Ufak bir oğlan çocuğu öldü diye "devlet" meşgul edilir mi?
-
Dilekçe metnini de yanıma alarak Başsavcının odasına girdim (Ayşe). Başsavcı Ertan Erbay "kaç saattir beni ve savcımızı meşgul ediyorsunuz, burada önemli misafirlerim var" dedi. Gerçekten de odasında misafirleri vardı. Fakat dışarıda iki saat bekleyerek
Nasıl meşgul ettiğimizi (!) anlayabilmiş değildim. Üstelik memuru aracılığıyla görüşme için beklememizi ileten de Başsavcı idi. Daha önce Savcı tarafından da yöneltilen "çocuk ile herhangi bir akrabalık/tanışıklığımız olup olmadığı sorusunu Başsavcı da yineledi" ve vereceğim yanıtı beklemeden de "neden hariçten gazel okuduğumu " (!) sordu. Bunun üzerine ben "ben bu ülkede yaşayan bir insan olarak bu olaydan rahatsızlık duyuyor ve duyarlılık gösteriyorum, dilekçenin kabul edilmesini istiyorum" dedim. Dilekçeyi kabul etmeyen Başsavcı odasından çıkmamı söyledi. Dilekçemiz savcılıklar tarafından kabul edilmediği için veremedik!
Ayşe Acar ve İrfan Kuzu
Gerçekler acıdır/Metehandro acıtır//Pinokyo/BMX/Star103/Cobra105/Dt125/İnnova125/Lıberty200/Ybr125/CBF150/PCX/Activa/Inazuma/NC700S/750S/750 X/750SDCT
(1992/2020) Köftestar&Pandastar&Banstar
Reklamlar
-
-
-
-
Yeni yine yeniden
-
arkadaşlar bundan 4-5 sene evvel işin içinde çok "önemli" adamlarında bulunduğu 1 çete, Türkiyede yaklaşık 1250 kişiyi dolandırdı. 1ide benim. satın aldığım arabama sadece 5-6 ay binebildim vede birgün Taksim de; elindeki listeye bakıp plakadan araba avına çıkmış olan bir polis, arabama el koydu. koca Türkiyede dolandırılan 1250, belkide daha çok kişiden sadece 1 elin parmağı kadar kişi dava açmış. şu an hala davam sürmekte. arabayı geri alma umudum yok ama belki bir şekilde o "büyük" adamlar afişe edilirde, cümle aleme rezil olurlar diye uğraşıyorum.
neyse; bu girişi bir başka savcı "facia" sı için yazdım. arabam elimden alındı, dolandırıldım diye kapısını çaldığım "sayın" savcının bana söyledikleri aynen şöyledir. "yahu arkadaşım sen bu ülkenin ne hale geldiğini bilmiyor musun? bide üniversite mezunusun? ne diye kaptırdın paraları bu adamlara sen? boşuna dava falan açma, kazanamazsın. sen bunun üstüne bir bardak su iç, bir musibet bin nasihatten iyidir. bi daha sen sen ol, bu ülkede öyle herkese güvenme" bıdı da bıdı......bizi yolcu etti.
Yaaa arkadaşlar nasreddin hoca fıkrası gibi oldu. neden pencere açıktı, neden kapı kilitli değildi? nasreddin hoca gibi bende buradan bağırmak istiyorum. o dolandırıcı mendeburların hiç suçu yok muydu??????
-
Nasihat vermek iş yapmaktan kolay ve risksiz.
-
metecim
bu arkadaşların iletişim bilgileri sende mevcutmudur, özelime at lütfen
Bugün, dünden farklı olalım, gelişelim...
-
Moderatör (forrap)
Mete abi bu senin yazdığın yazı biraz sarı çizmeli Mehmet ağa muhabbeti olmuyo mu?Kimdir bunlar necidir?Eğer hikayeyse,bu tür hikayelerin ne anlamı var?Karalanmak istenen şey kurumlarsa buna sen alet olmamalısın bence...Hee eğer gerçek bişeyse eyvallah,biraz daha açıkla anlayalım bu tür bence hiç bir değeri olmayan bir yazıdan ibaret...Eğer gerçek bir olaysa lütfen link vs. yolla abi...
-
13 Temmuz 2006, 00:24
#10
tuncer kardeşim haberin kaynağını vermemiş olmam önemli bir detaydı...hemen vereyim...konu şuydu...2003 Bingçl depreminde yatılı okulda ölen çocuklardı...
Çocuğun Hayatı En Çok 1.000 YTL Ediyor!
