Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı

Ülke genelinde motosiklet denetimi!

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #1
    hachiko - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    13 Şubat 2017
    Şehir
    Kocaeli
    Motosikleti
    Piaggio X9 500


    Emniyet ve jandarma birimlerinden 24 bin 661 personelin katılımıyla ülke genelinde motosikletlere yönelik denetim gerçekleştirildi.

    Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, uygulamanın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun talimatı doğrultusunda ve Asayis¸ Dairesi ile Trafik Uygulama ve Denetleme Daire Bas¸kanlıklarının koordinasyonunda gerçekleştirildiği belirtildi.

    Genel asayis¸, trafik ve kamu du¨zeninin sagˆlanmasını amaçlayan uygulama, 4 bin 145 noktada sabah 08.00'de başladı. Geç saatlere kadar sürmesi planlanan uygulamaya 11 bin 211'i polis, 13 bin 450'si jandarma olmak üzere 24 bin 661 personel katılıyor.

    Kusurlu bulunan sürücülere cezai işlem uygulanıyor.

    Kaynak : Sabah
    100 tlye 1300 km yol giden Volta vs5im


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2

    Üyelik
    16 Nisan 2016
    Şehir
    Mersin
    Motosikleti
    pulsar rs 200
    Silifke gibi küçük yerde bile bugün 2 kez çevirmeye takıldım. Şehiriçi çevirme olmuyordu genelde, süreklilik sağlanırsa çok güzel olacak. Bıktım şu plakasız, çalıntı, egzozundan eşşek anırtısı çıkartan apaçilerden.

  3. #3

    Üyelik
    21 Kasım 2016
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    RS 660, Tuareg 660
    Sile icinde cevirme vardi, baya baya Sile'nin icinde carsida. dB killer'i olmayan termili bir italyani saldilar

  4. #4
    yusufkalaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    09 Nisan 2017
    Şehir
    İstanbul/Kağıthane
    Motosikleti
    YAMAHA MT 07
    Iki sene İstanbul içinde Şişli,Hasköy,Şark Kahvesi,Bademlik,Talatpaşa,Nurtepe Alibeyköy,Sütlüce plakasız ehliyetsiz ruhsatsız dolandım.
    Sadece 2 defa Motorumun rengini anons edip sağa çek dediler ben de aralardan çıkarak kurtuldum.Yaptıklarım marifet gibi anlatmak istemem ama yani motorum çalıntı olsaydı demek İstanbul içinde hayatta yakalanmayacak.

  5. #5
    ByYlmzZz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    26 Ağustos 2015
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Bir Süre Yok
    bende ehliyetsizim yandık.ruhsat plaka sigorta muayene var ama ehliyet yok işte

  6. #6

    Üyelik
    21 Aralık 2016
    Uygulama motorsiklet çalınmasını bir nepze olsun engellese iyi oldu. Çok şükür bir eksiğim yok ters bir polise gelmezsek iyidir. Uygulama başladı başlayalı trafik durdurmadı zaten polisler beni sima olarak tanıyor.

  7. #7

    Üyelik
    17 Aralık 2012
    Şehir
    Ankara
    Dün Çubuk, Çamlıdere ve Eryaman'da toplam üç kere kontrol edildik. Görevlilerden birisi çalıntı araçlarla ilgili olduğunu söyledi. 150 bin çalıntı motosikletin varlığından bahsetti.

  8. #8
    06Serhat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    18 Mayıs 2014
    Şehir
    Ankara / Çubuk
    Motosikleti
    Suzuki Gsxr 600 K4
    Alıntı zaferce adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Dün Çubuk, Çamlıdere ve Eryaman'da toplam üç kere kontrol edildik. Görevlilerden birisi çalıntı araçlarla ilgili olduğunu söyledi. 150 bin çalıntı motosikletin varlığından bahsetti.
    Bizim arkadaşlar sizleri görmüş hocam, aynı gün bi motor plakasızlıktan kontrolde ceza yiyip emniyet otoparkına çekildi.

    Bu arada yolculuk nasıl geçti, yol durumu nasıldı?

  9. #9

    Üyelik
    17 Aralık 2012
    Şehir
    Ankara
    Alıntı 06Serhat adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Bizim arkadaşlar sizleri görmüş hocam, aynı gün bi motor plakasızlıktan kontrolde ceza yiyip emniyet otoparkına çekildi.

    Bu arada yolculuk nasıl geçti, yol durumu nasıldı?
    Walla benim için güzeldi. İki gün önce Elmadağ (ilçe değil de dağ olan) yoluna gittim. Asfaltı düzgün, bol virajlı güzel bir yol olmuş.

    Dünkü sürüşte ise Çubuk'tan Karagöl'e oradan da Kızılcahamam'a geçtik. Karagöl'e kadar yollar çok çok çok güzel. Bol viraj düzgün zemin. Yol eğitimlerinde öğretilenleri pratik yapmak için çok güzel bir parkur. Hatta İki kere çıkıp inilebilir.

