@coq:
Dökül bakalım... Bekliyoruz
@coq:
Dökül bakalım... Bekliyoruz
★★ ----- Decaying organic matter ----- ★★
annem runner aldıımı gördüü zaman anlatırım olayları size ama o zaman hala hayatta olurmuyum bilmem :D
hiç unutmam bir keresinde 3 motorlu arkadaşlarla balıga gidiyorduk artcım babam ne akla hikmetse saat 22:00 zifiri karanlık hava yagmurlu ve yol bozuk balcık kaplı arkadaşlar önde ,ben arkada gidiyoduk ön tekere devamlı camur dolup kitliyodu ve kayarak felan ilerliyoduk en öndeki arkadaş kaydı düştü arkasındaki de düştü bende babama böbürlenerek bunlarda tecrübeliyiz diye geçinir birde önden biz gidelim diyolar diye gülerken...birden ön teker camırla doldu ve oldugumuz yerde istemeden bir sıfır cizdim ama alahtan koruma demiri camırı boylamamı engeldi dedim babama .. oda hayalet gibi yüzü gözü camır karanlıkdan bana dogru geliyor ve hay babaaan azına gibi bişeyler söylüyodu o an sıkıcıydı ama şu an düşünüyorumda bayaa zevkli bir andı
BEN DEGİL,BİZ DİYE ÇIKTIK BU YOLA
benim motorla en güzel anıarım heralde kazalarımdır çünkü uzun geziye cıkıcak kadar yürekli deilim 50cclik scooterla neyse bi anımı anlatıyım bigün arkadaşım benim bilgisayarımı yapıodu onunda işi vardı avcılarda arkadaşıoyla bulusucaktı allah razı olsun cocuk geldi yaptı ama bunun sonucunda arkadaşa teşekkür etmem gerekiodu ve dedim ben seni atıyım avcılarada geç kalma tamam dedi (başına geliceklerden habersizdi) avcılara cıktım 3-4 km bi yok sadece bizim ewden trafiğe kapalı caddede meydanda arkadaşı beklıomus önüm bombos trafiğe kapalı bi yolda bastık korkutmak amacıyla dedim ani frenle havuzun orda dururum ama işler dilediğim gibi gitmedi ve avcılar belediye binası önündeki yaklaşık taksim meydandaki anıt kadar bi havuza ortadan girdim ve motorum çatalları nerdeyse 90derece yamuldu ewe kadar cok zor getirdim
[COLOR="Blue"][b]Biz Gökyüzüne İnanırız Sun-roof'a Değil[/B][/COLOR]::puro::
bak sende benim gibi yap
bundan önceki race motorumu annem aldırdı bana. Diyalog aynen böle :
- Anne motor almama izin ver sana babamla ilgili özel bir şey söliyecem die.
( O sıra babam şehir dışında )
- Ne söylüyecen ?
- Önce motor alıyım sonra.
- Tamam git al dedi ve hemen gidip aldım.
Akşam sordu ne söylücen dedi.
- Dün Babam seni aradı ulaşamamış. Selam söle de dedi :D
( gerçi bir kaç terlik fırlattı arkamdan ama ıskaladı ( popoma gelen hariç )
bir tane de ben anlatayım ;
Geçtiğimiz bayramda yine her bayramda olduğu gibi memlekete gidecek olan ve beni de istemediğim halde zorla yanlarında götürmeye çalışan ailemin baskılarından, kankalarımı hatta kankalarımın anne ve babalarını araya sokarak kurtuldum.
Herzaman dizinin dibinde olmamı isteyen canım babam gitmeden önce peygamber sabrını zorlayacak kadar uzun uzadıya uyarılarını yaptı .
'' yaramaz yerlere gitmeyin evladım , pis ortamlardan uzak durun evladım . (hatta) kapının deliğinden bakmadan kapıyı kimseye açmayın evladım ve en önemlisi ( kenan ışık'ın bile gözlerini kaçırmak isteyeceği bir bakış eşliğinde ) sakın motosiklete binmeyin binmeyin binmeyinnnnn .Sigara içtiğin veya motosiklete bindiğin gün bana baba deme '' gibi herzaman duyduğum klasik cümlelerini kurdu . ( onu çok seviyorum ).
