Motosiklette Marka

[Suiza Karol]

Motosiklet bir çoğumuz için, ulaşım aracı olmanın ötesinde hobi ve içsel zenginliğimizi yansıtan bir argumandır da. Çok yeni ve/veya büyük hacimli olması gerekmese de tanınmış bir markanın ürünü olması şart bence. Bildiğimiz hangi marka, her birinin kendine ait bir hikayesi olsa da, geçmiş uzun yıllardan günümüze ulaşan bir kültürün hatta kült’ün içinde yer almaz ki…

Tanınmış markaların hemen hepsine ait birer görüntü, bir ses, film ya da fotoroman karesi vardır hafızalarımızda. 1969 yapımı Easy Rider’da Harley Davidson'lı sahneler ya da 2012'de çekilen Skyfall’da Honda 250R'li sahneler seyredenlerin hafızalarından kolay kolay silinmez diye düşünüyorum. Marka konusu Avrupa ülkelerinde de genelde böyle ele alınıyor olmalı ki, bizdekine göre çok büyük olan ikinci el motosiklet pazarı hareketli. Eski model Vespa'lar, Lambretta’lar, başta Triumph olmak üzere Ducati ve Japon markalar çok kolay el değiştiriyor, Harley’leri anlatmaya zaten gerek yok, bunda her bir markanın farklı ama kaliteli karaktere sahip olmasının rolü büyük. Bizzat kullanıcıların motordan çok iyi anlamaları ve paranın satın alabileceği en iyi değerin nasıl olması gerektiğini bilmeleri de ayrıca rol oynuyor. Buna bağlı olarak yabancı motosiklet forumlarında, bizdeki forumlardan farklı olarak "sensör arızaları ve nedenleri" ya da "hangi marka filtre motor çalışmasına nasıl etki eder" gibi spesifik konuların daha yoğun olarak tartışıldığını görüyoruz.

Motosiklet gerçekten bıçak sırtı bir araç. Markasız bir motosiklet kullanmak, var olan saygınlığınızı yerlere düşürürken kaliteli bir motosiklet yeni olmasa da prestijinize prestij katar, bazen öyle bir ortam olur ki; yüz bin dolarlık otomobille sağlayamayacağınız prestiji, o otomobilin onda biri fiyatına hatta bazen daha da az bir parayla satın alacağınız motosikletle sağlarsınız.

Motosiklet yeni olmak zorunda değildir, ama soylu olmak zorundadır, iyi bir soydan gelmelidir, markalar bu yüzden çok önemlidir, marka merakı kötü birşey değildir, bu sözüm; motosikleti basit bir ulaşım aracı olarak değil, hayat tarzı olarak görenler içindir.

Suiza Karol

[Thracian]

Aslında güzel yazı katılmamak elde değil.Ama Türkiye şartları malum,haraç gibi vergiler,aç gözlü distribitörler,zevksiz biniciler,dünyanın en pahalı benzini vb.. mecburen insanları kolay satabilecekleri,yedek parçası ucuz,az sorun çıkartan,ucuz motosikletleri almaya itiyor.Hatta şöyle diyebiliriz ki Çin motosikletleri olmasaydı bu ülkede milyonlarca insan hiç bir zaman motosiklet yüzü göremeyecekti.

[fatih.]

Burası kan götürür
Demedi demeyin

[c4gin]

Marka konularında değer yargıları Avrupa ülkeleriyle ile Türkiye arasında çok farklı. Avrupalılar zengin biz fakiriz. Kişi başına düşen yıllık milli gelir Avrupanını 5te biri olduğu sürece çinliden ötesi bize haram.
Türkiyenin Hindistandan veya Pakistandan bir faklı olmadığı için marka motor alıp yıllandırarak zevkle binme olayı olmuyor çünkü marka motorların parçaları da çok pahalı hatta pahalı olmasının ötesinde Türkiyede zaten bulunmuyor.

Örneğin BMW R65 aldım derleyip toparlayıp bineyim deseniz hangi parçasını nerede bulucaksınız. Avrupa ülkelerinde durum böyle değil Cek cumhuriyetinde oturuyor olsanız zaten komşunuz Almanya yapımı bu motorun parçalarına Avrupa Birliği dolayısıyla günübirlik tek trenle gidip alıp gelip akşamına garajınızda takabilirsiniz ama Türkiye bu konulardan çok uzaklarda ve gerilerde maalesef..

