Merkezinde motosiklet kültürü barındıran sinemanın unutulmaz filmleri... Tabii filmlerde hep karakterler ön plana çıkar. Bu filmlerde de karakterler ön planda ama yine de hafızamızı zorladığımızda akla ilk gelen 'motosiklet' oluyor. Bu filmlerden bazılarını sizler için seçtik ve yorumladık.
Easy Rider
1969 yapımı bu efsane film, her klasik motosiklet tutkununun mutlaka görmesi gereken bir yapım. Peter Fonda, Jack Nicholson ve Dennis Hopper, Harley Davidson'larının üzerinde Amerika'yı baştan aşağı geçiyor ve onlara, yine en az film kadar meşhur olan Born to be Wild parçası eşlik ediyor. Jack Nicholson'ın gençlik dönemini ve o dönemin karbüratörlü chopper'larını merak edenlere önerilir.
Born To Ride (Sürmek İçin Doğanlar)
John Stamos, İkinci Dünya Savaşı yıllarında orduda görev yapan bir motosiklet tamircisi rolündedir. Askeri bir seremoni sırasında, birlikleri denetleyen albayı ve onun güzel kızını etkilemek için motosikletiyle bir şov yapar. Fakat bu şov albaya güçlü Alman direnişini kırabilmak için bir fikir verir ve ilk motorize savaş bölüğü böylece kurulur. John Stamos, Harley Davidson motoruyla bu birliğin başına getirilir. Sürmek İçin Doğanlar motosiklet sinema tarihinin ilk aksiyon içerikli filmi. Bir aşk hikâyesi ile desteklenen, sürükleyici akrobatik motosiklet sahnelerinin olduğu film, klasik film tutkunlarının kütüphanesinde çoktan yerini aldı.
Motorcyle Diary (Motosiklet Günlüğü)
Romantik bir macera duygusuna sahip 23 yaşındaki tıp öğrencisi Ernesto Guevara ve 29 yaşındaki biyokimyager Alberto Granado, kırık dökük, 1939 model bir Norton 500 motosiklete atlayıp, Buenos Aires'teki ailelerini arkada bırakarak yola koyulurlar. Sekiz ay sürecek bu yolculukları sırasında motosikletleri bozulsa da, pes etmeden, hatta bazen otostop yaparak ilerlerler. Yol boyunca rastladıkları insanlar aracılığıyla daha önce bilmedikleri, bambaşka bir Latin Amerika'yla tanışırlar. Geçtikleri yollar ve manzara değiştikçe, kendi görüşleri de yön değiştirir. Machu Picchu'ya vardıklarında, muhteşem tapınak kalıntılarıyla İnka uygarlığının müthiş ağırlığı iki genç adamı derinden sarsar.
Lawrence of Arabia (Arabistanlı Lawrence)
Tarihin en ünlü casuslarından biri olan Lawrence, Araplar'ı Osmanlılar'a karşı kışkırtıp, Arap topraklarına Batılı ülkelerin girmesine önayak olduğu için biz Türkler tarafından çok sevilmez. Ancak o dönemin tarihinde önemli yeri olan T.E. Lawrence'ın anılarından sinemaya aktarılan Arabistanlı Lawrence, 1963 yılında 10 dalda Oscar'a aday gösterilmiş, en iyi film ve en iyi yönetmen başta olmak üzere, yedi dalda ödüle layık görülmüştü. Filmde her ne kadar Lawrence develerin üstünden inmese de aslında o bir motosiklet tutkunu... Arabistanlı Lawrence'ın kullandığı iddia edilen motosiklet, bugün Gaziantep Müzesi'nde sergileniyor... 1913 model motosiklet, iki yıl Rahmi Koç Müzesi'nde sergilenmişti. Çaydanlık benzeri bir çalışma prensibine sahip bu orijinal NSU marka motosiklet, gaz yağı ile çalışıyor ve ısınan suyun buharıyla hareket ediyor.
Metin KALKAVAN
mkalkavan@sabah.com.tr
Motokeyf - Metin Kalkavan'ın Yazıları Sabah Gazetesi Cumartesi Ekinde Yayınlanır.