- Katılım
- 12 Nis 2003
- Mesajlar
- 2,827
- Konu Yazar
- #1
Aralarında konuşan motosikletçilere kulak verince, "Bilmem ne markasının 170 beygirlik yeni motosikleti çıkmış. 300 km/s yapıyormuş!" ya da "O da bir sey rai! Öteki, şu modeli çıkardı. 180 beygir, hem de 320 km/s yapıyor. Üstelik sadece 175 kg." sözlerini işitiyorum...
Sözü edilen performanslardaki motosikletler, 7-8 yıl önce dünyanın en tecrübeli Grand Prix yarışçılarının altındayken, şu anda herhangi bir motosiklet mağazasmdan satın alınabiliyor... Ancak, bu tür bir motosikleti alan kişi, bu gücün kaçta kaçını kullanacak veya lâıllânarjıiecelc'/?.. Bu nedenle, "Motor performansı nedir?", "Hangi motor?", "Neden?" gibi sorulara değineceğiz...
Performanstan bahsederken, katalog verilerinde karşımıza hep şu iki kelime çıkar: Tork ve Güç. Racing seven Japoncu arkadaşların tahminen ilk baktıkları iki kavram, "tork" gücün yakınma bile uğramayacaksınız.
Geniş bir devir aralığında elde edilen yüksek tork, sık vites değiştirme gereği duymadan, gazı her açtığınızda size yüksek bir çekişle cevap veren keyifli motor demektir...
Önce 'yürüyen'
Bana sorarsanız, motosiklet seçiminde kesinlikle önce şasi ve yürüyen aksama, sonra tasarıma, en sonra tork ve güce önem vermenizi öneririm. Çünkü şasi, yürüyen aksam ve tasarım, motosikletin keyfini oluşturan en önemli özellikler...
Bir de motosikletlerde, değişik motor seçenekleri kullanılmakta... Tek silindir, çift silindir, dört silindir gibi... Çoğunlukla Japonların tercihi olan dört silindirli motorlar, küçük ve hafif pistonlanyla kolay devir çevirebildikleri için, yüksek devirlere çıkabilir, yüksek güç üretebilirler. Fakat, Ducati, KTM, BMW, Aprilia gibi Avrupalı üreticilerin tercihi olan çift silindirli motorlar, yüksek torkları nedeniyle daha iyi çekiş sağlarlar. Bu nedenle, yol şartlarında, güç olarak kendilerinden üstün motosikletlerden bile daha iyi yol performansı sergileyebilirler.
îşin özü, kafayı beygir gücüne takmayalım, "Motosikletim, seninkini kağıt üzerinde geçer" iddiasını kenara bırakalım! Mutsuz olabilirsiniz!...
Kemal Merkit
[email protected]
Sözü edilen performanslardaki motosikletler, 7-8 yıl önce dünyanın en tecrübeli Grand Prix yarışçılarının altındayken, şu anda herhangi bir motosiklet mağazasmdan satın alınabiliyor... Ancak, bu tür bir motosikleti alan kişi, bu gücün kaçta kaçını kullanacak veya lâıllânarjıiecelc'/?.. Bu nedenle, "Motor performansı nedir?", "Hangi motor?", "Neden?" gibi sorulara değineceğiz...
Performanstan bahsederken, katalog verilerinde karşımıza hep şu iki kelime çıkar: Tork ve Güç. Racing seven Japoncu arkadaşların tahminen ilk baktıkları iki kavram, "tork" gücün yakınma bile uğramayacaksınız.
Geniş bir devir aralığında elde edilen yüksek tork, sık vites değiştirme gereği duymadan, gazı her açtığınızda size yüksek bir çekişle cevap veren keyifli motor demektir...
Önce 'yürüyen'
Bana sorarsanız, motosiklet seçiminde kesinlikle önce şasi ve yürüyen aksama, sonra tasarıma, en sonra tork ve güce önem vermenizi öneririm. Çünkü şasi, yürüyen aksam ve tasarım, motosikletin keyfini oluşturan en önemli özellikler...
Bir de motosikletlerde, değişik motor seçenekleri kullanılmakta... Tek silindir, çift silindir, dört silindir gibi... Çoğunlukla Japonların tercihi olan dört silindirli motorlar, küçük ve hafif pistonlanyla kolay devir çevirebildikleri için, yüksek devirlere çıkabilir, yüksek güç üretebilirler. Fakat, Ducati, KTM, BMW, Aprilia gibi Avrupalı üreticilerin tercihi olan çift silindirli motorlar, yüksek torkları nedeniyle daha iyi çekiş sağlarlar. Bu nedenle, yol şartlarında, güç olarak kendilerinden üstün motosikletlerden bile daha iyi yol performansı sergileyebilirler.
îşin özü, kafayı beygir gücüne takmayalım, "Motosikletim, seninkini kağıt üzerinde geçer" iddiasını kenara bırakalım! Mutsuz olabilirsiniz!...
Kemal Merkit
[email protected]