Tecrübe arttıkça artan motor korkusu!
-
13 Ağustos 2017, 21:17
#1
Motosiklete yaz sıcağına aldırmadan, tam korumalarla binmişim
Kartal sahilden çıkıp Maltepe'ye doğru yol alıyorum.
Motosikleti ile bir apaçi arkadaş, hiç bir koruma kıyafeti yok, arkasında manitası kask dahil hiç bir koruma yok makas ata ata geçiyor yanımdan
derken yanımdan başka bir motosiklete 3 kişi binmiş altlarında şortları, üzerlerinde t-shirtleri dünya umurlarında değil...
Bense onca tecrübeme rağmen onlar gibi sürmeye cesaret edemiyorum, trafikte araba gibi olduğum yerde bekliyorum tepemdeki 35 derece yakan güneşe aldırmadan..
Sahilde her yer mangal dumanı, aniden yola bir top fırlıyor arkasından yola o topu almak için bir deli kanlı atlıyor trafikte hızla geçen araba ve motosikletlere aldırmadan...
Arabalar sağlı sollu park etmiş, trafik hafif yoğunlaşıyor, çarşaflı bacılar karşıdan karşıya geçmeye çalışıyor önüme atlayarak üstelik kucaklarında zavallı bebekleri ile, bir kaç araba ani frenliyor zar zor ölmeden karşıya geçebiliyorlar, oysa sadece 10 metre ilerde yaya için trafik lambaları var.
Nereden ne çıkacağını hiç kestiremiyorum sanırsın Hindistan'da kuralsızca akan bir trafiğin ve insan selinin arasındayım.
Sürerken sürekli eğitimlerimi hatırlıyorum. Sanki Motor tecrübem arttıkça korkularım da gittikçe artıyor.
Taksi şöförleri deli gibi takip mesafesi bırakmadan motosikletin arkasına iyice yaklaşıp az bir sola veya sağa çekilsem ezmek istercesine ısrarla taciz ediyor...
Arabasının egzosunu delmiş sürekli gaz fren gaz fren yaparak kendine boşluk arayan maganda sinirleri iyice geriyor.
Sadece 3-5km sahilde motor sürüyorsun ama için rahat değil, artık motorun ne keyfi var nede heyecanı..
Eve dönüyorum, motordan iniyorum içimde geriye kalan tek şey korku!
Evet artık korkuyorum
2 gün önce, yiğenim motosikleti ile bir arabaya çarptı, tamamen doğru yerde doğru hızda doğru kıyafetlerle motorunu sürüyordu kendini bilmez biri yan yoldan ters tarafa dönmeye çalışırken yiğenime çarptı ve ameliyat olacak haftalarca yatağa mahkum.
Aynı gün düzenlediğim motosiklet toplantısına gelmek üzere yola çıkan 2 arkadaşım motor kazası geçirdi, üstelik hiç ama hiç bir suçları yok, oldukları yerde araba gelip çarpıyor kamera kayıtlarını izlediğimde şok oluyorum.
Geçtiğimiz hafta aynı gün içinde 2 motosiklet kazasına daha şahit olıyorum, birinde e5'te motorcu arkadaşımı iyice sola sıkıştıran araba bariyerlere çarpmasına sebep verdikten sonra kayıplara karışıyor, sonuç: arkadaşın bacağında 3 kırık, diğerinde hatalı U dönüşü yapan araç önümdeki motorcuyu düşürüyor ve kolunu 2 yerden kırarak kayıplara karışıyor.
Evet artık korkuyorum, 200bin km motor üzerinde şehirler ve ülkeler geçmiş biri olarak İstanbul'da motor süremiyorum. Çünkü trafikte görünmediğimi kabul edip hayalet gibi dolaşmam, tam korumalarla, doğru eğitimle doğru motosikleti kullanmam tüm kurallara uymam kaza yapma riskimi birazcık bile azaltmıyor.
İstanbul'un trafiğinin bize tahammülü kalmadı.
Devlet daha yeni tüm motorlara %20 gümrük vergisi ve zammı ekledi, tüm ekipman ve aksesuarlarımız fahiş zamlandı,
2015 yılında 24.500tl ye aldığım motosiklet an itibari ile 42.500tl oldu.
Barkın Bayoğlu Boğaz köprüsünde hiç bir suçu olmamasına rağmen yola bir yaya fırlayacağını tahmin edemediği için öldü.!
Her zaman kendimizi hatalı görürdüm, artık biz hatalı değiliz biliyorum.İstanbul'un motosikletlere tahammülü kalmadı, yakında da evlerimizden çıkınca arabalarımızla 1 adım bile ilerleyemeyince belki artık İstanbul'da da daha fazla yaşanmayacağını anlarız..
