Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı
1. sayfa 12 SonuncuSonuncu

CB500F Test ve 390 Duke ile Karşılaştırma

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #1

    Üyelik
    17 Aralık 2012
    Şehir
    Ankara
    Dün 390 Duke’e atlayıp Honda’nın Ankara’da düzenlediği test etkinliğinin yolunu tuttum. İki günlük etkinliğin ilk gününde CB500F test ettim ve 390 Duke ile kıyasladım.

    [/url]

    Ergonomi ve konfor

    CB500F’in gidonu Duke’e göre bir hayli önde kalıyor. Dolayısıyla Duke, üst bedeninize rahat bir oturuş pozisyonu sağlarken, CB500F sizi biraz öne eğilmeye zorluyor. Gidon yaklaştırma ister. Bacakların kırılma açısı bakımından ise CB500F daha rahat. İki silindirli motorunun verdiği daha titreşimsiz sürüş imkanı da CB500f’ün konforuna katkı sağlıyor. Depoyu dizlerle sıkmak ve doğru oturuş pozisyonunda olmak için CB500F de ek bir çaba sarf etmeye pek gerek yok. Motorun doğal oturuş pozisyonu zaten doğru oturuş gibi. Birazcık öne eğileceksin o kadar. Ama KTM Duke, sen düzgün oturmadığın zaman beceriksizliğini yüzüne tokat gibi çarpıyor. Arada sırada uzun sürüşlerde dizlerinle depoyu tutmak için yeniden yerleşmen gerekiyor. CB500F’in depo kavisi bacaklara tam oturduğu için rahat bir koltukta oturur gibi eforsuz bir sürüş var.

    Sele konforu güzel. Sele yüksekliği bakımından 1.68 boyundaki bir sürücü için bile sol ayağın tabanını yere koyma imkanı sağlıyor.

    Gaz kolunun kapalı konumdan açığa geçişi bakımından da CB500F çok daha pürüzsüz bu da sürüş konforuna olumlu bir katkı yapıyor. KTM bu konuda da becerikli bir sürücü istiyor. Gazı açıp kapatmayı pürüzsüz yapmayan sürücüye beceremediğini doğrudan yüzüne vuruyor Duke. CB500F ise çok daha doğrusal çok daha az beceriye sahip sürücülere de pürüzsüz bir gaz açma ve kapama imkanı sunuyor. Genel görünüm olarak, CB500F tam boy bir motosiklet olarak göze çarpıyor. 390 ise dışarıdan bakan kişiye “Ne var la bunu sürmeye?” dedirtiyor. Ama kazın ayağı öyle değil. Hem ergonomi hem de gaz kolunun motor üzerindeki etkisi bakımından 390 Duke testinde AEA’ın dediği gibi yapamayan, beceremeyen, palavracı adamın motoru değil Duke. Motora oturmayı da be*****ek, gaz kolunu yumuşakça açıp kapatmayı da öğrenecek adam arıyor. CB500F çok daha affedici.

    Gösterge paneli

    390 Duke de diğer kardeşleri gibi “yok yok” dedikleri türden bir gösterge paneline sahip ama Honda CB500F’e en temel şeyleri koymuş sadece. Vites göstergesi yok. Çok elzem bir ihtiyaç değil aslında. Doğru vitesteysen doğru devirdesindir (şehir içi ve virajlı parkurlarda en az red line’ın % 50’si). Gazı açtığında gittiği kadar güçlü bir biçimde kapattığında duracak. Bunu motorun sesinden, gazın tepkisinden anlar aslında sürücü. Birinci, ikinci motorunu alacak sürücüye veya tecrübesi daha az sürücüye vites göstergesi olsa daha iyi olur diye düşünenler çoğunluktadır ama olmaması aslında bence daha iyi. Kafayı sürekli göstergeye eğmek alışkanlığının önüne geçer. Yine de vites göstergesi de olsaymış CB500F, daha güzel olurmuş.

