Trafiğin en başında yeşilin yanmasını bekledikten sonra, yeşil yandı ve bekleyen diğer araçlarla hareketlenme oldu...sağda iki üç araç mesafesi kadar uzaklıkta bir diğer motorcu arkadaş. Kavşağın orta kısmı geçildi ve sağ taraftan kırmızı ışığı ihlal etmiş olan araç trafiğin içine dalıyor. en solda bulunan motor kendisini kurtarmaya fırsat bile bulamadan sağından gelen aracın kapısına olan hızla vuruyor.
Kavşağı sabahleyin koruma altına alan yunus motorize ekipleri sivil polisler trafik ekibi ve yine motorize trafik polisleri olaya yaşanana şahit oluyor. ama hiç biri mahkemede ifade vermeye yanaşmıyor. Ve aracı süren şahsın doktor olmasına rağmen karakolda verdiği ifade yeşil ışıkta geçmiş olduğu...Ve pollliste ifade üzerinden kaza raporu tutuyor.
kaza esnasında trafik akışında seyreden beyaz renkli tofaşın sahibi ile irtibata geçildi ve şahit olmayı kabul etti...Birde belediye ve halk otobüsü şoförleri ile görüşülecek.
Aranılan kişi sağ tarafta bulunan ve çarpmaktan kurtulan motorcu arkadaş...onunda çarpmadan düştüğünü söylüyorlar ama daha sonra kalkıp devam etmiş. şahitlik gerekiyor yani kısaca.
Kızılay kavşağındaki süre 3 sn benim hesaplarıma göre. sarıda geçip orta kısma yani ada'nın olduğu yere kadar yetişirim hesabında olan sürücü kendisini yeşilden dolayı hareket etmiş olan trafikle karşı karşıya buluyor. Ki kazaya sebebiyet veren sürücü de telefonda bunu itiraf ediyor. Karakoldaki ifadesini önce değiştirmeyi kabul etmişti. Ancak her ne olduysa bugün vazgeçip olayı mahkemeye taşımayı seçti.Bu gibi olaylarda akıl hocaları çok olur tabiki...
Geçmiş mi oldu geçirilmiş mi oldu bilmiyorum...
Yalancı hipokratların üçkağıtçı ve fiyat etiketi olan teknokratların hizmet ettiği bir ülkede geçirilmiş oluruz....
Göz göre göre teknokratın önünde gerçekleşmiş olan bir kazayı, hipokrat yemini etmiş olan bir hanımı aklar bir rapor tutuluyor...
Ben vicdanımı harekete geçiriyor, kasten yapılmadı, olur kazadır canımıza bir şey olmadı, olan oldu, hanfendinin bu dalgınlığından istifade edip kanını emen maddiyatına göz diken dili dışarda biri gibi hareket etmek istemiyorum davacı değilim diyorum....Ancak moktan imal edilmiş iki karakter birbirini besliyor destekliyor.
Kürsülerde yetişen bu mengenelere elimi kaptırmaktan parmaklarımı kırdırmaktan usandım...hakikaten usandım.
Kızılay meydanında raporu tutan şahsiyet ile yüzyüze konuşamıyorum. ne gözüme bakabiliyor nede rengini sabit tutup pancara dönmekten kendi alıkoyabiliyor. insanım diye geziniyor elinde koçan hata yapanları bekliyor....
Hipokrat yemini etmiş olan insan hayati için hizmet etmeye kendisini adamış olan bir şahsiyet, karakolda yeşili geçtiğini iddia edebiliyor. Ve telefon konuşmasında kendisini kurtarmak adına bunu söylediğini kırmızıda geçtiğini dalgın olduğunu itiraf ediyor....Ve bu olayı mahkemeye taşımamak için ifadesini karakolda değiştirmeye yanaşmıyor.
Yeşili beklemeden meydanı boş sanıp dalan hergeleler ve onaylayıp hatta imzalayan satılıklar...
Geçmiş olmaz geçirilmiş oluruz. emanet olan yurdun kimlere emanet edildiği ortada gulumse
Birde adalet için hukuk yemini etmiş olanların karşısına çıkacağız... İşe yararmı bilmem ama bana o gün motor süren ve sanırım oda düşmüş olan ancak tekrar toparlanıp yoluna devam eden diğer motorcu arkadaşın şahitliği lazım...Belki bu forumdan birileri olayı duymuş kimin şahit olduğunu biliyordur ihtimali üzerine paylaşmak istedim. Ağrılarımı sızılarımı bir kenara koydum. Göğsümde oluşan ezilmeler kas yırtılmalarından dolayı çektiğim sızı umurumda değil.
Bir mücadele içindeyim ama,kiminle olduğunu vallahi bilmiyorum.
Haklı olduğunuz yerde haksız olarak çıkartılmanız göz göre göre hakkınızın gaspedilmesi çok acı. Bunun tarifi mümkü değil...Bu gibi olaylar kimilerini terörist kimilerini katil yapar. Şuan göğüs kafesimden gelen sızılarla yetinmeye çalışıyorum. Uzanarak değil büro koltuğunda uyuyorum. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi birde bu olayın neticesi beni dahada acıtıyor.
Atlatılır inşallah..........
Avukatlarla görüştüm...Mahkemeye vermiş olmamla yaklaşık en iyi ihtimalle bir yıl süreceğini hatta 2 yıla kadar uzayabileceğini söylediler. Daha iyisi ise, bu kadar dalavere yapabilenin mahkemeyide benim bir yerime kazık gibi sokabileceğini söylediler. aracın plakasını rapor üzerinde polise yanlış yazdırtan ve polise "ben görmedim dolayısıyla ifadelere göre rapor tutarım" dedirten şahsiyetler var karşımda...Bunların bilirkişi denilen insana istedikleri yönde rapor verdirtmesi çocuk oyuncağı olacak...
Bu işle uğraşmayı olayı mahkemeye götürmeyi essahtan elde edecekmiş gibi hakk denileni elde etmeyi denemek, sadece zaman kaybı olur düşüncesindeyim...
Hipokrat yemini etmiş olan böyyük şahsiyet, kendisini insanlık için çalışmalara adamış araştırmalar yapmış bir çok makalesi dünya çapında tıp dergilerinde yayınlanmış, ismi bilinir, güvenilir, alim kişi, ilim ehli, efendi dürüst geçinen....
Yani her mok olmuş ama İnsan olamamış.... gulumse Madam Fikriye Figen Ayhan-Ardıç....
kocası beni cepten arayıp bürokrat ağızlarıyla tehdit vari konuşuyor benim ürkmem ve kendilerini rahatsız etmemem için peşin uyarılar yapıyor...