Ehliyetim bile yokken ikinci denememde beylikduzunden sirinevlere kışın sadece abimin 40 TL lık kaskı ile znu 125 motor ile e5 orta şeritten gittim.sefakoyde benzinim bitti orta şeritte kaldım ve ozaman hız siniri falan yoktu bi şekilde ortada durunca trafik tıkaliydi arkama baktığımda bende iteleyerek bariyerlere yanastirdim.bi arkadaşım yakındı geldi orda bekledi bende polis arabasına otostop çekip benzin alıp geldim)
Allah'Şükür 11 yaşında moped ile başladım 13 14 gibi cup sürdüm birşey olmadı bir kere arazide yangın için itfaiyeye yolu göstermek için hızlı gidiyordum bi baktım itfaiyede benim gibi hızlı geliyor yol vereyim derken mıcıra girdim motor yavaş şekilde yatmaya başladı baktım düzelmeyecek hop saldım bacak aramdan ama bayağı yavaşladım kayana kadar tabi ki mondial cup mıcırda kaydı sürttü kaldırdım hiç birşeyi yoktu tek çizik
Ha bide ertesi gün sabah işe motorla gitmek istedim geçtim motorun başına taktım anahtarı açtım kontağı basıyorum marşa hiç ses yok ulan ne oldu buna şimdi niye çalışmıyor deyip duruyorum yine deniyorum yok bir daha denedim yok sonra AEA nın Scooter başlangıç motoru videosu geldi aklıma bastım fren manetine tek marş yola devam
Acemi değildim ama arabaya çarpmasın diye sürüklenen motoru tutmuşluğum oldu.
Sene 2012. Yeni bir şirketle anlaştığım için, çalıştığım yerde istifamı verdim. Yeni yere başlamama da 1 hafta var. Bu 1 haftalık boşluk için anında planı yaptım ve yola koyulma kararı verdim. Küçük bir ege turu yapacağım Bodruma kadar. Ama yola çıkmadan önce tüm evraklarımı tamamlayıp yeni başlayacağım yere teslim etmem gerekiyor. Bir tek akciğer filmi kaldı eksik olan. Akciğer filmini ne zaman çektirirsen çektir, sonuçları öğleden sonra verecekleri için sabah 10 gibi uyanıp 11'de Kartal verem savaş dispanserinde olacak şekilde çıktım evden. 11'de dispansere varmamla şok oldum. Kapısında "tadilat nedeniyle geçici bir süre için Pendik verem savaş dispanserinden hizmet alabilirsiniz" gibi bir yazı vardı. Öğle arasıda saat 12 olarak belirtilmiş ve öğleden sonra akciğer filmi çekilmediği de özellikle vurgulanmıştı! Normalde 11'den 12'ye kadar Kartal'dan Pendik'e rahat rahat gidilir ama, oraya vardığımda bana "buyrun efendim hemen işleminizi yapalım" demeyecekleri için ve sıra olacağı için bir an önce varmam gerekiyordu Pendik'e.
Olay buradan sonra başladı. Motora atladım yardıra yardıra gidiyorum. Pendik'e vardım. Yoldan geçenlerden birine nasıl gideceğimi sordum ve şu yolun sonunda cevabını aldım. O yol; inşaat çalışması olan ve inşaat yüzünden dökülen kumlar tozlar kalkmasın diye sulanmış, dar ve uzun bir sokaktı. Ters yön tabelası da karşımda durmuş bana bakıyordu. 1 saniye kadar düşündükten sonra ters yöne girmeye karar verdim. 40kmh civarı bir hıza ulaştım bu ters yöne girdiğim sokakta. Yolun sonunda dispanseri görmüştüm. Mutluydum. Ta ki sokağın sonundan bir otomobilin burnunu görene kadar...
