Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı
2. sayfa BirinciBirinci 123 SonuncuSonuncu

AVRUPA'YA DOĞRU

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #21
    gurcanozturk - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    06 Mayıs 2018
    Motosikleti
    Honda Forza 250
    Gelecek yaz icin Balkanlar turu planim var benim de, kendimi hazir hissedersem. Simdiye kadar okudugum yazilardan cikardigim Arnavutluk'a girmemek gerekli. Sizin yazinizi okumaya baslarken de umarim Arnavutluk'a girmez demistim, girmissiniz ;) Simdiye kadar Arnavutluk'a giripte memnun olan kisi sayisi yok kadar az, gerek insanindan gerek havasindan gerekse yollarindan.

    Eski kasa Mercedes ile ilgili gozleminiz tam olarak oyle. Parasi olan eski Mercedesleri alip yollarda hasat ediyorlarmis. Tum filmler, yazilar, videolar bu bilgiyi dogrular sekilde genelde.

    Keyifli surusler.


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #22
    Vista86 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Tracer 700
    10. GÜN
    Yaşasın Türk Dizileri;


    Şimdi aklıma geldi; Benim yorulmamın sebebi sadece yollar ve motosiklet değil,
    “Ben iyi beslenemiyorum..”

    Bu sabah kilo verdiğimi fark ettim. Kemerin tokası bir delik ileri kaydı.. Daha
    çok enerji verecek bir şeyler yemeliyim..

    Oldum olası şu yemek işini beceremedim.. Hiç önemsemediğim konulardan biri.. Yaptığım, hep
    ufak tefek bir şeyler atıştırıp öğün geçiştirmek.

    Şu restoranlara büyük bir iştahla oturup, garsona detaylı sipariş veren insanlara
    hep özenmişimdir..

    Benim için köfteli, kebaplı zengin bir yemek yemekle bir konserve kutusundan plastik kaşıkla
    barbunya yemek aynı şey..

    Bir gün yollarda kalırsam göreceğim günümü..
    ....................................

    Kamping işleten kadın Türkiye hayranı, genç biri... 9- 10 yaşlarında İki kızı var. Bir
    yaz tatilinde Türkiye'ye gelmiş anlat anlat bitiremiyor. İngilizce konuşuyor.. Arada öğrendiği
    Türkçe kelimeleri de kullanıyor.

    Bütün bu durumlarda Türk dizilerinin rolü var. Onlar da dizleri seyrediyorlar.

    Küçük kızlar arada bir gelip, bana dizilerden öğrendikleri Türkçe kelimeleri
    söylüyorlar. “Merhaba, hoş geldiniz, iyi akşamlar...” falan diyorlar.

    Fakat cevap verdiğimde beni anlayamıyorlar.

    Bu beni, İngilizce öğrenmek için, turistlerle konuşmaya çabaladığım Sultan Ahmet'te ki
    yıllarıma götürdü..

    Burası aşağıdaki küçük bir göle bakan yeşillik, sakin bir yer.. Etrafımda tavuklar
    geziyor.. Yanımda üzüm asmaları var.. Enteresan.

    Tuhaf bir ruh hali içindeyim..
    ufoz ve Bilinmez bunu beğendiler.

  3. #23
    ufoz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Mart 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Xpulse 200t
    Okuması keyif verici bir gezi...

  4. #24
    Samet Ağır - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    26 Nisan 2008
    Şehir
    istanbul pendik
    Motosikleti
    YAMAHA YZF 1000 thunderace ,NC 750 S
    Okumayı çoook severim. Çocukluğumda okuduğum kitapların içine girer sanki okuduklarımı yaşardım. Olayların kahramanı ben olur sanki anlatılan yere gitsem hiç yabancılık çekmeden herşeyi bulurum diye düşünürdüm.
    Yıllaaaaardan sonra belki de ilk defa bşn önceki günlükler ve bu seri ile zevkle merakla okuduğum bir dizi ile karşılaştım.
    Ama hiç beğenmedim,radyodaki arkası yarın gibi en heyecanlı yerinde bitiyor,işin yoksa devamını bekle.. Olmuyo böyle be yaaa. :-D
    Komple yaz bi solukta okuyalım.. :-D
    Şaka bi yana kaleminize emeğinize sağlık,vazgeçmeyin devamını istiyoruz..

