HÜKÜMET BİZDEN NE İSTİYOR ?

[hokahey]

bu konunun türkiye'nin üzerinde ittifak ettiği bir konu olduğu görüşünde değilim.
bilakis devamlı surette ihtilaf konusu olmuştur.
ki gelişmiş toplumlarda sistem kurucu lider kadrolar, peygamberler ya da şıhlar üzerinde değil prensipler ve idealler üzerinde temellenir.
ki mustafa kemal bey'in kendisinin dahi bu yönde telkinleri vardır,
ki buna rağmen atatürkçü bir ceberutluğa prim vermek, istikamete değil parmağa odaklanmak gibi neticelere götürüyor bizi.

haklısın üstat. prensipler çerçevesinde yol almamız gerekirken heyhat! birden ortadoğulu tarafımız nüksediyor.

duygusal bir milletiz vesselam. aklımızla değil duygularımızla hareket ettiğimiz için bir arpa boyu yol alamıyoruz.

şey aklıma geliyor kuvvet abi, ünlü bir türkücü bir tv programında duygulanıp salya sümük ağladıktan sonra gidip karısını dövmüştü. trajikomik değil mi sence? duygu durum bozukluğu yaşıyoruz resmen yahu!

sevdiğimiz insanı göklere çıkarıp, sevmediklerimizi yerin dibine sokuyoruz! tam bir delirmişlik hâli!

[KUVVETMİRA]

haklısın üstat. prensipler çerçevesinde yol almamız gerekirken heyhat! birden ortadoğulu tarafımız nüksediyor.

duygusal bir milletiz vesselam. aklımızla değil duygularımızla hareket ettiğimiz için bir arpa boyu yol alamıyoruz.

şey aklıma geliyor kuvvet abi, ünlü bir türkücü bir tv programında duygulanıp salya sümük ağladıktan sonra gidip karısını dövmüştü. trajikomik değil mi sence? duygu durum bozukluğu yaşıyoruz resmen yahu!

sevdiğimiz insanı göklere çıkarıp, sevmediklerimizi yerin dibine sokuyoruz! tam bir delirmişlik hâli!

gerçek duygusallık bu değil!
bu olsa olsa alaturka bir cıvıklık.

1920 öncesiyle bihakkın yüzleşip helalleşemedik, neticede cumhuriyet öncesini yok sayan moderenlikle bu moderenliği lanetleyen osmanlıcılık arasında sıkıştık.
kültürünü büyük ölçüde atadan, gelenekten alan anadolu halkları için sosyolojik açıdan bakıldığında cumhuriyet ve sonrası çok travmatik süreçlerdir.

batıdaki sistemciliğe dair hep verilen bir örnektir;
bir belediye başkanı kendi döneminde projeye bağlı kalarak su ve kanalizasyonu döşer, digeri asfaltı döker, sonraki binaları konumlandırır, sonraki çevre düzenlemesini yapar,
plan işler, şehir yükselir...

bizde ise "eser" bırakma ve adını tarihe altın harflerle yazdırma sevdası yüzünden bağlı kalınan bir büyük plan olamamıştır.
zamana yayılması gereken değişim ve dönüşümler "eser" bırakma arzusuyla tez elden hayata geçirilmiş fakat tez vakitte de cortlamıştır.

atatürkçülerin pek övündüğü, cumhuriyetin ilk yıllarında açılan fabrika, kurum ve kuruluşlara, yapılan inkılaplara bakınız,
mustafa kemal bey'in "az zamanda çok ve büyük işler yaptık" sözünü inceleyiniz,

burada herkesin kaçırdığı bir nokta var, bu kadar zamanda bu kadar iş olmaz, olursa da böyle olur.

bunları anlatamadık gitti vesselam.
benim el yatar, reca ederim arkamdan konuşulmasın.

[hokahey]

gerçek duygusallık bu değil!
bu olsa olsa alaturka bir cıvıklık.

