemin hesabını yapıyorum ciddiyim
    eee o zaman nie ss alacan derseniz onun 4 silindirli motor sesi yok mu (vuun vun ) işte o beni cezbediyor ayriyetende ss makinaların duruşuna şekline de hastayım Yani Paris HİLTON la beraber yemeğe çıkacağım ama onu evine saat 12 olmadan bırakacağım mı diyorsunuz? ha ha ha ha Yemezler,kesinlikle bara geçip 1-2 yudumlayıp daha sonra bir diskoya geçer ve evinize götürürsünüz.

    gerçekten adam akıllı sürüldükten sonra bile 600 lük makina bana bi boy büyük gelir mi dersiniz EVET KESİNLİKLE PARİS HİLTON SİZE UYGUN BİR ARKADAŞ OLAMAZ
    Haydi hükümeti yıkalım yerine AVM yapalım.

  3. #43
    Gökhan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Haziran 2006
    Şehir
    Rize
    Motosikleti
    F 650 GS
    burhan tam senlik yazılar. Satır satır oku.

    Sevgili Arkadaşlar,

    Daha önceden de bu konu ile ilgili bir yazım olmuştu. Rahmetli Raif Ağabeyin vefaatinde içinde bulunduğum duyguların etkisiyle oldukça saldırgan bir yazı yazmıştım. O günden bugüne fikirlerim halen değişti mi, hayır.

    Motosiklet, hepimizin hayatında oldukça önemli bir yere sahip ve hatta birçoğumuzun hayatının çoğunluğunu kapsayan bir hobby. Kimimiz için artık hobby den çok bir ulaşım aracı. Ancak gördüğüm o ki, genç yaşlı demeden bir çoğumuzu da aramızdan alıp götüren ve bizlere büyük acılar bırakan bir hobby olmaya başladı. Bunda suçlu, acaba motosiklet denilen araç mı, yoksa bizler mi? Evet motosiklet tehlikeli bir araç. Ancak içinde bulunduğumuz şu ortamda yürümek de, alışveriş mağazasından alışveriş yapmakta, bankaya gitmek de tehlikeli. Diğer seçenekler de alternatifler yaratabiliyoruz. Suçu, kana susamış canilere atabiliyoruz. Ölenlere rahmet ediyor, kalanlara başsağlığı diliyoruz. Aynı motosiklette olduğu gibi. Ama motosiklet kazalarında ne hikmetse hiç motosikletlere suç bulmuyoruz. Bu aletlerin suçu yok mu? Bence var. Ama onların suç teşkil ettiği konuyu aslında bizler yaratıyoruz. Nasıl mı?

    Yeni bir motosiklet modeli çıkıyor. Çok hoş, çok güzel.

    "İşte hayatımın motosikleti, bundan mutlaka edinmem lazım. Bu sayede hem kendi egomu tatmin eder, hemde çevreme bol bol hava atarım.."

    Yada,

    "İşte benim almam gereken, bana yakışan motor bu. Bundan başkasını alırsam, çevremdekiler ne der sonra? Klasıma yakışmaz diğerleri!"

    Yada,

    "Hayat tehlikelerle dolu zaten. Olacağı varsa olacak. O yüzden alayım anasını sattığımın motorunu. Hem bana birşey olmaz. Koca camiada beni mi bulacak kaza?"

    Gibi birçok sebepler üretiyoruz kendi kendimize. Henüz yeni motorcular (lütfen kimse alınmasın yeni motorcu dediğim için ama biraz çuvaldızı kendimize batırmanın zamanı geldi.) ki bunlardan kastım sene itibarıyla değil, km itibarıyla söylüyorum, motosikletini hemen büyütmenin yollarını arar oldular. Soruyorsun,

    - 10000 km yol yaptım. Artık motorumu büyütmenin zamanı geldi, hem diğerlerinde büyük motosikletler varken benim ki onların yanında oyuncak kaldı, diyerek savunmalarını baştan hazırlıyorlar.

    Yada,

    - 16000 km oldu, biliyorum daha erken motorumu büyütmek için ama aklım o motorda işte. Aklımda kalacağına altımda yol alsın. Hem ben hız yapmam.

    Arkadaşlar, kabullenmesek de motosikletini büyütmenin en büyük sebeplerinden biri, çevremize atacağımız "HAVA" dır. Altımızdaki motosikleti de aynı otomobilimiz gibi gösterişlisinden, en pahalı olanından, en güçlü olanından seçiyoruz. Hadi otomobilde bir şansımız var. Peki motosiklette var mı?

    Henüz yeni motosiklet sahibi olan arkadaşlarla tanışma fırsatım oluyorlar. İlk motosikletleri büyük hacime sahip motorlar oluyor.

    - 600 cc lik aldım ama gidip 1000 cc lik almadım. Biraz tecrübelenince onlardan alacağım.

    Savunmaya bak!!!! Size kısaca bir teknik açıklama yapayım.

    600 cc lik bir Racing, Motor Gücü 100-125 hp arasında. Bu gücü 11500 rpm ile 13000 rpm (Rpm = Devir/dk.) da sağlıyor. Yani, krank dakikada 11500 rpm dönüyor. Saniyede 191 defa dönüyor. Biraz düşündürücü dimi? Ve bu motorların 0-100 km/h hızlanma değerleri ise 2,4 - 2,9 saniye gibi oluyor. Şimdi bu gücü kontrol etmek sizce kolay mı?