  5. #25
    Son Ütücü - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Şubat 2015
    Şehir
    Bakırköy/İST
    Motosikleti
    Yamaha mt-07
    Arada günlüklerime girip baktım acaba yazılar devam etti mi diye. Yine akıyor muhabbet uzun sürer umarım

  6. #26
    Vista86 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Tracer 700
    11. GÜN

    Türk Emlakçılar;

    Bu gün Karadağ'a geçeceğim.. Arnavutluk bu gün bitiyor.. Arnavutluğun kuzeyi
    güneyine göre daha iyi durumda.. Kuzeyde ki yollar da daha iyi.

    Bir otobana girdim.. Otobanda gittiğimi zannederken yol aniden bitti, gidiş geliş
    köy yoluna döndü.. 20 km. lik bir otoban yol yapıp bırakmışlar.. Ve devam eden hiç bir
    yol çalışması da yok. Afalladım....şaşırdım..

    Neyse yani işleri zor.

    Arnavutluk ile Karadağ sınırında gümrük tek. İki ülkenin gümrüğü bir arada.
    Böylesi daha güzel olmuş..

    Gümrükte araçlar sıra olmuşlardı. Ortalarda gezen memur beni öne aldı. Sıra bekletmedi..
    Nedenini bilmiyorum..

    Kafamda bazı ihtimalleri sıralandı 1- Yaşlı olmam 2- Motosikletli olmam
    3- Hem yaşlı, hem motosikletli olmam..

    Karadağ'a geçtim.. Yollar yine köy yolu.. Köy yolu bile denemez.. Şaşkınım..
    Avrupa'dayım, yıl 2019, duruma bak.. Bizim memleketin, yollar konusunda hakkını yememek lazım..

    Karadağ'da da kuzeye doğru yollar daha iyi..

    Giderken yol kenarında “Camping” diye bir kamp yeri tabelası gördüm.. ..Hemen girdim..

    Daha önce kamp yeri aramaktan bıkmış biri olarak bu bana çok rahat geldi..

    Etraf yerleşim yeri.. Budva denilen şehre yakın bir yerde..

    Kamp fena değil ama duşlar ve tuvaletler perişan vaziyette. Çok eski ve bakımsız..

    Akşam üzeri yürüyerek şehri dolaşmaya çıktım..

    Bir emlakçı gördüm. Camında Türkçe afişler ve yazılar var.. Merak ettim .. Tam ofisi
    kapatıyorlarken yakaladım.. Tekrar ofisi açtılar.. Emlakçılar sahiden de Türk..

    Tanıştık.. Bana biraz Karadağ'daki emlak piyasasını anlattılar.. Başka Türk emlakçılar da
    varmış. Türkiye'den çok rağbet olduğu için burayı açtıklarını söylediler..

    Tuhaf... Bizde acaip bir şeyler mi oluyor..?

    Budva bir sahil şehri.. Bizim Marmaris gibi bir koyda yer alıyor.. Koyun bitiminde eski
    tarihi kasaba var. Çok güzel... Gerisi mantar. Beş para etmez.

    Turizmin istilasına uğrayan zavallı yerlerden hiç bir farkı yok..

    Böyle bir yere gelmişken iyi bir restoranda akşam yemeği yiyeyim dedim. Kendime
    bakacağım.. Söz verdim...

    Bir hotelin altında güzel bir restoran gördüm, girdim..

    Garson menüyü getirdi... Baktım.......baktım.. Sonra “Şu ön masadaki beyefendinin
    yediğinden getir” dedim.. Onun tabağındaki yemek gözüme güzel güründü..

    Ne olduğunu bile bilmeden yedim, kalktım..

    Halbuki içeri girerken bayağı kararlıydım..

    Önce aperatiflerle başlayıp, sonra çorba, ara sıcaklar, ana yemek ve sonra da
    tatlı yeyip üstüne bir de kahve içecektim.

