Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı
2. sayfa BirinciBirinci 12

Son Ölümlü Kazalardaki İlginç Ortak Nokta

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #21
    Alikenan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Ağustos 2011
    Şehir
    Istanbul
    Motosikleti
    Aprilia RSV4 Factory, SR-GT 200
    Kazalarda bir çok anlık etken var. Pist konusundan başlndığı için oradan devam edeceğim; piste girmeyle yolda ki gaz aslında azalır, ama bu yılda 2 kere girmeyle olacak şey değil. Yılda sadece 1-2 kere giren herkes evet yolda daha çok gaza geliyor, ama sürekli girme imkanı olan insan pistin güvenli ortamına alıştıkça, trafikte daha önce tehlikeden bile görmediği şeylerin ne kadar sakıncalı durumlar olduğunu farkedip ister istemez kendini frenliyor. Ama malesef bizim ülkemizde sürekli piste girmek, yukarıda birinin dediği gibi o motoru alan onuda karşılar kıvamında basit birşey değil. Keşke olsa. O zaman gerçekten bu kazaların bir kısmı olmazdı. Bu kaybettiğimiz iki kardeşimizin durumu için değil genel bir söylemimdir.
    6 yaşımdan beri motor üstünde olmamdan sebep gerek yol gerekse pist ortamında fazlasıyla bulunma sonucu kendim dahil çevremde ki insanlarla yıllardır olan tecrübelerle sabittir.
    Ama tekrar söylüyorum, 1-2 kere piste girmeyle mümkün değil yolda kendini frenleme. Tr şartlarında da sürekli piste girme imkanı da malesef motorcuların yüzde 5'in de vardır. Ama tabiki yine de kazaları tamamen önlemeye yeterli değil.
    Arkadaş, çevre, beraber yola çıkılan insanlar da çok önemli rol alıyor kazalarda
    instagram.com/ak.kucukcaglayan


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #22

    Üyelik
    16 Eylül 2015
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    gt250r
    Bence pistin kaliteli asfaltı ve geniş virajlarından dolayı hunharca motosikletini kullandıktan sonra ben buna hükmediyorum düşüncesi tavan yapıyor.

  3. #23

    Üyelik
    01 Ağustos 2016
    Şehir
    Istanbul Ataşehir-Levent
    Motosikleti
    Honda PCX150 >>> PULSAR NS200
    Bu konuda bir motosiklet eğitmeni veya motosiklet konusunda çok tecrübeli bir insan olarak değil ama bir gözlemci ve eğitimli bir insan olarak yorumumu belirtmek istiyorum ben de.

    Geçenlerde "Onlar Hep Bizimle Birlikteler" bölümünde baya vakit geçirmiş ve 2008-2009'lu yıllardan bugüne kadar aramızdan ayrılmış motorcu arkadaşların hikayelerini okumuştum. Orada farkedilen ve bir genelleme yapacak olursak (ki hiçbir genelleme kesin doğru değildir, ama geneldir) ölümler gerçekten çok hızlı ivemelenen, kısa sürede yüksek hıza çıkan, insanın tepki süresini çok kısıtlayan motorları kullanan ve hayatını kaybedenlerin çoğunlukta olduğuydu. Bu başlığı ilk gördüğümde burada da aynı çıkarımın yapıldığını düşünmüştüm hatta... Ama olaylara farklı bir açıdan bakmışız.

    Mesela şu an o bölümde ilk 10'da olan konulara ve motosikletlere bakalım (isimleri saygısızlık olmaması için yazmıyorum... sadece gereken istatistiki bilgiyi alıyorum, yani ölüm nedeni ve motosiklet)

    * CBR1000RR - Kaza
    * CBR 1100XX - Kaza
    * Ümmet Amcamız - Bajaj Discover (Eceliyle gitti rahmetli)
    * CBR 1000RR - Kaza
    * Barış (forumda moderatörmüş sanırım) - Motorunun markasını bilmiyorum. Ama sağlık problemi nedeniyle kaybetmişiz
    * GSR600 - Kaza
    * TVS Apache - Kalp krizi nedeniyle kaybetmişiz
    * 600rr ABS - Kaza
    * Honda Hornet 900 - Kaza

    Buradan gelmek istediğim nokta, şekilci kültürümüz nedeniyle trafiğe uygun olmayan motosikletler, arabalar, hatta bisikletler alıyoruz. Mesela Türkiye'de bisikletlerin %90'ı şehirde kullanılır, ama dağ bisikleti en popüler bisiklet modelidir. Neden? Çünkü tipi güzel. Sepetli, sıkıcı şehir bisikletide neymiş? Bu şekilcilik nedeniyle yanlış motosikletleri ve yanlış diğer araçları, yanlış yerlerde kullandığımızı düşünüyorum.

    Şimdi bunun "ben bilinçli kullanırımla" da alakası yok. Bazı makinelerin doğası o kadar hıza yatkındır ki, zaten sen istemesende o riskli hıza çıkar ve sen kendini güvensiz hissetmezsin. Ama duran bir cisme çarpana kadar!! Buna motosiklet yerine yine başka bir taşıttan örnek vermek istiyorum. Mesela 120'nin üstünde bir Fiat Palio ile, 120 ile giden bir Passat CC düşünün? Palio'da zaten siz daha fazla hızlanmak istemezsiniz. Araç çizgiyi takip etmiyor, ve en ufak bir virajda bir taraftaki teker yolu terk edecekmiş gibi hissettirir. Ama passat CC'de 150 ile gittiğinizi, hızdan nefret eden Anneniz bile anlamaz... Yolda radar var yavaşla deseler bile, psikolojik olarak o arabayı 110'nun altına indirdiğinizde duruyormuş gibi gelir. Kendinizi "arkadaş artık modern arabalar için 110 diye limit mi olur? Araba zaten daha aşağı düşmüyor" derken bulursunuz ! Çünkü tasarımı o hıza uygundur ve bilinçli veya bilinçsiz o hıza çıkılır ! Moderndir, dengeledir, kaza da eski model Palio'ya göre daha güvenlidir, ama 1 saniyenin altında hızı sıfıra indi mi hala ölümcüldür !!