1920 öncesiyle bihakkın yüzleşip helalleşemedik, neticede cumhuriyet öncesini yok sayan moderenlikle bu moderenliği lanetleyen osmanlıcılık arasında sıkıştık.
kültürünü büyük ölçüde atadan, gelenekten alan anadolu halkları için sosyolojik açıdan bakıldığında cumhuriyet ve sonrası çok travmatik süreçlerdir.

batıdaki sistemciliğe dair hep verilen bir örnektir;
bir belediye başkanı kendi döneminde projeye bağlı kalarak su ve kanalizasyonu döşer, digeri asfaltı döker, sonraki binaları konumlandırır, sonraki çevre düzenlemesini yapar,
plan işler, şehir yükselir...

bizde ise "eser" bırakma ve adını tarihe altın harflerle yazdırma sevdası yüzünden bağlı kalınan bir büyük plan olamamıştır.
zamana yayılması gereken değişim ve dönüşümler "eser" bırakma arzusuyla tez elden hayata geçirilmiş fakat tez vakitte de cortlamıştır.

atatürkçülerin pek övündüğü, cumhuriyetin ilk yıllarında açılan fabrika, kurum ve kuruluşlara, yapılan inkılaplara bakınız,
mustafa kemal bey'in "az zamanda çok ve büyük işler yaptık" sözünü inceleyiniz,

burada herkesin kaçırdığı bir nokta var, bu kadar zamanda bu kadar iş olmaz, olursa da böyle olur.

bunları anlatamadık gitti vesselam.
benim el yatar, reca ederim arkamdan konuşulmasın.

azizim, atatürk büyük işler peşinde koşmuş fakat eldeki malzeme yetersiz olunca planlar da zamanla sekteye uğramış.

bir diğer dediğiniz, 'cumhuriyet öncesini yok sayma' lafını anlıyorum zira memlekette modernleşme hareketi 2. mahmut döneminde başlamıştır. 2. abdülhamit döneminde devam etmiş, en son atatürk masaya çıkarıp vurmuş, 'başlarım sizin monarşinize de tahtınıza da' deyip masayı devirmiş ve memleketi yeni bir sistem ile donatmaya çalışmıştır. fakat yüzyıllardır monarşi altında yaşamaya alışmış olan halk adeta 'doku uyuşmazlığı' misali sistemi reddetmekte hala ve hala ısrar etmektedir. yeni sistemi tatbik etmekte zorlanan kural sevmez, tembel ve duygusal halkımız vücuduna sonradan nakil edilen organı koparıp atmak mı istemektedir? neden böyle olmaktadır?

neyse ben de yatıyorum. iyi geceler.

[KUVVETMİRA]

kemal bey herşeyden evvel acele etmiş, az zamanda haddinden fazla iş yapmış
unutma yegen, domatesler kızarmak için acele etmez.

[ilkerabi]

Bu bir tercihtir, kasada para bitince tasarruf için ister süperlüks makam arabalarının kontağını kapatır hükümet ister tiyatroları-operayı kapatır.
Oysa ki eski osmanlı sarayında.. bak sarayda diyorum, halka açık değil, bizzat saray eşrafı için hem saray mızıkası hem de saray tiyatrosu vardı.
Buralarda italyan müziği ve italyan operası oynanırdı. PARAYI DEDEN ABDULHAMİD öderdi.. Pavarotti yaşasaydı onu da paşa yapardı, DONİZETTİ paşayı yaptığı gibi.. Ayrıca seyyar tiyatro grupları da sarayda oynar, cukkayı alır giderdi.. Abdulmecid halife de piyano çalıyor, RESİM yapıyordu.
O vakitler TURBAN henüz icad edilmediğinden Ayşe sultan ve kızkardeşleri yakası açık elbiseler giyer, SAÇLARINA DA AYNI RENK kurdele takardı.

BKZ:...................

[IMG][/IMG]

Şimdiki sarayın 1100 bilmem kaç odasında mızıka-bando ve tiyatroya yer yok heral...
Ordan artıcak parayla süperlüks arabalara benzin alabilecez, itibar, itibar...

Yetmezse bedelli askerlik çıkarır bir süre daha ALTIN YALDIZLI koltukta popomuzu dinlendiririz.. (itibar)
400 bin askerlik yapmayacak vatan evladı X 15.BİN KAYME= 3 TRİLYON yapar.. (Eski parayla, yeni parayla yazınca hela ücreti filan sanıyorsunuz)
İthal etmediğimiz fındık, antep fıstığı, kayısı, üzüm ve mandalina kalmış...
Geri kalan ne yiyecek varsa ithal ediyoruz..
Çinden gelen PLASTİK LEĞEN ve MANDAL ithalatına da EK VERGİ koyabilirsek İTİBARLI birkaç yıl daha geçirebiliriz.
Ondan sonra İFLAS...