    Peki Racing değil de Enduro'dan bahsedelim. Aşağı kalır yanı mı var? Hayır.

    650 cc lik bir Enduro, Motor gücü 45-55 hp arasında. Bu gücü 7500 rpm - 8500 rpm de sağlıyor. Yani krank dakikada 7500 devir dönüyor. Saniyede 125 kez dönüyor. Ağırlıkları ise 180 kg civarında oynuyor. Bunlarında 0-100 km hızlanma değerleri 4,5 - 6 saniyeler arasında değişiyor. Yani yukarıdakilerden çok da aşağı kalır değil. Evet bu gücü kontrol etmek, yukarıdaki bir racing ten daha kolay. Ama yeni başlayan biri için mi? Değil... Yada henüz birkaç bin km yapmış insan için mi? Yine hayır. 1000 cc likleri söylemeye gerek görmüyorum bile.

    Avrupa'da yeni başlayan bir motosiklet sürücüsü, ilk olarak 50 - 200 cc arasındaki motosikletleri en az 2 sene kullanmak zorunda. Ondan sonra yeniden sınava girip, yeterlilik sağladığı takdirde 2 sene de 200 - 400 cc arasındaki hacimli motosikletleri kullanıyorlar. Ondan sonra seneye göre motosikletlerini büyütüyorlar. Ancak her seferinde yeterlilik sınavına tabi tutuluyorlar. Eğer bu sınavlardan başarısız olurlarsa, küçük cc li motosikletleri kullanmaya devam ediyorlar. Taa ki eğitmenlerini ikna edene kadar. Ancak maalesef ki ülkemizde bizler kendi kendimize yeterlilik veriyor ve en kısa zamanda daha büyük motosikletleri almaya çalışıyoruz. Sonuç "GERİDE ACILI BİR AİLE, ARKADAŞLAR, TEHLİKELİ İMAJ"

    Sevgili arkadaşlar, 10000 -15000 - 20000 km ler tecrübe kazandırmaz. Bu km'lerle sadece kullanmış olduğunuz motosiklete adapte olursunuz. Onunla bütünleşirsiniz. Ancak yeni bir motosiklete geçtiğinizde ki bu büyük bir motosikletse, siz çok acemisinizdir. Ne motorun özelliklerini, ne karakterini bilmiyorsunuzdur. O motosiklet, sizin için POTANSİYEL BİR TEHLİKE 'dir. Şunu sakın aklınızdan çıkarmayın, ister 4 teker, ister 2 teker olsun her aracın bir karakteristik sürüş tarzı vardır. Bu aynı marka, model olsun farketmez. Şöyle deneyin, aynı model, aynı km.lerde, aynı marka bir başka arkadaşınızın motosikletini kullanın, farklı gelecektir size. Yabancılık çekeceksiniz. Hareket ederken, viraja girerken, fren yaparken çok büyük farklılıklar hissedeceksiniz. İşte o size yabancı bir motosiklet. Ve siz ona alışıncaya kadar sizin katiliniz olmaya aday. O ana kadar yapmış olduğunuz km'ler, o an için tamamen resetlenmiş olacaktır. Siz artık acemi durumunda olacaksınız. Ne zaman ki yeni motosikletinizle birkaç bin km yaparsınız, o zaman alışacaksınız. Ha burda eğer sizin yapmış olduğunuz km, eğer 10 -15000 km değil de 25-30000 km olsaydı, alışma süreciniz daha kısa olurdu. Daha fazlası olsa çok daha kısa süreler olurdu. Dikkat edin, tehlikede olduğunuz süreden bahsediyorum.

    Geçtiğimiz sene Yunanistan'dan gelen motosikletli dostlarımızla yapmış olduğumuz konuşmalarda, aynı motosikletle 100000 km ler yapanlar, bunu aşanlar vardı. Onlar bu işi gerçekten hobby amaçlı yaptıklarından altlarındaki motosikletlerin büyük yada küçük olması, onlar için birşey ifade etmiyordu. Sonuçta yine iki teker üstünde hareket ediyorlar ve hobby lerini gerçekleştiriyorlardı. Onlar bizden daha mı az tecrübelilerdi peki? Tabii ki hayır. Ama onlar bilinçli kullanıcılardı ve motosikletin onlar için tehlikelerini bertaraf etmenin yolunu biliyorlardı.

    Şimdi büyük bir motosikletin tehlikesinden biraz bahsedelim.

    Her insanın içinde adrenalin duygusunu yaşamak vardır. Bunun çeşitli yollarını arar. Elimin altında güç olsun ama ben bunu kullanmam diyen yalan söyler. Mutlaka o gücü kullanır.

    - Ya, uzun yolda araç sollarken, düşük gücü olan bir motor beni tehlikeye sokuyor. Bastım mı geçmem lazım ki tehlikeden kaçayım.

    Geçme o zaman kardeşim. Yol boşalınca geç sende. Niye riske atıyorsun ki kendini? Güç olduğu sürece risklerini de artırıyorsun. Nasıl olsa geçerim düşüncesi ile ona göre yol almaya başlıyorsun. Bunu bilinç altından yapıyorsun. Oysa gücünü bildiğin bir motosiklet olsa altında, risklerini en aza indirmeye çalışıyorsun. Yol boşsa geçiyorsun, daha düşük limitlerde gidiyorsun, daha yavaş virajlara giriyorsun. Yani tehlikeleri otomatikman minimuma indirgiyorsun. Gideceğin yere daha rahat gidiyorsun, yorulmuyorsun, etrafını görme fırsatlarını kaçırmıyorsun. Süre olarakta hızlı gidenden çok az bir farkla ulaşıyorsun gideceğin yere.