    Kısaca şekilcilik yerine uygun motorsiklet kullanımı birinci öncelik olmalı. Bence hiçbir bol RRRRR'lı model trafik için uygun değildir. Çünkü ivmelenme hızı, şehir trafiğine uygun değildir. Burada sorun son hız değil, ivme süresidir aslında! Uzun yola gideceksen son hızı yüksek, ama ivemelenmesi bir yarış motoru kadar yüksek olmayan güçlü bir motor kullanılabilir diye düşünüyorum.

    Yukarıda ki listede Ümmet Amca çok güzel bir örnek motorcu aslında. Bakın listede eceliyle ölen az sayıdaki motorcudan biri. Ama belki bu konuda ki herkesten daha fazla kilometre yapmış, Türkiye'de görmediği kasaba, ilçe, şehir kalmamış. Aynı Türkiye'de aynı trafikte, aynı bilinçsiz araba şoförleriyle kullanmış. Güzel gezmiş, güzel yaşamış, motorunun keyfini sürmüş ve sonuçta eceliyle ölmüş. Bence bu önemli bir örnek.
    Tabiki o da yavaş motosikletiyle uzun yolda "bitmedi lanet olası yol" demiş olabilir. Sıkılmış olabilir. Ama gitmek istediği cennet gibi koya yaşarken ulaşmış mı? Mesele bu!
    Tabiki onunki kadar da güçsüz bir motor ile değil, ama bir yarış motosikleti kadar da hızlı ivemelenmeyen ve yeteneklerini aşmayan bir motosiklet daha iyi olacaktır. Son hızı yüksek ama tepkisi insan algısına daha uygun bir motosiklet alırsın ve hem keyfini sürer hem de hayatını motor üstünde değil, tadına vardıktan sonra ecelinle tamamlarsın. Alınması gereken dersin bu olduğunu düşünüyorum. R modelleri de piste abonelik yapabilecek arkadaşların kullanması gerektiğini düşünüyorum.

    Son olarak listede motosiklet kazası ile değil de, sağlık nedeniyle kaybettiğimiz diğer bir arkadaşın ise motorunun TVS Apache olduğunu belirtmek isterim. Diğerlerinin hepsi 600 CC üstü bol RRR lı modeller !
    cagiran, Kızıl pars, SAZMAN ve 9 diğerleri bunu beğendiler..

  4. #24
    MD.Murat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    23 Temmuz 2013
    Şehir
    İzmir / Sakarya
    Motosikleti
    yok
    Bir örnek vermek istiyorum. Ben eskiden alkolü hayatında kullanmamış bir gençtim. Sonrasında alkolle tanışınca baktım ki çok güzel bir şey. Kafayı inanılmaz rahatlatıyor. Akşam eve gelirken bir bira bir şişe şarap almaya başladım. Sonrasında bir 10 gün eve şarap alıp gelip içip mutlu oluyordum.
    Ardından baktım ki bu iş benim tolerans sınırımın üzerinde. Bu alkolü ben çok istiyorum. Sonrasında vazgeçtim alkol almaktan. Yaklaşık 1 ay gibi bir süreç bu(asla alkollü araç kullanmadım tabiki bahsettiğim evde içip uyumak).
    Şimdi en son ne zaman alkol aldığımı hatırlamıyorum. Yılbaşı vs. Senede bir iki defa alkol alıyorsam alıyorum. 3-4 senedir bu şekilde.
    Yani insan bir şeyden çok keyif alıyorsa onun b.kunu çıkaran bir canlı bence. En azından ben öyle bir karaktere sahibim.

    Burdaki zevki hızdan alınan zevk ile ilişkilendirir isek sonuçlar gözümüzün önünde aslında.
    Ben hayatım boyunca yüksek cc ss makinaya binmeyi düşünmüyorum açıkçası.
    Benim sınırım 250cc olarak belirledim. Belki totosunu kaldıramayan nc gibi motorlar kullanırım yüksek cc de de ama kesinlikle yüksek güçlü motorlar beni korkutuyor.

    Aea nın son gs1200 incelemesinde kendisi diyor ki, bu motorla 4 litre yakanlar varmış ama o öyle olmaz diyor. 4 litre yakmak için 90km hızı geçmemek gerekir kim öyle kullanıyor diyor.
    E bizim memlekette hız sınırı kaç?
    Bizim yollarımızda güvende olabilmek için sürülmesi gereken hız nedir?
    Yani büyük motor alıp sakin kullanmak aslında önüne absolutu koyup ben içmeyeceğim demeye benziyor. Ya da diyet yapan birinin her akşam hamburgeri alıp önüne koyup yememesi gibi bir şey.
    Bir yemezsin iki yemezsin nereye kadar?
    Sonuç olarak sen o motoru almazsan zaten o hızlanmayı yapamayacaksın. O gaza grlemeyeceksin. 4 silindirin sesini duymazsan gaza gelemezsin bence.
    Ben ybr ile 1500 km lik tur yaptım, en ufak tehlike atlatmadım. 30.000km ye yakın tecrübem var, kaza yok düşme falan hiçbir şey yaşamadım. Biri gelip beni ezebilir tabiki o da bir ihtimal, ama çok düşük ihtimal ya. Bu cc de de çok nadir kaçmakta yaşanan problemler tehlike olabilir tabiki.
    Bu yüzden de
    250cc hem tehlikeden kaçmak için hem de seni gaza getirecek güce sahip olmadığı için en ideal cc bence.
    250cc motosiklet tr şartlarında başlangıç değil bitiş cc si bence. En azından benim için öyle.

