Galiba bilimsel anlamda "refleks"in tanımı ile eğitim, bilgi ve deneyimle kazanılabilecek "tehlike anında ne yapacağına hızla karar vermek" arasındaki fark nedeniyle tatlı bir "tartışma" ortamına girdik
Arada abes yorumlar da olsa her halikarda "Kıvanç 80 bine motor aldı" başlığından daha keyifli. O başlığı açan arkadaşımız da alınmasın lütfen, "keyif almak" da görece elbette...
Ben Ankarada düzenli olarak eğitim vermeye devam ediyorum. www.osocan.com dan veya benim facebook sayfamdan Ankara eğitimlerinin duyurularını takip edebilirsin. Bana veya ekibime ulaşabileceğin adresler ve numaralar sitemde mevcut..huduni adlı üyeden alıntı
Sevgilerimle
Ayni sekilde bir başkasının babası motosiklet kazasında vefat etmiş olabilir. Tecrübe ile öğrenme en etkili eğitim yöntemi, ancak hatadan öğrenmek hiç verimli değil. Eğitimden maksat mümkün olduğunca ucuza bunu yapmak.
Özellikle spor ve agresif naked'lari yüksek performanslı kullanmak için yol eğitimi kesinlikle yeterli değil. Cruiser ve daha basit motorlar çok öyle değil.
Ben kasten hedef kitle ile aynı dili konuşmak adına yanlış terminolojiyi kullanıp her terimin ayrı ayrı doğrusunu vermeyince bu karışıklık çıktı ortaya. Benim yüzümden oldu. Aslında ben de güya kısa olsun diye terimlerin doğru adlarına girmemeyi tercih etmiştim ama hataymış demek ki. Web sayfasındaki yazıya eklemelere senin açıklamaları alıntılamak şart oldu artık. Düzelttiğin çok güzel oldu sayın hocam. Eline sağlık.
Eğitmen olan o, uyandırayım. Benim yazıya çemkirme, Okan Hoca'ya cicilik ha.Tanışmaya giderken dikkat et, bi 3000 de Okan Hoca'ya kerizlendim diye ağlama sonra. ;)
konuyu baştan sona okuyarak yorum yapmak istedim,
bir iki mesaj sonunda para pul ya da yakışıksız eleştiriler olunca bıraktım,
göbekten geliyorum.
canlı, yaşamak ve soyunu devam ettirmek ister.
insan vücudu da yaşamını devam ettirmek amacı ile bizim "istemsiz" olduğunu zira üzerinde kontrolümüz olmadığını bildiğimiz tepkiler ve eylemler içerisindedir.
bu eylemi gerçekleştiren beynimizin bir bölümü olsa dahi kontrol edemediğimizi düşündüğümüz için kendi parçamız olmadığına da kanaat getirebiliyorum.
ve sonra bu tarz eylem ve tepkilerin bireyin inisiyatifine bırakılmayacak kadar önemli olduğu sonucuna varıyorum.
bir kalecinin refleks ile topa atılması her ne kadar bilinçli olduğu düşünülse dahi esasında bilinç dışına bilinçli olarak kodlanmış bir eylem olarak geliyor bana.
zira beyin bir şekilde o topun tutulmasının canlılığın idamesinde gerekli olduğu kanaatine varıyor ve uyguluyor.
zafercenin tehlikeden kurtulmak ile tehlikeli duruma düşmemek ayrımına kesinlikle katılıyorum.
"mesele tehlikeden kurtulmak değil yeğen tehlikeyi görüp tehlikeli hale gelmeden bertaraf etmek yeğen"
diyebilirdi belki ramiz dayı (diziyi seyretmedim, sadece ramiz dayının bağzı bölümlerini seyrettim)
O'nun sesi, bakışı, duruşu ve geride kalan her şeyi daha karizma olduğu için kesinlikle bu yazdıklarımdan ya da zafercenin yazdıklarından daha etkili olurdu.
hülasa tehlikeden kaçınabilecek reflekse sahip olmak güzeldir ve fakat zafercenin belirttiği "smooth sürüşü" n tadı hiç bir şeyde yoktur.
frensiz ve kornasız olarak tanımlarım.
her sürücünün motosikletten beklentisi ve tarzı farklı olduğundan dolayı yazdıklarımın her sürücüye hitap etmesini beklemiyorum.
kesin kural değildir.
isteyen istediği gibi takılabilir.
ayrıca motosiklet kullanıcısını "motorcu" diye tanımlayanları da esefle kınıyorum.
saçlarınız dökülsün ulan !!!
zaferce 'ye açtığı konuların özü ve biçiminden dolayı teşekkür ederim.
yerinizde olsam evvelden açtığı konularda yüklediği dokümanlara göz atarım.
Böyle yazıları okuya okuya 6-7 ay önce aldığım motoruma binemedim hala.
Bu gibi şeyler olmasa ben ehliyeti aldığım gibi istanbul trafiğine çıkmıştım bile.
Şimdi bir de güvenli sürüş eğitimi için zaman ayarlamam gerekecek.
Neyse, en azından ekipmanları kışın almıştım, yazlık ekipmanım yok, yazın binmesem de olur diye avutayım kendimi. Ama benim gibi takıntılı ve pimpirikli ve de "akıllı adam korkmayı da bilir, gereksiz cesaret aptal insan işidir" diyen biri olarak fena tırstım.
Tırsıyorsan niye motor aldın diyeceklere de not: Kendi kontrolum dışında olabilecek riskleri eğitim ve pratikle azaltma imkanı varken bunu yapmayıp da risk almaya gerek yok. Cahil secareti de iyidir ama hayatı tehlikesi olmayan konularda, düşük risklerde iyidir.
Risk nedir: risk bir şeyin gerçekleşme ihtimali ile gerçekleştiğinde olacak zararın çarpımıdır.
Lisede matematik dersine bedenci girenler için örnekle açıklayayım:
çocukken yeni ayakkabı alındığında bu ayakkabı ile top oynarsak ayakkabının bozulma olasılığı büyüktür ama en fazla ailemizden biraz azar işitiriz yani gerçekleşme olasılığı çok büyük olmasına rağmen zararı çok büyük olmadığı için bu küçük bir risktir, bırakın çocuklar çocukluklarını yaşasın, böyle küçük riskleri almayı da öğrensinler.
Motosiklet gibi tehlikeli bir araçla istanbul trafiğinde kaza yapma olasılığı belki o kadar da büyük değil. Her gün kaza yapmıyoruz. Tamam olasılık küçük ama gerçekleştiğinde ölürüz, en iyi ihtimalle sakat kalır ya da hastanelik oluruz. Çarpın bu ikisini, olasılık büyük değil ama olunca öleceğiz yani risk çok büyük. Bu riski almam ben.
eğitimli birisi ama baştan sona hatalı davranan klasik apaçi, eğitim almış ama motorcu olamamış derler buna, o yolda o hız o takip mesafesi, daha hata saymaya gerek yok, hata her yerde...
refleks değil, eğitimli salaklık ve şans, ikisi bir arada derler buna....
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