    Bir diğer nokta ise tehlike anında, tehlikeden mi kaçayım, motorun gücünü mü kontrol edeyim derken kaza zaten oluşuyor. Sadece büyük hacimli motosiklet değil sorun, ebatsal olarak daha büyük, ağırlığı daha fazla motosikletler de tecrübesiz insanlar için büyük tehlike oluşturuyor. Altınızdaki kütle ne kadar büyük olursa, kontrol etmeniz de o kadar zorlaşıyor. Bunu en kolay kaygan bir yolda hissediyorsunuz. Kendi cüsseniz ile altınızdaki kütleyi kontrol etmenin ne denli zor olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Yarış amaçlı üretilen motosikletlere dikkat edelim. Genelde çok hafif olurlar. Bunun sebebi sadece daha az ağırlık, birim kütleye düşen daha yüksek beygir gücü değil, kontrolü daha kolay bir kütle, daha az harcanan enerji, daha az yorgunluk vs. vs... Görüyorum ki 50 kg. olan bir bayan, 180 kg lık kütleyi kontrol etmeye çalışıyor. Sizce ne derece başarılı olabilir? Yada 70 kg olan bir adam, 240 kg lık bir kütleyi kontrol etmeye çalışıyor. Şöyle bir hesap vardı yanlış hatırlamıyorsam, bir insan, ancak kendi ağırlığı kadar olan bir kütleyi zorlanmadan kaldırabilir. Bunun üstündeki ağırlıkları, insan üstü bir çaba ile yapar. Ancak limitlerdir ve çok çabuk yorulur. (Halterciler hariç)

    Bir de diğer bir konu sele yükseklikleri. Bacak boyu 75 cm olan bir kişi, 85 cm sele yüksekliği olan motosiklet kullanıyor. Tecrübesi ise zayıf. Ayaklarını yere koyma isteği sürekli var. Yavaşlamalarda hemen ayaklar yere iniyor. Yere değecek mi? Belki parmak uçlarında. Peki o kütleyi parmak uçlarında nasıl taşıyacak? Hasbelkader taşıyor. Ama en ufacık zorlanmada motosiklet yerde. Şanslı ise ayakları altında kalmaktan kurtuluyor. Diyeceksiniz ki Cross motosikletlerinde adamların ayakları bile yere değmiyor ama bu adamlar yarışıyor. Sizde de o tecrübe olsa, sizde binin. Adamların işleri. Yada uzun yıllardır artık motosikletin üstünde olduklarından, ayaklarını yere indirme gereğini pek duymuyorlar.

    İşte arkadaşlar, yukarıda saymış olduğum bir çok sebep, motosikletleri kana susamış katillerden farklı kılmıyor. Ama bu cansız kütleler mi suçlu? Hayır. Buna sebep veren insanlar, yani yine bizler suçluyuz. Bu masum hobby amaçlı araçlarımızı, kana susamış cani yapan bizleriz, onlar değil. 1992 yılından beri bu motosiklet kullanıyorum. Toplam yapmış olduğum km, 300.000'e merdiven dayadı. Ama halen 650 cc bir motosiklet kullanıyorum. Bundan sonra alacağım da 650 cc olacak. Lütfen bu duyarlılığı sizlerde gösterin. Gösterin ki, artık bu mail guruplarında kaza haberleri, kaza sonucu ölüm haberleri olmasın.

    Biliyorum yazı çok uzun oldu. Belki çok ukalaca bir yazı oldu. Ama eminim ki bir çoğunuz okuduğunda bana hak verecektir.

    KONTROL EDEBİLDİĞİN GÜÇ HER ZAMAN GÜLDÜRÜR, KONTROL EDEMEDİĞİN GÜÇ İSE BİRGÜN ÖLDÜRÜR.

    ÖLMEK İÇİN DEĞİL, ÖLENE KADAR MOTOSİKLETE BİNMEYİ DENEYİN.

    Vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederim.

    Sevgiler

    Zafer Yangın
    Suzuki XF650 Freewind
    İstanbul



    boy
    Bu yazıyı okumadan önce kafanızda motosikletle ilgili tüm bilgileri ve yaşadıklarınızı unutun. Hatta hayatınızda motora bile binmemiş farzedin kendinizi... Yazının sonunda yazılanlarla aynı düşünceye sahip değilseniz, sizden ricam “polemik olsun diye veya tartışmak için” karşıt görüş yazmayın. Farklı görüşünüz ve paylaşacak deneyiminiz varsa paylaşın ama sağlıklı bir beyinin burada yazılanların tersine birşeyi düşünmeyeceğini bekliyorum...