    Bu arada para ile alakalı değil durumum. İnsanlar bu yorumları genelde fakir edebiyatına bağlıyorlar anladığım kadarıyla. Benim maaşım seneye bu zaman aylık minimum 5-6 bin, ortalama 7-8 bin olacak.
    Bizim millet kürke önem verir ya, yazayım dedim belki ciddiye alınma oranım artar.
    cagiran, Kızıl pars, Cloud ve 2 diğerleri bunu beğendiler..

  5. #25

    Üyelik
    15 Aralık 2014
    Şehir
    Isparta
    Motosikleti
    Yeşil Kubazaki CR1
    Sürüş olarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum ve kendime yapılabilir hedefler koyuyorum.

    Örneğin artık ilçeye giden tek gidiş tek gelişli, inişli çıkışlı ve bol ama çok bol virajlı D320 Keçiborlu-Uluborlu karayolunda hemen hemen tüm virajları 70-75 km/h'ın altına inmeden dönebiliyorum. Muazzam keyifli oluyor...

    Buraları 90 ile dönmeden motor yükseltmek neyime diye düşünüyorum mesela ... (Gerçi bunun için, yanılmıyorsam, daha güçlü bir motora ihtiyacım var; 90-100'de redline'a hemen dayanmayan, rahat bir 120'ye çıkabilen; viraj içinde hala bir miktar rezerve gücüm kalsın diye...ayrı konu...)

    Arabayla bazı yerleri 130'la bile dönmek mümkün ...

    Şimdi düz yolda 150 yapmak isteyen arkadaşlar, böyle virajları bi 120 ile dönsünler önce; endamlarını görelim ...

    İlave açıklama:
    Tamam, kişinin zevki viraj dönmek değildir; düz yolda tapa gaz gitmektir diye düşünenler için şunu söylemek lazım: trafiğe kapalı böyle bir otobanınız varsa, reklam filmi, hız denemesi çeker gibi, tamam... Diğer türlü; ortam şartları size neyi "elverişli kılıyorsa", yani, hangi yollarda "denetiminiz dışındaki faktörleri en aza indirerek sürebiliyorsanız" o tür yollarda, o tür yollara uygun sürüş zevkinizi artıracak hedefler seçiniz ...

  6. #26

    Üyelik
    02 Eylül 2016
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    henüz yok
    Arkadaşlar selam,
    Öncelikle rahmetli olan arkadaşların ailelerinin ,dostlarının başı sağolsun allah sabır versin.
    Aranıza yeni katılmış acemi ama yaş itibari ile durgunlaşmaya başlamış bir sürücü olarak yorum yazmak istedim. Yaş 39 deki 40 artık.
    Motor sürmek gerçekten keyifli ,insanı mutlu eden ,trafikden kurtaran bir araç. Başlangıç olarak Cbf 150 aldım ve maksimum 80-90 km hıza temde çıktım.
    İlk başladıpımdan beri keşke daha erken bir 5-10 sene önce başlasaymışım diyorum . Ancak düşününce motor güc ,hacim ve yaşı sınırlamak lazım bence. Motor sürme sportif amaçlı olacaksa lisans vs çıkartılarak yaşı isterse 13-15 olsun pistlerde sürebilsin tabiki genç arkadaşlar. yoksa moto gp lerde uluslararaaı müsabakalrda ülkemiz nasıl temsil edilecek..
    Ancak 1000 cc motoru 30 yaşına kadar kimseye verip trafiğe çıkarmamak lazım galiba. Ciddi yaptırımlar koyarak ödünç bir tur atayım muhabbetlerine bile müsade edilmemeli.
    Ölen insanlar hep ülkemizin yetiştirdiği değerler. Yazık Heba olup gidiyor.
    Yaşanan bu tip kazaların genel eğitim ve kültür seviyemizin düşük olması ilede alakası var.bunuda unutmamak gerek.
    Son söz, herkesin farklı bir ölüm sebebi ve eceli var ancak unutmayın esas ve gerçek olan tek ölüm sebep bu dünyadaki rızkının bitmesidir.
    1 gün dünyada kalan bebek içinde 100 sene yaşayan yaşlılar içinde yegane ölüm sebebi budur.((

  7. #27
    Motosiklet Eğitmeni COQ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Ocak 2008
    Şehir
    France
    Motosikleti
    Honda
    Bir kaç şey yazmak lazım ama hepsini unutmadan nasıl yazacağım bilmiyorum.
    Bir kaç önemli şey var.


    Birincisi şu hız yapacaksanız,gidin pistte yapın mevzusu.
    Bir çok kardeşimiz televizyonda pist yarışlarını seyrettiği kadarıyla pistleri biliyor ve orayı güvenli bir yer zannediyor.
    Öyle değil.

    Evet pist trafiğe açık yollardan tabi ki daha güvenli ama kapasitenizi bilmiyor ve eğitim almamışsanız sizi kaza yapmaya daha açık hale getiren bir aktivite.
    Ortalama bir pilot için pist ancak 8-10 seans sonra eğitim almak şartıyla güvenli hale gelir.
    Bir çok arkadaşımız eğitim ve sık pist günleri gibi olanaklardan mahrum olduklarından alaylı tabir ettiğimiz şekilde turlaya turlaya bu işi öğreniyorlar.
    Bütün bunları pistin aslında ciddi bir iş olduğunu anlatabilmek için yazdım.
    Eğer sürekli spor yapan biri değilseniz hele bir kaç seans üst üste çıkartmanız çok zor.