Hoşça-Dostça
Reklamlar
-
13 Ağustos 2017, 21:22
#2
20000 TL zam 2 yılda bende kendi konumda bunu anlatmaya çalışıyordum işte resmen arabayla aynı fiyata getirdiler sizin korkunuzda inanın bana normal çünkü insanların artık hiçbir şeye tahammülü yok motora hiç yok sinirler gergin nereye gidiyoruz bilmiyorum
.
-
13 Ağustos 2017, 21:24
#3
Durumu çok güzel tasvir etmişsiniz. Tebrikler. Geriye 2 seçenek kalıyor; insanımızı ve onların oluşturduğu kuralsız trafiği ,riskleri kabul edip Türkiye'de motora binmeye devam edeceğiz ya da binmeyecegiz... en azından büyük şehirlerde özellikle İstanbul'da.
-
13 Ağustos 2017, 21:26
#4
Hocam çok basit aslında bunların cevabı:
Cahil cesareti.
Sorsan tehlikede olduğundan haberi bile yok ki korksun. 80-90 ı geçmeden kaza yaparsa hiçbir şey olmayacağını sanıyor çoğu. Sürüklenmeyi hesaplamıyorlar. Fizik kurallarından bihaberler.
Bilgi ve tecrübe arttıkça çok normal böyle olmamız. Onbinlerce km otomobil kullanmışlığım var. Ama gün geçtikçe daha çok korkuyorum. Daha çok hesaplama yapıp daha fazla öngörmeye çalışıyorum.
-
13 Ağustos 2017, 21:44
#5
Sonucunda motoru satmayi düşündüğün için 2 gün arabayla geziyim diyorsun bakıyorsun motor bu risklere değer vazgeçiyorsun
-
13 Ağustos 2017, 21:45
#6
-
13 Ağustos 2017, 21:58
#7
Aslında en güzeli biz motorcular kendi içimizde yakalayıp uyarmak kızmak zorundayız..
✓Kak takmayanlar
✓Aradan tehlikeli makas atanlar
✓1 motora 4 kişi binenler (scooter)
Yeni Mondial cub almıştım 1800tl-2000 TL evden AVM ye gitmiştim..
Hemen 5 saniye içinde orda motoruna binmek üzere olan abi geldi Suzuki v-strom 650 motoru vardı..adam saydı üzerindeki korumaları 1500tl
Kendini düşünmüyorsanız aileni düşün düşsen kalsan sakat kalırsın dedi..
Ertesi gün Ls2 kask+Prohell alt üst mont takımı almıştım...
-
13 Ağustos 2017, 22:03
#8
emremm adlı üyeden alıntı
Deryali, Moradam mıdır?
Hayır değilim. Youtube kanalım yok.
"Özgür yaşayanların bakış açısı" Motojektif
-
13 Ağustos 2017, 22:10
#9
Abi gerçekten istanbul-izmir-ankara'da motorsiklet sürülmez aslında hiçbir araç sürülmez. Seni ıspartaya davet ediyorum. Burası gerçekten diğer şehirlere göre bayağı sakin ve kaza oranı düşük. Keşke kazalar azalıp bitse.
-
13 Ağustos 2017, 22:41
#10
Sıkıntı yok; aklın başına geliyor
-
14 Ağustos 2017, 12:28
#11
Salurbey adlı üyeden alıntı
Durumu çok güzel tasvir etmişsiniz. Tebrikler. Geriye 2 seçenek kalıyor; insanımızı ve onların oluşturduğu kuralsız trafiği ,riskleri kabul edip Türkiye'de motora binmeye devam edeceğiz ya da binmeyecegiz... en azından büyük şehirlerde özellikle İstanbul'da.
Teşekkürler, malasef her açıdan motordan bizi uzaklaştırdılar, uzaklaştırmaya devam ediyorlar.
"Özgür yaşayanların bakış açısı" Motojektif
-
14 Ağustos 2017, 15:12
#12
Oralarda arabayla dolaşmak da kabus gibi, çıldırmış gibi insanlar, nerden ne çıkacağı belli değil.Hiç bir kural tanımıyorlar artık. Eski halini de bilirim bu şehrin, bu kadar vahşi değildi trafik. Aslında genel olarak ülkede bir ahlaki çöküş ve yozlaşma oldu son yıllarda ve bu pohpohlanıp cesaretlendirildi, artık hiç kimse kural mural takmıyor, orman kanunları geçiyor ülkede, adalet,hak,hukuk boş kavramlar oldu, işte sonuç.
-
14 Ağustos 2017, 16:36
#13
Hacı MT yi sat, bi Tenere al, dağlara sürelim, en azından ne tür bir hayvana çarpacağını bilmenin rahatlığını yaşarız.
