Hz. Mevlana'nin Ölüm Hakkinda Düsünceleri

"Ölüm günümde tabutum yürüyüp gitmeye basladi mi, bende bu cihanin gami var, dünyadan ayriligima tasalaniyorum sanma; bu çesit süpheye düsme.
Bana aglama, yazik yazik deme. seytanin tuzagina düsersem iste hayiflanmanin sirasi o zamandir.
Cenazemi görünce ayrilik ayrilik deme. O vakit benim bulusma ve görüsme zamanimdir.
Beni kabre indirip birakinca, sakin elveda elveda deme; zira mezar cennetler toplulugunun perdesidir.
Batmayi gördün ya, dogmayi da seyret. Günese ve aya batmadan ne ziyan geliyor ki?
Sana batmak görünür, ama o, dogmaktir. Mezar hapis gibi görünür ama o, canin kurtulusudur.
Hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumunda süpheye düsüyorsun?
Hangi kova kuyu ya salindi da dolu dolu çikmadi? Can Yusuf'u ne diye kuyuda feryad etsin?
Bu tarafta agzini yumdun mu, o tarafta aç. Zira senin hayuhuyun mekansizlik aleminin fezasindadir."
"Kardes, mezarima defsiz gelme; çünkü Allah meclisinde gamli durmak yarasmaz.
Hak Teala beni ask sarabindan yaratmistir. Ölsem,çürüsem bile, benim yine o askim."
Ölümümüzden sonra mezarimizi yerde aramayiniz. Bizim mezarimiz ariflerin gönlündedir.