    Motor

    Kağıt üzerinde bakarsak CB500F için 390 Duke’e göre durum şöyle: 100 cc daha büyük hacim, birkaç beygir daha fazla güç ama 40 kg daha ağır. Rakamlara bakıldığında CB500F daha ağır oturaklı bir motor iken Duke daha iyi güç/ağırlık oranı sunuyor. Sürücünün kilosu azken bu fark daha belirgin iken sürücü ağırlaştıkça Duke’ün bu avantajı belirginliğini biraz kaybetmeye başlıyor. Benim gibi çok ağır sürücüler için Duke’ü 40 kg daha hafif yapmak için harcanan emek, Ar-Ge ve kaynaklar heba edilmiş oluyor. 390’ın tadını veya genel olarak motorun tadını çıkarmak için kilo vermek lazım.

    Tork bakımından yani gazı açtığımızda ivmelenme bakımından CB500F biraz daha iyi bir deneyim sağlıyor. Hacminin ve ikinci silindirinin verdiği avantaj ile verimli, torklu devir aralığı daha geniş. Daha erkenden çekiş başlıyor, daha yüksek hızlara kadar vites değiştirmeden hızlanma imkanı sağlıyor. Virajlı bir dağlı yolunda sürdüğümüzü düşünelim. Bu parkurda CB500F kullanan sürücü biraz daha az vites değiştirecektir. 390 Duke kullanan sürücü ile virajlar arasındaki bazı düzlüklerde üst vitese geçse bile hemen ardından diğer viraj için geri ineceği için zaman zaman vites yükseltmeye üşenecek ve motor red line çizgisine dayanıp daha fazla hızlanmayacaktır. Bu motor-vites esnekliği sayesinde, kağıt üzerinde tork farkı pek olmasa da CB500F sürücüsü 390’dan daha çabuk varacaktır. Virajlı parkur performası için gerekli olan tork ve vites esnekliğini göz ardı edip sn hıza odaklanırsak, bu iki motorun son hızları arasında pek fark olacağını sanmıyorum. Ben denemedim. Benim için önemli olan virajlarda ne kadar vites değiştirmek zorunda kalacağım ve iki viraj arasındaki düzlükte ne kadar ilerleme kaydedeceğimdir. Ama son hız merak edenler için eminim ki R25 hepsinden daha yukarıdadır. Dümdüz çevre yolunda, yokuş aşağı, arkaya rüzgarı alıp çeneyi de göstergeye dayadın mı var ya ne gider be. Neyse, 20 km’lik virajlı bir parkurda CB500F, 390 Duke’e x birim fark atarsa, R25’e 4x birim fark atar.

    Motor kompresyonu da yeterince güçlü ama bu konuda 390 Duke daha iyi. Gaz koluyla yavaşlama 390 Duke’de bir hayli geniş bir devir aralığında olurken CB500F bir süre sonra devir azaldıkça motoru salmaya başlıyor (engine-pull). Üst devirlerde kullanılmaktan hiç şikayet etmiyor. Bu nedenle alt devirlere inerken kompresyonun çabuk bitmesi sürüşü etkilemiyor zira kompresyonun bittiği yere gelinceye kadar yeterince yavaşlamış olunuyor.

    Debriyaj yumuşak, kavrama aralığı geniş. Gaz kolu da 390’dan yumuşak olduğu için şehir içinde insanı germez, üzmez.

    Şanzıman

    Yukarıda da değindiğim gibi vites değiştirme ihtiyacı 390’a göre daha az. Bu, büyük avantaj. CB500F’in vites geçişleri de gayet güzel. Duke’lerin o pamuk gibi geçişi gibi değil de geçtiğini de tam olarak hissettiren ama Yamaha MT-03’ler gibi kemikli filan değil, ideal bir vites geçiş hissi var.

    Amortisör

    Motorun en kötü yanı amortisörleri. Zemindeki engebelerle hiç baş edemiyor. Zemin dümdüzken, virajda da düzde de sıkıntı yok. Zaten bisiklet için de oralarda sıkıntı yok. Zemin birazcık bozulmaya başladı mı işler alt üst oluyor. Düz giderken hiç de derin olmayan geniş bir çukurluğa girince motordaki salınım bir süre dinmiyor. VStrom gibi leylek bacaklı motorların bile rahatça sönümlediği engebelerde CB500F aşağı yukarı ve sağa sola salınımlar gösterip uyuz ediyor. Yaylı bir sistem üzerinde yaylanırsın da birkaç kere daha kendi kendine zıplar ya aynı onun gibi. Engebe bir metre geride kalmış artık tekerin yerde tutunuyor olması lazımken hala motor salınmaya devem ediyor. Virajda engebeli bir zemin olursa işler iyice keyif kaçırıyor. 390 Duke’ün amortisörleri Versys, VStrom veya R1200GS gibi sürücüsünden gizlemeye çalışmaz bu engebeleri. Aynen hissedersin. Ama motor salınım yapıp seni huzursuz etmez. Engebeye girer çıkarsın onu da gayet net hissedersin. Hemen motor çizgisinde stabil bir biçimde devam eder. Artçı çoklar gibi salınımlar filan olmaz. CB500F’in amortisörleri 390 Duke ile kıyaslanınca birkaç nesil geriden geliyor gibi.