    Benden bu kadar. Ben adam olmam...
    biseduda, Bilinmez, ufoz ve 1 diğerleri bunu beğendiler..

  7. #27
    arndiol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    17 Nisan 2018
    Ekşisözlük edebiyat dili kullanmıssın; bende genelde öyle yapıyorum ama baskasından duyunca itici oluyormuş

    Sakın yanlıs anlamayın; güzel bir gezi. Cogu insanın hayali.

    Tekeriniz düz bassın.

  8. #28
    Vista86 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Tracer 700
    Alıntı arndiol adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Ekşisözlük edebiyat dili kullanmıssın; bende genelde öyle yapıyorum ama baskasından duyunca itici oluyormuş

    Sakın yanlıs anlamayın; güzel bir gezi. Cogu insanın hayali.

    Tekeriniz düz bassın.
    Eleştirinizi dikkate alacağım. Sağ olun..

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 19:37 ---------- bir önceki mesaj zamanı 12:56 ----------

    12. GÜN

    Kotor, Makas, Erdoğan;

    Sabah ereken kalktım.Hemen ilerimde duran çeşmeden hortumla motosikleti
    yıkadım..Zinciri akşamdan yağlamıştım..

    Toparlandım, erkenden yola çıktım..Bu gün Mostar'a kadar gitmeyi düşünüyorum..
    Yol uzun ve arada uğramak istediğim yerler var.. Akşama ne halde olurum, bilmiyorum..

    Yola çıktım.. Giderken Kotor şehrine uğradım.. Dünkü emlakçılar görmemi tavsiye etmişlerdi.

    Şehir denizden içeri girmiş derin bir koyda yer alıyor.. Bü küçücük koya da koca
    gemiler girmiş.. Meydanın arkasında eski şehir başlıyor.. Surlardaki kapıdan
    girince, içeride Eski kasabayı çok beğendim...

    Kotor'un sokaklarında dolaşmaya başladım. Sabah erken, hayat daha yeni başlıyor...

    Ara sokaklardan birinde kafe pastane gördüm.. Her şey yeni pişmiş.. Kapının önündeki
    küçük masaya oturup börekle kahvaltı yaptım..

    Bir sokakta gördüğüm tuhafiye mağazasına girdim.. Küçük bir makasa ihtiyacım
    vardı.. Yaşlı bir teyze bakıyor.. İngilizce “ scissors” dedim, anlamadı. Elimle de işaret ederek
    anlattım, olmadı..

    Sonunda Teyze bana “Makas” demez mi.. Oralarda da makasa bizim gibi makas diyorlar.. Çok şaşırdım..
    Boşuna uğraşmışım, “makas” desem yetecekmiş..

    Bu şehri detaylı olarak gezmek çok isterdim ama bu gün Bosna-Hersek'e
    gideceğim.. Yoksa bu yol bu yaz bitmez..

    Bu esrarengiz şehri arkada bırakıp tekrar yola koyuldum..

    Hudut kapısına geldim..Dağ başında..

    Bosnalı gümrük polisi pasaportumu görünce “Aaa Türk.!” Dedi.. Elimi sıktı.. “Hoş geldiniz.” dedi.
    Cam kabin olmasa sarılacağız..

    Diğer kabindeki memur da geldi.. O da aynı..

    Tamam; Bosnalıların bize yakın olduklarını biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum..

    Biraz sohbet ettik.. Bana Erdoğan'ı sordular..

    “Siyasetle ilgilenmiyorum.. En son ne zaman oy kullandığımı hatırlamıyorum.."
    "Erdoğan'ı da pek tasvip etmiyorum..” Dedim.

    Memur bana; “ Sakın Bosna Hersek'te “Erdoğanı sevmiyorum” deme. Burada onun
    çok hayranı var..” dedi..

    Tamam, demem.. Başıma iş mi alacağım..

    Ve işte Bosna Hersek'teyim..
    ufoz ve espresso bunu beğendiler.

  9. #29
    kurubuzz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    02 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul bagcilar
    Motosikleti
    Bajaj discovery
    Vayyy yavrum reise bak namı nerelere gitmiş 😊

  10. #30
    ufoz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Mart 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Xpulse 200t
    Akşam zincir yağlanmış, sabahta hortumla motor yıkanmış.

