17 Mayıs 2009 / Antalya
Antalya'da havalar artık yaz kıvamında.
Biz 12 endurocu, bu pazar, Bey Dağları'nın yüksek kesimlerinde serin hava peşine düştük .
Bizimle birlikte ilk kez geziye çıkan 3 yeni arkadaşımız var. Bunların ikisi sıfır km Kanuni 250 ile arazinin tadına bakacaklar.
Saklıkent'e kadar asfalt yol izledik ki yaylada daha fazla kalalım.
Saklıkent'i ve Bakırtepe'yi ardımızda bıraktık.
Yukarıda, Bakırtepe zirvesinde Tübitak Gözlemevi görünüyor.
Küçük bir moladan sonra İmecik Köyü'ne doğru yola çıktık.
Aramız yeni katılan arkadaşlardan biri virajı alamayıp yoldan çıkıyor.
Kestirmeden tırmanarak çıkanlardan ikisi yola varmadan pes ediyorlar.
Çünkü yolun alt tarafında zemin oldukça kötü.
Biraz yardımla onlarda yola ulaşıyorlar.
Daha sonra uzun bir inişle İmecik Köyü girişine varıyoruz.
Arkamızdaki dağları aşınca Elmalı'ya gidilebilir ama biz soldaki yoldan 20km ilerideki Çakmak Yaylası'na ulaşmak istiyoruz.
Yolumuzun üzerinde çok güzel havzalar var.
Çakmak Yaylası'nın sonu.
Devam etsek nereye gideriz?
Bir başka çeşme ile yol bitiyor.
Burada biraz dinlenirken İbrahim ve Davut keşif gezisine çıkıyorlar.
Bir yerden sonra, yanımızdaki yeni arkadaşları da düşünerek, buradan ötesine gidemiyeceğimize karar verip dönüyorlar.
Başka bir yol denemeye karar veriliyor.
Biz İbrahim'le önden giderken o birden duruyor ve burayı gösterek; "İşte o yoldan gideceğiz." diyor.
Gösterdiği yerde yol filan göremeyince "Bu İbo yine kayalarda macera arıyor" diye düşünüyorum.
Nitekim bir yere kadar tırmanıyor ve kalıyor.
Tamamen yanlış anlamışım, birazdan Şeref Usta'da onun arkasından gidince şaka yapmadıklarını anlıyorum.
Biz de birer birer arkalarından tırmanmaya başlıyoruz.
Bir süre sonra patika kendini belli etmeye başlıyor.
Önden gidenler zirvede bekliyorlar.
Az da olsa kara ulaşmak sevindiriyor bizleri..!
"Keşke yanımızda pekmez getirseymişiz."
Bu serin moladan sonra hepimizi terletecek bir iniş başlıyor.
Zorlu bir engeli daha aşmanın keyfini çıkarıyoruz bu molada.
Yemek için Söğütcuması'na gitmeye karar veriyoruz.
Yolları şaşırıp birkaç yanlış yoldan sonra doğrusunu buluyoruz.
O yanlış yollar başlamadan önce...
Sonunda "tahinli piyaz" zamanı.
Söğütcuması'nda bulduğumuz 4 lt benzini aramızda paylaşıyoruz.
Aramıza yeni katılan 2 Kanuni motor kullanıcısı ve Yılmaz buradan Antalya'ya dönüyorlar.
Biz de kalan benzinimize göre orman parkuru belirleyip, Gür Ormanı'nın keyfini çıkarak geziye devam ediyoruz.
Bir köyün içinden geçerken su molası verdiğimiz yerde de 3 lt benzin buluyoruz.
Kendi benzin zulasını bize veren "BP Dede"ye teşekkürler.
Bu kez hava kararmadan biraz önce evlerimize varıyoruz.
Herkese en az bunun kadar keyifli geziler diliyoruz.