- Katılım
- 4 Kas 2009
- Mesajlar
- 11
- Konu Yazar
- #1
İsviçrenin güneyinde yer alan, Fransa ile sınır komşusu olan, Leman gölünün çevresine konumlanmış Cenevre küçük ve zengin bir şehir. Ortada bulunan Leman gölünü baz alarak adres bulmak çok kolay. Gölün çevresindeki caddede (bir nevi sahil yolu) lüks oteller, restoranlar, kafeler, Rolexin binası, Cartier ve diğer lüks markalara ait mağazalar, çoğu cabrio olmak üzere Bentley, RR gibi lüks araçlar ilk göze çarpanlar. Gölü çevreleyen caddeden yukarıdaki caddelere bağlantı sağlayan sokaklarda küçük kafeler, barlar, küçük dükkanlar ve nispeten ucuz oteller yer almakta. Üst caddede ise birçok banka şubesi (ki, bunların arasında bizim için ilginç olabilecek banka Migros Banktır) Mc.Donalds ve diğer fastfood lokantalar bulunuyor. Yeme içme başta olmak üzere herşey çok pahalı. Şehirde çok sayı ve çeşitte motosiklet var, scooter tarzı motosikletler çok yaygın, yine de bu çeşitlilik, şehirdeki genel zenginlikle doğru orantılı değil gibi gözüküyor. Hondanın, Kawasakinin, Suzukinin, Harleyin ve diğer markaların büyük modelleri şehir içerisinde çok gözükmüyor. Tren istasyonunun çevresindeki motoparkta çok sayıda motosiklet var ancak bunların büyük çoğunluğu scooter tarzında. 2.el motosiklet satılan mağazalarda da yine şehrin zenginliğiyle paralellik arzetmeyen yaş ve hacimlerde motosikletler alıcı bekliyor. Bunların içerisinde Vespaların, Lambrettaların, küçük hacimli Yamaha ve Hondaların bayağı eski modelleri yer alıyor. Bizde olsa çoğu kişinin küçümseyeceği marka ve modeller oralarda halen ilgi ve itibar görüyor. Sanırım, bunda motosiklet kullanımının yaygınlığı kadar paraya verilen önem ve saygı da rol oynuyor. Motosikletlerin eski olmalarına rağmen bakımlı oldukları da hemen göze çarpıyor. İnsanlar adeta, bu zengin ortam içerisinde tutumlu yaşayabilirlerse var olabileceklerinin bilincine varmışlar. Bir banka ülkesi olan İsviçrede de hiç şüphesiz bankalar her türlü krediyi veriyor, buna ragmen gençlere borçlanmanın kötü birşey olduğu iyi öğretilmiş olmalı ki, Türk gençlerinin küçümseyebileceği modeller İsviçreli gençler tarafından hiç yüksünmeden kullanılıyor. Bizim halkımız, bilhassa gençlerimiz medyanın da etkisiyle olsa gerek, herşey gibi motosiklet için de kolayca borçlanıyorlar. Bankalar doğal olarak, belirli bir yaştan eski modeller için kredi vermiyorlar, dolayısıyla Türkiyenin motosiklet parkı genç. Ve, sevgili gençler, sigara alışkanlığı nasıl ki beden sağlığımızı bozuyorsa, borçlanma alışkanlığı da ruh sağlığımızı, huzurumuzu bozuyor, dolayısıyla aynı sigara alışkanlığı gibi borçlanma alışkanlığından da vazgeçelim, varsın motorumuz biraz eski olsun, yeter ki huzurumuz yerinde olsun. Sevgiyle kullanılmış bir motosiklet biraz eski de olsa sizi yolda bırakmaz ama taksiti ödenmemiş bir motosiklet sizi motosikletsiz bırakabilir. Unutmayalım, sağlığın kapısını huzur açıyor, huzurun kapısını da para. Parayı huzurumuzu koruyacak bir araç olarak görelim, iyi tutalım, elimizdeki parayı kaçırırsak huzurumuzu koruyacak en önemli enstrumanımızı kaybetmiş oluruz, elimizde para olmayınca huzur, huzur olmayınca da sağlık olmuyor.
Her zaman huzur ve sağlık içinde olmanız dileğiyle
Suiza Karol
Her zaman huzur ve sağlık içinde olmanız dileğiyle
Suiza Karol