Bayramın ilk gününü birlikte geçirdiğim ailem 2. gün hazırlanıp erken saatte İzmir'e doğru yola çıktı . 1 ay öncesinden yaptığımız plana göre kızkalesi'ne kadar gidecek , gezip tozacak , bir kaç tarihi yer ziyaret ettikten sonra geceyi yanımızda getirdiğimiz çadırlarda geçirecek ve ertesi gün tekrar şehre dönecektik .Herşey hazırdı . Çantalarımız motosikletlerimiz bütün ekipmanlarımız . Sadece yoldan iki arkadaşımızı , gördüğümüz en yakın alışverişmerkezinden de gerekli olan ufak tefek malzemeleri alacaktık .Tam koruma üstünde atladığımız motosikletlerle ( yol üstünde motosikletten inmemizi gerektirecek noktalar olduğu için sadece dizlik takmamıştım, uzun yola çıkarken takmayı planlıyordum )atatürk bulvarı üzerinden yola koyulmuştuk .ortalama bir hızla seyir halinde gittiğimiz sırada kaptan pilotun arkasında daha şimdiden uykum gelmiş ,'' Aceba babam şu an beni görseydi nasıl tepki verirdi '' diye düşünerek biraz da abartılı olarak bol miktarda kanlı sahnenin bulunduğu hayaller kurmaya başlamıştım . Arkadaşları alacağımız yere yaklaşmış barlar sokağı diye tabir edilen bölgeye girmiştik . Burda daha önce de bazı kötü anılarım olduğu için burayı pek sevmiyordum. Gündüz saatlerinde fazla kalabalık olmayan bu muhitte ana yoldan 50 km civarı bir süratle gittiğimiz sırada az ilerideki sokaktan aynı hızla gelmeye devam ederse 5 saniye sonra bize çarpması kuvvetle muhtemel olan bir araç ( ne tesadüftür ki bu da kia sorento ) hızla sokağın ana yolla kesiştiği noktaya doğru ilerliyordu.İlk saniyede hönkk diyip 2. saniyesinde ''eşhedü enlaa '' dan sonrasını unuttuğum 3 . saniyesinde arkadaşımın belini sıktığım 4. saniyesinde gözlerimi yumduğum ve son olarak 5. saniyesinde müthiş bir plastik kırılma sesinden sonra kendimi bir kuş kadar hafif hissettiğim zaman diliminde galiba ömrümden bir kaç beş on yıl gitmiştir .Evet gözlerimi havada açtığımda kaldırıma doğru güney batı istikametinde yaklaşık olarak saat 7 yönünde uçuyordum .Vücudumda hiç bir acı hissetmediğim ve yüz üstü bir şekilde yerle buluşma bölümünden sonra benim bile şaşırdığım bir süratle sanki hiç birşey olmamış gibi ayağa fırladım ve başımı ellerimin arasına aldım .O an sanki herkes aynı anda susmuş etraf derin bir sessizliğe bürünmüştü. ( mübarek roman yazdım )Arkamızdan gelen diğer arkadaşlar durmuş benden 10 kat daha heyecana kapılmış olan sınıf arkadaşım Eylem yanıma gelmiş beni teselli etmeye çalışıyordu . Biraz önce başıboş köpeklerden ,bizden ve bize çarpan adamdan başka hiç bir canlının olmadığı sokakta etrafımıza 50-60 kişi toplanmış şoka giren araç sahibini linç etmeye bahane arıyorlardı . 1 dakika sonra insanların bir ''tarafın acıyormu , şöyle yere uzan'' dediği sırada sağ bacağımda ve sağ el bileğimde hafif bir acı hissettim .Motosikleti kullanan arkadaşım Fırat'a ne olduğunu sormamla araç sahibine tokat atmaya calıştığını görmem bir oldu zaten .