    Güme gitti akşamki yağlama

  11. #31
    arndiol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    17 Nisan 2018
    Bosna hersek e dikkat et.
    Hayatımda böyle aç gözlü insan toplulugu görmedim. Özellıkle saraybosna yavru Türkiye modunda olsa bile mekanlar hesap geçirmek, görevliler ceza yazmak için ugrasıyor.

  12. #32
    Vista86 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Tracer 700
    13. GÜN

    Mirza;

    Mostar'a giden yollar çok dağlık ve virajlı.. Bu nedenle herhalde yollarda çok
    motosikletli var..
    Hemen hemen hepsi de selam veriyor..Ben de karşılık veriyorum..

    Sonradan dikkatimi çekti, sadece tam güvenli giyinmiş olanlara selam veriyorlar..
    Öyle tişörtle, şortla sürenlere kimse selam vermiyor.. Hele kask takmayanları adam
    yerine koymuyorlar..

    Benzincide karşılaştığım bir guruptan (Alman) öğrendiğime göre bu “Ride Safety” selamıymış..

    Yollarda o kadar çok viraj döndüm ki, viraj meraklısı olmayan ben “viraj kurdu” oldum. Viraj
    hızım ikiye katlandı..

    Mostar'a yakın bir kamp yeri buldum..Nehir kıyısında, çok güzel bir yer.. Kamp
    bomboş.. Benden başka kimse yok..

    Kampın sahibi müslüman bir Bosnalı. Adı Mirza ..Türkçe hiç bilmiyor.. Karısı ve
    çocuğu da kampta kalıyor.. Bana kahve yaptılar, birlikte içtik..

    Nehirin güzelliğine doyamadım.. Bu kadar geniş, berrak suyu olan ve güçlü akan
    bir nehir görmemiştim..

    Akşama doğru iki tane komşum oldu. Biri Alman, diğeri Fransız.. Karavanla geziyorlar.. Bu
    kadar boş yerde Fransız karavanı dibime çekti.. Bir de “rahatsız etmiyorum di mi?” demez mi..
    Pes doğrusu..

    Akşam üzeri nehir boyunca yukarı doğru yürüdüm.. Dağlara kadar.. Yukarıda nehir daha da
    hızlı akıyor.. Bu nehire vuruldum..

    Sabah geç uyandım. Biraz uyumuşum. Kahvaltı hazırlığına başladım..

    Kamp sahibi Mirza beni çağırdı.. Karısı kahvaltı hazırlamış, “Gel birlikte yiyelim” dedi..
    Böyle durumlara pek razı olmam ama kıramadım, gittim..

    Uzun ve bol sohbetli bir kahvaltıdan sonra artık yola çıkmam lazım.. Çünkü daha Mostar'ı
    gezeceğim ve sonra yola devam edeceğim..

    Ama öyle olmadı.. Mirza beni kasabaya götürmek istedi.. Orada arkadaşları varmış. Onlarla
    tanıştırmak istiyor..

    “Acelem var, gitmem lazım” dedim, fakat “20 dakikada geliriz”dedi..

    İnsanları kıramıyorum..

    Arabasına bindik, kasabaya doğru yola çıktık..
    Kasaba, Osmanlıların önemsediği stratejik bir yer olmalı ki, tepeye bir kale yapmışlar..
    Etrafta Osmanlıların etkisi hissediliyor..

    Camiye büyük bir bez afiş asılmış.. Üzerinde “Bayramınız mübarek olsun” yazıyor. Türkçe olarak..
    Şaşırdım.. Mirza'ya ;
    “Türkçe bilmiyoruz diyorsunuz, ama bez afişte Türkçe yazıyor.” dedim
    Mirza; “ O dini yazı.” dedi .. Sonra ”Orada ne yazıyor?” diye bana sordu. Daha pankarta
    ne yazdığını da bilmiyor.

    Bu bana biraz Arapça meselesini düşündürttü..