Arabanın burnunu gördüğüm an hafifçe frene dokundum. Fakat o hafif dokunmama yolun tozlu ve ıslak olması, üstüne bir de lastiklerimin 7 senelik olması eklenince kendimi yerde buldum. Motor önde ben arkada sürüklenmeye başladık. Yerler ıslak ve tozlu olduğu için motor durmuyordu. Sürüklenirken, motorun ilerideki arabaya çarpma ihtimali olduğunu fark ettim ve o an aklıma tatile gideceğim geldi. Eğer motor arabaya çarparsa bir ton iş açılacaktı başıma. Dispansere yetişemeyecektim. Yetişemezsem tatili en az 1 gün ertelemek zorunda kalacaktım. Daha da kötüsü, motorum hasar görecekti. Hatalı olduğum için bir sürü ceza yiyecektim ve çok kısıtlı bir bütçeyle yapacak olduğum tatil parasını bu masraflar için kullanmak zorunda kalacaktım.
Baktım sürüklenirken zarar görmüyorum. Demek ki korumalarım sağlammış dedim. Önümde motorun koruma demirini gördüm o esnada. Dirsek korumalarıma da güvenerek koruma demirini tuttum ve dirseğimi asfalta yapıştırarak adeta fren yaptım. Arabayla aramda 1 metre kala durmayı başarmıştım.
Evet bunların hepsi o 2-3 saniyelik zaman diliminde oldu. Şimdi düşününce ne büyük salaklık yapmışım desem de, iyi ki yapmışım demeden de geçemiyorum.
Çünkü akciğer filmimi çektirmiş ve öğleden sonra evraklarımı teslim ederek ege yoluna koyulmuştum
Motorla ilk günlermden birinde marketin yaninda durdum ayakligi actm ama bakmadan actm iki tane kız geliyodu havali bir sekilde iniş yapıyorum bacağımi kaldrmamla motor yere basan bacagma dayandi ayaklik açılmamış yakaladm o an 170 kg gt250r i seyit onbaşı gibi nasil o açıdan dik konuma getrdim hala hayret ediyorum. Bu arada kızlara da rezil oldm tabi
Benim hikaye de heyecan ve unutkanlıkla ilgili. Motoru aldığım ilk hafta da olan olay şöyle gerçekleşti; Milas sanayisinde bir abinin dükkanın önünde motoru yıkadım ve sonra silmek için küçücük bagajından bez çıkarmak için anahtarı bagajın kilidine taktım bezi çıkardım koltuğu taktım sildim falan sonra hava tuttum dedim dinleneyim biraz bir sigara yaktım her neyse saat geç oldu eve dönmek için mont kask eldiven her şey hazır ama ? Anahtar ? Abi anahtar yok sende mi ? yok lan ben de ne arasın ? ne bileyim abi bulamıyorum. rahat 15 dakika anahtar aradık. en son abim gitti motorun yanına çağırdı beni gittim otur yere dedi dedim ne alaka abi otur sen dedi oturum ve anahtarı gördüm :D ne gülmüştüm ya hatırladım yine bak :D
---------- Mesajlar birleştirildi - 05:36 ---------- bir önceki mesaj zamanı 05:21 ----------
Yazmayı unuttum ben hala acemiyim ve daha çok şey yaşayabilirim :D
Motoru alıp eve giderken dik bir yokuşa geldim. 2 den 1 a atarken gazı kesmedim. İlk defa motosiklet kullanıyordum kesmem gerektiğini bilmiyordum. Takla attım plakalık kırıldı fren pedalı yamuldu. Önce etrafa baktım gören yok kalkıp eve gittim. Plakalığı iptal edip plakayı normal taktım. Yamulan fren pedalını da boru anahtarıyla vurarak düzelttim.
Seninki John Woo filmi gibi olmuş MotorkafaMotorKafa adlı üyeden alıntı
Acemi değildim ama arabaya çarpmasın diye sürüklenen motoru tutmuşluğum oldu.