Baya uzun oldu galiba . aklımdan geçirip kendimi daha da heyecanlandırdığım bazı kurgusal olaylardan dolayı binmek istemediğim ambulans 10 dakika sonra olay yerine gelmişti .özel XXX tıp merkezine doğru olan yolculuğumuz sırasında tamamen toparlanmış yanımda refakatçi olarak gelen arkadaşımı sakinleştirmeye calısıyordum . Daha yeni başladığımız ,1 aydır her an her dakika geliştirme çabaları içinde bulunduğumuz gezi planımız benim gibi hayallere dalan ama bu işi araba sürerken yapan birinin yüzünden, bir zamanlar cillop gibi olan ama şimdi aerodinamiği bir el arabasına benzeyen motosiklete, bir adet kırık araç tamponu ( paramparça un ufak olmuştu ) bir adet yamuk motor kaputuna , içlerinde sağlam bir motor sevgisi olmasa o an o dakika pes edecek 2 adet motor sevdalısının (o kazaya göre mucizevi bir şekilde ) hafif şekilde yaralanmasına , 1 mahalle dolusu insanın heyecanlanmasına maloldu.
Aradan bayağı bir zaman geçti .Olaydan sonra sadece 3 gün motosiklete binmedim . Sonra yine birlikteydik ve hayatım boyunca birlikte olacağımı ümit ediyorum .Son olarak kendilerini annem babam yerine koyduğum arkadaşlarımın ebeveynlerinin de yardımıyla babamın olaydan hala haberi yok .
kia sorentolarla olan maceralarım bu kadar diil . daha sonra onları da anlatırım .
coq bombasın valla...hızını kesme devam hikayelere
Motoru yeni almışın 650R mahallede arkadaşlara bir karizma yapıyorum, üsz baş falan, motoru garajda çalıştırmışım ısınsın diye, arkadaş üzerine oturmuş, iki ara gazı vermiş sesi manyak ya çok hoşuma gitti falan der, motoru çıkardım stop ettim, motordan indim garajın kapısını kapattım, motora tekrar bindim çalıştırıp gaza basıp gidecem ya, karizma yapacam ya, kontağı soktum, düğmeye basıyorum ulan motorta tık yok, kontağı kapatıyorum bir daha açıyorum, çalışması için düğmeye basıyorum yok, karizma yerle bir oldu tabi, her kes bana bakıyor, bütün düğmelere basıyorum, açıyorum kapatıyorum ulaan her şey çalışıyorum motor çalışmıyor, bi baktım motorun ayağı açık kalmış, dağılan karizmamı topladım, ayağı kaldırıp bastım gittim...
Akıllı adam aklını kullanan adamdır, Daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanan adamdır.
Emrolunduğun gibi dosdoğru davran. Ve azıtma (Hud 112)
allahtan bi tane anını anlatmışsın bikaç tane olsa topic almıcakyalnız şu kısıma çok güldüm
kaldırıma doğru güney batı istikametinde saat 7 yönüne doğru uçuyordumböyle muntazam bi düşüşü herkez yapamaz koordinat verir gibi düşmüşsünyazdıklarını gülerek okudum eline sağlık
ee herkez anlatmış ben eksik kalmayayı bari
evimin önüne yanaştım kapıyı açmak için motorumdan indim ve yan ayaklığa aldım kapıyı açmaya çalışırken arkamdan çok sertçe bi darbe aldım ve yere düştüm bana vuranın kim olduğunu öğrenmek için arkamı döndüğümde motorumu üzerimde buldum
motor yan ayklıktan kurtulup bana çarpmış ben yere düştükten sonra üzerine devrildi nasıl oldu anlamadım ama aradan bikaç dakika geçtikten sonra çok güldümbiz motosikletin üzerindeyken kaza yapmayalım da varsın motor bizim üzerimize düşsün sorun değil..
Rusça muhabbetinizi böleceğim kusura bakmayın.
Bu akşam topiclerden birinde Mobylette muhabbeti vardı.
Aslında modifiyeli mobilet diye başlık açılmış ama olsun.
Oraya buraya bir anımı yazacağım diye yazdım.
Sözümüzü tutmak gerek.