    Aksesuar

    Honda’nın Web sayfasında bazı motorlar için bir aksesuar sayfası var ama CB500F için koymamışlar. Dolayısıyla o iş Honda tarafında biraz eksik gibi. Mesela koruma demiri yok sanırım. Givi’de bu motora uygun koruma demiri veya elik koruma şimdilik yok. İleride üretilir mi bilmiyorum ama aksesuar konusunda KTM 390 Duke’ları boş bırakmamış. O açıdan CB500F talihsiz.

    Neyini değiştirirdim?

    1. Amortisöreri daha kalitelisiyle değiştirirdim.
    2. Gidonu sürücüye yaklaştırıp biraz daha dik bir oturuş sağlardım.
    3. Vites göstergesi koyardım.

    Sonuç

    Amortisöleri daha başarılı olsaydı alınırdı. Ben bu haliyle almam. Ama “Zemin bozulunca yavaşlarım, virajlı yolların asfaltı düz olanını seçerim.” diyen sürücüler için güzel. Virajlı parkurlarda sürmeyi seven birisini CB500F uzun yıllar tatmin eder.

    Güzel bir etkinlik oldu. Eve yine 390 Duke ile dönüyorum.

    [/url]

    Ertesi gün Honda NC750S test edilecek.
    xawa, yüksel66, Serdarpirim ve 9 diğerleri bunu beğendiler..


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2
    Forumdan Uzaklaştırıldı
    Üyelik
    03 Ekim 2015
    Şehir
    antalya
    Motosikleti
    R25
    Aradaki fiyat farkındanda keşke bahsetseydiniz.hondaya 25 bin tl vermek valla bilemedim yani pek akla yatmıyor.ktm ucuz kalıyor hondanın yanında valla.çok güzel anlatmışsınız teşekkürler
    zaferce bunu beğendi.

  3. #3
    E-TEKİN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    24 Ocak 2014
    Şehir
    Bursa
    Motosikleti
    KTM Duke200
    Teşekkürler güzel bir inceleme olmuş
    zaferce bunu beğendi.

  4. #4

    Üyelik
    18 Ağustos 2014
    Cbf 500 test etmeden 390 almış biri olarak işime yaradı teşekkürler. Motorunuzdaki siperliğin aynısından bende var orjinalini test etmedim henüz. Sizce uzun siperliğin faydası ne derecedir ?

  5. #5

    Üyelik
    17 Aralık 2012
    Şehir
    Ankara
    Alıntı mchi adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Cbf 500 test etmeden 390 almış biri olarak işime yaradı teşekkürler. Motorunuzdaki siperliğin aynısından bende var orjinalini test etmedim henüz. Sizce uzun siperliğin faydası ne derecedir ?
    Yani el kadar cam ne kadar keserse o kadar

  6. #6

    Üyelik
    29 Mayıs 2014
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    cıks
    inceleme için teşekkürler
    hata affeden bir motor cb 500 f , dikkatimi çok cezbediyor ama fiyat konusu yanaşmama mani oluyor

  7. #7
    CrazyBullet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    25 Nisan 2016
    Şehir
    Assen
    Motosikleti
    Honda RCV213, Yamaha YZR500
    Sağa sola salınım ne oluyor?

  8. #8

    Üyelik
    30 Ekim 2015
    Şehir
    Bolu
    Motosikleti
    Pulsar
    Güzel anlatmışsınız, güzel fikir aldım, duke daha da kanıma girdi anlattığınız ayrıntılar ile teşekkürler.