    Bu pist işinin insana kattığı bir çok olumlu şey var.
    Fakat bu durum hem kendinizden bizzat kendinizin, hem de çevrenizin sizden beklentilerinin yükselmesine neden oluyor.
    Hele karakter tam oturmamışsa kendini ispat çabası da buna ekleniyor.

    Kazalara dikkat ettiğimizde yüksek hız nedeniyle oluşan kazalarda çoğunlukla kazayı yapanın tek başına olmadığı,grup sürüşü gerçekleştirilirken,Bir kaç örnek dışında özellikle spor motosiklet kazalarına baktığımızda grup sürüşlerinde meydana gelen kazaların daha fazla ve ölümcül olduğunu görüyoruz.
    Burada kişinin kendini etrafındakilere ispat çabası, eğer bir yarışçı ya da pist günlerine katılıyorsa etrafındakilerin beklentisinin yüksek olduğunu düşünmesi ya da kapasitesi yeterli olmadığı halde etrafındakilere uymaya çalışması bireyi risk almaya zorluyor.

    Tabi kazaların her zaman sürücü hatasından kaynaklanmadığını unutmadan yapıyorum bu yorumu.
    Fakat kaza araştırmaları gösteriyor ki motosiklet kazalarının yarısından fazlası sürücünün kendi başına yaptığı,kendi hatasından kaynaklandığı gibi verilere rastlıyoruz.

    Velhasıl yolları yarış alanı veya hız yapma yeri gibi görmekten ziyade kendimizi bilmek,kapasitemizi aşacak durumların içine girmmeye çalışmak etrafımızdakilerin gazına gelmemek gibi prensiplerimiz olması gerekiyor.

    Tabi yazdıklarımdan kendine hakim olamamayı kişiliksizlik olarak nitelendiriyormuşum gibi algılamayın.
    Dikkat çekmeye çalıştığım noktaya odaklanın.
    Alikenan ve Okan Sinan Ocan bunu beğendiler.
    Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
    Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)

  8. #28
    SAZMAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    23 Ağustos 2015
    Şehir
    Fethiye
    Motosikleti
    Mondial cub 100. Modelsiz
    Tek sorumlu ENDORFIN dir. Bir çoğunuz Endorfin bağımlısısınız !!! Her konuda çıtası daima yükselen bir grafik çiziyoruz. Extreme sporları yapan ya da sürekli hızlı motosiklet, araba vs kullanan insanlar bu maddenin bağımlısı olurlar. Bu onları ölüme kadar götürür, çünkü devamlı aynı miktarda endorfin salgılanması için, önceki yaşadıklarından daha fazla endorfin salgılayacağı bir şeyler yapmaları gereklidir.Bu durumun farkında olanlar çok az. Çok hızlı sürüyoruz, daha hızlı sürmek istiyoruz. Ben endorfin bağımlısıyım. Ama bunu yönetmeye çalışıyorum. Bazı arkadaşlarımızın dediği gibi 250 cc üzerini kendime yasakladım. Bu bağımlılığı başka şeyler ile geçiştirmek gerekli; tehlikesiz sporlar, enstruman çalmak vb. Allah nefsimizi ıslah etmemize yardımcı olsun, amin....
    ayetlervaray bunu beğendi.

  9. #29
    Sj's - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    08 Haziran 2006
    Şehir
    istanbul
    Her birimiz kazada olenin ardindan hatalari ve yanlislari konusmayi cok severiz. Sonra aramizdan birileri o hatalardan birini veya birkacini yapmaya devam ederek aramizdan ayrilir gider, veya bir yerlerini kirar sakatlar vesaire. Bu sirkulasyon boyle devam eder.

    Bu genellemelere genelde kendimi de katarim hep. Asiri guven en buyuk dusmanimiz. Bunun farkina bazilarimiz asla varmamayi tercih eder. Hic kaza yapmamak, 20 sene boyunca ciziksiz motosiklet surucusu olmus bulunmak mumkun mu? Mumkun. Tabii elbette bir cogumuz icin boyle bir surucunun surdugu sekilde surmeyi super eziyet verici bulacaktir.

    Burada sorumluluklar devreye giriyor. Motosiklet hic bir baska tasiti kullanmak gibi degil. Egitim, dikkat, ozelestiri, keskin duyular ve anti depresif bir karakter gerekiyor. Gercekten herkes icin degil bu tasit.

    Duydugumuz kotu haberlerden, aldigimiz egitimlerden, basimiza gelen kucuk siyrik ve hatalardan ders cikarmayi prensip edinerek surelim.

    Hiz yapmayin gibi bir oneri de super salakca geliyor bana mesela. Neden yapmayacakmisiz hiz? Hiz yapabilen bir araca sahip olup ona hiz yaptirmamak insan dogasina aykiri. Fakat bunu kimle nerede ve hangi sartlarda gerceklestirdigimiz cok onemli bir faktor bence. Pist bu konuda cok guzel ve pahali bir ortam. Pist yok diye guzel asfalt bulunan trafik yolu bulunca bunu piste tercih edip riske girmekse yeterli bir bahane degil. Bir cogumuz da bunu yapiyoruz, kimse inkar etmesin.

    Iddia ediyorum ben de dahil burada konusan yazanlarimizin %90i her gun yuzlerce hata yapiyor, yapiyoruz.

    Yapmayalim
    SAZMAN bunu beğendi.

