Belediye otobüsümü, motor mu?
Bu sorunun yanıtını bir örnekle cevaplamak isterim.
Malumunuz hergün İstanbul içinde işe git gel 100km yol yapıyorum.
Geçtiğimiz hafta sonu bir delilik yapayım ve otobüsle Kozyatağından Taksim'e geçeyim dedim.
1.5 yıldır otobüse hiç binmiyordum ve zaten hafta içi karda, yağmurda yüzlerce km yapıyordum
1 kereden birşey olmaz diyerekten otobüsle gitmeye karar verdim.
Araba ile Kurtköy'den Kozyatağına geldikten sonra otobüs bekleyeme başladım
30 dakika dışarda kuyrukta (Sıra'dan çıkmamak için otobüs durağının altında bekleyemiyorsunuz.)
bekleyerek ıslandım. Nihayet gecikmeli otobüsümüz geldi. Yer bulacak kadar şanslıydım..
..Ben Kozyatağından Mecidiyeköye' motorla 10-15 dakikada falan geçiyordum ne kadar kötü olabilir diki ?
Otobüste bi yere ters oturduktan sonra kabus dolu yolculuk başladı. Yollar bitmek bilmedi.
Midem bulandı, nefes alamadım. kendimi yola atıp koşmak istedim...
Nihayet taksime gelebilmiştim ama tam 3 saat sürmüştü.
:| olayın şokunu üzerimden atlatamadım ve indiğimde ben bu yolu geri dönmem dedim
Hemen bi tane motosiklet kiralayıp geri döndüm :p şaka tabi
Gece yarısına kadar bekledikten sonra otobüsle tekrar eve döndüm
..Eve geldiğimde motorumun önünde diz çökerek ona sarıldım resmen. Meğer motor ne kadar değerli ve yaşamı çekilir kılıyormuş.
1.5 yıldır belediye otobüsüne binmemekte iyi ediyormuşum. Bu soğuk ve yağışlı havaya rağmen yinede ve her zaman iki tekerim derim.
(bu resim -BSI-'nin olup temsilidir. )