Fransızlar muhtemelen. Amerika'da yok hiç... Gerçi perde de çok yok. Olan da tarif ettiğin gibi boru.Carbondioxid adlı üyeden alıntı
Onu bunu bilmem , şu perde korniş/kornij ne ise adı.. bunu icad edenin , taa ............ bi evim olur ise , camım hemen üstüne bi boru , buyuk halkalar dört köşeye mıknatıs vesselam..
Arkadaş bunu icad eden kimse artık , biz er'lere kastı var , ulan bu nedir yahuuu
Türkiye'de vergi kaçırma oranı
-Vergi kaçırma yolları: Türkiye'de vergi kaçırırken en fazla başvurulan yöntem kayıt dışılık. Mükelleflerin yüzde 53,9'u, vergi doğuracak ticari işlemleri, kayıtlara geçirmeyerek vergi kaçırıyor. Yüzde 21,6'lık grup, naylon fatura, yüzde 18,9'luk grup da evrakta sahtekarlık yaparak, vergiden kaçınıyor.
Kafamız hep işin p.çliğinde... Sorsan müslümanız vesselam.
Bu konuda haklısınız fakat burada meselenin köküne inmemiz lazım. "insanlar neden vergi kaçırma yoluna başvurmak zorunda kalıyor" sorusunu inceleyelim. Cevap çok basit: vergi yükü çok fazla. Bana göre ülkede vatandaşlar üzerinde aşırı bir vergi yükü mevcut. Bunun sonucunda vergi kaçırma hadisesi meydana geliyor.
Rahmetli şükrü kızılot bir yazısında vergisini tam ödeyen şirket ya da şahısların bir süre sonra batmaya mahkum olduğunu yazmıştı.
Bunu da savunurlar simdi , vergileri malum parti sarayda harcıyor niye versinler ki diye.
millet vergiyi kacırmasa herşeye belki %1 zam gelir, sonucta kacak elektriğin faturası bile bize kesilirken o kacırılan vergiyi hükümet bize sokmuyor mu sanıyorlar merak ediyorum
Şöyle bir durum var yalnız; vergiler yüksek olsa dahi kimsenin vergi kaçırmasına müsaade etmezseniz haksız rekabet oluşmayacağı için kimse de spesifik olarak bu sebeple batmayacaktır.
Vergi oranları bizimkinden yüksek ülkeler var... Bizdeki sorun üç tane; ücretli kesim üzerindeki vergi yükü çok fazla, dolaylı vergi çok fazla (bu sonraki ile çok ilişkili...) ve devlet ücretliler haricinde kalan kesimin vergi denetimini yeterince ve hakkaniyetli yapamıyor.
gelir vergisini adaletli toplamayan, toplayamayan devletler, butce olusturabilmek icin namert vergisini uygular. gelir sahibi herkes gelir vergisini esit oranda verse, otv ye zarta zurta da gerek kalmaz.
vergi reformu sart. ama vergi reformu cok sancili bir surec. cok ince hesaplar yapilmasi ve kucuk esnafi batirmadan kademeli yapilmasi lazim.
bunu yapmayi basaran hukumet kisa vadede vatan haini olur herkesten kufur yer ama uzun vadede ulkeyi ulkeyi kurtaracak bir adim atmis olur.
Vergi rekortmenleri listesinde inşaatçılar yok. Rekabetsiz fiyat kırmadan ihale alıyorlar, ultra cazip devlet kredisi alıyorlar, geçiş garantisi alıyorlar. Ama vergi yok. Eskiden kazan-kazan vardı. Bunlarınki kazan-kazan-kazan-kazan.
Neyse, bursaliali ve ATP mesut olsun, bana yeter.
Ali abimizin geçinmekle bir derdi yok ki. Düşük ücretler, adaletsiz tüketim vergileri, vergilerin çarçur edilmesi gibi bir sıkıntısını beyan etmedi. Onun derdi türbanını özgürce takamaması. CeHaPe iktidara gelirse türbanını taktırmaz diye korkuyor.