    (Not: Sonra devam ederim)
    ufoz ve espresso bunu beğendiler.

  13. #33

    Üyelik
    07 Ekim 2007
    Alıntı arndiol adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Bosna hersek e dikkat et.
    Hayatımda böyle aç gözlü insan toplulugu görmedim. Özellıkle saraybosna yavru Türkiye modunda olsa bile mekanlar hesap geçirmek, görevliler ceza yazmak için ugrasıyor.
    Ayıp, Allah'tan Türkiye dört dörtlük bir yer de biz de başka toplulukların hakkında böyle iğrenç ithamlarda bulunabiliriz.

    İstanbul taksicilerin ve "esnafların" namı bütün dünyaya yayılmışken böyle konuşmak trajikomiktir.

  14. #34
    Vista86 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Tracer 700
    Doğudan At Üstünde Gelen Adam ;

    Kasabanın Meydanında bir kafeteryaya girdik. Bahçesindeki masada kadın erkek
    karışık altı kişi oturuyor... Yaş ortalamaları 50 nin üstünde. Mirza'nın arkadaşları..

    Mirza beni tek tek tanıştırdı..Gurup pek öyle köylü falan sayılmaz. İçlerinde yüksek
    tahsilli olanları var.. Bir kaçı İngilizce biliyor ve bilmeyenlere de tercümanlık yapıyorlar..

    Bana anlatıyorlar;
    Kasabaya 1993 teki Bosna Hersek- Sırbistan savaşından sonra hıristiyanlar
    yerleştirilmiş.. Yerleşen hıristiyanlar bir de kilise yapılmış.

    Arada bana sorular da soruyorlar.. Ordan burdan konuşuyoruz.

    İçlerinden yüksek okulda ders veren bilgili biri, enteresan bir konuya girdi.

    Bu kasabada bir kitabe gömülüymüş.. Bu kitabe bulunursa kasaba büyük bir önem
    kazanacakmış.

    Bunu da, doğudan at üstünde tek başına gelen bir adam bulacakmış..

    Bana bakmaya başladılar..

    “N'oluyoruz” dedim. “O ben değilim. Sonra ben at üstünde değil, motosikletle geldim.”

    Bunu söyleyen hoca da bana ;

    “Motosiklte te at sayılır.” Demez mi? Güleyim mi, ağlayayım mı şaşırdım..
    İnanamıyorum..

    Hoca bir de, bu iddiayı destekleyici internette bazı kaynaklar gösteriyor..

    “Mirza'ya artık benim gitmem gerek, kalkalım” dedim.. Kalktık.

    Mirza bir de beni kaleye çıkarmak istedi ama “Olmaz” dedim. “Bu kadar yeter.”

    Kampa döndük. Hazırlandım, vedalaştık ve ayrıldım..

    Doğudan at (motosiklet) üstünde gelen adam yoluna devam etti..
    Osm@n ve espresso bunu beğendiler.

  15. #35
    kurubuzz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    02 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul bagcilar
    Motosikleti
    Bajaj discovery
    Abi ben gidiyorum oraya 🐴 ile beni reisleri yapsınlar 🤣

  16. #36
    Vista86 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Tracer 700
    Yanlış Gümrük;

    Mostar'a geldiğimde vakit öğleni geçti.. Bugün kü program akşama kadar
    yetişmez ama neyse. Yola geç çıkmanın sonuçları..

    Navigasyon ile tarihi köprüyü ve çevresini hemen buldum.. Köprünün üstünden biraz
    etrafı seyrettim.. Buradan akan nehir de çok büyük. Türkiye'de böyle nehirler yok..

    Bir kafeye girip kahve ile birlikte bir şeyler atıştırdım.. Sonra etrafı gezdim.. Hiç
    fotoğraf çekmedim.. Mostar'ın internette çok fotoğrafı var.. Beğendiğim birini alır bakarım.

    Fazla gecikmeden motosikletin yanına döndüm.. Bütün eşyalarım motosikletin
    üstünde, çantalarda. Çantaların hepsi seyyar. Sök, götür.. Hırsızlık olabilir diye korktum.