Yıllar yıllar önce, (Bu en az 10-20 yıl önce anlamına gelir) canım ülkemde, insanlar bu kadar mesut ve bahtiyar değillerken, yani enflasyon canavarı semiz, ekonomi bu günkü kadar süper değil, her insan insanca yaşamanın ne demek olduğunu bu günkü kadar tadamamış,avrupa birliği diye bişeyin adı bile anılmazken,
tek kusur olarak, başbakanın oğlu gemi, maliye bakanının oğlu tavuk yemi fabrikası sahibi değillerken,
bir ülkede coq adında bir horoz varmış.
Yukarıda yazdıklarımı unutun.
Edit yaptım.
Yani yok öyle bişey.
Tekrar baştan başlayalım.
Efendim zamanın birinde iş için gerekli olduğundan ve de bütçem yetersiz durumda Tavuk su içer Allah'a bakar konumunda bir insan kılığında gezindiğim zamanlarda,bir üç kağıtçının Mobiletini o zamanın parası yanlış hatırlamıyorsam 5 milyon lira gibi bir rakama (o zaman için bisiklet alamazsın o paraya) almıştım.
Motor hurda durumdaydı.
Yani görünüş olarak.
Yan kapaklar yok.
Pedalın biri yok.
Far yok.
Koltuk, yayları mabata değer vaziyette.
Jant telleri ayar istiyor.
Fakat tüm bunlara rağmen motor canavar gibi.
Aslında bu hikaye Kayserilinin eşşeği boyayıp, babasına satması hikayesidir.
Ben motosikleti daha 7 yaşımda dayımdan öğrendim.
Dayım o zamanlar motosiklet tamirciliği yapıyordu.
Bir motosikleti dağıtıp toplayacak kıvama geldiğimde 9 yaşımdaydım.
Aradaki kalın yazılı bölümü motosikleti niye aldığımı açıklamak için yazdım.
Yani motorun problemleri bana göre problem değildi.
Biz dam deriz. Siz ahır deyin. İşte orada dayımın motosikletçilik zamanından kalma binlerce yedek parça mevcuttu.
Oradaki hazineye dalıp, motosikletin ne kadar eksik parçası varsa tamamladım.
Motoru tamamen parçalayıp, şase ve görünür yerleri borç olarak yazdırdığım sprey boyayla koyu kırmızıya boyadım.
Jantlarıda evde bulduğum bir yaldızlı soba boyasıyla(altınrengi) boyadım.
Motor harika bişey olmuştu.
Bana motoru satan eleman son model bir Pejo almış bir gün havalı havalı dükkana geldi.
Motosikleti öyle bir hale getirmişim ki onun motorundan daha havalı duruyor.
Bu benim motor mu? diye sordu.
Dedim
senin motor serviste bu bir arkadaşın motoru.Bir kaç günlüğüne servis için bana verdi.
Muhabbeti uzatmayayım.
Bir kaç gün sonra kardeşine kendi motorunu benden, daha doğrusu,benim sahte bir arkadaşımdan 60 milyon liraya satın aldı.
Ben sadece boya ve jant gerdirme için bir milyon lira kadar bir masraf etmiştim.
Kısacası, bu güne kadar, Kawsaki'sinden Honda'sına kadar onlarca motor aldım sattım.
Ama hiçbirinde bu Mobylette kadar kar etmedim.
Bu gün önümden her geçen Mobylette gördüğümde, dudaklarım ister istemez kıvrılır ve bedenimi tatlı bir mutluluk kaplar.
Üzerine yapıştıracağım stikerlar için üç gün pazarlık ettiğim günler aklıma gelir.
Bir hoş olurum.
Bu yazıdan çıkarılacak çok farklı sonuçlar olabilir.
Ama benim mesajım farklı.
Ne altınızda ki motosikleti, ne de kendinizi küçük görmeyin.
Onu da bulamayan var.
Bir gün çok daha iyilerine sahip olacaksınız.
Buna inanın ve bunun için gayret gösterin.
Bu satırları yazan kişi, ilk motosikletini, sabah okula gidip, öğleden sonra dedesinin kasap dükkanında çalışıp, geceleri de domates kasası çakarak aldı.
Bugün hayalindeki motosiklete biniyor.
Çok zor oldu evet.
Ama oldu....
Sizin de olacak.
Bundan asla şüphe etmeyin.....
Kilidi açacak anahtar kendinizsiniz....