2003 Bingöl depreminde ölen 85 öğrencinin ailelerin açtığı tazminat davasında bilirkişi raporu tartışma yarattı. Av. Kılıç: Bingöl'de yaşayan bir çocuğun asgari ücretle geçinecek olması tahmini ayrımcılıktır. Bingöl Baro başkanı Aydemir: İtiraz ediyoruz
--------------------------------------------------------------------------------
BİA Haber Merkezi
02/01/2006 Emine ÖZCAN
--------------------------------------------------------------------------------
BİA (Bingöl) - Çeltiksuyu Yatılı Pansiyon İlköğretim Okulu, Bingöl'de 1 Mayıs 2003'te 6,2 şiddetindeki depremde yıkılan binalardan biriydi. 85 öğrenci ve 1 öğretmen enkaz altında kalarak hayatlarını kaybettiler.
Ailelerin açtığı tazminat davasında sunulan bilirkişi raporuna göre bir öğrencinin hayatının değeri 400 YTL, bir başka öğrencininki 750 YTL, onun kardeşi olan öğrencinin ise 1.500 YTL. Hayat değeri olmayan çocuklar da var. Ayrıca rapora göre "eğer çocuklar yaşasalardı hayatlarını asgari ücret alarak sürdürecekler ve 59.5 yaşlarına kadar yaşayabileceklerdi."
Bianet'in görüşlerine başvurduğu uzmanlar bilirkişi raporunun, "adil" olmadığı kanısında.
Avukat Özcan Kılıç:"Bingöllü bir çocuğun ileride asgari ücretle yaşamaya mahkum edilmesi ihtimali hukuki açıdan ön yargılı.Standart olduğu düşünülse de verilerde ayrımcılık söz konusu"
Bingöl Barosu başkanı Avukat Erdal Aydemir: "Devlet hem bu ülkede emeklilik yaşını kadınlarda 60 erkeklerde 65 yaş olarak belirliyor, hem de bu çocuklara 59 sene ömür biçiyor. Rapor çelişkilerle dolu. İtiraz ediyoruz. Hukuki açıdan mücadele edeceğiz.
Yaşam Hakkı İnsiyatifi'nden (YHİ) İrfan Kuzu:"Hazırlanan bilirkişi raporu insan hayatına verilen değerin bir göstergesi, insan yaşamına olan duyarsızlığın da ölçütüdür"
Öğrencilerin aileleri Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) "hizmetin işlememesi, gerekli tedbirlerin alınmamış olması ile hem maddi hem manevi hem de gelecekte çocuklarının desteğinden yoksun kalmaları" nedeniyle dava açtılar.
Dava Malatya İdare Mahkemesinden, Elazığ İdare Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkemenin belirlediği bilirkişi heyeti de Türkiye İstatistik Enstitüsü (TİE) verilerine dayanarak "ailelerin ölen çocuklarının desteğinden yoksun kalmaları"nın sonuçlarını öngören bir rapor hazırladı. Rapor sonuçları itibariyle çelişkiler barındırıyor. Hukuki açıdan ise Yargıtay bu rapora fiilen bağlı.
Kılıç: Kabul edilebilecek bir durum değil
Kılıç "Rapor gerçekten kabul edilebilir bir rapor değil" diyor.
"Aslında içtihata kadar yani dava karara bağlanıncaya kadar yapılacak bir şey yok. Çünkü ortada bu raporun başka türlü nasıl hazırlanacağına ilişkin bir örnek yok. Alternatif rapor (aykırı rapor) ancak şu anda hazırlanan bilirkişi raporunun değerlendirilip karara varılmasından sonra 'adalet ve hakkaniyete aykırılık' iddiasıyla hazırlanabilir. Karşı dava açılabilir" dedi.
Avukat Kılıç, daha önce de benzer tazminat davalarında aynı sorunun yaşandığını ekledi: "Örneğin işkence davalarında yapıldığı gibi alternatif rapor mutlaka hazırlanmalı. "
Kılıç'a göre dava, "adalet ve hakkaniyetin sağlanamamış olması" talebiyle ileride Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gidebilir.
"Bilirkişi raporu kişiler aracılığıyla yapıldığı için çok subjektif. Gerçekten bu konularda uzman olan akademik bir grup ile veya uzman kişilerle hazırlanması gerekir. Bingöl'de bir çocuğa asgari ücretle yaşamayı hak saymak, 59 yıl ömür biçmek ortada adil olmayan bir durum olduğunun göstergesidir."