[Levent]

Aslında bu hayatın her evresinde geçerli bir yaklasim, hatta bir deyimi bile var, ucuz mal alacak kadar zengin değilim gibi. Şimdi marka konuşulduğunda iş ekonomik durumlara giriyor. Herkesin ekonomisi iyi bir motosiklet için yetmiyor gibi gözüküyor. Fakat aslına bakılırsa durum tamda böyle değil. Yani en azından bakış açım bu şekilde.. Türkiye'de motosiklet konusunda genelimizde kaliteli motosiklet sahibi olmaktan ziyade gönlümüzden geçen motosiklete sahip olma arzusu veya olmuyorsa illaki gönlümüzden geçenin replikası tarzında bir yaklasım gözlemliyorum. Bu ne kadar doğru, yoruma çok açık, ben şahsen, gönlümdekine ulaşamıyorsam bütçem dahilinde alternatifler içerisinde her zaman alabileceğim en iyisini almaya özen gösteren birisiyim, örnek verecek olursak 7 bin bütçem var, ve CBR 250 almak istiyorum, CBR 250 bugün atıyorum 15 bin tl.. Ben cbr 250 alamıyorsam 125 'ini alırım, veya gider 7 binlik kaliteli bir motosiklet alırım, bunun yerine gidip Hyosung GT 250 R almam, sadece görünüşü benim gönlümdeki motosiklete benziyor diye.. CBF 150 bile alabilirim. Ama gerçekten motosiklet niteliği taşıyan bir motosiklet olur bu.. Ama bizim ülkemizde malesef işler pek böyle gitmiyor, şimdi lütfen hyosung'a binen arkadaşlar alınganlık etmesin, neden hyosunga biniyorsunuz değil burada ki konu. Ama motosiklet gerçekten bıçak sırtı bir alet.. Ve güvenebileceğiniz bir seçim yapmak her zaman sizi güvenli bir şekilde bir adım daha ileri taşımak için önemlidir. Bütçe konusuna gelince, kimse kusura bakmasın, iyi kötü motosiklete binen bir insan kaliteli bir motosiklete de zor şartlarına rağmen erişebilir. Ama biz hazırcı milletiz, asla bir işle uğraşmak istemeyiz, aldığımız motosiklet mağazadan çıkmalı ve ilk biz sürmeliyiz. Genelde böyledir, katılıyorum eğer şartlar müsait ise, böyle de olmalı ama şartlar müsait değilse bunları zorlamadan kem küm etmeyi de doğru bulmuyorum. Günümüz şartlarında elini taşın altına sokan ve birşeylere emeği ile sahip olmayı hedefleyen herkes hedefine ulaşabilir diye düşünüyorum. Burada önemli olan istikrar.. Bu gün şartlarında vergiler,yönetim şekli oldukça sıkıntılı gibi gözükse de, eskisi kadar zor bir yaşam yok, cünkü teknoloji çok gelişti, imkanlar cok farklılaştı, en önemlisi erişilebilirlik çok ama çok arttı.. Bu gün 1990 yılına bakacak olursak, arabası olan Zengin sınıfındaydı, şimdi neredeyse herkesin arabası var.. (Oran orantı dahilinde konusuyorum) 90'lı yıllarda çevre de kaç tane Spor motosiklet görebilirdik ? Bu gün kaç tane görüyoruz? Yani demem o ki,artık dünya değişti ve herkes istediği zaman birşeyleri başarabilecek duruma geldi, yeterki siz bu durumdan yüksünmeyin, yeterki elinizi taşın altına koyun, sabredin, istikrarlı olun.. Sonucu da burada paylaşın..

Saygı sevgi..

[Suiza Karol]

Yorumda bulunan arkadaşlara teşekkürler.
Hindistan veya Çin gibi ülkelerde olduğu üzere motosiklet salt ulaşım amaçlı kullanılmıyorsa yani ekstra bir merak, sevgi var ise belirli kriterlerin üzerinde bir motosiklet bizi çok daha fazla mutlu eder, biraz eski olsa bile, yeter ki orijinal olsun…
Anlatmak istediğim buydu.
Ayrıca, motor toplamanın kendisi bile bizatihi bir keyif, yapılan harcama da zaman içine yayılırsa pek göze de görünmez.