    Sonuç; Burası bana aşırı turistik oluşundan dolayı itici geldi.. Her yer hediyelik
    eşya dükkanı.. Bu ne yaa ..!

    Turistik olan her şeyden nefret ediyorum.. Yani birileri görsün, gezsin, eğlensin diye bir
    yerin doğal yaşamı yok ediliyor. Onun yerine yapmacık bir dünya kuruluyor..

    Mostar'dan çıkıp Hırvatistan'a geçmek için yola koyuldum.. Navigasyon ile hudut kapısını
    bulmak için epey bir yol aldım.

    Küçük, ıssız ve tenha bir yoldan gidiyorum.. Nihayet hudut kapısına geldim.. Küçük bir kabin
    ve bir yol kesici var. Başka bir şey yok..

    “Burada bir tuhaflık var” dedim..

    Gümrük kulübesinde iki genç bayan memur duruyor.

    Bana” Nerden geldiğimi sordu.” “Türkiye” deyince, “Buradan geçemezsin Amca” dediler, “Burası
    sadece bu çevrede oturanlara günübirlik hizmet için var. “

    “Sen otoyoldaki büyük kapıdan Hırvatistan'a giriş yapmalısın.. Yoksa cezalı duruma düşersin” Dediler..

    Haydaaa !

    Hava kararıyor.. Bu kadar yol geldim.. Şimdi bir de geri mi döneceğim ?

    Geri döndüm.. Zaten bugün çok vakit kaybetmiştim, bir de bu eklendi. Tam oldu..

    Akşam oldu.. Tek tük evlerin olduğu küçük bir semte geldim.. Köşede bahçeli bir kafe vardı..
    İçeri girdim.. Hem bir kahve içeyim, hem de yakınlarda bir kamping var mı diye sorayım dedim..

    Kafeye bakan adam az ilerde bir kamp yeri var demez mi.. Hemen çıkıp gittim..

    Kamp yeri deninilen bir evin bahçesi gibi bir yer.. Girişinde yağlı boya ile yazılmış
    gelişi güzel bir “Camping” tabelası var.

    Sahibi yandaki ev olmalı deyip zile bastım.. Şortlu, tişörtlü genç biri kapıyı araladı.. Dışarı
    bile çıkmadı...

    “Burası kamping mi?” dedim.
    “Evet” dedi.
    “ Kaç Euro “
    “ Beş “
    “Tamam “ dedim.. Beş euro verdim. Bir daha da genci hiç görmedim..

    Bahçeye çadırımı kurdum.. Tahtadan yapılmış bir tuvalet yeri ve bir duş var. Tam
    kovboy işi..

    Bir konserve daha açıp akşam yemeğimi yedim.

    Hırvatistan yarına kaldı..

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 19:40 ---------- bir önceki mesaj zamanı 09:17 ----------

    14.GÜN

    Keşke Uğramasaydım;

    Sabah üstü açık tahta banyoda duş aldım. Tası tarağı topladım, yola çıktım. Çok
    güzel bir hava var.. İyi dinlenmişim.

    Akşam bana kampingi tarif eden abinin kahvesinin önünden geçerken kahvenin açık
    olduğunu gördüm.. Durdum..

    Kahveyi sabah sabah açmış..

    Bahçesi güzel. Kahvaltıyı burada yapabilirim.

    Motosikleti kenara çekip indim..

    Kahveci çok güleryüzlü ve alçak gönüllü biri. Az ilerideki fırından kruvasan
    getirtti, kahveyle birlikte yedim..

    “Akşam çok yorgundun. İyi uyudun mu? “ Dedi..

    “Evet, dedim. Bir sorun yok. Teşekkür ederim”

    Yanımdaki masada birkaç yaşlı oturuyor.. Onlarında uykusu kaçmış sabah sabah
    buraya gelmişler..

    Yaşlılardan biri “Türk ?” diye sordu.. “Yes.. Türk.” dedim..

    “Osmanli big, strong. Turkiya ehh..” falan dedi. Böyle şeyler konuşuyoruz..

    Dipteki masada tek başına oturan, orta yaşlı biri de bizi dinliyor..