  10. #30

    Üyelik
    18 Aralık 2012
    Bugün E-5'te kaza yapıp vefat eden kurye piste tahminen hiç çıkmamıştı...

    Yol eğitimcilerinin piste çıkanlarla bir derdi olduğunu düşünüyorum. İnsanlar piste çıktığı için "yolda da pist hızı ile gideyim" demez. Zaten hızlı gidiyordur, farkında olduğu-olmadığı veya başına gelmeyeceği riskler vardır, kaza da bu risklerin -olsalarla bulsaların bir araya gelmesi- ortaya çıkmasıyla olur. Hız elbette bu riskleri katlanan bir şekilde arttırır.

    "Pist gününe gitmeyip bize gelseler böyle olmazdı" denmek isteniyor sanırım ama bu konu ölmüş veya yaralanmış adamlar konu edilerek yapılmamalı. Kendi adıma itici buluyorum, sürç-ü lisan ettiysem de affola.
    Sj's ve Alikenan bunu beğendiler.

  11. #31
    Okan Sinan Ocan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    17 Mayıs 2009
    Şehir
    Hamburg
    Motosikleti
    BMW K1200GT (Helga) BMW S1000XR M Sport
    Alıntı sanausbe adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Bugün E-5'te kaza yapıp vefat eden kurye piste tahminen hiç çıkmamıştı...

    Yol eğitimcilerinin piste çıkanlarla bir derdi olduğunu düşünüyorum. İnsanlar piste çıktığı için "yolda da pist hızı ile gideyim" demez. Zaten hızlı gidiyordur, farkında olduğu-olmadığı veya başına gelmeyeceği riskler vardır, kaza da bu risklerin -olsalarla bulsaların bir araya gelmesi- ortaya çıkmasıyla olur. Hız elbette bu riskleri katlanan bir şekilde arttırır.

    "Pist gününe gitmeyip bize gelseler böyle olmazdı" denmek isteniyor sanırım ama bu konu ölmüş veya yaralanmış adamlar konu edilerek yapılmamalı. Kendi adıma itici buluyorum, sürç-ü lisan ettiysem de affola.
    Sevgili Arkadaşım,

    Konuyu tamamen yanlış anlamışsın. Lütfen yazdıklarımı dikkatlice tekrar oku. Hiçbir eğitmenin piste çıkanlar ile ilgili bir takıntısı olamaz ,aksine destekleriz. Pistle ilgili takıntısı olan birisi olsam profil fotoğrafım şu andaki fotoğrafım olmazdı

    Sevgilerimle
    DAHA GİDİLECEK ÇOK YOL ,ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR

  12. #32
    boy - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    18 Eylül 2003
    Şehir
    Amerika
    Motosikleti
    2016 Aprilia RSV4 RF
    2003 yılından beri yani bu forumun ilk kurulduğu 5-6 kişilik grup halinde ilk buluşmaları yaptığımız günlerden beri bu yana tam 13 yıl geçmiş. Bu yıllar süresince bir sürü arkadaşımızı trafik kazasında kaybettik. Benim şahsen bu forum vasıtasıyla tanıdığım, beraber vakit geçirdiğim, gazladığım, yemek yeyip içtiğim birçok arkadaş. Bunlardan en sonuncusu Murat Doğanay (AYE) arkadaşımızdı. Gencecik çocuklar öldü gitti. Şimdi diyeceksiniz ki bunları neden yazıyor bu adam... Bu insanların hayatlarını kaybetmesinin tek nedeni kendileri!

    Biraz uzun olacak ama açıklayayım. Kendimi bildim bileli motor kullanırım. 32 sene oldu. Forumun ilk kurulduğu günlerde tek Supersport kullanan kişiydim. O yüzden birçok kişi bana sorular sorup dururdu. Daha sonra profesyonel yarış hayatım oldu 2007-2012 yılları arasında. Bu sefer de forumdaki tek yarışan kişiydim, yine sorular sorular, sorular... Yarışmak yetmedi California Superbike School dünyanın en iyi yarış okulundan eğitim aldım. Yarışa devam. Sorular hala kesilmiyor. Yani anlayacağınız kendimi hep geliştirdim. Neyi mi fark ettim? İnsan her zaman kendinde geliştirecek birşeyler buluyor. 32 senelik motosiklet hayatımda trafikte toplam 2 kazam, profesyonel pist yarışı hayatım boyunca da yine 2 kazam oldu. Kazanın nedeni esasına bakarsanız dış etkenler değil, kişinin kendisidir. Eğer her an herşeyin olma olasığına göre algılarınız açık, bilinciniz ona göre normal dışı çalışıyorsa kazanın gerçekleşmesi çok olası değildir, gerçekleşiyorsa da bunun nedeni sizsinizdir, dikkatsizlik, konsantrasyon olmama, gereksiz risk alma, v.s. Ölümlü kazaların hepsine baktığınızda çoğunun deneyim eksikliğinden olduğunu görürsünüz. Genelde motorlu birine çarpan arabaya veya yoldaki çukura suç atılır durulur. ileri sürüş teknikleri adı altında birçok eğitim var. Bu eğitimlerde normal hayatta ihtiyacınızın olmadığı ancak belli ekstrem durumlarda kullanacağınız teknikler öğretilir. Ben birçok motosiklet süren arkadaşa motora yapılacak yatırımdan önce kişinin kendisine yatırım yapmasını öneriyorum.

