10 Ocak 2008 Perşembe
Saat 13.30 dan sonra gezi mi olurmuş?
Biz yaptık...
Yücel'le Güver Uçurumu'na arka yoldan dalıverdik.
Hava soğuk ama güneş ısıtıyor..
Çamurluk arası fotolar out olmuş diye duydum..
Düzler Çamı'nda dolanırken güzel bir rampa buluyoruz.
Ahmet'in lafı geliyor aklımıza; "Rampa gördüm mü dayanamam."
Önce Yücel ,
Sonra da ben bir kaç atlama ile eğleniyoruz.
Daha sonra Özcan ile buluşmak için diğer girişe gidiyoruz.
Birlikte ormana dalıyoruz.
Oldukça tempolu, antrenman niteliğinde gazlıyoruz orman yollarında..
Yangın kulesinde kısa mola..
Virajlı uçurum kenarı yollarında yine sıkı bir gazlamadan sonra uçurum dibinde eğlence molası..
Yücel bizi bir başka uçurum dibine getiriyor.
Buradan yamaç paraşütü ile atlama hayalleri...
Çok esintili bir yer, üşüyoruz...
Yeni bir yol deniyoruz ama daha önce Volkano ile geldiğimiz yere çıkıyor bu yol..
Yücel'in uçurumdan düşme çabaları boş çıkıyor.
Özcan' da Yücel'den heveslenip o da düşmeye çalıştı ama olmadı..
Bu delilerle buraya geldiğime göre ben de pek akıllı sayılmam sanırım..
Kuzular bizi bekliyor..
Dönüş yolunda Özcan küçük bir atlama yaparken TT600 ün arka amortisör bağlantısı kırılıyor ve motor çöküyor.
Özcan çok şanslı, arkadaşı minibüsü ile yanımızdan geçerken bizi görüp duruyor.
Özcan'la motorunu tıkıyoruz minibüse..
Özcan ve arkadaşı Emre, Antalya'ya birlikte dönüyorlar.
Hiçbir şey neşemizi bozamaz..
Kısa bir gezi oldu ama birçok şey yaşadık..
Özcan, umarım kolayca çözer motorun sorununu..
Herkese keyifli geziler..