Bu durum bu aralar yaşadığım ilçede çok oluyor. Bir gün açık olan yol ertesi gün komple kapalı belediye çalışma yapıyor.o yola bağlı yol sabah sapa sağlam iş dönüşü kepçe 3-5 metre boyunda 50-70 cm genişliğinde yol kazmış kapatmış ama yoldan geçen araçlar yüzünden 20 m asfalt toz toprak dolu. Bide açılan yerler 3 aydır kapanmamışsa ilçede asfalt niyetine bişi bulmak zor.logaritma adlı üyeden alıntı
Limit noktası konusunu çalışınız.
Kum döküntüsünü gördüğünüz gibi, viraj içinde döner dönmez önünüzde duvar gibi duran bir kamyonetle de karşılaşabilirdiniz; kaza vb. ...
Teorik olarak, motosikletinizi dik konuma getirip güvenli bir şekilde durabilecek hızda olmalısınız.
Ardını görmediğiniz viraja; yol hemen sonrasında bitecek olsa, zınk diye durabilecek hızda girmelisiniz. Durup durmamak, etrafını dolanmak, size kalmış; orası ayrı ...
Yoksa, viraja duramayacağınız hızlarda girip de önünüze kum, çakıl, kötü yol, durmuş bir araç vb. çıktığında "netciz gari?" konumuna düşmek çok akıllıca değil.
Limit noktası diye arattırın... daha detaylı olarak bu konu üzerinde ehemmiyetle çalışınız.
Hayati önemi haizdir.
Kaygan alana gelmeden önce hızın çok aşırı yüksek değilse frene basmadan sadece gazı kes ve gir , dönüşte kayma hissedersen tekrar hafif şiddette , sabit gaz vererek ve ani manevradan kaçınarak virajı tamamla ve çık.
konuya yazan arkadaşların dediklerine ilaveten , viraj içinde yolun bozuk olduğunu fark ettiğinde veya yavaşlaman gerektiğinde ARKA freni kullanarak ve gaz keserek yavaşla , sakına ön freni kullanma . arka fren ne işe yarar diyorken karşıma çıkmıştı, o günden beri virajlarda rahat ettim. altınelbiseli adamın viraj videosunda da bu arka fren mevzusu çok net açıklanmış.
Keith Code ilgili kitap ve belgeselde der ki, zemin tamamen kaygan bile olsa gazı açarak(deli gibi açarak değil yumuşakça açarak) devam etmek sizi tehlikeden kurtarır. Hatta bunu belgeselde uygulamalı gösteriyor.(Bileğin Dansı belgeseli youtube'da altyazılı mevcuttur). Yani yumuşakça gazı açmak hayat kurtarıcı olabilir hem virajda, hem kaygan zeminde.
Ben daha önceden eğitim de almış olmama rağmen, kitap ve belgeselden sonra virajlara çok daha rahat, kolay ve korkusuz girer oldum.
Viraja girmeden uygun hıza düşmek şart, zaten dıştan gireceksin, virajın içindeyken gaz kapamak fren yapmak yok, çıkana kadar hafif hafif gazı açarak devam edeceksin ve çıkacaksın. Viraj yapacam diye aslında fazlaca yatılmaması gereken virajda gereksiz yere motoru fazla yatırmayacaksın. Hızın yüksek değilse böyle bir engelle karşılaştığında motoru dikleştirip yavaşlama, hatta durma şansın bile olabilir. Viraj içindeyken bir şeylerle karşılaşma ihtimaline karşı yapabildiğince ya bir şey çıkarsa diye düşünüp kaçış noktaları olabilecek şekilde seyretmek de bir başka çözüm olabilir. Kişisel olarak viraja hiç gereksiz yüksek hızla girmiyorum, çünkü memleketin asfaltı motogp asfaltı değil neticede, hiç bir engel olmasa bile fazla hızlı ve yatarak girdiğinde bile tutunmama ihtimali olabilir yolun kalitesizliği nedeniyle.
Yaptığın şey yanlış değil esasen, aniden hız kesmeye, gaz kapamaya ya da frene kalkışmaktansa sürmeye devam etmek daha doğru sonuç vermiş zaten sen de yazmışsın.
Bu işin uzmanı olan eğitmen üyeler var onlar okursa en doğru cevapları yazacaklardır.
Arkadaşların yaşadığı tecrübelere ve sürüş eğitimi bilgilerine ek olarak ben de benzer bir tecrübemi paylaşmak isterim.