Sene 2012. Yeni bir şirketle anlaştığım için, çalıştığım yerde istifamı verdim. Yeni yere başlamama da 1 hafta var. Bu 1 haftalık boşluk için anında planı yaptım ve yola koyulma kararı verdim. Küçük bir ege turu yapacağım Bodruma kadar. Ama yola çıkmadan önce tüm evraklarımı tamamlayıp yeni başlayacağım yere teslim etmem gerekiyor. Bir tek akciğer filmi kaldı eksik olan. Akciğer filmini ne zaman çektirirsen çektir, sonuçları öğleden sonra verecekleri için sabah 10 gibi uyanıp 11'de Kartal verem savaş dispanserinde olacak şekilde çıktım evden. 11'de dispansere varmamla şok oldum. Kapısında "tadilat nedeniyle geçici bir süre için Pendik verem savaş dispanserinden hizmet alabilirsiniz" gibi bir yazı vardı. Öğle arasıda saat 12 olarak belirtilmiş ve öğleden sonra akciğer filmi çekilmediği de özellikle vurgulanmıştı! Normalde 11'den 12'ye kadar Kartal'dan Pendik'e rahat rahat gidilir ama, oraya vardığımda bana "buyrun efendim hemen işleminizi yapalım" demeyecekleri için ve sıra olacağı için bir an önce varmam gerekiyordu Pendik'e.
Olay buradan sonra başladı. Motora atladım yardıra yardıra gidiyorum. Pendik'e vardım. Yoldan geçenlerden birine nasıl gideceğimi sordum ve şu yolun sonunda cevabını aldım. O yol; inşaat çalışması olan ve inşaat yüzünden dökülen kumlar tozlar kalkmasın diye sulanmış, dar ve uzun bir sokaktı. Ters yön tabelası da karşımda durmuş bana bakıyordu. 1 saniye kadar düşündükten sonra ters yöne girmeye karar verdim. 40kmh civarı bir hıza ulaştım bu ters yöne girdiğim sokakta. Yolun sonunda dispanseri görmüştüm. Mutluydum. Ta ki sokağın sonundan bir otomobilin burnunu görene kadar...
Arabanın burnunu gördüğüm an hafifçe frene dokundum. Fakat o hafif dokunmama yolun tozlu ve ıslak olması, üstüne bir de lastiklerimin 7 senelik olması eklenince kendimi yerde buldum. Motor önde ben arkada sürüklenmeye başladık. Yerler ıslak ve tozlu olduğu için motor durmuyordu. Sürüklenirken, motorun ilerideki arabaya çarpma ihtimali olduğunu fark ettim ve o an aklıma tatile gideceğim geldi. Eğer motor arabaya çarparsa bir ton iş açılacaktı başıma. Dispansere yetişemeyecektim. Yetişemezsem tatili en az 1 gün ertelemek zorunda kalacaktım. Daha da kötüsü, motorum hasar görecekti. Hatalı olduğum için bir sürü ceza yiyecektim ve çok kısıtlı bir bütçeyle yapacak olduğum tatil parasını bu masraflar için kullanmak zorunda kalacaktım.
Baktım sürüklenirken zarar görmüyorum. Demek ki korumalarım sağlammış dedim. Önümde motorun koruma demirini gördüm o esnada. Dirsek korumalarıma da güvenerek koruma demirini tuttum ve dirseğimi asfalta yapıştırarak adeta fren yaptım. Arabayla aramda 1 metre kala durmayı başarmıştım.
Evet bunların hepsi o 2-3 saniyelik zaman diliminde oldu. Şimdi düşününce ne büyük salaklık yapmışım desem de, iyi ki yapmışım demeden de geçemiyorum.
Çünkü akciğer filmimi çektirmiş ve öğleden sonra evraklarımı teslim ederek ege yoluna koyulmuştum
Ege Yoluna çıkma azmine hayran kaldım bu arada.