  9. #9

    Üyelik
    22 Mart 2016
    Motosikleti
    nc750x
    CB500F 2016 model sahibiyim. Henüz 300 km lik bir sürüş yaptım. Öncelikle edindiğim izlenimleri hazır başlık açılmışken paylaşmak ve sorusu olanlar olursa yanıtlamak isterim. Ancak kıyaslama şansım yok çok rakip modellerin hiçbirini sürme ve test etme imkanım olmadı. Neden CB500F aldım. Naked sürmeden enduroya geçmek istemedim çünkü naked tarzı motorları çok seviyorum. Yedek parça ve servisinin yaygın olması ve Pendik Honda'dan Atilla beyin özverili çabaları marka tercihimi aşina olduğum markadan yana kullanmamda etkili oluyor. Ayrıca 3. motorum olacak olması ve gaz tepkilerinin nispeten (bunu aşağıda yazacağım) anlayışlı olması da bu modelde tercih nedenlerim arasında. Çok sayıda neden birleşince kararımı yeni 2016 tasarımını da beğenerek almama neden oldu.

    Öncelikle amotrisörler konusunda yazılanlara tümüyle katılıyorum. Beyaz şerit çizgilerinde ki kalınlık bile motorun arkadan kaymasına neden oluyor. Asfaltta yer alan her zeminsel bozukluk özellikle arka lastiğin düzgün bir asfalt aramasına neden oluyor. Bunda üzerindeki dunlop lastiklerin etkisi ne kadardır bilemiyorum ama amortisörler belirgin olarak baya sert. En küçük tümsek ve bozuklukta bile kullanıcıyı tedirgin edebiliyor.

    Gaz tepkileri tabiki duke 390 gibi bir haylazı süren biri için makul gelebilir ama ilk motor olarak alınacak kadar değil. CB500F daha çok 2. motor olarak alınmalı. 2. ve üstü bir yol arkadaşı olarak anlayışlı ama hiç bilmeyen veya çok az bilen için kırıcı olabilir.

    Kullanımı ve kontrolü çok rahat. Daha önceden elbette kıyaslanmaz ama fikir verebilir diye yazmak isterim ki güçlü rüzgarlar da cbf 150 de çok daha fazla etkileniyordum. Aslında güçlü rüzgarda altınızdan motorun sağa sola salınması cb500f te hem lastik boyutu hemde ağırlığı ve yola oturan yapısıyla neredeyse hiç hissedilmiyor. Ama tabi nakedler de olan kullanıcının rüzgar yemesi kaçınılmaz olarak etkili. Motosiklete kontra çok rahat veriliyor. Virajları çok güzel diyebilirim. Açıkçası bana motosiklet çok güven verdi. CBF 150 ile 35 km/h rüzgarda zar zor geçtiğim 1. köprüden cb500f ile rüzgarı hissetmeden çok rahat geçtim.

    Frenler zınk diye durmuyor ancak istediğiniz mesafede duruş sağlıyor. Kullanıcıyı yanıltmıyor. Sürüş kuralları çerçevesinde durmak istediğiniz noktada durmanızı sağlıyor. Kompresyon 2. motor olarak tercih edenleri hayli tatmin edecek düzeyde. Çoğu yerde frenleri kullanmıyorsunuz. Özellikle ara yavaşlamalarda.

    Hızlanma ve sollamalarda güven veriyor yarı yolda bırakmıyor. 5000 devirden sonra ikinci bir güç devreye giriyor ve aniden güç ve tork artışı gaz koluna yansıyor. Tabi rodaj döneminde olduğum için üst devirleri çok deneme şansım olmadı.

    Yol tutuşu gayet başarılı ancak lastiklerin değişmesi gerekebilir. Sıcakta sorun olmasada soğuk zeminde ve ıslakta başarısız olacağını düşünüyorum. Yumuşak hamurlu görünmesine rağmen lastikler aşırı sert.

    Yakıt konusunda rodajda olduğum halde eğer doğruysa (daha ilk depo bitmedi) 3.6 litre yakıyor. Ama gazlayınca hızlı benzin tükettiğini söyleyebilirim. Yani rakamsal olarak 90-100 km/h hızlara kadar 3.6-3.7 litreler mümkün. Ama 100-125 aralığı ve üzerinde bu tüketim oldukça hızlı yükseliyor. Ancak 5000 devir üstünde ayrı ekstra bir güç ürettiğini yukarıda belirtmiştim.