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
benimde bikaç anım var sanırım ama dun gecekinden başlıyım
3-4 gundr motrda sorun vardı bizim ustaya gttim durumu anlattım bakarız bikaç gun snr gel dedi ii dedim gttim ertesi gun yine gittim yine baska zmn bakarız dedi tabi bsy diyemedim dondum dun aksam atakoye giderken orda buluştuk bzmkilerle ben hmn tabi motoru soledim usta yne bakmadı (tabi bunlar bizim için eglence yanlş anlasılmasın) snr yola cıktık kız arkadasımla atakoye gittik hersey sıradan bozuktu
donerken 90-100km hızla gtmesi gereken motor 80i gecmemeye basladı ben dua etmeye basladım tabi
barbaros yokusuna gelince motor 60a dustu ben o arada sadece dua ediodum inş duzelir die kopruden gectik sagsaglim saat 12ye gelio benim aklımda sadece kız arkadasımı bırakana kadar motora bsy olmasın die dua etmek vardı
cok sukur onu bıraktım ve kendi evim dogru yola koyuldum artık motor 50yi gecmiodu ben bu sefer kendim için dua etmeye basladım artık nası dua ettiyse evin onune kadar geldi babam balkondaydı beni gordu bende kafamı kaldırıp babama baktım ve garaja girmek için frene bastım bu arada hala yukarı bakıodum
elimi frenden cektim ve motor oldugu yerde kaldı kımıldamıo tabi ben gulmeye basladım indim baktım arka teker kitlenmiş jant yapısmıs babam geldi motoru suruyerek garaja koyduk
bugun zor soktum rulman dagılmıs jantı tornalamıs oda sıcaktan yapısmıs
bugun anladımki bazen benzin diil dua ilede yol alabilirsiniz eger 200mtre geride kalsam 2saatimi alırdı motoru eve goturmek
true love..
Drift Religion
Loft yani tebrikleri aileni zar zor ikna ediyorsun ki tam bile deil motoru aldın gün sen git kaza yap süpersin adamların gözüne çok iyi girmişin.
senin her olayın bi macera yani ha babanın selamıda cok güzelmiş hehehe
önemli olan ne yapacagım demek değil.yapmak istediğin şey için yola çıkmaktır.
Bir hafta sonu hastane'de yatan akrabamın ziyaretine gitmek için eşimle beraber motora atladık ve ziyaretine gittik.Hastaneye varınca tabi montlar,kasklar soyunma faslı bitti biz ziyaretimizi gerçekleştirdik.Mutlu olarak hastaneden ayrıldık
motorun yanına geldik,geldik ama anahtarları bir türlü bulamıyorum sonra hatırladım motorun anahtarlarını bendeniz mont'la beraber
oturağın altına koymuşum orada öyle çaresiz dört saat bekledik.Yedek anahtarı evden getirdiler evimize döndük.
sayim bey sizin bol bol balık ve et yemeniz lazım unutkanlık başlamış sizde he he vallahi çok zor bi durumda kalmısınız hehe
önemli olan ne yapacagım demek değil.yapmak istediğin şey için yola çıkmaktır.
ya biz de dün sahilde bir kafeye gittik arkadaşlarla . motosikletleri de kafenin önüne yolun kenarına koymuştuk. 1.5 saat sonra çıktık dışarı . baktık bizim motosiklet yok ortada. hafta sonu da çok kalabalık oluyor o yollar, herkes park yeri arıyor. adamlar arabalarını park edebilmek için bizim koca motosikleti nası yapmışlar ne etmişler anlamadık park ettiğimiz yerden en az 50 metre ileriye koymuşlar tabi bizimkiler çıldırdı .sokağın ortasında bağırıyorlar, ben ağızlarından kötü bişe çıkacak rezil olacaz diye korkarken bizim motosikletin yerinde duran iki aracın da plakalığını kırdı deliler ya, herkes bize bakıyordu hoş bişe olduğu için anlatmıyorum,bizimkilerin yaptığı tabiki yanlış ama gerçekten çok ilginç ya, adamlar koca motosikleti resmen taşımışlar.sinirlenmemek elde değil .
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)