    Gelelim pist deneyimine.. Pist deneyimi gerçekten keşke herkesin sahip olabileceği birşey olsaydı. Benim pistten sonra her türlü sürüşüm değişti. Pistten önce otobanlarda manyak gibi gazlıyorken, pistten sonra bunun mantıklı olmadığında karar kıldım ve zaman içerisinde de eskisi gibi gazlamaları bıraktım. Bunun tam tersini yapan, piste girdikten sonra kendisini Rossi sanıp caddelerde çok daha hızlı sürüp patlayan arkadaşlar da var. Motor süröek için öncelikle sağlıklı ve doğru düşünen bir beyine ihtiyacınız var. Ben Amerika'da da pistlerde eğitmenlik yapıyorum. Burada insanlar çok daha bilinçli motor kullanıyorlar. Manyaklar da yok değil. Pist deneyimi insanı gerçekten olumlu olarak etkiliyor, refleksler gelişiyor, algı değişiyor, kendi kapasitenizi test edebiliyorsunuz, normal hayatta hiçbir zaman sıkmadığınız şekilde fren atabiliyor, yatamadığınız kadar motoru yatırabiliyorsunuz. Kısacası motorun kapasitesini çok daha fazlasını kullanıyorsunuz. Ama eğitim şart. Burada pistte Kawasaki 250 ninja ile Suzuki GSXR1000 tokatlayan adamlar var.

    Kısaca herşey sizin elinizde. Kendinizi geliştirip, daha kontrollü motor kullanıp hayatta kalma oranınızı arttırmak, ya da "ben herşeyi çözdüm bana birşey olmaz" kafasıyla birgün eceliniz ile karşılaşıp arkanızda acı dolu insanları bırakmak. Seçim sizin elinizde...

  13. #33

    Üyelik
    30 Aralık 2005
    Şehir
    İstanbul
    Tek ortak nokta var ;
    "Ben artık oldum,tamamım"
    Motosiklete binerken artık korkmuyorsan,tedirgin değilsen ,geçmişler olsun.

    Bknz.İkarus.

    Selamlar
    Heinz

  14. #34
    harung - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    04 Ağustos 2014
    Motosikleti
    Yamaha Xmax 250
    1,5 yıl önce sağlam bir kaza yaptım ve ağrıları sancılarını hala çekiyorum.
    şanslıydım ölmedim ve herhangi bir organımı kaza mahallinde bırakmadım.
    kazada kusur trafik kanununa göre %100 karşı tarafta..
    peki bende hata yok muydu ? asıl hata bendeydi aga .. sağ şeritten hızlı gidilmez nokta...
    ben bunu biliyor ve artık sürüşlerimi buna göre yapıyorum/yapmaya çalışıyorum.
    Kendi limitlerimi değil trafiğin limitlerini dikkate alıyorum.
    Tabi ağrılarım da bana fren etkisi yaratıyor.

    Caddede gazlama konusu da ayrı bir ironi..
    Onura katılıyorum 200 beygirlik alet alıp 90 la gidiyorum diye iddia eden varsa ellerinden öperim..
    Kızıl pars bunu beğendi.
    "Bildiğini sandığın bir şeyi asla öğrenemezsin."
    Epiktetos

  15. #35

    Üyelik
    10 Aralık 2006
    Alıntı MD.Murat adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Bir örnek vermek istiyorum. Ben eskiden alkolü hayatında kullanmamış bir gençtim. Sonrasında alkolle tanışınca baktım ki çok güzel bir şey. Kafayı inanılmaz rahatlatıyor. Akşam eve gelirken bir bira bir şişe şarap almaya başladım. Sonrasında bir 10 gün eve şarap alıp gelip içip mutlu oluyordum.
    Ardından baktım ki bu iş benim tolerans sınırımın üzerinde. Bu alkolü ben çok istiyorum. Sonrasında vazgeçtim alkol almaktan. Yaklaşık 1 ay gibi bir süreç bu(asla alkollü araç kullanmadım tabiki bahsettiğim evde içip uyumak).
    Şimdi en son ne zaman alkol aldığımı hatırlamıyorum. Yılbaşı vs. Senede bir iki defa alkol alıyorsam alıyorum. 3-4 senedir bu şekilde.
    Yani insan bir şeyden çok keyif alıyorsa onun b.kunu çıkaran bir canlı bence. En azından ben öyle bir karaktere sahibim.

    Burdaki zevki hızdan alınan zevk ile ilişkilendirir isek sonuçlar gözümüzün önünde aslında.
    Ben hayatım boyunca yüksek cc ss makinaya binmeyi düşünmüyorum açıkçası.
    Benim sınırım 250cc olarak belirledim. Belki totosunu kaldıramayan nc gibi motorlar kullanırım yüksek cc de de ama kesinlikle yüksek güçlü motorlar beni korkutuyor.

    Aea nın son gs1200 incelemesinde kendisi diyor ki, bu motorla 4 litre yakanlar varmış ama o öyle olmaz diyor. 4 litre yakmak için 90km hızı geçmemek gerekir kim öyle kullanıyor diyor.
    E bizim memlekette hız sınırı kaç?
    Bizim yollarımızda güvende olabilmek için sürülmesi gereken hız nedir?
    Yani büyük motor alıp sakin kullanmak aslında önüne absolutu koyup ben içmeyeceğim demeye benziyor. Ya da diyet yapan birinin her akşam hamburgeri alıp önüne koyup yememesi gibi bir şey.
    Bir yemezsin iki yemezsin nereye kadar?
    Sonuç olarak sen o motoru almazsan zaten o hızlanmayı yapamayacaksın. O gaza grlemeyeceksin. 4 silindirin sesini duymazsan gaza gelemezsin bence.
    Ben ybr ile 1500 km lik tur yaptım, en ufak tehlike atlatmadım. 30.000km ye yakın tecrübem var, kaza yok düşme falan hiçbir şey yaşamadım. Biri gelip beni ezebilir tabiki o da bir ihtimal, ama çok düşük ihtimal ya. Bu cc de de çok nadir kaçmakta yaşanan problemler tehlike olabilir tabiki.
    Bu yüzden de
    250cc hem tehlikeden kaçmak için hem de seni gaza getirecek güce sahip olmadığı için en ideal cc bence.
    250cc motosiklet tr şartlarında başlangıç değil bitiş cc si bence. En azından benim için öyle.

