Evet, çok şükür başladı. Bu konuda çaba sarf eden, emek harcayan başta Federasyonumuz olmak üzere tüm klüplere, bütün motosiklet camiası adına teşekkür ederim. Bizim de çorbada tuzumuz olduysa ‘Ne mutlu, motorcuyum diyene’...


Şimdi geçen haftalarda bahsettiğim trafik yasasındaki değişiklikleri hatırlıyorsunuz herhalde. Motosikletlerin hız limitlerinin düzenlenmesi, birinci öncelikli araç haline gelmesi vs. diye uzayan, her biri yüzümüzü güldüren maddelerdi. Yeni haber de yine tüm motorcuların yüzünü güldürecek nitelikte. Mesela, birincisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın tüm ana arterlerde motosikletlere özel park yeri yapma kararı alması. Çok şükür, bunlar artık Türkiye’de de ‘motosiklet’ diye bir aracın varlığı kabul görmeye başlıyor demektir. Darısı diğer belediyelerimizden gelecek güzel haberlere... Bildiğiniz gibi Karayolları Genel Müdürlüğü köprü ve otoyollarda, motosikletlerden kamyonetlerle, otomobillerle aynı ücreti alarak, tüm itirazlara rağmen haksız ve adaletsiz uygulamasını sürdürüyordu. Devlet Bakanımız Mehmet Ali Şahin, Türkiye Motosiklet Federasyonu’nun talebi üzerine Bayındırlık Bakanlığı’na yazı yazarak Karayolları Genel Müdürlüğü’nün motosikletçilere uyguladığı bu haksızlığı ortadan kaldırmasını istemiş. Eee bir teşekkür de Mehmet Ali Şahin’e o zaman... Umarım bu uyarı doğrultusunda, Bayındırlık Bakanlığımız ve Karayolları Genel Müdürlüğü’nün motosikletlere uyguladığı haksız ve adaletsiz durumu fark eder ve düzeltir. Heyecanla bekliyorum.

Bu konularda gelişmeler yaşandıkça sizlerle paylaşacağım. Çünkü aslında bu yazdıklarımın hepsi, bizler için çok önemli, çok büyük gelişmeler. Ben çok umutlu değildim açıkçası bu kadar çabuk bizi fark edeceklerinden. Bizi duyan birileri varken, biraz daha yükseltirsek sesimizi daha da güzel, daha da keyifli sürüşler bekleyecek trafikte bizi demektir. ‘Donk’ diye çarpıp ‘Aaa görmedim yahu...’ diyenler azalacak, otomobiller bize yol verecek, saygıyla varlığımızı kabullenecekler demektir. Ama, bu konuda elimizi vicdanımıza koyup bizlerin de bireysel olarak bir şeyler yapması gerekiyor. Motosikletin ve motosiklet kullanıcıların adını temize çıkarmak için hepimizin yapabileceği şeyler var. Trafikte motosikletimizi efendi efendi kullanmak gibi, herkese örnek olacak şekilde tam korumalı kıyafetlerimizle motora binmek gibi, kaskımızı başımızdan eksik etmemek gibi, motorcuların asi, uçarı, serseri tipler olduğunu yalanlarcasına düzgün davranmak gibi...

Biz de kendimizi görelim

Yeri gelmişken yakın zamanda gelen bir maili sizle paylaşayım. Maili yazan bir motor sevdalısı, kendi dediğine göre Otoyaşam’ı okudukça da bu aşkı kabarmış kabarmış ve bir motor edinmenin eşiğinde. Neyse, kendi anlatsın da dinleyin neden şikayet ediyor Evren Kayalıbağ:

‘Şunu itiraf etmeliyim ki yazılarınız sayesinde zamanında sadece ufak bir heves olan motosiklet sevdası, şimdi yerini önünü kesemediğim bir tutku halini aldı ve bu da tabi olarak geçen ay A2 ehliyetini almamı sağladı. Devamının da gelmesidir şimdilerde tek dileğim. Lakin dün başıma gelen üzücü bir olayda motosiklet kullanıcısının dikkatsizliği sonucu otomobil kullanıcısının hem maddi hem de manevi olarak etkilendiğine şahit oldum. Arkadaşımın otomobiliyle iş çıkışı yolda her zamanki gibi aksak trafikte kendi şeridimizde ilerlerken araçların arasından kendisine yol açmaya çalışan 34 .... plakalı bir motosiklet kullanıcısı kardeşimiz bizim içinde olduğumuz otomobilin kaportasını derince sürterek hızla yoluna devam etti. En azından insan bir özür diler. Hem arkadaşımın benim de bir motosiklet sevdalısı olduğumu bildiğinden dolayı içine resmen düşürüldüğüm utanç duygusunun haddi ve hesabını anlatabilmem mümkün değil. Hiç bir şey söylemedim. Karanlıktan dolayı motosikletin modelini çıkartamadım, ancak gözlemlerinden şunu kesinlikle söyleyebilirim ki kuryeci kardeşlerimizin kullandığı motosikletler kadar ufak hacimli bir motosiklet değildi. Çok üzüldüm...’

Şimdi Evre’nin otomobil kullanan arkadaşı dahil pek çok kişi bu ve buna benzer olayları tüm motorculara mal ederek, motosiklet kullanıcılarının böyle serseri, umursamaz, etrafına zarar veren ve bundan gocunmayan insanlar olduğu sonucuna varıyorlar ve toplumda bu kadar aykırı ve trafikte etrafına saygısız motosikletler yüzünden tüm motorcuları bir tutup bize saygı göstermiyorlar. Bu olayda efendi motorcunun günahı ne? Ama, başına böyle bir hadise gelmiş sürücü tüm motorculara gıcık oluyor doğal olarak. Bu yüzden trafikte motosikletle yaptığınız olumlu-olumsuz her hareket ve davranışın tüm motosikletlilere mal edildiğini lütfen unutmayın. Yani işte hepimiz motosikletler için bir şey yapabiliriz demiştim ya, adam gibi kullanarak başlayabiliriz mesela. Hadi o zaman, kim tutar bizi?