[Levent]

Yorumda bulunan arkadaşlara teşekkürler.
Hindistan veya Çin gibi ülkelerde olduğu üzere motosiklet salt ulaşım amaçlı kullanılmıyorsa yani ekstra bir merak, sevgi var ise belirli kriterlerin üzerinde bir motosiklet bizi çok daha fazla mutlu eder, biraz eski olsa bile, yeter ki orijinal olsun…
Anlatmak istediğim buydu.
Ayrıca, motor toplamanın kendisi bile bizatihi bir keyif, yapılan harcama da zaman içine yayılırsa pek göze de görünmez.

Kesinlikle aynı fıkırdeyım.. Birşeyleri yeniden hayata geçirmenin vermiş olduğu zevk tartışılamaz.

[serkani]

Motosiklet yeni olmak zorunda değildir, ama soylu olmak zorundadır, iyi bir soydan gelmelidir, markalar bu yüzden çok önemlidir, marka merakı kötü birşey değildir, bu sözüm; motosikleti basit bir ulaşım aracı olarak değil, hayat tarzı olarak görenler içindir.

Bu cümleyi çok sevdim, bu cümleyi motosiklet pistlerinde ve (çin şemsiyesi yahut hindistan cevizi satmayan) motosiklet bayilerinin iç duvarlarına koca koca yazmalı.

Marka olmak gerçekten kolay bir iş değil. Marka olmak bir motosiklet üretmek değildir, önce bir ruh ile başlanması gerekmektedir.

Tıpkı HONDA'nın şu harika sloganı gibi; "Toplumun var olmasını istediği bir marka olmak..."


http://honda.com.tr/honda/honda-felsefesi

[@hmet42]

Bindiğim motorun markası kesinlikle benim çevremde saygınlık arttıran veya saygınlığı azaltan bir sebep değil.insan çevresinde saygın biriyse isterse at arabasına binsin yine baş üstünde tutarım.karaktersizin tekiyse de en iyi motora da binse benim gözümdeki saygınlığı bir gram bile artmaz.
bindiğim motorun markasına göre bana değer verecek, o oranda saygı gösterecek insanlarla da zaten işim olmaz.
Tabi ben kendi çevreme ve kendi kişiliğime göre bu yorumu yapıyorum.sizin çevre onu gerektiriyorsa yapacak bişey yok.marka motor alıp saygınlığınızı arttırın.

[Mengu16]

Bu cümleyi çok sevdim, bu cümleyi motosiklet pistlerinde ve (çin şemsiyesi yahut hindistan cevizi satmayan) motosiklet bayilerinin iç duvarlarına koca koca yazmalı.

Marka olmak gerçekten kolay bir iş değil. Marka olmak bir motosiklet üretmek değildir, önce bir ruh ile başlanması gerekmektedir.

Tıpkı HONDA'nın şu harika sloganı gibi; "Toplumun var olmasını istediği bir marka olmak..."


http://honda.com.tr/honda/honda-felsefesi

Honda iyi hoş da hırsızların da felsefesi Honda ise götür abi olmuş

[MELİH]

Köklü geçmişi olan markaların Türkiye ye bakış açısı nasıl peki? hangi iyi markanın Türkiye de direk satış noktası var? İyi markaların motorlu taşıt vergilerinin %40 lara dayandığı ,dünyanın en pahalı yakıtını kullandığı ,gelir adaletsizliğinin ve fakirliğin tavan yaptığı bir ülkede ürün satma beklentileri ne olabilir? makalar Türkiye ye neden yatırım yapsın? Bize biçilen kaftan belli.Ölmiyecek kadar yaşa,bu dünya bizim ,siz fakirler misafirsiniz zihniyeti.Bu zihniyette olanların cipleriyle yollarda nasıl gittikleri,kimseye aldırmadan ve geçiş hakkı vermeden ,saygısızca davranışları ortada.Parası olan zaten 6 ay Türkiye 6 ay Amerika yaşıyor.Bizim gibiler de çin motorları ile tatmin olmaya çalışıyor.yoksa Hangi motorcu BMW,Honda Yamaha yada herneyse binmek istemez.Bu tercih meselesi değil imkan meselesidir.Yoksa herkes kaliteyi bilir.Sadece fakir olduğundan alamaz.Tıpkı biz Türk motor sevdalıları gibi.Kavuşamazsın acı çekersin.20 liralıklarla idare edersin.(herkes anladı galiba)