    İlk motorum 600cc bir supersport ve hala hayattayım düşüncesi

    Bu tip bir düşünce çok tehlikelidir. Kim ne derse desin, 600cc ve üzeri bir motosiklet başlangıç motoru olarak uygun değildir. Bunu dünya üzerindeki bütün deneyimli insanlar, eğitmenler ve bu işin içinde olan insanlar söylüyor. Haa, “ben yaptım oldu” deyip kafanızın dikine giderseniz birgün, biryerlerde patlarsınız. Neden mi? Çünkü 600cc ve 1000cc kategorisindeki yarış motorları hatayı affetmez. Zaten motor en ufak hatanızı kollayan, ilk fırsatta sizi üzerinden atmaya çalışan bir alettir. Yarış motorları diğer motorlardan çok farklı davranışa sahiptir. Ortalama olarak 160-180 kg olup, 120-200 hp arası güce sahip bu motorlar, 2-3 saniye gibi çok kısa sürelerde çok yüksek süratlere çıkabilirler. Bu motorlara yüksek süratlerde hakim olmak ciddi derecede zordur. Motora hakimiyet belli teknikler gerektirir. Yüksek süratlerde motoru yavaşlatmak ve durdurmak zordur. Bu tip motorları kullanmak için “İleri Sürüş Teknikleri” eğitimi almak faydalı olacaktır. Bugün MotoGP gibi bir yarışta bile profesyonel kullanıcıların motorlarla ne tip kazalar geçirdiğini görüyorsunuz. Pist ve trafik çok farklı ortamlardır. Pistte yapılan hatada en kötü ihtimalle biryerleriniz kırılabilir ancak aynı şekilde trafikte kaza geçirdiğinizde bunun ölümle sonuçlanması olasıdır. 600cc motora binip, hala hayattayım diyenler birgün öyle bir durum içerisinde kalabilirler ki, bu hayatlarına malolabilir. Aynı durumda deneyimli ve eğitimli bir kullanıcı zor da olsa bazı teknikleri uygulaması sayesinde içinde bulunan durumdan sıyrılabilecektir. Düz yolda motor kullanmak ve başına birşey gelmemesi motoru çok iyi kullanıyor anlamına gelmiyor. Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüde ne olduğunu biliyoruz...

    Kimseye motor hayatına 100cc scooter ile başlanmalı demiyorum ama herkes cüssesine, kapasitesine uygun bir motorla başlaması, o motora iyice alıştıktan ve çok iyi şekilde hakim olduktan sonra değiştirmeyi düşünmeli diyorum. Yurtdışında birçok ülkede ehliyeti yeni alan kişiler kanuni olarak 2 sene boyunca 100-150cc den büyük motor kullanamıyorlar. 2 senenin sonunda da yapılan bir sınavdan geçtikten sonra motor hacmini büyütebiliyorlar, o da direk olarak 1000cc olamıyor. Kısacası dünyada büyük hacimli motorla başlanmaması için kanuni yollara da başvuruluyor. Umarım bu uygulama Türkiye’ye de gelir çünkü forumda okuduğum yazılardan anladığım kadarıyla bilinçsiz kullanıcı sayısı çok fazla.

    Deneyim ve eğitimi hiçe sayan zihniyet

    Motosiklette olmazsa olmaz iki şeyden biri deneyim, diğeri eğitimdir. Çok uzun süreler motosiklet kullanan biri zaman içerisinde yaşadığı olaylardan deneyim kazanır ve yapmış olduğu hataları tekrar etmemeye çalışır. Motosiklette deneyim çok önemlidir, ölmemenizi sağlar. Bunun yanında eğitim, deneyimi destekleyen bir kavramdır. Ciddi bir kuruluştan alınan eğitimin faydası çok büyüktür. Uzun süreler motor kullanan biri bile eğitim aldıktan sonra bir konu hakkında “meğer bunca senedir bunu yanlış biliyormuşum” diyebilir. Sonuçta eğitimde alınan bilgiler motor konusunda uzman ve profesyonel kişilerin ortaya koyduğu bilgilerdir. Bunları hiçe sayan sadece kendini kandırır ve hiçbir zaman kendini geliştiremez, olduğu yerde sayar. Çok şey bildiğini sanar ama aslında hiçbir şey bilmiyordur.

    Beceri ve kabiliyet

    Tabi ki her konuda olduğu gibi motosiklet kullanma konusunda da her insanın becerisi birbirinden farklıdır. Biri 2-3 ayda motora çok iyi hakim olabiliyorken, diğeri aynı sürede trafiğe bile çıkamayabilir. Ancak motora çok kısa sürede hakim olabilmeniz, motoru çok iyi kullandığınız anlamına gelmez. Motoru çok iyi kullanıyor olmak için deneyim sahibi olmak gerekir ki bu da zamanla olacak birşeydir. Bazı arkadaşların ben 2 aydır motor kullanıyorum, 40 yıldır sürenlere taş çıkartırım demesi sizce ne kadar anlamlıdır?


    Herkese iyi sürüşler, kazasız günler diliyorum...

  4. #44
    SeRHaTeKiNci - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    16 Mayıs 2006
    Şehir
    İzmir
    Motosikleti
    Kymco (Satılık)
    Alıntı CERRAHI adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Mukemmel bir seçim seni tebrik ederim.
    Senide aramıza alırız. Düşünsene o 600cc makinanın cıkarttıgı sesi Dehset birşey yaaa. İnsanın o sesi duyupta aşk a gelmemesinin imkanı varmı. Yanlız şöyle birşey var eğer gaza basmazsan ses cıkmıyor makinadan. Bunu unutmuşsun sanırım. Ama sana sukardarını söyleyeyim bu yasta o motoru alırsa etrafta senin adını bilmeyen kimse olmaz. Dusunsene etrafa sattıgın cakayı. Kesin ünlü olursun kesin. Birde kızlar hastadır zaten racing motora. Hayatın degisir bir anda. Etrafında güzel kızlar fing atarken sen secimini yaparsın artık. Valla ne diyeyim bilmiyorum ama 600cc sana bir sure sonra kucuk gelir. Bence kafandan 1000rr falan dusun derim malum gecişlerde bosuna masrafta etmezsin.
    Söyle güzel bi repsol falan..
    Aman Allah'ım dusunemiyom bu kadar güzel birşeyii.....
    Bu söylediklerinin şaka olmasını temenni ediyorum Erhan abi..
    Gidersen Öyle Bir Gitmelisin ki;
    Ayrılıklar Bile Seninle Gurur Duymalı..