Anlattıkların aslında sadece motosiklete dair şeyler değil, büyükşehirin acımasızlığı ve bıkkınlığı.
Misal ben, izin-tatil, gezi dediklerinde, özellikle bu mevsimde, millet deli gibi bu tarafa akarken, ben tam ters istikametlere gidiyorum, mümkün olduğunca az insanla karşılaşabileceğim yerlere.
-
14 Ağustos 2017, 16:53
#14
Az önce motosikletime motor yağı aldım geldim, neyle gittim bilin? Otomobille. İstanbul'da motosikletimi olabilecek en güvenli(görece güvenli, yoksa güvenli yol yok tabii ki) yoldan sadece işe gidip gelmek için kullanıyorum. Ekstra olarak evde de, ancak otomobil eşimdeyse, iş güç için ama gerçekten gerekli ise biniyorum motosikletime. Artık keyfi gezmeye filan bu son motosikletimi hiç kullanmaz oldum. İşten eve, evden işe varınca, şükredip, bir kahve içiyorum Şaka değil gerçekten öyle, bugün de delinin biri beni ezmedi ya da ot yerine virajda asfaltı sulayan park ve bahçeler müdürlüğü canıma kastetmedi, karayollarının harika çukur ve mazgalları dengemi bozmadı, aklı evvel bir yaya TEM'de önüme atlamadı diyerek hem de.
Sizin kadar korkmuyorum belki ama korkuyorum yine de. Ve evet ben de 4. motosikletimle ilk üçünden daha fazla tedirginim. Çünkü kaos kenti İstanbul'da trafik de aynı paralelde kaosa gark olmuş durumda. İstanbul'u terk etmek demişsiniz ya, ben 5 - 6 yıl sonraya ölmez sağ kalırsam kesinlikle terk ediyorum ailemle kararı verdik. Bütün planlarımızı ona göre yapıyoruz, hatta çocuğumuz iyice büyümesin ki burada fazlaca çevre edinmeden ayrılması kolay olsun diyoruz. İnanın büyük cc motosiklet arzumu bile İstanbul'u terk ve emeklilik sonrasına saklıyorum. İstanbul bu haliyle gerçekten tat alınacak durumda değil artık.
Sadece İstanbul değil ülkemizin pek çok yerinde cehalet ve pervasızlıkla bir yürüyen kuralsızlık çok kötü durumda, aklı yerinde herkes bunu görebilir, ama İstanbul, nüfusundan da mürekkep ekstradan bir tehlike arz ediyor.
Benim de artık motosikletle gezme arzum yok, motosikleti olup da beraber gezdiğim kimsem de kalmadı. İş arkadaşım geçenlerde motosiklete başladı ara sıra sorular soruyor ona bile anlatasım yok. Başta söyledim ben tavsiye de etmem, binme de demem, sorumluluk sende diye. Eski tadı yok, ama galiba yaş aldıkça ve tecrübe ettikçe de insan bazı şeylerden eski tadı alamayabiliyor olabilir. Gerçi ben hala her binişimde heyecanlanıp zevk de alıyorum ne yalan söyleyeyim, bir otomobildeki tatsızlık yok motosiklette hala heyecan verebiliyor benim bünyeye. Yine de hani özlemin eski tadı yok demiş ya usta, sanırım bu işin de giderek eski tadı kalmamaya başladı, esasen pek çok şeyin eski tadı kalmamaya başladı be üstadım. Yaşlanıyor muyuz ne?
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:53 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:42 ----------
Şaka bir yana da bazen lanet olsun dedirtebiliyor sizin dışınızdaki faktörler gerçekten. Kişisel olarak benim durum bu, Mümkün olduğunca işe git gel dışında binmez haldeyim, binmek isteyip kıyafetleri giyip, kapıdan geri döndüğüm bile çok oldu, "şimdi yığınla deliyle karşılasasım yok" diyerek.
-
14 Ağustos 2017, 18:15
#15
Çarşaflı bacıları neden vurgulayarak söyledin anlam veremedim.
Cahil demek istiyorsun?Türkiyede herkes bi̇li̇nçli̇, herkes yaya geçidini kullanıyor zaten çarşaflı bacılar cahil kaldı?
Barkının önüne atlayan şahıs çarşaflı değildi.Gayet aklı başında eğitimli bir insana benziyordu.Bir anlık gafleti felakete sebep oldu.
insanların yaşam tarzıyla dalga geçeceğinize ırkçı beyninizi değiştirseniz topluma daha faydalı olmaz mı acaba?
-
14 Ağustos 2017, 18:37
#16
emrb adlı üyeden alıntı
Çarşaflı bacıları neden vurgulayarak söyledin anlam veremedim.