    Karagöl'den kısa bir süre sonra birçok bölümde asfalt yok. Taştan ibaret yol. Asfaltın tamamen yok olmadığı bölümlerde ise tangır tungur gitmeye yol açan yol bozuklukları var. Toz toprak o biçim. Taşlı zeminde gitmenin de ayrı bir zevki var. Ama çukurlarla dolu asfalt konforsuz bir deneyim olabiliyor. O kısım bir an önce bitsin diye gidebildiğim kadar hızlı gittim oralarda. 390 Duke bozuk yolda üzerinde 100 kg ile biraz mutsuz olmuş olabilir.

    Sonra Kızılcahamam üzerinden Çamlıdere. Peçenek'e doğru biraz devam. Sonra yine Kızılcahamam'a dönüş ve Ankara. Çamlıdere sapağından başlayıp Peçenek'e kadar uzanan yol her zamanki gibi güzel. Asfalt çok güven vermiyor yer yer erimiş ama çok dert açmıyor. Ben ayağıma yapışınca uyuz oluyorum. Pegden ayağımı çekip vites değiştirmek zor oluyor, dikkatimi dağıtıyor.

    Peçenek'ten dönüşte bir anlamsızlık, bir gereksizlik hissi kapladı içimi. Yani tamam sol viraj, aha limit noktası, hee tamam gaz açtık, arabaları uygun yerde solladık, önce konum sonra hızı ayarladık daha viraj başlamadan vitesi de ayarladık sonra bakış... Çene limit noktasını gösterirken çevresel görüşle veya gerekirse kenar çizgiye göre konumu anlık olarak kontrol et, gerekirse ters kontra ver, destek gazını unutma... Limit noktası yürümeye başladı daha çok aç gazı, düzlüğün yarısına kadar hızlan ikinci yarıda yavaşla sonraki senaryoya hazırlan. Motosikletin motoru bangır bangır iş yapıyor. Enerji harcıyor. Ben de üzerinde sığır gibi oturuyorum. Kayda değer bir enerji harcamıyorum. Kayda değer bir başarı yok. Emek yok. Motor koşuyor ben yol yaptım diyorum. Yok aslında ben paso oturdum. harcadığım enerji ise tamamen zihinsel. Üstelik artık bir dolmuş sürücüsü için ne kadar kanıksanmış bir şeyse benim için de öyle olmaya, sürüş zevki, heyecanını kaybetmeye başladı. Yani aslında insanların bir yerden bir yere gitmesi için yapılmış yolları sadece dolanmak için kullanmak... Sınırlı petrol yakıtlarını üç beş viraj görmek için harcamak.. Karbon salımını zevk için artırmak. İki günde sanıyorum 600 km civarı yol yaptım. O kadar benzin, motorun yıpranması, harcanan para... Aldığım zevk, harcadıklarıma değmeyecek kadar az diye düşünmeye başladım. Üstelik iki günün sonunda göbeğim hala yerinde duruyor.

    Ne bileyim bir iş olmalı bir yerden uzak bir yere mutlaka virajlı yollardan götürülmesi gereken bir eşya olmalı. Motorun arka çantasında onu götürmeliyim. Bir işe yaramalı. Veya fiziksel olarak bir efor harcamak daha mutlu edebilir belki insanı. Arazi sürüşü mesela... Pist sürüşü belki. Hatta Karbon salımı neredeyse sıfır olan bisiklet var. Ben 500 km sürüş yapıp dönüyorum. Saldığım karbon dağları aşar. Bisiklet sürsek bir kaç km'de bir sürü enerji harcar, mutlu oluruz. Hatta yürümek, koşmak filan... Bilemiyorum, kafam çok karışık.

  10. #10
    Forumdan Uzaklaştırıldı
    Üyelik
    11 Kasım 2014
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    xmax_250 ABS 2015 + Sepetli 52 litre
    Gerekirse indirip motoru da arasınlar araç sürülerinede bu yapılıp kişiler bilinçlenip "pisi pisine" insanlar ölmedikten sonra ben razıyım arkadaşlar

  11. #11
    06Serhat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    18 Mayıs 2014
    Şehir
    Ankara / Çubuk
    Motosikleti
    Suzuki Gsxr 600 K4
    Alıntı zaferce adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Walla benim için güzeldi. İki gün önce Elmadağ (ilçe değil de dağ olan) yoluna gittim. Asfaltı düzgün, bol virajlı güzel bir yol olmuş.

    Dünkü sürüşte ise Çubuk'tan Karagöl'e oradan da Kızılcahamam'a geçtik. Karagöl'e kadar yollar çok çok çok güzel. Bol viraj düzgün zemin. Yol eğitimlerinde öğretilenleri pratik yapmak için çok güzel bir parkur. Hatta İki kere çıkıp inilebilir.