[oialdemir]

ha maaşallah.

kendin yazıyorsun, kendin oynuyorsun,
ne bir gecesi, ne dedesi, ne mezartaşı allasen?
buna felsefede "korkuluk safsatası" denir,
şöyle ki; bir argümanı çürütmek için kolayca alt edilecek dandik söylemlerle ilişkisi kurulur ve bu sayede kendi kattığı argümanı döverken gerçeğini de çürüt-müş gibi yapmaktır.
akademik çevrelerde ve sanayi eşrafınca çok ayıp karşılanır, bi daha olmasın lütfen.

diger yandan;

"kanun-i esasi cümlenizce malumdur ki, Kur’an-ı Azimüşşan’daki nusûstur."

cümlesi kayıtlara geçmiş dahi olsa mustafa kemal bey hususundaki "şeriat" kastı kavramsal bir örneklemeden ibarettir.
bunun yerine aristokrasi, anarşizm, federasyon, kraliyet gibi herhangi başka bir biçim örnek verilebilir.

şair burada "kurucu lider" olmanın herhangi bir fikre imtiyaz tanınmasına vesile olamaması gerektiğini belirtiyor.

netekim; adolf hitler stalingrad'ı aşabilseydi alamanlar ilelebet foşik mi kalmalıydı?
ya da; şeriat ya da krallık üzere kurulan devletler, kurucu unsurlar yüzü suyu hürmetine bu statüyü kutsayıp ömrübillah tartışmaya kapatmalı mı?

böyle fikir olur mu? bu mu atatürkçülüğün öngördüğü bilim yolu?
fesübhanallah!

ayrıca idealimce; devlet tiyatro ve diger sanat dallarını belli bir disiplin çerçevesinde dışardan destekler,
tiyatro işletmez, maaşlı tiyatrocular çalıştırmaz, kimseye devlet sanatçılığı payesi dağıtmaz.

Öncelikle özgüveninizi anlıyorum. Lee Van Cleef' i avatar yapsam bende herkese tek attığımı düşünürdüm heralde Başta çok sıradan bir giriş yaptınız. Bende sıradan örnekler verdim. Kavramsal da olsa öyle sıradan biri gibi Kemal Bey deyince ben yanlış anladım sizi. Çünkü çok severim kendisini. Bunu belirttim. Sizde kendi fikrinizi belirttiniz. En azındna hala bu haklara sahibiz memlekette. Ancak eğitimin bir din veya bir kişi etrafında şekillenmesi konusunda aynı size katılıyorum. Din gibi temelsiz ve mantıksız bir kavramın. İspatı kanıtlanmış şeylere yön vermesi doğru değil. Hele parlak sizinli çocuklara daha eğitimin başında duvarlar çizmek bütün yaratıcı taraflarını öldürüyor. Devlet Tiyatrolarına gelirsek.http://www.devtiyatro.gov.tr/hakkimi...at-semasi.html Bu şekilde bir kuruluş amacı ve işleyişi var bu kurumun. Bunu kuran hükümet çok cesurca davranmış aslında. Çünkü kendi içinde özerk bir yapısı var. Yani kimin iktidar da olduğunu umursamadan yapıyordu işini DT. Önceden insanlara ulaşması gerektiği gibi ulaşıyordu. Şimdi hangi başkanın canı nasıl isterse öyle ulaşacak.

[drtayfun]

Yetmezse bedelli askerlik çıkarır bir süre daha ALTIN YALDIZLI koltukta popomuzu dinlendiririz.. (itibar)
400 bin askerlik yapmayacak vatan evladı X 15.BİN KAYME= 3 TRİLYON yapar.. (Eski parayla, yeni parayla yazınca hela ücreti filan sanıyorsunuz)
Çinden gelen PLASTİK LEĞEN ve MANDAL ithalatına da EK VERGİ koyabilirsek İTİBARLI birkaç yıl daha geçirebiliriz.
Ondan sonra İFLAS...

Bazı konularda farklı düşünüyorum, bu şekilde halktan toplanacak paranın pek faydası olmaz gibi, sonuçta döviz olsa derim ki, tamam döviz açığını kapatırız biraz nefesleniriz, o işe yaramayacak? 3 ay ya da 6 ay içinde IMF ile anlaşma yapılmasından söz ediliyor, muhtemelen yerel seçimlerden sonra. Ayrıca toplanacak o para piyasaya girecek ve işlerin dönmesini sağlayacaktı, o zaman ekonomi de yavaşlar ? Bilmiyorum, belki de amaçlardan biri de budur, hocalar acilen harcamaların düşürülmesi ve zam yapılması gerektiğini söyleyip duruyor.