    Bu arada para ile alakalı değil durumum. İnsanlar bu yorumları genelde fakir edebiyatına bağlıyorlar anladığım kadarıyla. Benim maaşım seneye bu zaman aylık minimum 5-6 bin, ortalama 7-8 bin olacak.
    Bizim millet kürke önem verir ya, yazayım dedim belki ciddiye alınma oranım artar.
    250cc ile ilgili tespitinize neredeyse aynen katılıyorum, şu an 10 yılda 4.motorumlayım ve 150cc, daha öncekiler 150 - 250 - 125 cc idi. Bir sonraki yine 250cc olacak muhtemelen ve İstanbul'da yaşadığım sürece de büyük cc almayacağım. Evet ekonomim de muhteşem değil ama istesem ikinci el büyük cc alacak haldeyim almayacağım, kararım kesindir. Hız mevzusunu şöyle anlatayım kendimden, 150cc 17 hp Pulsarım var, önceki motor 10 hp ybr125, şimdi Pulsar basarsan 125 -130'ları bulabiliyor, TEM yolunu kullanırken ne yalan söyleyeyim aletin o hızları da görebildiğini bildiğim için zaman zaman hiç yapmam dediğim hızları gördüğüm oluyor, kamyonu geçeyim, yavaş giden Doğan'ı geçeyim diye. Kendime diyorum ki üniversite mezunu 45 yaşında adamsın ama demek altında 500 - 600 cc alet olsa 150 ile gideceksin evdeki çocuğunu, akşam seni nasıl beklediğini düşünmeden. Sürerken bile aklıma gelince hemen gazı kesiyorum. Olay bizde bitiyor ama egomuzu yenmemiz çok kolay değil, 10 hp'den 17hp'ye bile o ego hemen şişkinlik gösterme eğiliminde oluyor, hız ve adrenalin tutkusu uyuşturucu gibi, hele bir de ikarus sendromu ile birleşirse sonuç bi yere patlamak olacak er geç. 250cc üstünün şehir içi kullanımındaki eziyetini, masrafını saymıyorum bile. Büyük cc bir alete belki bir gün Alpleri geçmek istediğim zaman kavuşacağım muhtemelen. Ve o zaman İstanbul'da yaşamıyor olacağım, tümünü şimdiden planlıyorum.
    mombohunter, SAZMAN ve Kızıl pars bunu beğendiler.

  16. #36
    MD.Murat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    23 Temmuz 2013
    Şehir
    İzmir / Sakarya
    Motosikleti
    yok
    Benim de pulsar 200ns vardı bir 10.000km kullandım. Motor zorlanmadan 130a çıkıyordu. Dediğiniz gibi kaç kere ben ne yapıyorum dediğim oldu. İzmirde çevre yoluna çıkınca pulsar la bile sol şeride çıkıp yapıştırmak mümkün. 130-140dan daha hızlı giden araç sayısı az zaten. Bornovadan çiğliye, Karşıyakaya alsancağa giderken bile pulsarla ortalama hızım 130km oluyordu. Trafik cezası bile ödedim hızdan dolayı. Ki bu 250 sınıfının garibanı pulsar. Elinin altında az daha çevirsen kolayca giden bir alet olunca düşünemiyorum ne olacağını. Pulsarla 90 ile gitmek eziyet geliyordu, cbf e geçince şimdi ortalama 80le gidebiliyorum ve gayet de normal geliyor hızım. Ve ben araba sürerken 90ı geçmeyen insan olarak bunu yaşıyorsam kim bilir hız sevenler nasıl bir durumda kalıyorlar. Arabayla 8 saatlik yolda 90km yi geçmeden giderken sıkılmıyorum ama motor inanılmaz bir şey. Motor genetiğimizdeki vahşi genleri aktive ediyor resmen. Bilinçaltımızda yatan canavar ortaya çıkıyor gibi.
    150cc de tabiki bir kamyon falan çıkınca yetmiyor sollamada yavaş kalıyor bu da tehlike yaratıyor. Ama 250çok çok ideal.
    espresso, SAZMAN ve Cloud bunu beğendiler.

  17. #37
    SolidSnake - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Eylül 2012
    Şehir
    İstanbul
    Bazı yazılanların altına imzamı atıyorum, özellikle hızlı ivmelenen motorların şehir içinde kullanılmasının yanlış olduğu yönünde ki bazı fikirlere ise ne kadar katılsam az.

    özellikle daha geçen gün; "acaba gerçekten istanbul gibi bir yerde motor sürmek doğru bir fikir mi? " diye sormuşken ve bana uzun yıllar kullanıp burnu bile kanamamış insanların olduğu söylenmişken, üzerine bir de "boy" abimizin yazdıklarını okuduktan sonra daha da heveslenmişken adamın aslında amerika'da yaşadığını gördüm ya la. yaşadığım hayal kırıklığı diz kapağı kırığından beter.

    ulannn tam, ahanda! istanbul gibi bir cehennemde 32 yıl sadece 2 kazası olan supersportçu!!! oley! derken tır tarafından ezilmişe döndüm.