    Bir anda lafa karıştı.. Ayağa kalkıp, öfkeli bir sesle, İngilizce;

    “Biz, Avrupa'nın ortasında Müslüman olmanın acılarını çok çektik ve
    çekiyoruz.. Bunun sebebi de sizsiniz.. Bizi siz Müslüman yaptınız..

    Onun için burada olanlara müdahale etmek zorundaydınız. Size neye mal
    olursa olsun.. Tıpkı Suriye gibi. Ama yapmadınız. Bugün Hristiyan olsaydık
    Avrupa birliğine bile girmiştik..” Dedi ve oturdu..

    Hiçbir şey diyemedim...dondum kaldım.. lokmam boğazıma takıldı..

    Böyle bir şeyi daha önce hiç düşünmemiştim.. Hazır cevap biri de
    değilim.. Zaten haklı çıkmak hiç bir şeyi değiştirmez.. Sadece;

    “Maalesef yaşananlar çok üzücü... keşke olmasaydı..” dedim

    Bir sigara yaktı.. “Boş ver bu boş lafları” der gibi bir el işareti yaptı..

    Tarihin bu ağır yükü altında ezildim.. Sabah sabah allak bullak
    oldum.. Hesabı ödedim, çıktım..

    Bütün yol boyunca;
    “Keşke uğramasaydım.. Keşke uğramasaydım..” Dedim durdum..

    Bir süre sonra hudut kapısı da göründü...
    espresso bunu beğendi.

  17. #37
    E.Yzr - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    25 Şubat 2018
    Şehir
    Muğla
    Motosikleti
    R25 Abs, CRF 250L
    Boşver takma o densizin dediğine. Sen gezmene keyfine bak

  18. #38
    Vista86 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Tracer 700
    Milli Park;

    Hudut kapısı bağayı geniş ve kapsamlı. Tabii tekrar şengen ülkelerine giriş
    yapıyoruz..

    Kabindeki memur kız “ Nereye gidiyorsun?” Diye sordu..

    “Kuzeye “ Dedim..

    “Kuzeye nereye ?” Diye sesini yükseltti..

    Görevlilerle hiç tartışmam. Çünkü zararlı çıkan biz oluruz.. Bunun
    farkındayım. Ama bu sabah yaşadığım olay beni bira öfkelendirmiş olmalı ki;

    “Kuzeye, Hırvatistan, Slovenya, Avusturya, İsviçre” diye saymaya başladım..

    “Okey, okey.. stop.. stop.. “ Dedi ,

    “ I don't stop...! France, Belgium ..” derken pasaportumu damgalayıp verdi..

    Hudut kapısı doğrudan otobana bağlı.. Bir anda kendimi otobanda buldum.. Halbuki
    otobanları tercih etmiyorum.. Motosiket için ve geziyor olmak için hiç enteresan
    değiller.. Sıkıcı bir sürekliliği var..

    Fakat otobanın kalitesi çok mükemmeldi.. 120 km. hızla bastım gidiyorum. Bu akşam
    Siberik taraflarında bir yerde kalmayı planlıyorum.. Bu benim için yeterli bir mesafe..

    Sibernik'te bulduğum kamp yeri Kirka denen bir yerde... Kamp yeri bir hotele ait.
    İlginç bir durum..

    Hotelin karşısında ki meydan epey hareketli.. Bir çok araç park etmiş.. Gelenler, gidenler...
    Bu dağ başında tuhaf buldum..
    Hotelin resepsiyonundaki kıza sordum.. “Burada bir şey mi var? Bir etkinlik falan gibi..”

    Kız şaşırdı; “ Burası milli park.. Herkes burayı ziyarete geliyor. Siz de onun için gelmediniz mi?” Dedi..

    “Yoo.. dedim. Milli parktan haberim yok.. Buradan geçiyordum, sadece bu akşam kampingte kalmak için geldim..

    Kız inanamadı.. “Nasıl olur ? Nasıl bilmezsiniz ? Çok meşhurdur. “ dedi.

    “Neyse ben kampta kalıp, sabah yola gideceğim.” Dedim..

