Geçen hafta bahsetmeye başladığımız "motosiklette görüşün önemine" ilişkin sohbetimize, bu hafta da devam etmek istiyorum...


Ne demiştik? Gözlerimiz, herşey de olduğu gibi, motosiklet sürerken de bize gerekli en önemli duyu organımızdı... Gözlerimiz, sürüş sırasında içinde bulunduğumuz ortamı ve trafiği sürekli tarayabilir, ama gördüklerimizi 'beynimizin' doğru algılaması ve doğru kararları vermesi için gördüklerimize de doğru anlamları vermesi gerekiyor. Hazırlıksız olmamız nedeniyle gelen geç algılama, kazalara neden olabilir. Boş bir yol, aydınlık ve kuru hava şartlarında hiç sorun yaşamayabiliriz, ancak yoğun trafik, karanlık ve sağanak yağış gibi faktörleri eklediğimizde, etrafta algılama ve karar verme sürecini zorlaştıracak onlarca değişken karşımıza çıkar.
Motosiklet sürüşüne şöyle bir ana kural koyabiliriz: Motosiklet gözlerinizin gösterdiği yere gider.
Tabi ki kural bu kadar basit değil! Örneğin, bir virajda gözleriniz, viraja yaklaşırken "başlangıç noktasına", ardından virajı almak için "seçtiğiniz apekse (teğete)", son olarak da "virajdan çıkış noktanıza" doğru dinamik olarak hareket etmeli. Yani basamak basamak hareket etmeli... Bu, doğuştan değil, pratikle kazanılan bir özellik. Kendinizi bu konuda sürekli çalıştırmalısınız.
Bu şekilde edindiğiniz dinamik göz alışkanlıkları, motosiklet sürüşünde en tehlikeli kötü alışkanlıklardan biri olan "hedefe odaklanmayı" engeller. Bu ne demek? Gözlerinizin bir noktaya veya objeye uzun süre takılı kalması sonucu, sizin de istem dışı o noktaya yönelmeniz anlamına geliyor. Gözleriniz, kaçınmak istediğiniz bir tehlikeye takılı kalırsa, ona doğru ilerlersiniz. Örneğin kenarı uçurum olan bir virajda, gözleriniz viraj çizginiz yerine, kafanızda tehlikeyi oluşturan uçurum kenarına takılı kalırsa, oraya doğru ilerlersiniz ve tehlikeli bir durum ortaya çıkar. Gözler doğru yolu seçtiğinde, sürücü de, motosiklet de onu izler... Gördüğünüz gibi, iyi bir görüş olmadan, yoldan edindiğimiz verileri algılamaya bile fırsatımız olmayacaktır.
Aslında yukarıda bahsettiğim ve ileride de değineceğim stratejileri uygulayabilmemiz için ilk adım olarak görüşümüzü artırmamız gerekir. Bunu geliştirebilmek için de, şu etkenlere ve sonuçlarına dikkat etmemiz gerekiyor:

Yetersiz Göz Koruması:
Rüzgar, gözlerimizin sulanmasına neden olur,
Taş, toz, kum, böcek gibi objeler gözümüze girebilir.

Alkol ve diğer ilaçlar:
Tünel görüşü (Dar bir görüş alanı yaratır, etrafımızdakileri görmemizi engeller)
Odaklanamazsınız
Karanlık ve düşük ışık seviyesinde görüş, yok denecek kadar azalır

Yaş
Yakına ve uzağa odaklanma
Renkleri ayırt etme

Çevre
Gece - Sis - Aşırı parlaklık - Yağmur
Ayrıca karanlıkta güneş gözlüğü veya koyu camlı kaskla yola devam etmek de görüşümüzü ciddi ölçüde azaltır.




Kemal Merkit
kemal@sportworksgroup.com