    Aydınlatma, gidon genişliği ve düz yapısı güven veriyor. Hafif öne eğik olarak konumlanıp dilerseniz daha da eğilebiliyorsunuz. Ancak tam dik oturmak pek akıllıca değil. Çünkü kollar dikleşiyor. Ama sportif yapıda bir motorda öne doğru eğilmek hele ki naked larda güçlü rüzgar etkisini azaltıyor. Titreşim konusunda bir şey diyemiyorum ama beni yoran ve rahatsız eden bir titreşim olmadı. CBF 150 de ellerim uzun sürüşlerde her yerim uyuşuyordu. Bunda yaşamadım. Oturuş pozisyonu benim çok hoşuma gitti diyebilirim. Çok dik oturarak motosiklet kullanmayı sevmiyorum. CBF 150 de bile öne eğilerek sürmeyi tercih ediyordum. Bunda gerek kalmıyor. (Eğilince daha aerodinamik sürüş mümkün oluyor)

    Kasa yeni olduğundan koruma demirleri dahil hiçbir aksesuarı yok malesef. Artçı konforu fena değil ancak tutamaklar artçıya güven vermiyor.

    Sorusu olan varsa cevaplamaya çalışırım.

    Bir şey daha eklemek istiyorum CB500F tam olarak naked değil aslında. Görüntü naked ancak sürüş pozisyonu ve sert amortisörleri naked => racing ortası bir his veriyor. Nakede tarz olarak daha yakın ama racing motosiklete doğruda bir tercih hakkı veriyor. Naked den daha sportif ama racing gibi değil. Özellikle tasarım ve oturuş pozisyonu olarak söylüyorum.

    Debriyaj kolu çok sert. Trafikte adamı mahvediyor. 5-6 sıkmadan sonra debriyajı bırakmak istiyorsunuz acı veriyor
    Taygunho ve zaferce bunu beğendiler.

  10. #10
    yeniii - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Ocak 2006
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    grand dink 250i - pulsar 200ns - ktm duke 390
    Güzel yazı olmuş teşekkürler duke candır

  11. #11

    Üyelik
    22 Mart 2016
    Motosikleti
    nc750x
    Alıntı yeniii adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Güzel yazı olmuş teşekkürler duke candır
    Zaten önden bakıldığında özellikle far tasarımı ve 2016 kasayla belirgin olarak kısalan şasi yapısı ve bendeki turuncu rengiyle üzerindeki honda logosuna rağmen çoğu kişi ilk gördüğünde ktm mi bu diye soruyor Buradan bu motosiklet ile honda nın pazarlama hedef kitlesi de aslında açıkça niyetini belli ediyor

  12. #12
    keremkrmn - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    03 Mart 2015
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    05 Ninja 636 - 15 Xmax
    Çok güzel bi yazı olmuş ikinizinde ellerine sağlık
    ¡Por la sonrisa de mis padres que vale un millón!

  13. #13
    DKN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Ocak 2013
    güzel paylaşım. kamera karşısında da anlatabilirsiniz okumak yorucu oluyo

  14. #14

    Üyelik
    28 Ekim 2008
    Şehir
    Eskişehir / Kuşadası
    Motosikleti
    Husqvarna Nuda 900 / BMW R1200RS / R1200GSA
    Çok güzel inceleme olmuş, emeğinize sağlık

  15. #15
    Forumdan Uzaklaştırıldı
    Üyelik
    25 Ağustos 2014
    Şehir
    İzmir
    Amortisöt konusunda yanlışsınız, kilonuz fazla olduğu için orjinal halde gelen ayarlar ile işiniz zor, fabrika standart olarak 75kg tek kişi için ayarlar amortisörü, sizde benim gibi maşallahınız oldugu için amortisör ayarından başka çare yok, değiştiririm demek ilginç olmuş ayar varken.

  16. #16
    fatih. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    25 Ekim 2011
    Şehir
    izmir
    Motosikleti
    pulsar
    Bu Vites göstergesi olayını bir türlü çözemedim.
    Motorun üzerindeyken giderken dururken acaba kaçıncı viteste motor diyemi düşünüyorsunuz

  17. #17
    CrazyBullet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    25 Nisan 2016
    Şehir
    Assen
    Motosikleti
    Honda RCV213, Yamaha YZR500
    Cb 500f de wheelbase daha fazla bu nedenle daha stabil ve rahat bir motor. Hondanin frenleri daha iyi, motoru daha uzun omurludur. Amortisörlerin nc serisi ile aynı ve klasmanı için geyet kalitelidir. Ön yükleme ayarı mevcuttur, yorumlamadan önce bunları dikkate almanız gerekir.