    Görevli kız:
    “İnanamıyorum dedi.. Buraya kadar gelip parkı görmeden giden tek kişi siz
    olursunuz.. Sakın milli parkı gezmeden gitmeyin.. Hotel olarak size yüzde 20
    indirim de yaparız. “ dedi.

    Yarın milli parkı gezmem için bir bilet verdi..

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 19:57 ---------- bir önceki mesaj zamanı 09:02 ----------

    .................................................. .................................................. .

    15. GÜN

    YILANLAR;

    Artık kamplara alıştım. Duşlar, tuvaletler, ağaç gölgeleri, kampta diğer
    kalanlar..vesaire..

    Karşımda kızıyla birlikte bir Alman var. Kirka'yı görmek için Almanya'dan karavan
    ile gelmiş.. Tam bir motosiklet meraklısı.. Sık sık gelip, beş para etmez motosikletime
    bakıyor..

    Kampın içi müsait.. “Al, bin, dene ..” diyorum..” Kabul etmiyor.. Artık beni bıraksa
    da biraz kitap okusam..

    Yanımda Elon Musk'ı anlatan kalın bir kitap var.. Çanta da çok yer kaplıyor.. Her gün
    biraz okuyorum..

    Bir daha uzun yola çıkarsam Kindle alacağım. Az yer kaplar.. Hem içinde çok kitap var..

    Sabah, milli parkı gezmeye gittim.. Gerçekten güzel.. Sular, şelaleler..
    Her taraftan sular akıyor.. İçinde tahtadan yürüyüş yolları yapmışlar.. Cennet
    tasvirine çok yakın bir yer..
    Değirmen ve Avrupa'da ilk elektrik üreten tesiste çok ilginç..

    Suyun gücünü hissettim.

    Geri döndüğümde, vakit yine öğlen oldu.. Bu saatten sonra yola çıkacağım..

    Motosikleti yüklemek çok zamanımı alıyor.. Her gün yükle boşalt asker gibi oldum..
    Alıştım.

    Otobandan gitmek istemediğim için köy yollarına saptım. Bu navigasyona ne oldu.. Yolları
    şaşırıyor.. Birkaç kere yanlış yoldan geri döndüm..

    Bir de arada bir telefon sıcaktan kendini kapatıyor.. Dağların başında bekle bakalım..

    Buralarda çok yılan var.. Yollarda karşıdan karşıya geçiyorlar.. Bir sürü ölüsüne
    rastladım.. Ben geçerken iki tane birden önümden geçtiler, ezmemek için zor manevra yaptım..

    Bir de çalıların olduğu bu arazilerde ne kadar yılan vardır, düşünemiyorum..

    Ve gittiğim yol bir feribot iskelesine çıktı.. Buradan karşıya feritbotla geçecekmişiz.. Benden
    başka feribotu bekleyen bir sürü motosikletli var..

    En küçük cc. benimkisi..
    ufoz bunu beğendi.

  19. #39

    Üyelik
    15 Aralık 2014
    Şehir
    Isparta
    Motosikleti
    Yeşil Kubazaki CR1
    Beş para etmez demeyeydiniz iyiyidi Onca yolun hatırı var; alınır yoksa

    (eski bir bn 251 benellici olarak yazmadan geçemedim )

    İlgiyle, keyifle okuyoruz. Yalnız, sanki aceleye geliyor gibi... hızlıca anlatılıyormuş gibi... eminim onca detay vardır daha yollarda ... günlüklerden hatırlıyoruz gözlem gücünüzü ... Belki seyahati genel hatlarıyla anlatıp, sonra ayrıntılı anlatırsınız... size kalmış ...

    Biz okuyucularınız, her türlü okuruz
    espresso bunu beğendi.

  20. #40
    espresso - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    07 Kasım 2016
    Şehir
    Trakya
    Motosikleti
    Suzuki Vstrom DL650 XT
    Evet, bence de aceleye getirmeyin.
    Tabi ki nasıl yazacağınızı söylemek ne haddime ama detaylı detaylı yazsanız daha keyif alırız.


    REKLAM ALANI
2. sayfa BirinciBirinci 123 SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)