Abim kendine 250 lik Hyo scooter alınca bana 125 liği kalmıştı tek sorunu ayaklık marşı ile çalışıyordu ben motorla süpermarkete gitmem gerekiyordu ve ihtiyacımı aldıktan sonra kontağı açmayı unutmuşum 15 dakika sonra motoru itmeye karar verdikten sonra kontağın kapalı olduğunu fark ettim
Motorumu kadıköydeki yamaha bayisinden alıp sağdan yavaş yavaş gitmeye başladım. az ilerde bi transit sağa parketmiş çalışır vaziyette bekliyordu. onun arkasında durdum. arkaya nakıp kimse yoksa aracın kenarından geçip yola devam edecektim. neyse tam arkamı döndüm yolu kontrol ettim. önümü bi döndüm transit geri geri gelmeye başladı. o an panikle kornanın yerini bile unuttum. geldi benim motorun önüne dokundurmasıyla ben yerdeyim. daha motoru alır almaz dakika 1 gol 1 olmuştu
neyse yola koyuldum zeytinburnu na gelecem. cıktım çevreyoluna sağdan sağdan gidiyorum. ilerde katılıma denk geldim sağdan araçlar çevreyoluna katılıyordu.katılım noktasında bekleyimde araç kalmayınca geçim hemen sağa dedim. tam araçlar bitiyor hemen debriyaj gaz ayarını yapıyorum ilerleyecem pat sönüyor. çalıştırıyorum tam ilerleyecem pat sönüyor. tabi ben başladım sövmeye.7 8 denememde farkettim ki 3. vitesteymişim
Ayaklığı inik pozisyonda olupta bu motor niye çalışmaz nesi var acaba benzinmi bitti filan diye 5 dk uğraşmam sonrasında 70 yaşında bi amcanın
ayaklık inik ayaklık demesi
Yola çıkmadan önce motorumuzu hepimiz ısıtırız..
Ayaklık açık olduğunda çalışmaz çoğu motor. Adı üstünde acemilik ilk bir kaç hafta önce motoru dik pozisyona getiriyorum, ayaklığı kapatıyorum, debriyaja basıp vitesi boşa alıyorum aynı zamanda 160kg motoru dengede tutmaya çalışıp marşa basıyorum daha sonra ayaklığı açıyorum ve yavaşça motoru ayaklığa bırakıyorum.. Bir kaç hafta bu şekilde devam etti.. Kendi kendime de diyorum ki bu nasıl iş kolayı yok mu bunun :D
Derken günlerden bir gün grup sürüşüne katıldım (Bu forum sayesinde tanıştığım dostlarımla (İzmir MT ailesi ile))
Bakıyorum hiç kimse bu şekilde uğraşmıyor derken bir ışık belirdi zihnimde o an çaktım olayı
Hiç gerek yokmuş bu kadar uğraşa direk debriyaj boşa al çalıştır geç imiş sistem
benim tecrübe sıfır, motosiklet selesine oturmuşluğum yok. tecrübeli bir abiyle gittik motoru aldık. güzel.
cuma günüydü öğleden sonra idi, iş yerine geldik. güzel
mesai bitti cuma trafiğine girdim leventten Teme kartala eve gittim. güzel.
ilki sabah 1. köprüden işe geldim güzel.
akşam gittim. güzel
2 gün sonra pazartesi motorun başına geldim çalıştırdım ısınmasını beklerken kaskı eldiveni giydim.
seleye oturdum gaz verip yavaş yavaş debrijyajı bıraktım. motor 10-15cm gitti durdu gitmem diyor.
bırakıyorum debriyajı tekrar gaz-debriyaj motor 5-10cm gidip sonra gitmem diyor. Allah Allah ne oldu bu motora dedim. indim aşağıya kaskı montu eve bıraktım. metro metrobüs otobüs biraz geçikmeyle iş yerine geldim. konuşuyoruz tecrübeli abimizle...
yahu dedim benim motor bozuldu..
anlat dedi ne oldu, anlattım..
sen zinciri söktün mü dedi? zincir mi ha ne... hassktr ya sökmedim ki ben zinciri... işte böyle.. güldük sonra benim salaklığıma..