  18. #18

    Üyelik
    17 Aralık 2012
    Şehir
    Ankara
    Daha önce şu motorları denedim. MT-03, 200 Duke, 390 Duke, NC700X, VStrom 650, Versys 650, Tiger 800, R1200GS, F650GS tek silindir, F650GS çift silindir, Varadero, CBF 600. Hepsine binerken aynı kilodaydım. Hepsinin sahibi benden daha zayıftı. Hiç birinin amortisör ayarıyla oynamadım ve sadece CB500F ve NC750S'de amortisörlerin engebelerle baş edemediği hissini aldım. Dolayısıyla CB500F ve NC750S'in amortisörlerinin çok kötü tepki vermesinin amortisör ayarıyla ilgili olduğunu düşünmüyorum. 390 Duke'e 50 kg olan eşim de biniyor. Ondan 50 kg daha ağır olan ben de biniyorum. Ayarlama filan yok. BUna rağmen stabilite CB500F'den çok daha iyi.

    Yine de CB500F'in amortisör ayarı varsa ilgilenenlerin kendi kilolarına göre ayar yapıp öyle tecrübe etmesi daha güzel tabii.

  19. #19

    Üyelik
    07 Mayıs 2016
    Şehir
    Sakarya
    Motosikleti
    Honda CB 500 F
    Arkadaşlar;

    2014 sonu 2015 çıkışlı Cb500 F modeli kullanıyorum. Motosikletimin kilometresi 32.000 km. Aktif bir sürücüyümdür. Yaz kış demeden motosikletimi kullanırım. (Çok soğuk ve yağışlı havalar hariç)

    Kullanmış olduğum motosikletim şuana kadar herhangi bir arıza vermemiştir. Bu zamana kadar 6.000 km. de yağ ve yağ filtresini değiştirdim. 24.000 km. zincir ve 30.000 km.' de fren balatalarını değiştirdim.

    Bir sonraki bakımda lastiklerimi değiştireceğim. Üzerinde ki orijinal lastikleri 36.000 km. kullandım diyebilirim.

    Agresif kullanmamak şartıyla bir depo benzin ile 400 km. yol yaptım. Bunu da sosyal medya da facebook üzerinden fotoğraflarını paylaştım. Fakat biraz hızlı sürdünüz mü 300-320 km. ye kadar düşebiliyor.

    Motosikletimi ekstra olarak yan korumu demirleri, ön cam, ışıklı elcik, sis farları ön çamurluk ve arka çanta yaptırdım. Motosikletin kullanımı oldukça rahattır. Çoğu arkadaşlarım motosikletimi sürdükten sonra sanki GS sürmüş gibi oldum diyor.

    Bu motosikleti her türlü amaç için kullanıyorum. İşe gidip gelirken, markete pazara giderken gezilere giderken kısacası aklınıza gelen hemen hemen her şey için kullanıyorum.

    Hızla işim yok ama merak edenler için yazayım bu motorların son sürati 188 km. (1) km. dahi üstüne çıkamazsanız. Oğlumda R25 var. Bir keresinde yol ve trafiğin uygun olduğu yerde azıcık yarıştık ve Uzun mesafede beni geçti.:-)

    Şimdilik aklıma bunlar geliyor. Cb550 f kullanıcıları arasında sanırım en uzun km. benimkidir....

    Tekeriniz düz bassın Sevgiyle kalın.....

  20. #20

    Üyelik
    11 Eylül 2012
    Şehir
    ankara
    Motosikleti
    2014 ybr esd
    bende 2ay kada önce aldım.tek kelimeyle mükemmel geldi bana .frenler o biçim.ani durumda abs yle sağa sola yatmadan dimdik durabiliyorum.lastiklerin ısınması lazım.yakıt bende de 3.6-3.7.bu motoru niye aldım.100km hızla 4900 devirde gittiği için.
    deniz034 bunu beğendi.


    REKLAM ALANI
1. sayfa 12 SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)