Çok canım sıkılıyor çoook... Sormayın gitsin! 4 senelik hayat arkadaşımla yollarımızı ayırmış bulunuyorum.. Benim için vermesi zor bir karardı, ama verdim işte... Artık dönüşü de yok üstelik... Yani son 1-2 senedir zaten aramız o ilk günlerdeki gibi değildi.


Yani çok seviyordum, ama gözüm dışarı kaymaya başlamış hatta huzurlarınızda, ‘Yok gazeteye yazıcam, yok televizyonda program yapıcam’ bahaneleriyle, pek çok defa kendisini bizzat başkalarıyla aldatmıştım. Neredeyse ona hiç vakit ayırmaz olmuştum. O ne yaptı? Sustu oturdu hep bir köşede. Ama ben artık dayanamadım. Fark ettim ki ona eski özen ve ehemmiyeti gösteremiyorum. Birbirleriyle alakaları olmamalarına rağmen gözüm bir 1200GS’e bir Fazer 600’e kayıp duruyor. Bir yolunu bulup, bir hafta sonu biriyle, diğer hafta sonu öbürüyle kırıştırıyorum. Ee hoş değil tabii... Ben de sonunda durumu kendisine zor da olsa açıkladım. Şimdi benim eski sevgilim BMW F 650 GS’em satılık unvanıyla onu benden daha çok sevecek yeni hayat arkadaşını bekliyor. Yaaa, aksi bu ya, ben tam bu kararı aldım, havalar sen bir güzelleş, bir güzelleş... Tatlı su motorcuları dahil bütün motorcular, çekmişler altlarına motorlarını pırın pırın gezerken, bu durumda, ben ne yapıyorum dersiniz?.. Hani şu henüz motorum olmadığı dönemlerdeki gibi, geçen her motorun arkasından ağzıma peçete tutarak bakıyorum. ‘Vuuun’ sesine cama yapışıyorum.. Bu ayrılıklar insanın ömründen ömür götürüyor vallaha.. Tabii bir yandan da hayatıma yeni girecek ‘şanslı delikanlıyı’ bekliyorum. Tamam açık konuşacağım çok hoşlandığım biri var aslında. Acayip yakışıklı, hırçın, güçlü, hatta biraz yabani ve vahşi bakışlı. Önümüzdeki haftalarda, hayatıma katmayı planladığım, ama yurt dışından bir türlü gelemeyen bu yakışıklıyla sizi tanıştıracağım. Bu haftaysa konumuzu, geçtiğimiz hafta sonlarının birinde bu yakışıklıyla ilk gezim olması dolayısıyla, ‘motosiklette grup gitmenin incelikleri’ olarak belirledim. Her şeyden önce şunu söylemeliyim motosiklette grup gitmek, herkes ayarı tutturursa pek keyiflidir! Ama grup içinden çıkacak bir tane ‘zırtapoz’ bile tüm grubun keyfini kabusa çevirebilir, yani ince ayar gerektirir.

Anzaklar bahane yol şahane

Kızıltoprak kendimi en iyi hissettiğim yerlerin başında gelir. Pek çok sevdiğim insanı, pek çok sevdiğim motoru ve pek çok sevdiğim şeyi bir arada bulabilmemin bunda payı büyük. İşte günlerden bir gün Kızıltoprak Mototaş’ta sevgili Hakkı Aytuğ’un (saygılar abicim) ‘Haftasonu Anzaklara geliyo musun?’ demesiyle başladı her şey. 20 küsür motor, Rotary motosiklet dostluk grubu organizasyonunda Çanakkale’ye her yıl gelen Anzaklar’ın ziyaretini izlemeye gidecekmiş. Tamam deyip kabul ettim. 20 küsür motor... Sabahın erken saatlerinde buluştuk. Çok şükür bu konuda rüştünü az çok ispatlamış biri olarak daha önce yaşadığım; ‘Ulen onca motorcunun arasında yavaş kalmam, karizmayı bozmam inşallah’ sendromuna girmedim. Hatta sık sık yavaşlayıp beklediğimiz bir arka grup vardı ki bazen kendimizi boğazda gezintiye çıkmış gibi hissettirdi. Şiişşt kimse alınmasın şikayet değil bu genel olarak grupta herkesler pek uyumluydu ve çok güzel bir geziydi. Hayatında hiç grup gitmemişlerin ‘Nedir bu uyumlu olmak durumu?’ dediğini duyar gibi oluyorum. Hımm... Şimdi baştan alalım o zaman. Grup gitmeye hazırlanan her motorcunun aklından çıkarmaması gereken birkaç altın kural var. Bunların başında ‘Kendi güvenliğini asla gruba emanet etme’ geliyor. Bu demek oluyor ki sen emin olmadan arkandaki önündeki bir şey yapıyor diye sen de aynısını sakın yapma! Grup sürüşlerde önemli iki kişi vardır. Biri grup başı, diğeri en arkadan gelen artçı sürücü. Grup sürüşünde motorlar aynı şeritte ‘fermuar düzeni’ dediğimiz düzende ortalama iki saniye aralıklarla dizilirler. Fermuar düzenini nasıl anlatabilirim? Hımm... Birinci motorun şeridin soluna yakın, şeritte giden bir otomobilin sol teker hizasında olduğunu düşünürsek, bir arkasındaki şeridin sağına yakın yani öndeki otomobilin sağ lastik hizasında olmalı, bir arkasındaki yine solda, bir arkasındaki sağda ve aralarında iki saniye şeklinde dizilmeli grup üyeleri. İpe dizilen boncuk misali peş peşe dizilmek tehlikeli ve yasaktır. Sert viraj dönüşleri ve mecburi haller dışında tabii... Grubun sürüş hızı hiçbir zaman gruptaki en hızlı motorcuya göre ayarlanmaz. Aksine genelde en yavaş olan grubun ortalama hızını yakından etkiler.

