2 gün önce giden varmı diye topic açmıştım ama havada kalmıştı, pazar günü ybr 125 ile 8,5 saatte ankaradan adanaya geldim. Ankaraya döner dönmez fotoları yükleyip, motorun gidişiyle ilgili yazıcam. Bugün eski yoldan toroslara gidecektim ama yağmur yüzünden erteledim. Ama ilk fırsatta gideceğim.
.................................................. .................................................. ..
Ankaraya otobüsle döndüm hemen yol notlarımı paylaşıyorum..
Akşamdan çantamı hazırladım, motorun yağını, lastiklerini kontrol ettim. Meteorolojinin sitesinde bütün yol güzergahım yağmurlu gösteriyordu ama kafaya takmıştım bikere Yağmur ihtimalini düşünerek çantamı çöp posetinin içine koyup öyle sıkıştırdım fileye ve bu çok işime yaradı.
Sayacı sıfırladım ve sabah 09:30 yola çıktım, ilk uzun yol denemem olacağı için çok heyecanlıydım, en uzun yol tecrübem bu geziye kadar birgünde toplam 100 km yi geçmemişti. Konya-Adana ayrımına kadar yola alışmıştım. Ankaradan çıktığımda saatin erken oluşundan sanırım biraz üşüdüm ama sonra düzeldi. Yollar sakin ve düz, sorunsuz ilk 100 km yi geçip ilk molamı verdim, çayımı içip tekrar yola koyuldum. bu arada sürekli havadaki bulutlara bakıyordum. Aksaray a kadar durmadan gittim, sürekli kendimi motive etmek için yolun yarısını geçmeye çalışıyordum.. Aksarayda, bi marketten metro, kola falan aldım (yorulunca kendimi ödüllendirmek için ) Bi süre daha gittikten sonra güzel manzaralı bi yere çekip kendimi ödüllendirdim Ulukışlaya kadar yol çok sıkıcıydı, çünkü yol dümdüz.. Kaskın içinde şarkılar söyleyerek, motosikletimle konuşarak yol geçti.. Ulukışlaya varmadan bi mola daha verip dinlendim.. Yolun bu kısmına kadar hızım 70 ile 90 arasındaydı. yokuş yukarı yollarda çekişten biraz düşüyor o yüzden 80 le giden bi aracı yokuş yukarı sollamaya çalışmayın (ybr için geçerlidir). Yolda genellikle kamyonlar oluyor, (sollayabildiğim tek araçlar) ortalama hızları 70-80.. Kamyonları bu hızda sollarken çok dikkat edin çünkü onların yardığı havanın içine girince motor biraz daha hızlanıyor, arayı iyice açmadan önlerine geçmeyin! Pozantının girişinde beklenen yağmur yavaş yavaş yağmaya başladı, biraz hızlanınca bende bi yol üstü restoranında hem yemek molası verdim hemde yağmurun dinmesini bekledim, ama dinmedi gözümü karartıp sağanak yağmurda devam ettim. bu arada yolculuğumun en güzel yolları pozantının o yeşil manzaralı yollarıydı. Neyse otobanın girişine kadar feci ıslandım otobanın ilk 20 km si yağmur beni iyi benzetti, resmen damlalar mermi gibi oluyordu 80 kmh hızda giderken..buğulanan vizör ayrı bi dertti zaten.. Yağmur dinince, otobandaki gördüğüm ilk servis alanında ıslanan kotumu, ayakkabılarımı değiştirdim.. (su geçirmez pantolon şartmış) Bu arada iyiki çantamı çöp poşetinin içine koymuşum, yoksa kuru hiç bişeyim kalmazdı, son 80 km de zatüre olurdum .. otoban yokuş aşağı olduğu ortalama 100-110 la çok süper bişekilde son 80 km yi geçtim, yağmurdan sonra bide güneş açmıştı :D Adanada babaannemlerin evine geldiğimde sıfırladığım sayacım 505,5km yi gösteriyordu saat tam altıydı. motosikletim yol boyunca hiç sorun çıkarmadı, titreşim hiç yoktu, çok fazla bi yorgunluğumda yoktu. Sele biraz rahatsızdı o kadar ama bi süre sonra alışılıyor (yinede bi dahaki sefere minder alıcam) . Ayrıca 1 senelik Lazer-Vertigo kaskım çok rahattı, sonradan aldığım siyah vizörüm buğulanmasa çok süper olucaktı.
Bu geziyi annemden habersiz yaptım, arayıp anne ben motorla adanaya gittim diyince 2 gün konuşmadı benimle. babam eski motorcu olduğu için başından haberi vardı, şimdi her ortamda 19 yaşında ankaradan motorla geldi falan diyor.
umarım yazıyı ve resimleri beğenirsiniz. Sevgiler..
tuz gölü
kendimi ödüllendirdiğim yer
bulutlar üstümde
üstümü değiştim yola devam..