  5. #45
    E.Gülbeyaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Temmuz 2007
    Şehir
    İstanbul
    aklın varsa baslama derım arkadasım erhan abı benım degıl ama o cocugun duymak ıstedıgı en guzel seyı soledın

  6. #46
    CERRAHI - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    29 Haziran 2006
    Alıntı SeRHaTeKiNci adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Bu söylediklerinin şaka olmasını temenni ediyorum Erhan abi..
    Sen gerçekmi sandın ?
    Ben sana yakıstıramadım asıl. Benim böyle birşeyi gerçekten yazacagımı sanman üzgü beni.
    Bilgin Sana Kıymet, Talebin Ne ise O sun Sen. İnsanlığı Sade Yiyip İçmekte mi Sandın ? Halin Ne ise Müşteri Sen Oldun O Hale, Noksanı Meğer Adli İlahidemi Sandın ?

  7. #47
    GeCe__ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    20 Nisan 2006
    Şehir
    ıstanbul
    Motosikleti
    K3 GSX R 600 YELLOW/BLACK
    yanı bencede neden cıddı yazsın yaf cakamamısın köfteyi dostum ben bıle sen harıkasın dedım ordandamı anlamadın

  8. #48

    Üyelik
    10 Ağustos 2007
    Şehir
    Istanbul
    Motosikleti
    Honda CBR125R
    Alıntı DARKDIAMOND adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Melihce,belki yazılanları birbirine karıştırdığımdan sanki sana istinaden bişey çıkmış gibi ama yazdıklarımız aynı sayılır.Aslında kontrollü olursa büyük SS'le başlanabilir deyen yazılara biraz alternatif yazmıştım ama direk sana cevap gibi olmuş.Kusura bakma
    Estagfirullah kusur demek yanlis olur, "yanlis anlasilma" olmasin yeter benim icin Tesekkurler mesajin icin

  9. #49
    neveragain34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    20 Temmuz 2007
    Şehir
    İSTANBUL/AVCILAR
    Motosikleti
    Gn125 34 BD 4673 calındı CBF 150 yollarda
    Bu konuda sen de benim dusuncelerime tercuman olmussun neveragain34. "Bu motor bana yetmiyor", "cok yavas", "basiyosun gitmiyo" tarzi cumleler cok ettim. Ama simdi "cahilmisim" diyorum sadece. Cok sukur o donemlerde gidip 600luk makina almadan once buraya uye oldum ve buradaki insanlarla tanismis oldum. Simdi bu sayede daha bilincliyim, emegi gecen herkese tesekkurler [/QUOTE]



    önemli olanda senden daha ustaların sözlerine kulak vermek!!!
    ONCE CAN GUVENLIGI!!!

  10. #50

    Üyelik
    02 Eylül 2007
    Şehir
    adana
    Motosikleti
    değişiyor :)
    ilk motorun 600 lük olursa emin ol 600 gün bile yaşamassın adım gibi eminim 4 silindiirn sesi seni gaza getircez ve basacaksın kaldıki basmak marifet değil durmak merifet bana göre bunları komplike bi şekilde yapabileceğine ben inanmıyorum sen inanıyor muusn?

    sana bu aklı kim verdiyse ondada akıl yok !!!

    benim motorum yok ama ekipmanım var sende böyle başla işe önce ekkipman al ondan sonra 125 cc lik bi makina al onda herşeyi öğren bitir ondan sonra makina yükselt

  11. #51
    Marlboro Man - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    18 Ekim 2006
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Honda idi bir zamanlaRR
    Allah korusun bide 1000 likle başlayanlar var.Biliyo o kendini...
    Metin ÖZKUL
    Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak...

  12. #52
    JaNTi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Ağustos 2005
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Yamaha D'elight
    1000 lik al sen başlangıç için 600 lük sesi seni açmaz en iyi ses 1000 likde
    Born To Be wild,Live to Ride...

  13. #53

    Üyelik
    18 Kasım 2006
    Şehir
    Antalya --> İstanbul
    İlk defa bütün topiği okumadan yazacağım. Belki dediklerime yakın şeyleri demişlerdir foruma katılan arkadaşlar. Bir kerede benden dinle, zararın olmaz herhalde;

    Konu, 17 yaşında bir insan 600cc+ racing makina kullanır kullanamaz meselesi değildir. Elbette 17 yaşında ortalama bir insan fiziksel gelişimini tamamlamıştır, bu tür bir makinaya fiziksel olarak hükmedebilir. Fiziksel hükmetmeden kastım; ayakta tutabilme, ağırlığını kaldırabilme, belli bir sürhate kadar düz bir yolda kontrol edebilme vs.'dir Buraya kadar herşey tamamsa olayın ikinci boyuntuna geçmek istiyorum.