    abi, istanbul denen yerde trafikte katiller var. resmen katiller var. Yani başkasının canını zerre önemsemeyen, " amaaan dal şurdan bilmem nerene koyayım " mantalitesinde insanlar var. Türkiye denen 25. dünya ülkesinde trafik kanunu, olsa bile caydırıcı diye bir olgu yok. Hollanda'da elin arabası küçücük, arabasının %10'u büyüklüğünde ki bisiklete çarpmamak için otomobilin içinde ters dönüyorsa istanbul'da motor sürmek bence herşeye dikkat ederek, algılarımızı süper bir şekilde açarak, müthiş eğitimler alıp über sürerek o kadar da güvenli değil. Çünkü istanbul'da motor sürmek güvenli değil. Tehlikeli, ölüm kokusundan bahsediyorum. Pendik'te ölen abimizin altında araba olsaydı ölmüş müydü bir düşünün? Tamam hız yapıyordu belki ama ya hız yapmayanlar? Ya küçük CC motorlarda ölenler? Bir tane şerefsiz doblo bizim motora 1 milim dokunsa allahımız şaşıyor, altımızda araba olsa hiçbir şey olmazdı biliyorsunuz.

    Arabayı teşvik etmek için konuşmuyorum, istanbul trafiğine motosikletin tek çare olduğunu da düşünenlerdenim. Ama bu kanunlarla değil usta, parayı veren düdüğü çalar mantalitesinde bir yerde değil. Yahu adamlar sinir oluyor herkese, hayır aralardan geçiyorsunuz diye değil. Kim niye taksın aradan motor geçmesini. Sinir oldukları, yüz milyarlarca verdiği arabası ile trafikte sıkışıp kalırken motorların onu geçmesine delllli oluyorlar. Hatta geçme ulan diye bilerek taciz edenler bile var.

    Tüm bu olgulara bir de yüksek CC, gaza teşvik eden, sadece hız ve bana göre aslında tek amacı yarış motoru olan motosikletlerin de işin içine dahil olması ve sonuç. KAZA, ÖLÜM.

    Yanlış konuşuyor olabilirim size göre, ama bence benim gibi gözlemciyseniz bana katılacağınız bir nokta olacaktır. O da V twin motorların enteresan şekilde trafikte araba muamelesi gördüğü.

    Hem yavaş, hem sesli ( farkedilme açısından ), hemde büyük, hemde saygın.

    Benim önerim, v twin v twin v twin v twin.
    Kızıl pars bunu beğendi.

  18. #38
    vader - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    17 Aralık 2014
    Motosikleti
    Honda NC 750D Integra
    (Aşağıdaki yorumum Cruiser sınıfını övmek ya da "Cruiser'da ölünmez" gibi bir çıkarım yapılsın amacı ile yazılmamıştır. Unutulmamalıdır ki araçları tehlikeli hale getiren sürücüleridir.)

    Motosiklete başladığımdan beri sadece Cruiser sınıfı motosikletler sürdüm.

    Bir çok kez çeşitli yollarda, çok daha küçük motosikletlerle şimşek gibi yanımdan geçen sürücülere rastladım.

    Hatta bazen sırf beni geçmek için kıçını yırtan apaçinin başına bir şey gelmesin diye gaz keserek, muzaffer bir eda ile yanımdan geçip gitmesini kaskımın içinden gülümseyerek izledim.

    Maximum 120 km'yi (o da sadece otobanlarda) kendime sınır belirledim ve aşmıyorum.

    Özellikle şehir içlerinde son derece temkinli ve dikkatli sürmeye çalışıyorum. Kullandığım motorun yapısı itibari ile akan trafikte aralara girmiyorum. Çünkü biliyorum ki 245 kg.lık arka freni kampana olan bir makine kullanıyorum.

    Bütün bunları yaparak da sürmekten çok keyif aldım, çok uzun yollara gittim ve şükür ki hiç büyük kaza yapmadım.

    Bu başlığı okuyan hız ve risk meraklısı arkadaşlara bir nebze de olsa olumlu etki yaratabilmek umuduyla.

    Saygılarımla.
    Tecrübe, limitlerini bilmektir.

  19. #39
    Kızıl pars - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    10 Ekim 2016
    Şehir
    Londra
    Motosikleti
    Bisiklet
    Ek olarak bir noktayı dile getirmek istedim;
    Her büyük CC'li motor çok hızlı gitmiyor.
    NC750x adı üstünde 750 cc, elli küsür beygir iken CBR 600 RR 120 küsür beygir.
    Dolayısı ile NC, CBR'ın tozuna bile yetişemez.
    Muhtemelen bu tarz örnekler çoğaltılabilir.

    Galiba ilk düğmeyi yanlış ilikliyoruz, yanlış motor seçiyoruz abiler, arkadaşlar.
    Kimse Hayabusa alıp motokurye yapmaz, mutlaka gazlayacak.
    Ya da 1000 RR'ı alıp kebap teslimatına çıkmaz,
    muhtemelen ya TEM'de ya E5'te ya da sahil yolunda tapa gaz gidecek.
    Ve muhtemelen motor sevdası, eğer şanslı ise, birkaç yaralanma ile son bulacak,
    ya da maalesef kaybettiğimiz arkadaşlarımız gibi çok daha üzücü bitecek.

    Giden gitti, onlara ancak rahmet dileyebiliyoruz.
    Ama şapkayı önüne koyup düşünmek lazım;
    hem kendi kullandığımız alete,
    hem de çevremizdekilere bir bakmakta fayda var.

  20. #40

    Üyelik
    24 Temmuz 2016
    Şehir
    Antalya
    Motosikleti
    mondial r3xi evo
    Benim hayabusam olsa kendime 2 saat ömür biçiyorum.
    ÖmersizOlmaz bunu beğendi.


    REKLAM ALANI
2. sayfa BirinciBirinci 12

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)