Grup sürüşlerinde aklınızdan çıkmayacak sloganlardan biri de; ‘Öndekine yetişmeye çalışma arkadakini bekle!’ dir. Böylece, herkes bir arkasındakini kollayarak grubun dağılması, önde bir grubun uzayıp gitmesi engellenmiş olur. Bunun dışında bir mühim konu da sollamalarda yaşanır. Dediğim gibi hiçbir zaman ‘Aman öndeki geçti ben de geçerim’ demeyin. Kaldı ki özellikle büyük araçların sollamasında önde giden grup lideri bir arkasındakini sollama yaparken çıkıp çıkmaması konusunda sol eliyle uyarır. Sonra diğer sollayan arkasındakini, diğeri onun arkasındakini şeklinde zincir devam eder. Önünüzdekinin işaretine rağmen, gözünüz yemiyorsa, sollamaya çıkmaya hazır hissetmiyorsanız, doğru zamanı bulana kadar sollamaya çıkmayın. ‘Öndekiler uzadı, yetişmeliyim’ diye düşünüp kendinizi kasmayın. Ne demiştik güvenliğinizi kimselere bırakmak yok! Öndekiler sizi mutlaka bekleyecektir.

Düşeni grupta kimse sevmez

Grup giden motorcuların hepsinde, ben dahil, enteresan bir şekilde yarışmak duygusu su üstüne çıkar. Özellikle, ışıklarda filan yan yana durulduğunda ara gazlar vermeler vs. tüm motorcuları fena gaza getirebilir. Aman diyeyim siz içinizden gelen o sese kulak asmayın. Tüm grubun, mesela 20 motorun ışıklarda gaza gelip yarıştığını düşünmek bile istemiyorum. Grup sürüşü yarış değildir! Paşa paşa keyif sürün! Unutmayın tüm grubun ve koca bir hafta sonunun keyfini kaçırdığı için aptallık yaparak düşen motorcuyu kimse sevmez. Adam gibi git ciğerimi ye... Eğer aranızda grup sürüşü denememiş motorcular varsa şiddetle ilk fırsatta denemelerini tavsiye ediyorum. Önünüzde ve aynalarınızda dizilen o muhteşem ikitekerli varlıkların seyrine doyamayacağınızı ve ‘Ben de bu zincirin bir parçasıyım’ diye düşünürken yüzünüze yapışacak 10 numaralı gülümsemeyi garanti ederim.

Gülümseten Fotoğraflar

İşte uzun zamandır koymak istediğim bir iki komik motosiklet fotoğrafları. Bu hafta yorum yapmıyorum, size bırakıyorum. Sadece hani bir sergide yer alsa bu fotoğraflar diye düşünüp isim taktım onlara. İlk fotoğraf ‘yazlık motorcu’, diğer ikisi de ‘hayvan sevgisi’.

Vespa severlere duyrulur

Henüz kullanma fırsatı bulamama rağmen bu yeni model Vespa XL 150 bence Vespa severlerin baş tacı olabilecek özelliklere sahip. Vespa’nın 139 modeli olan bu tatlı çocuk 11.7 beygir, 110 kg. ve 151 cc hacminde bir motora sahip. Benim için en önemli yeniliği ise 11 inçlik ön tekeri. Bu bir Vespa’da ilk kez deneniyor. Vespa bence bu haliyle çok daha şeker ve güvenli olmuş.

Ayşe Şule BİLGİÇ