    Psikolojik gelişim. Yani olgunlaşma, kendine hakim olabilme, sosyal kimliğini kazabilme vs., bu bahsettiklerim ortalama 17 yaşında bir genç için "daha çok erken" diyebileceğimiz zamanlardır. 17 yaşında bir teenage (genç), arkadaşlarına, çevresine kendini ispat etmek için olmadık işler yapabilir, kendini ispat etme aracı olarak altındaki makinayı zaman zaman veya herzaman kullanabilir. He bunu nasıl yapar dersen; olmadık yerde gaz açabilir, bir modifiye doğan gelip sıkıştırırsa hırs yapıp yarışabilir, o an bütün sorumluluklarını unutabilir. Ben bunları yapmam diyebilirsin ama kitaplar, psikolojik araştırmalar böyle demiyor. Bizde bir konuyu irdelerken kişiye özel değil, ilmin bilmin ışığında yola çıkıyoruz. Bu araştırmalar, bu dönemler ergenlikten çıkıp toplumda bir yer edinmeye çalışmalarının başlangıçlarıdır, diyor. Muhtemelen yaşıtların gibi sende aynı psikoloji içindesin üç aşağı beş yukarı. He bu kusur mudur? Hayır değildir, sadece yaşının gerekleridir. Hepimiz bu yollardan geçmedik mi? geçtik. Kendine bir daha sor neden sesi? Cevabında, benim yazdıklarımın ipuçlarını zaten bulacaksın. İkinci konumuzda tamamsa gelelim üçüncü konumuza.

    Tecrübe, tecrübe, tecrübe. Şimdi 17 yaşındasın hadi diyelim babanın arabasını bir kaç kez kaçırdın toplamda 5-6 saatlik trafik tecrüben var. Sence yeterli mi altında bir fişekle trafiğe çıkmak için? İlk tecrübesizliğin trafik, ki bence bu çok önemli. İkinci tecrübesizliğin motosiklet kullanmayı hiç bilmediğini varsayıyorum. Hadi diyelim bir an geldi vitesleri karıştırdın soktum motoru kopresöre. (ki ben ilk kullandığımda 10 yıldır birfiil araba kullanmama rağmen vitesleri birbirine sokmuştum, ama altımdaki 125'lik makinaydı hatamı tolere etti) bu motosiklet senin bu hatanı tolere edecek bir karaktere sahip değil, başlayacak arkayı savurmaya sende bu halde motoru kontrol edecek tecrübeye sahip değilsin. Sonuç sence ne? Düşeceksin, üstüne de bir sürü masraf... Bu canına birşey gelmeyecek basit bir örnek. Şimdi gelelim can alıcı konulara, trafik tecrüben yok o ordan çıkar, bu şuradan sıkıştırır, tepen attı artık, dikkat zayıfladı çünkü trafik tecrübesi olan birine oranla ortalama kendini 4 kat daha fazla sıkıyorsun, kasıyorsun. Daha çok yoruluyorsun, üsütüne bir de sinir katsayın daha çok artıyor, üstüne bir de 17 yaşındasın, üstte bahsettiğim psikolojik etmenler de devreye giriyor, açtın gazı geldi karşına bir viraj, yüksek sürhatte kaç viraj aldın?, sinirlerin ne kadar sağlam?, işte o virajı alamazsan bu girdiğin son viraj olur belki... Buna benzer o kadar çok örnek verilebilinir ki, sayfalar yetmez, tecrübe çok önemli ve inan ki tecrübe 3-5 saat kursa gitmekle kazanılmıyor. Bu konuda tamamsa gelelim dördüncü ve son konumuza...

    Maddi durum. Bu makinayı diyelim baban sana aldı, bu aletin bakımı var, tutumu var kazası var, kaskosu var, benzini var. Sen bunları karşılayabilecek durumda mısın? Yoksa her sıkıştığında "baba para ver" demek hoşuna mı gidecek... Bu son madde "abicim bizim maddi durumumuz ortalamanın üstü bana yük olmaz" diyorsan önemsiz hanesine yazılabilir.

    Şimdi tüm bu maddeleri bir toplayalım ve soruyu adam akıllı bir daha soralım. Ben 17 yaşındayım, 600cc. bir racing almak istiyorum, hızı pek sevmem, fakat sesi beni çok etkiliyor ne yapmalıyım? Emre der ki; kesinlikle almamalısın, neden dersen, bknz. yukarıda yazdıklarım.

    He ben yine alacağım çok seviyorum dersen. Devlet ehliyetini aldıktan sadece ve sadece kaskını taktıktan sonra izin vermiş alabilirsin. Ama bu devlet ne kadar konun üsütüne düşmüş, ne kadar araştırmış, ne gibi kayanakları kullanmış bu kuralları koyarken orası da BÜYÜÜÜK bir soru işareti. İşte sana yorum, bu sadece bilimin ışığında yapılmış bir yorum son karar senin. Ben ilim irfan adamıyım aklın yolu bir mi diyeceksin. Yoksa hava mı atarım kızlar beni daha çok mu beğenir diyeceksin. İşte orasıda benim için soru işareti. Çünkü seni tanımıyorum. Bu tavsiyemi bütün bu arkadaş gibi teenagelere yapıyorum... Dikkatle okumalarını hiçbirşey için ne çok acele etmelerini ne de çok geç kalmalarını tavsiye ediyorum.