    Karagöl'den kısa bir süre sonra birçok bölümde asfalt yok. Taştan ibaret yol. Asfaltın tamamen yok olmadığı bölümlerde ise tangır tungur gitmeye yol açan yol bozuklukları var. Toz toprak o biçim. Taşlı zeminde gitmenin de ayrı bir zevki var. Ama çukurlarla dolu asfalt konforsuz bir deneyim olabiliyor. O kısım bir an önce bitsin diye gidebildiğim kadar hızlı gittim oralarda. 390 Duke bozuk yolda üzerinde 100 kg ile biraz mutsuz olmuş olabilir.

    Sonra Kızılcahamam üzerinden Çamlıdere. Peçenek'e doğru biraz devam. Sonra yine Kızılcahamam'a dönüş ve Ankara. Çamlıdere sapağından başlayıp Peçenek'e kadar uzanan yol her zamanki gibi güzel. Asfalt çok güven vermiyor yer yer erimiş ama çok dert açmıyor. Ben ayağıma yapışınca uyuz oluyorum. Pegden ayağımı çekip vites değiştirmek zor oluyor, dikkatimi dağıtıyor.

    Peçenek'ten dönüşte bir anlamsızlık, bir gereksizlik hissi kapladı içimi. Yani tamam sol viraj, aha limit noktası, hee tamam gaz açtık, arabaları uygun yerde solladık, önce konum sonra hızı ayarladık daha viraj başlamadan vitesi de ayarladık sonra bakış... Çene limit noktasını gösterirken çevresel görüşle veya gerekirse kenar çizgiye göre konumu anlık olarak kontrol et, gerekirse ters kontra ver, destek gazını unutma... Limit noktası yürümeye başladı daha çok aç gazı, düzlüğün yarısına kadar hızlan ikinci yarıda yavaşla sonraki senaryoya hazırlan. Motosikletin motoru bangır bangır iş yapıyor. Enerji harcıyor. Ben de üzerinde sığır gibi oturuyorum. Kayda değer bir enerji harcamıyorum. Kayda değer bir başarı yok. Emek yok. Motor koşuyor ben yol yaptım diyorum. Yok aslında ben paso oturdum. harcadığım enerji ise tamamen zihinsel. Üstelik artık bir dolmuş sürücüsü için ne kadar kanıksanmış bir şeyse benim için de öyle olmaya, sürüş zevki, heyecanını kaybetmeye başladı. Yani aslında insanların bir yerden bir yere gitmesi için yapılmış yolları sadece dolanmak için kullanmak... Sınırlı petrol yakıtlarını üç beş viraj görmek için harcamak.. Karbon salımını zevk için artırmak. İki günde sanıyorum 600 km civarı yol yaptım. O kadar benzin, motorun yıpranması, harcanan para... Aldığım zevk, harcadıklarıma değmeyecek kadar az diye düşünmeye başladım. Üstelik iki günün sonunda göbeğim hala yerinde duruyor.

    Ne bileyim bir iş olmalı bir yerden uzak bir yere mutlaka virajlı yollardan götürülmesi gereken bir eşya olmalı. Motorun arka çantasında onu götürmeliyim. Bir işe yaramalı. Veya fiziksel olarak bir efor harcamak daha mutlu edebilir belki insanı. Arazi sürüşü mesela... Pist sürüşü belki. Hatta Karbon salımı neredeyse sıfır olan bisiklet var. Ben 500 km sürüş yapıp dönüyorum. Saldığım karbon dağları aşar. Bisiklet sürsek bir kaç km'de bir sürü enerji harcar, mutlu oluruz. Hatta yürümek, koşmak filan... Bilemiyorum, kafam çok karışık.
    Hocam zaten Karagölden itibaren hangi rotayı kullanırsanız kullanın yolların bir bölümü illaki asfaltsız veya bozuk asfalt olarak karşınıza çıkıyor. Bu sene içerisinde asfalt yapacaklarını düşünüyorum. Çünkü bu yollar sıklıkla kullanılıyor. Karagölden sonraki bütün yollar Karagöl yolunun asfaltı gibi pürüzsüz olsa tadından yenmez. Heleki virajlar....
    Anladığım kadarı ile profesyonel bir sürücüsünüz, arazi yolları pek tercihiniz olmayabilir. Bana göre de arazi yolları ayrı bir güzel (Birazdan konu açıp fotoğraf ekleyeceğim).

    Hocam karbon salınımı vs düşünürsek herkes aracını satar bisiklet kullanırsa eminim ki bisikleti yakıt tüketebilen bir araç haline getirip, muayene+sigorta+kasko+yakıt+bakım+lastik+vergi vb... zıvanaları ekleyip modern soygunculuğa başlarlar. durum yine aynı. Bu yüzden motosiklete binmeye devam ))


    REKLAM ALANI

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)