[hokahey]

tiyatro, opera, bale bunlar bizim coğrafya'ya özgü şeyler değiller. neden empoze etmek için uğraşıyoruz ki?

bakın şimdi rap müzik üzerinden örnek vereyim. rap müzikten nefret ederim ancak gençler seviyor ve dinliyor. talep var yani. kendiliğinden oluşan bir talep. kimse kimseyi rap müzik dinlemek için zorlamadığı halde kendiliğinden oluşan bir talep mevcut.

tiyatro, opera ve balede de aynı şeyler geçerli olmalı. talep varsa arz edilir. talep yoksa zorlamanın bir manası yok.

bayburtlu bir insana zorla senfoni orkestrası dinletmek ile elimize ne geçecek?

her şeyi doğal akışına bırakmak lazım diyorum.

[twisten]

Bazı konularda farklı düşünüyorum, bu şekilde halktan toplanacak paranın pek faydası olmaz gibi, sonuçta döviz olsa derim ki, tamam döviz açığını kapatırız biraz nefesleniriz, o işe yaramayacak? 3 ay ya da 6 ay içinde IMF ile anlaşma yapılmasından söz ediliyor, muhtemelen yerel seçimlerden sonra. Ayrıca toplanacak o para piyasaya girecek ve işlerin dönmesini sağlayacaktı, o zaman ekonomi de yavaşlar ? Bilmiyorum, belki de amaçlardan biri de budur, hocalar acilen harcamaların düşürülmesi ve zam yapılması gerektiğini söyleyip duruyor.

Aynen, ekonomiyi düzeltmek için içerideki paranın yer değiştirmesi fayda getirmez. Paranın dışarıdan gelmesi gerek. Ya turizm ile ya ihracat ile yada yabancı sermaye girişiyle...
Söz gelimi ben bir aile babasıyım evin kasası boşalmış durumda ve temel ihtiyaçları bile alamaz vaziyetteyiz. Evin bireylerine tuvaleti paralı yapıyorum, paraları alıp kasaya atıyorum. Bi nevi evdeki para yine evdeki para, sadece yer değiştiriyor. O paralarla temel ihtiyaçları alınca para yine bitiyor üstelik bireylerde de para bitiyor eee sonra komşudan, akrabadan borç ... Ama evdeki herkes çalışsa para dışarıdan gelse bu sıkıntı çekilmez... Bizim kafa ne yazık ki buna basmıyor. Ne zaman kriz baş gösterse vatandaşın cebine gözdikiyor. Vergiler artıyor, olmadı yeni vergiler uyduruluyor, en temel ihtiyaçlara zamlar biniyor, bedelli askerli çıkarılıyor vs. vs. bunlar paranın yer değiştirmesinden başka birşey değil...

[drtayfun]

Opera mesela, senyörlerin köylülere dinlettiği bir aktivite imiş ortaçağda ve çok talep toplarmış. Bizim köylüleri düşünüyorum da

[watercolours]

Kimse Bayburtlu'ya zorla senfoni dinletmez. Devlet senfoni gösterisini sunar, beğenen veya nedir diye merak eden giden izler. Opetayı hiç sevmem ama gitmek istersem izleme imkanımın olmasını isterim.

[YasinC]

Bazı konularda farklı düşünüyorum, bu şekilde halktan toplanacak paranın pek faydası olmaz gibi, sonuçta döviz olsa derim ki, tamam döviz açığını kapatırız biraz nefesleniriz, o işe yaramayacak? 3 ay ya da 6 ay içinde IMF ile anlaşma yapılmasından söz ediliyor, muhtemelen yerel seçimlerden sonra. Ayrıca toplanacak o para piyasaya girecek ve işlerin dönmesini sağlayacaktı, o zaman ekonomi de yavaşlar ? Bilmiyorum, belki de amaçlardan biri de budur, hocalar acilen harcamaların düşürülmesi ve zam yapılması gerektiğini söyleyip duruyor.

IMF ile anlaşma şartları yok

[drtayfun]

IMF ile anlaşma şartları yok

Anlamadım ?

[ilkerabi]

... bu şekilde halktan toplanacak paranın pek faydası olmaz gibi, sonuçta döviz olsa derim ki, tamam döviz açığını kapatırız biraz nefesleniriz...