    Çok uzun oldu ama okuduysan ve bir pay çıkarabildiysen ne mutlu sana. Şunu da eklemeden geçemeyeceğim benim yaşıma geldiğinde zannetme ki, dört dörtlük bütün egolarından arınmış bir insan olacaksın. Hayır bu da yanlış tamamen bitmeyecek zaten ılımlı miktarda ego iyidir. Fakat ne olacak azalacak olgunlaşacaksın, hayat, trafik, motosiklet tecrüben aratacak... Nereden mi biliyorum, çünkü ben de sesine hastayım... Bu nedir o zaman. Sana yakın hissediyorum ama inan bana senin gibi değil... Kendine dikkat et...

  14. #54
    marefb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    23 Haziran 2006
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    1299 Panigale
    600 lük sarmaz kanka 1000 olsun en az korumalıkta olmasın ehliyet saten boş hayat cok güzel dewam

  15. #55

    Üyelik
    15 Ağustos 2007
    Şehir
    MANİSA/Ahmetli
    Motosikleti
    Yamaha R1
    bak güzel kardeşim şimdi sen diyorsun ki 17 yaşındayım 600 lük makina alsam olurmu neden sesini sevdiğin için işte o ses sevdası yüzünden oluyor zaten bütün kazalar sesin çok çıkması daha hoş geliyor tabi insana e çok çıkması için ne yapmak lazım gazlamak hatta motoru kesiciye sokuncaya kadar çevirmek gazı şimdi bu saatten sonra sen ne kadar yavaş gidecem dersen de bence hikaye 17 yaşındaki birini 600 lük bir alet kim ne derse desin affetmez

  16. #56

    Üyelik
    18 Kasım 2006
    Şehir
    Antalya --> İstanbul
    İşte okumadan yazarsan böyle olur Emre efendi, Burhan zaten ikna olmuş, 600'lükten vazgeçmiş. Neyse ikna olup bu sevdadan vazgeçmene sevindim Burhan.

    Bu kadar yazdık ya ona yanarım. Belki başka genç arkadaşlara bir faydası dokunur deyip kendimi avutayım bari... Ne yapayım.

  17. #57

    Üyelik
    20 Eylül 2007
    Şehir
    K.Maraş
    yok yok yazdıklarınızın hiçbirinin boşa gitmediğini düşünüyorum hepsini okudum hepsinden bir ders cıkarmaya çalıştım

    madem bu kadar iyi insanlarsınız hadin bakalım bana motor seçelim o zaman

    normalde enişteye sorardım ama enişte sizin dediğinize göre uçmuş

    benim aklımda bikaç motor var iişte onlar

    Honda cbr 125 (saf kan capon)

    Kanuni racer 200 (çin malı olsa da )

    Ramzey 150 cc s.s. (çin malı olsa da )

    bi kaç arkadaş tavsiye etmişte huyusong mudur nedir sevmedim ben o makinayı kalsın


    haa bi de gerçekten 600 lük bi makinaya geçebilmem için bu gibi makinalarda kaç (bin) km yapmam lazım yaklaşık olarak


    evet hala aklımda 600 lük bi makine var tahmin ettiğiniz üzere o makina yı kafamdan atmam atamamda ama yeterlilik deiğiniz şeyi soruyorum sizlere

  18. #58
    CERRAHI - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    29 Haziran 2006
    Al kardesim bi cbr 125 pasa pasa bin hem sen hem cevrendeki insanların aklı ve gonlu rahat olsun. Motosiklette yaptıgımız km elbette önemlidir ama inan bana önemli olan baska bir konu egitimdir. Mesela ben 30.000 km de ogrenmedigim bilmedigim seyleri egitimden aldım. Bu egitimden alacagın seyleri sen eger bilmeksizin trafikte tecrube edinmeyi dusunursen Allah korusun cok kötu bir maaliyet bilancosu ile karsılasabilirsin. Maddi veya manevi olarak. O nedenle al sen bi cbr125 sonra git bir egitime sonrada usul usul artık o ogrendiklerini geliştirmeye basla. emin ol en guzel yontem bu.
    Bilgin Sana Kıymet, Talebin Ne ise O sun Sen. İnsanlığı Sade Yiyip İçmekte mi Sandın ? Halin Ne ise Müşteri Sen Oldun O Hale, Noksanı Meğer Adli İlahidemi Sandın ?

  19. #59

    Üyelik
    20 Eylül 2007
    Şehir
    K.Maraş
    yaa ben allahın maraşındayım burdaki ehliyet kursu bile motoru sen kendi kendine öğrencen biz sınav yaparız ancak diyo


    maraşa en yakın eğitim merkezi nerde var

  20. #60

    Üyelik
    18 Kasım 2006
    Şehir
    Antalya --> İstanbul
    Burhan, motosiklet seçimi öncelikle, tarz ve beğeni meselesi. Anlaşılan racing modellerine ilgin var. Fakat piyasada 125-250cc. aralığındaki race modellerden herhangi birine gönlünü kaptırman tamamen kişisel beğenilerinin sonucudur. Tarzımızı belirledik sonra diğer detaylar giriyor işin içine. Sağlamlık, servis ağı, yedek parça fiyat ve bekleme süresi vs.

    Tip olarak:
    Hyosung gerçekten kalıplı ve al benili bir makina ben çok beğeniyorum ama pahalı diyebilisin, zaten elemişsin ama canlı görmeye gayret et.

    Kanuni racer görüntü olarak bence çok kötü 80 model racinglere benziyor, kullanıcılarının memnun olanarı da var. İllallah diyenleri de.