ikincisi, bir de pcx i aldıktan sonra 2. gündü galiba çalışmıyor motor. yahu buna ne oldu? gene:
bıraktım pcxi motorla gittim işe.
bizim abiye söyledim yahu bu alet çalışmıyor dedim. düşündük taşındık. bir ara dedi ki zincirini söktün mü?bırak ya toşşak geçme dedim.
sonra, marşa basarken frenleri sıkıyor musun dedi? ha ne hssktr ya. yooo sıkmadım galiba? emin değilim.
akşam eve gidince kontak anahtarla buluşur, zzzzz, frenleri sık, ateşleme düğmesine bas, cıcıık. grom grom grom. vay salak kafa ya..
acemi olarak ilk yaptığım hata 120'yle gitmekti kasksız
Daha kötüsü ilk motorumu aldıktan sonra garajda motorun üstünde anahtarı unutmuştum.
Bir defasında da bir arkadaşımın motorunu 6.000 devirde vitese takıp önünün şahlandırmıştım nasıl kalktıysa önü plaka stop lambasını kırmıştı
Hayatımda ilk kez motosiklet sürecektim ve başlangıcım Kanuni Popcorn idi. O da yan apartmandaki bir abimizin hediyesidir.
Olay şöyle gelişti:
Motosikleti bulduk ya bi heyecan sardı beni. Önce dedim bi bakayım trafiğe çıkmadan arka bahçede deneme yapayım. Kafamda da o abimizin bana biraz büyük gelen kaskı. Motoru çalıştırmayı ve durdurmayı öğretmişti ama gaz, fren vs hiçbir şey bilmiyorum. Belki bilirsiniz İstanbul'daki eski apartmanlarda zemin kat sahiplerinin balkonu yerden biraz yüksekçe olur ki ben de motoru o balkonun altına koyardım. Neyse çalıştırdım motoru, ayaklar yerde, ufak ufak gaz veriyorum alet yemiyor gazı. Bi yüklendim gaza kalksın diye balkona doğru süratle gittim. Gazı bıraktım ama motoru bırakamadım hemen. Balkonun duvarına çok az mesafe kala zıpladım havaya ve şu resimdeki gibi balkon duvarına yapıştım, motor da balkonun altından aktı gitti. Neyse ki vücudumda ve motorda bir sorun yoktu. O an çok süratliymişim gibi geldi ama 15-20 km ile gidiyormuşum sanırım : )
Bir de motorun gaz-fren ayarına 1-2 gün pratikle alışınca motoru çok sevmeye başladım. O kadar çok sevmiştim ki hiçbir zarar görsün istemiyordum. Hatta bir keresinde sürerken gazım geldiğinde hafifçe ayağa kalkarak osurup sonra geri oturduydum ki sele kokmasın : )
Hatırladıkça gülerim hala.
Road never ends but life does. Ride to live, live to ride.
En komik hatırladığım ;
Bir yaz akşamı babannemdeyken hatun mesaj attı beni alırmısın diye bende tabi dedim arabada evde yoktu yeğenimden emanet motorunu aldım gittim. Hatunun oldugu Cafe full cam gittim her yer insan cafenin önüne geldim motorla durdum falan kontağı kapatmadıgım için motorun ışıkları hala yanıyor kapatmak için rastgele birşeylere bastım söndü. Neyse hatun geldi bindi arkama marşa basıyorum basıyorum ses var ama çalışmıyorum herhalde tekkesi diyorum 2-3-4-5 marşa basıyorum hep aynı ulan diyorum benzin bitti herhalde 100metre git sonra istersen ikiye ayrıl ama şimdi çalış diyorum marş sesi geldikçe bütün cafe bize bakıyor. Garsonlar bile gülüyordu en son :D sonra benzin aldım şişeyle koydum gene çalışmıyor. Meğer ışıkları kapatıcam diye motorun elektriğini kesen kırmızı düğmeyi kapatmışım o zamanlar cidden acemiymiymişim.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