Bayramda dağıtılan ikramiyeleri PARA BASARAK ÖDEDİLER... %17 tedavüldeki para arttı. Ama faiz, enflasyon, ve döviz kuru da arttı. Son saydığım üç değişkenin artması pahalılığın ve İŞSİZLİĞİN DE ARTMASI demek oluyor.
Dışardan borç $$$ alırsak doğalgaz ve petrol alımına gidecek.. Bayağı bir miktar da FAİZ LOBİSİNE.. Dolayısı ile günü kurtarma hesap ediliyor, uzun vadeli hesaplar yapılsa SAMAN İTHAL etmezlerdi.. Milli para ile ödeyelim diyenlere kulak asmayın, DOLAR devre dışı kalsa ertesi gün kendini ya idam sehpasında ya da halkın elinde LİNÇ edilirken bulur.. Milli para palavradır, saman aldığımız BULGARİSTANIN LEVAsı 2.70 TL ediyor.
28 MAYIS 1960'da HAZİNE TAM TAKIRdı.. Cemal Gürsel amerikadan para istedi.. Amerika hem ordudan atılan subayların tazminatları hem de memurların MAAŞI için gerekli PARAYI şak diye ödedi..

[watercolours]

Kağıt kısmını bilmiyorum ama 2018 tarihli parlak madeni paraları gördüm.

[YasinC]

Anlamadım ?

Akıllı düzeltme şansları kelimesini şartları olarak değiştirmiş. Bende fark etmemişim.

IMF ile anlaşma şanslarının olmamasının sebebi ise kasanın kontrolünün aynı zamanda IMF'ye geçmesi ve geçmişte yaptıkları tüm rezilliklerin açığa çıkma riski var. Birde şimdiye kadar imf ye borç verdik hikayeleri biter

[drtayfun]

Sanıyorum bu konu ciddi, isteğe bağlı değil.

[YasinC]

Almalarını canı gönülden isterim. En azından ekonomi belli bir mantık ile yönetilir. Ali ağanın çiftliği modundan çıkar

[drtayfun]

Normal basında bu tür yorumlar bulamıyoruz

Anlamadığımız konular olduğu için değerli adamların görüşlerini takip ederim hep.
https://www.indekskonusmaciajansi.co...tilla-yesilada

[KUVVETMİRA]

Öncelikle özgüveninizi anlıyorum. Lee Van Cleef' i avatar yapsam bende herkese tek attığımı düşünürdüm heralde Başta çok sıradan bir giriş yaptınız. Bende sıradan örnekler verdim. Kavramsal da olsa öyle sıradan biri gibi Kemal Bey deyince ben yanlış anladım sizi. Çünkü çok severim kendisini. Bunu belirttim. Sizde kendi fikrinizi belirttiniz. En azındna hala bu haklara sahibiz memlekette. Ancak eğitimin bir din veya bir kişi etrafında şekillenmesi konusunda aynı size katılıyorum. Din gibi temelsiz ve mantıksız bir kavramın. İspatı kanıtlanmış şeylere yön vermesi doğru değil. Hele parlak sizinli çocuklara daha eğitimin başında duvarlar çizmek bütün yaratıcı taraflarını öldürüyor. Devlet Tiyatrolarına gelirsek.http://www.devtiyatro.gov.tr/hakkimi...at-semasi.html Bu şekilde bir kuruluş amacı ve işleyişi var bu kurumun. Bunu kuran hükümet çok cesurca davranmış aslında. Çünkü kendi içinde özerk bir yapısı var. Yani kimin iktidar da olduğunu umursamadan yapıyordu işini DT. Önceden insanlara ulaşması gerektiği gibi ulaşıyordu. Şimdi hangi başkanın canı nasıl isterse öyle ulaşacak.

hoca da demiş ki; marifet sentenza'daysa buyur sen avatar yap

100 senedir herhangi bir hakemlik ve kontrolörlük vazifesini hakkıyla yerine getirememiş bir devletçilik anlayışının tiyatro işletip sanatçıyı kapısında memur etmesinden sanat adına bir randıman beklemek hayal olur ki 70 senelik devlet tiyatroculuğunun millete katkısından ve geldiği noktadan bunu anlayabiliriz.

misal; "Kültür Bakanlığı Ankara Bölge Müdürlüğü Sanatta Anarşizm Daire Başkanlığı" ifadesindeki oksimoron kullanım devlet-sanat ilişkisindeki çarpıklığı özetler bence.

kuvvetmira ahşap mobilya sanatsal çerçeve ve madeni yağlar imalat ihracat ltd. şti.