Aydemir: Rapor çelişkili
"85 öğrencimizi kaybettik. Şimdi bilirkişi 400 YTL ile 1.500 YTL arasında hayat değeri biçiyor. Bu rakamlar neden birbirini tutmuyor?" diyerek raporun çelişkilerine dikkat çeken Bingöl Baro başkanı Aydemir hukuksal olarak itirazlarının gereğini yerine getireceklerini belirtti.
Aydemir "Bir kere bu ülkede emeklilik yaşı kadınlar için 60, erkekler için 65. Bu çocukların 80 yaşında anne babaları var. Peki neden çocuklarımızın 59.5 yaşına kadar yaşayacakları tahmini yapılmış?" diye sordu.
"Rapor tamamıyla mantıksız bir rapor, neye göre hazırlandığı belli değil."
Kuzu: Aslolan hayattır
Yaşam Hakkı İnsiyatifinden Kuzu ise "İnsanın 'yaşam hakkı'na hiçbir zaman değer biçilemez. Çünkü 'yaşam hakkı' insanın en temel haklarındandır. Herhangi bir değer ölçüsüyle, parasal olarak ölçülemez ki" diyor.
Kuzu'ya göre, bilirkişi raporu, insan hayatına ne kadar değer verildiğinin açık bir göstergesi.
"780- 1500 YTL olarak tespit edilen tazminat bedelleriyle, bu değeri ölçen insanlar ya da çocukları bu ülkede asgari standartlarda bile olsa ne kadar zaman yaşayabilirler?" diye soruyor Kuzu. "Tazminat bedelini tespit ederken 59,5 yaşın baz alınmasının da dünyada herhalde örneği görülmemiştir."
Akço: "Destekten mahrumiyet içinse rapor mümkün"
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Üyesi Avukat Seda Akço'ysa "Bu tarz davalara bütün olarak bakılmalı" diyor.
"Rapor ailenin 'gelecekte çocuğun desteğinden yoksun kalması ve bu ihtiyacın karşılanması' talebiyle hazırlanmış ise bu açıdan standart bilgilere dayanılmıştır. Manevi tazminat için ayrıca ele alınması gerek.
Aileler: Tekrar deprem olmuş kadar sarsıldık
Depremde iki çocuğunu kaybeden baba Mehmet Çakır "Okul enkazında iki çocuğumu kaybettim. Yıkılan okul yapısının tek sorumlusu devlettir. Ben bu davanın 10 yıl daha sürmesine razıydım, fakat bu raporun açıklanmasına razı olmadım. Hazırlanan raporda çocuklarımdan birinin hayat değeri 780 YTL olarak belirlenirken, diğer çocuğum için de 1500 YTL belirlenmiş. Bir can bu kadar ucuz olmamalı. Ben çocuklarımı trilyonlara değişmem. Devlet bize ikinci bir deprem şoku yaşattı" diyerek tepkisini ifade etti.
Kemaloğlu davası AİHM'de
Yine ihmalden ötürü tazminat talebiyle açılan bir başka davada da 8 yaşındaki Atalay Kemaloğlu'nun okuldan dönerken donarak ölmesi üzerine ailesi tazminat talebinde bulunmuştu.
Kemaloğlu ailesi 90 YTL olan kayıt parasını ödeyemediği için çocuklarını daha uzak bir okula kaydettirmişti. Atalay Kemaloğlu karne aldığı gün öğretmeninin ihtarıyla evine, servisi beklemeden erken dönmek zorunda kalmış ve aşırı soğuktan yolda donarak hayatını kaybetmişti.
Ailenin avukatlığını üstlenen Ergin Cinmen bianet'e yaptığı açıklamada: "Aile tazminat davasında önüne konan 100 bin YTL'lik harç masrafını ödeyemedi. Kusurlu olan okul yönetimi ve öğretmenler sadece kınama cezası aldı. Şu anda dava AİHM'de. Sonucunu bekliyoruz"dedi (EZÖ/EK)
Gerçekler acıdır/Metehandro acıtır//Pinokyo/BMX/Star103/Cobra105/Dt125/İnnova125/Lıberty200/Ybr125/CBF150/PCX/Activa/Inazuma/NC700S/750S/750 X/750SDCT
(1992/2020) Köftestar&Pandastar&Banstar
-
13 Temmuz 2006, 00:31
#11
devlet memurlarının işi gücü baştan savmaktır zaten.tek derleri mesai saatini doldurup kaçmktır.zaten o mesai saatti içinde de türlü bahanelerle sattelri öldürrüler. bu savcıya yapılacak en iyi şey hakim ve sdavcılar yüksek kuruluna şikayet etmek hatta adalet bakanı cemil çiçeğe ulaşmak ve şikayet etmektir.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler