trafikte, küçük ev aletleri dışında her türlü mekanik alet kullanan bayanlardan tırsarım. gaz, fren ilişkisizliğini çözemeyenler var malum.
Taksiciler
Sarı Minibüsler (Ford Transit)
Minibüsler (Otokar)
Özel Halk Otobüsleri
İETT Belediye Otobüsleri...(Yeşil Mercedes- Kırmızı)
Beton Kamyonları
Otobandaki Kamyon ve TIR lar
Tüm 4 tekerler
Moto Kuryeler
Fast Food Dağıtan Activalar
Her türlü iyi sürerim diyen bayanlardan
Dolmuşçuları saymıyoruz durduktan sonra verirler sinyalini hep sağ tarafı hep işgal ederler
Karşıdan karşıya geçmekte olan ufak çocuklar ve yaşlı koca karılardan dedelerdende nefret ediyorum benim geldiğimi gördüğü halde yola atlıyorlar bazıları durur gibi oluyor tam ben geçecekken yola atlıyor
Mesele, herkesin trafikte saygı göstermekten çok saygı bekliyor oluşu. Bayan, bayan olduğu için, taksi şoförü, taksi kullandığı için, ticari araçlar işleri olduklarını iddia ettikleri için, motosikletler kimseye bi zararları olmadıklarını düşündükleri için. Tabii bunların hiç biri gerekçe veya savunma değil.
Ben servis şöforlerinin neredeyse hepsine kızıyorum. Genelde anormal olanlar dikkatimi çekiyor çünkü (Belki gerçekten normal olanı da vardır). Motorsikletlerden nefret edilmesi bence çok normal. Çünkü motosiklet trafiğinin büyük kısmını fast food motorları ve kuryeler oluşturuyor. Bu grubun özelliklerini yazmaya gerek yok, normal olanlar da kimsenin dikkatini çekmiyor. Bu sebeple de insanımızın motosiklet anlayışı bu yönde ilerliyor.
Listede, trafikte seyir eden bütün araçların yazılması bence daha mantıklı.
Tek çare dikkatli olmak. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde.
Hepsi şıkkı eksikfaça şahin, doğan yok... sanırsam en dikkatsizlerde hani iki eli direksyonun (saat istikametine göre) 10 ve 2 istikametine yapıştırılmış çeneside 12 istikametine sabitlenmiş sürücüler, direksyona sabitlenmiş olduklarından görüş açıları yok ve malesef bu katagorideki sürücülerin gaz fren debriyaj olayıda maşallah ayakları onlardan bağımsız çalışıyor....
Eski toros kullanan göbeğine kadar sakallı takkeli ihtiyar amcalar. Geçen birtanesine denk geldim, gözlerde görmüyor, eller titriyor. Kaldırıma sürte sürte gidiyordu, sonra durdu bir sorun olduğunu farkedip.
Hani hasbelkader birimize çarpsa, birşeye çarptığını anlamadan evine kadar gidecek amca
---------- Mesajlar birleştirildi - 11:30 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:27 ----------
Gerçekten modifiye ise, yani amortisörleri bademcik ameliyatıyla alınmış tofaşdan değil de emek harcanarak cidden modifiye adilmiş bir araçtan bahsediyorsanız, sürücüsü belirli bir düzeyin üstündedir. Arabası da kendisi için çok kıymetlidir, kimseye çarpmamak için gayret gösterir. Konyada arkadaşta impreza 2,5 wrx sti vardı. Çok gezdik o arabayla ki konyada motorda çoktur, hiçbir motorcuyu riske sokmazdı._yasintopcu adlı üyeden alıntı
Birde modifiye 4 tekerler. Adamlar potansiyel tehlike
Motosikleti araç trafiğinin bir parçası olarak görmeyen her tekerlekli ve tekerleksiz trafik unsuru tehlikedir. Motosikletin ani fren yapamayacağını, yaparsa dengesinin kolayca bozulabileceğini, rüzgardan etkilenebileceğini, yanından sıfır geçen araçların motosikletin dengesini bozabileceğini ve daha kötüsü bu hareketi yaptıktan sonra önüne kırmalarının motosikletlinin hayatına mal olabileceğini, motosikletle yarışa kalkışıp onu geçerek haddini bildirme isteği olan herkes tehlike unsurudur.
Şahsi kanaatimce İstanbul'daki en büyük 3 tehlike şu araçlardan geliyor;
1. Ticari van'lar (Doblo, Kangoo, Fiorino vs.) Nedense altlarındaki araç kendilerini ezik hissettirdiğinden midir nedir çok gözü kara hareket ettiklerini sanıyorlar ve her türlü usulsüzlüğü yapıp kuralların çiğnenmek için olduğunu gösteriyorlar.
2. Lüks sedan sahipleri. Genelde az beyinli olduklarını düşünüyorum. Bir defasında 3 şeritli sahil yolunda 4. şeridi kendisi yaratarak beni Bostancı'da araçlara doğru sıkıştırarak camdan "Sağdan gideceksin ulan i*ne" diye bağıran bir adam vardı. Yaptığım doğru değil biliyorum ama dayanamayıp ışıklarda yakaladım bunu önüne motoru yatay olarak park edip kaputunu yumrukladım ve aynasını kırdım. Camı aç dediğimde kapıları kilitliyordu. Bu yaptığım hoş bir şey değil kesinlikle ama canıma kast ettiğinden çok öfkelenmiştim.
3. Her çeşit otobüs, kamyon gibi çok akslı araçlar. Şehir içinde çok sürat yapamasalar da yüksekliklerinden ötürü sizi göremiyorlar, kör noktaları çok. Özellikle de sağ ayna altları. Kesinlikle sağından geçmemek lazım bu araçların. Ha bizleri görseler de pek saygılı olacaklarını zannetmiyorum. Şehir dışında ve otobanlarda ise yanlarından geçerken hep tedirgin bir biçimde üzerime doğru hamle yapıp yapmayacaklarını gözlüyorum.
Bonus: 06 plakalı araçların trafikte en saygısız, en çok özgüvenlerinin barzoluk sınırını aşan insanlık dışı varlıklar tarafından kullanıldığını düşünüyorum İstanbul'da. Bu genellemeyi Ankara'lı arkadaşlar üstlerine alınmasın ama en çok bu araçlardan kaçmak zorunda kalıyorum şahsen.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