Benzer durum, 2 defa üst üste hem giderken, hem dönerken aynı gidiş gelişli virajda başıma gelmişti. İlk atlattığım tehlikeyi nasıl da unutup yine aynı duruma düşmüştüm, o çok ayrı bir konuSöz konusu durumda virajı hızlı aldığım için oldukça yatıkken yakalanmıştım. İlkinde ayak topuğumu da yere vurarak ve sabit gazda kalarak, düşmemek için kendime göre bir tutum sergilemiştim. Dönüş yoluna geçmeden önce sürüş yaptığım grupta yaşlıca bir ağabeyimizin böyle bir duruma düştüysen "debriyajı çek ve nötr kal" dediğini hatırlarım. Dönüş yolunda aynı yerde, dalgınlıkla aynı senaryoya düştüğümü ve debriyaj çekip oldukça az bir kaymayla virajı aldığımı hatırlıyorum. Çekiş kesildiği için çok gevşek zemine karşı koymuyor diye düşünüyor insan. Bu yaşadığımda debriyaj çekmenin ne derece etkili olduğunu bilemiyorum. Bir kere duyarak, o anda nasıl uyguladığımı düşününce de şaşırıyorum. Bu konuyu tecrübe etmiş, duymuş veya içgüdüsel olarak uygulamış biri varsa ve bunu paylaşırsa sevinirim. ( Bunu araştırmak gerek )
Alaylı olarak motosiklet sürmenin, bunda diretmenin bir faydası olmadığını düşünmeme rağmen hala eğitim almadım. Tez vakitte "gerçekten" eğitmen olan birinden almayı düşünüyorum. Son zamanlarda eğitmenlik, spor olsun diye yapılan bir iş olmuş durumda. Herkes eğitmen. Benim gibi birinin eğitmen olması, son derece kısa sürede oluyor etrafa bakınca.
Motosiklet sürüş kaynaklarında yazan bilgilerin yanına, değişen şartlarda, motor tipi ve sürüş tarzlarındaki yorumları ve kaideleri de eklemenin hayati olabileceğini düşünürüm. Eskiden beri virajda arka fren yokladığım için, "eğitmen" olan kişilerin beni uyardığını hatırlarım. Çok kesin konuşulmaması gereken durumlar olabiliyor. O yüzden eğitmen konusu, "motoru seviyordum, olayım dedim" konusu olmamalı gerçekten
Ve elbette virajda veya başka bir yol pozisyonunda bu durumlara düşmemeye çalışmalı ve bunun için önce kendimizi dindirmeliyiz. Eğitim de genç, kaynayan bir ruh ve güçlü makinalarla buluşunca, güveni besleyip tehlikeye sokabiliyor. Hepimiz görüyoruz iyi kötü olanları. İçimizdeki korkuyu kaybetmeden sürebiliriz inşallah hepimiz
İlgili Belgesel aşağıda. Bazı arkadaşlar bu belgeseli yarışçılar için ya da daha hızlı kullanmak için filan sanıyor sanırım, alakası yok, belgeseli izlerseniz göreceksiniz, adamın cruiserla bile nasıl viraj aldığını. Bence skutır, curieser fark etmez her motosiklet kullanıcısı tamamını izlemeli. Ben birden çok kez izledim, altyazıları çevirip paylaşanın emeğine sağlık, büyük hizmet yapmış. İzlemesi de zevkli, dramatizasyon da yapmışlar sıkıcı gelmiyor izlerken.
---------- Mesajlar birleştirildi - 16:40 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:10 ----------
Mekanı cennet olsun, Barkın da bu konuda güzel bir video çekip anlatmıştı.
"Söz konusu durumda virajı hızlı almıştım ve oldukça yatıkken yakalanmıştım." olacaktıArkadaşların yaşadığı tecrübelere ve sürüş eğitimi bilgilerine ek olarak ben de benzer bir tecrübemi paylaşmak isterim.
Benzer durum, 2 defa üst üste hem giderken, hem dönerken aynı gidiş gelişli virajda başıma gelmişti. İlk atlattığım tehlikeyi nasıl da unutup yine aynı duruma düşmüştüm, o çok ayrı bir konu
Alaylı olarak motosiklet sürmenin, bunda diretmenin bir faydası olmadığını düşünmeme rağmen hala eğitim almadım. Tez vakitte "gerçekten" eğitmen olan birinden almayı düşünüyorum. Son zamanlarda eğitmenlik, spor olsun diye yapılan bir iş olmuş durumda. Herkes eğitmen. Benim gibi birinin eğitmen olması, son derece kısa sürede oluyor etrafa bakınca.
Motosiklet sürüş kaynaklarında yazan bilgilerin yanına, değişen şartlarda, motor tipi ve sürüş tarzlarındaki yorumları ve kaideleri de eklemenin hayati olabileceğini düşünürüm. Eskiden beri virajda arka fren yokladığım için, "eğitmen" olan kişilerin beni uyardığını hatırlarım. Çok kesin konuşulmaması gereken durumlar olabiliyor. O yüzden eğitmen konusu, "motoru seviyordum, olayım dedim" konusu olmamalı gerçekten
Ve elbette virajda veya başka bir yol pozisyonunda bu durumlara düşmemeye çalışmalı ve bunun için önce kendimizi dindirmeliyiz. Eğitim de genç, kaynayan bir ruh ve güçlü makinalarla buluşunca, güveni besleyip tehlikeye sokabiliyor. Hepimiz görüyoruz iyi kötü olanları. İçimizdeki korkuyu kaybetmeden sürebiliriz inşallah hepimiz
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