Cahil demek istiyorsun?Türkiyede herkes bi̇li̇nçli̇, herkes yaya geçidini kullanıyor zaten çarşaflı bacılar cahil kaldı?
Barkının önüne atlayan şahıs çarşaflı değildi.Gayet aklı başında eğitimli bir insana benziyordu.Bir anlık gafleti felakete sebep oldu.
insanların yaşam tarzıyla dalga geçeceğinize ırkçı beyninizi değiştirseniz topluma daha faydalı olmaz mı acaba?
Çarşaflı insanları nasıl tabir edebiliriz ?
A) çarşaflı bacılar
B) ninjalar
C) kara fatmalar
D) siyah giyen mümin topluluğu
Cevap :B
Bu arada evet cahiller 35 derece sıcaklıkta siyah bir çarşafa dolanıp gezmek mantıklı ve aklı başında bir bireyin yapacağı iş değildir.
Hastanede çalışan bir tanıdığınız varsa bu ninjaların çoğunlukla dermatoloji bölümüne mantar vb problemler yüzünden geldiğini öğrenebilirsiniz.
-
14 Ağustos 2017, 18:40
#17
Arkadaş ne ara çarşafa geldiniz..
100 tlye 1300 km yol giden Volta vs5im
-
14 Ağustos 2017, 19:55
#18
Türkiye'de yaşayan insanlar, birbirlerine psikolojik baskı yapmak gibi bir alışkanlık içerisindedirler. Karşısındaki insanı sevip sevmemesiyle ilgisi yok. Yeter ki ellerine fırsat geçsin.
Bundan dolayı hiç kimse düşüncelerini rahatça istediği yerde dile getiremez, beyan edemez, sevmediği görmek istemediği şeylerden bahsedemez. Çünkü bastırılmış ve sindirilmiştir. Buna cüret ettiği taktirde en iyi ihtimalle psikolojik baskıya maruz kalacağını bilir. Çekinir hatta korkar.
Biraz da diğer (ikincil) insandan bahsedelim. Diğer insanın kulağıyla duyduğu sözlere verdiği tepkinin (yaptığı baskının), duyduğu sözlerde geçen kavramlara verdiği değerle de pek ilgisi yoktur aslında. Burada önemli olan, yani amaç; eline fırsat geçmesidir. Eline fırsat geçer , cımbızla fırsatını çeker ve bunu kullanır.
Bütün bunlardan dolayı günlük hayatta insanlar sürekli rol halindedir.
-
14 Ağustos 2017, 20:26
#19
K121L adlı üyeden alıntı
Çarşaflı insanları nasıl tabir edebiliriz ?
A) çarşaflı bacılar
B) ninjalar
C) kara fatmalar
D) siyah giyen mümin topluluğu
Cevap :B
Bu arada evet cahiller 35 derece sıcaklıkta siyah bir çarşafa dolanıp gezmek mantıklı ve aklı başında bir bireyin yapacağı iş değildir.
Hastanede çalışan bir tanıdığınız varsa bu ninjaların çoğunlukla dermatoloji bölümüne mantar vb problemler yüzünden geldiğini öğrenebilirsiniz.
ağzında sigarayla poz verdiğini tahmin ettiğim avatarından böyle bir yorum yapman gerçekten ironik olmuş
-
14 Ağustos 2017, 20:31
#20
K121L adlı üyeden alıntı
Çarşaflı insanları nasıl tabir edebiliriz ?
A) çarşaflı bacılar
B) ninjalar
C) kara fatmalar
D) siyah giyen mümin topluluğu
Cevap :B
Bu arada evet cahiller 35 derece sıcaklıkta siyah bir çarşafa dolanıp gezmek mantıklı ve aklı başında bir bireyin yapacağı iş değildir.
Hastanede çalışan bir tanıdığınız varsa bu ninjaların çoğunlukla dermatoloji bölümüne mantar vb problemler yüzünden geldiğini öğrenebilirsiniz.
İzmirli 40 derece sıcaklıkta bizde kask takıyoruz. Neden ölmemek için. Bize de gerizekalı diyorlar. Ama bir sebebimiz var.
ÖLMEK İSTEMİYORUZ.
Senin gibi kansızların alay ettiği bu insanlarında bir sebebi var.Nedir sebebi.Ahirette yanmamak için ziynetlerini gizliyorlar.Neymiş sebebi.YANMAMAK İÇİN.
Ama âyetlerimizi inkar etmiş ve kâfir olarak can vermiş olanlara gelince, işte Allah'ın laneti, meleklerin laneti ve insanların laneti hep onların üzerine olsun.
Bakara 161
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)