    Cbr125 küçük bir motor, tam bir velet, küçüklüğüne rağmen çok tatlı bir havası var bence.

    Ramzey ülkemizde olmayan cbr150r'ın bir kopyası, o da görünüm olarak hoş ama tabi plastik kalitesi işçiliği kendini kötü yönde belli ediyor. Hepsini yakından görünce ne demek istediğimi daha iyi anlarsın.

    Diğer detaylar:
    Hyosung, elenmiş ama yine de yazayım. Sorunsuz olduğunu söyleyen çok kullanıcı var. Bir şanzuman problemi vardı ama aşılmış zannedersem, tabi en iyi kullananlar yazar. Özelliklle büyük şehirlerde servis ağı iyi ama sen K.Maraş'tasın orada nasıldır bilemem.

    Kanuni servis ağı iyi ama servislerinden çok şikayet var. Biraz sorunlu bir makina sen acemisin biraz hoyrat kullanırsın istemeden, sorun çıkarabilir diye düşünüyorum. Yoksa bence adam gibi kullnıldığında çok da kötü değildir. Yine en iyi kullananlar bir şeyler söyler.

    Cbr125r. 4 zamanlı 125'liğe göre performansı çok güzel tatmin edici. Arkasında Türkiye'de ki en büyük Japon, Honda var. Servis ağı yaygın ve servisleri oldukça iyi ve profesyonel. Müşteri odaklı çalışan bir firma. Yedek parçaları pahalı ama ülkemize geliş süredi kısa. Genelde çok sorunsuz bir makina, kolay kolay yolda bırakmaz, bozulmaz. Yalnız sana en yakın yetkili servis zannedersem S.Urfa'da.

    Ramzey, detaylarını pek bilmediğim bir motor. Birşey diyemeyeceğim.

    Bu durumda Hyosung'u elediğine göre en akıl karı cbr125r fakat yine de son karar senin. Ben cbr125 ile geçen sene başladım, çok memnunum iyikide böyle yapmışım diyorum.

    600'lük makina kullanmaya gelince, aslında keşke bunun bir formülü olsa da söylesek. Şu kadar km., bu kadar yıl demek çok yanlış olur fakat kabaca bir 10000km. yapmanada fayda var 125-250'likle. Neden formülü yok dersen;

    125'lik kullanarak temel motosiklet davranışlarını hazmedersin, refleks haline gelip, düşünmeden yapılması gereken temel kavramları kendini tehliklere sokmadan öğrenebilirsin; vites atma, frenleme dozajı, ayna kontrolu, viraj alma vs. gibi. Bunlar temel tecrübeler olarak bilgi hanene yazılır fakat yalnızca bir mootoru sürekli kullanarak sadece o motor üzerinde ustalaşırsın. Yabi cbr125 ile istersen 100.000km. yap sen cbr125'in ustası olursun 600rr'ın değil. 600rr'a R6'ya falan oturduğun anda sen sadece temel teknikleri bilen bir acemisindir yine. Bu yüzden yeni makina'da ilk 1000 ila 1500 km. çok dikkatli olmalısın.

    Bu durumda ne yapmalısın. Öncelikle biraz daha olgunlaşmalısın mesela şöyle bir 21 yaşına gelmelisin. Şimdi diyeceksin "4 yıl var daha oha". Ama ne yapayım seni tanımıyorum, genel konuşuyorum. Hani bu iş şöyle; kung fu falan öğrenirsin kuşak alırsın, kimisi bu kuşağı 5 ayda alacak kıvama gelir, kimisi 2 yılda biraz kişiye özel durumlar var. Hocan gelir sen oldun der yani hani o hesap. Ayrıca 125'lik le kendini çok iyi geliştirmelisin, bolca teori ve pratik çalışmalısın. İşte bunları yaparsan bilinçli bir 600cc. racing kullanıcısı olursun. Yani qualified(elenmiş, elit) bir sürücü olursun. Tırt motorcu damgası yemezsin. Eğer yapmazsan ne olur. diyelim 8000 km. yaptın kendi kendi tamam ben oldum dedin. Yine kullnanırsın, çünkü temeli kapmış olursun fakat bu seferde bilinçli değilde az bilinçli bir sürücü olursun. Sana tırt motorcu diyende olur, unutma.

    Yani seni tanıyan sport motorlardan anlayan biri sana bu konuda çok daha fazla yardımcı olabilir. Ben 4 sene dedim, belki hocam diyeceğin insan sana 1 yıl sonra "tamam sen oldun" diyecek. Bu iş kısaca çok karışık. Sana bir tarih ve km. veremiyorum ama öncelikle biraz daha yaşın ilerledikten sonra cc. büyütmeni tavsiye ediyorum.

    Bu yaş büyümesi 4 yılsa alacağın motor bence Hyosung gt250r olmalıdır. Çünkü cbr125r 4 yıl sonra bayabilir, hyo hiç olmazsa 250cc. ve 29bg. bir motor. Gerçi cbr'ye göre biraz ağır ama senin bileceğin iş.

    Kendine dikkat et, hiçbirşey için acele etme. Herşeyi sindire sindire hallet. Ben 25 yaşında motorla tanıştım. Benden en az 7-8 yıl öndesin bir de öyle bak olaya. Ben ne yapayım... he

    Not: Bu arada sana en yakın Honda yetkili servisi elazığ'daymış 100km. falan, bence yakın denilebilir...


    REKLAM ALANI

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)

Bu Konudaki Etiketler