Boş konuşuyorsun farkındasın da bilerek devam ediyorsun...ispat,delil,olmadan suçlamanın adı iftira dır. Ali abi ye de bana da iftira atıyorsun. Yolsuzluğa sessiz kalmak destek vermek adiliktir. Birini yolsuzluğa ve suça destek ile suçlamak ta farklı değildir..sen anladın
Her yapılan kanunen suç değildir. En basitinden ihale olmadan bir işin birine verilmesi suç değil, ama etik de değil. Kimse beni ihalesiz iş vermede kul hakkı yenmediğine inandıramaz. Kul hakkı yemek diye kanunen de bir suç yok. Yaradanan'a anlatırlar "Ama kanuna uygundu" diye. Siz de anlatırsınız.
- Kazıklanmaktan şikayet etmekle iyi insan olunur mu?
Bu sorunun cevabı aşağıda. Söz bana at olmamakla beraber kesinlikle katılmaktayım.
"bir kişi pür iyi olduğunu düşünüyorsa, o her türlü kötülüğe tenezzül edebilir.
biz psikoterapide insanlara iyi olmayı salık vermiyoruz, kötü yanını tanımasını sağlamaya çalışıyoruz."
Alıntı Linki
1990 yılında İstanbul'da belediye otobüsünde soyuldum. Maaşımı yeni almıştım. Ve o zaman 2 öğretmen maaşına eşit bir maaşım vardı. O kadar üzüldüm ki kahroldum. Bir hafta boyunca "bir hızsız yakalarsam öldüreceğim" diye söylenip dururken annem beni teselli etmeye çalışıyordu. Yıllar sonra gece yarısı bir bakkalı soymaya çalışan bir hırsızı yakaladım. Genç bir çocuktu. Öfke duymadım. Acıdım.
Kötülük yapabilirmiyim?
Kontrolümü kaybedersem evet...
""Zan" husnu-zan ve sui-zan olarak ikiye ayrılır. Husnu-zan her insanda olması ve fazlasının toplumun yüksek değerlere çıkmasını ve mutluluğun zirve yapmasını sağlar..
Sui-Zan ise ne yazık ki insanoğlunun en büyük hastalığıdır. Devamlı Sui-Zan ile yaşayan insanlarin bu hayattan memnun olması imkansızdır. Bu hem en büyük günahlardan hemde çaresiz bir hastalıktır..
Tedavi gerekir. İlacı ise husnu- zan dır.
Biraz tedavi gör inan rahatlarsın
Neyin günah olduğunu Kur'an belirler. Kur'an'ın günah demediği şeye günah demek şirktir. Onun için geçiniz. Siz, vergilerimizi çar çur edenlere verdiğiniz desteğin hesabını nasıl vereceğinize kafa yorun bence. Ya da böyle devam edin, beni bağlamıyor sonuçta. Saygılar.
İster oku öğren istersen aynen devam et buda beni ilgilendirmez
http://kuranfihristi.net/fihrist/zan
https://sorularlaislamiyet.com/suiza...ine-gunah-olur
"Onlardan bir kısmı ümmidir. Kitabı bilmezler; (bildikleri) bir sürü asılsız şeylerden başkası değildir ve yalnızca zannederler."
Bu benden mi bahsediyor, dinini Hatipoğlu masallarından öğrenenlerden mi? Gönderdiğiniz şeyin ne olduğundan haberiniz yok herhalde.
"“Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.”(Hucurat, 49/12)
Bu var. Benimle ne alakası var. Bunu alın, oy verdiğiniz kişilere gönderin. Her gün onu bunu terörist ilan ediyorlar. Siz de hasmet'i Fetöcü ilan etmiştiniz galiba, zan olmuyor o herhalde? Sizin sorun bu. Kendiniz yapınca her şey helal, başkası milim yapsa günah, lanet olsun, vs. Bir partinin genel başkanı sokak ortasında dövüldü, sizinkiler açıktan kınamadı bile, hatta "Tepkisel hareket" deyip neredeyse meşrulaştırdı; cehape'li kendini bilmez biri kaymakam/valilere laf etti, hepsi birden anında ayağa kalktı "Yok, millet iradesine saygısızlık" falan filan. Kılıçdaroğlu'na linç girişimi ne, millet iradesine saygısızlık değil mi? Gelecek Partisi başkan yardımcısının darp edilmesi ne, millet iradesine saygısızlık değil mi? Neyse, nasılsa ahireti var bunun.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
