Bu Suzuki baska Suzuki...
-
David Suzuki...
Radyoda adi gecti "Suzuki" diye kulak kabarttim, agaclardan dogadan filan bahsediyor... Bir ara Oregon-Washington filan dedi, malum gecen yil oralara bir gezi yapmistim ya, daha dikkatli dinlemeye basladim.
http://www.motosiklet.net/forum/view...ghlight=oregon
O seyahatte dev redwood -kizil agac- ormani ve herhalde Anadolu kadar yer kaplayan Duglas Fir -bir tur çam- ormanini gorup cok etkilenmistim.
Ustteki resimde bu Kizil agaclari goruyorsunuz, agaclarin yuksekligini tahmin edebilirmisiniz? Cogu 90-100 m. (1. bogaz koprusunun ayaklari 100m dir ! ) Orada koklerden gelen suyun en uctaki yapraklara kadar nasil olup da ciktigini, bu yolculugun ne kadar surdugunu merak etmistim. Evet evet, kapilarite olayini biliyorum ama... gozunuzle gorunce "hadi ya!" diyorsunuz... Suzuki bu konuya deginince iyice kulak kesildim.
O da kapilariteden bahsetti ancak bu bilginin kanitlanamadigini da soyledi. Cunku bu yapraklardaki sekerli suyun nasil olupta 100m asagidaki koklere ulastigini aciklamiyor. Agaclarda da ayni hayvanlardaki gibi bir dolasim sistemi oldugu gercegini yanliz kapilarite ile aciklamak mumkun degil... Bu sirri cozmek icin universitelerin arastirmalar yaptigini ama cozulecek soru sayisi ve cozdukce ortaya cikan yeni problemler o kadar cokmus ki, gencligi bu dallarda uzmanlasmaya, arastirmalara katilmaya davet etti. Umitlerinin gelecek nesillerde oldugunu soyledi.
Sekerin koklerde ne isi var diye dusunurken, onu da anlatti Suzuki. Koklerin topraktan azot ve su alabilmesini saglayan bakteriler yer altinda gunes gormedikleri icin agac sekerli suyla bunlari besliyor ! Su dengeye, karsilikli alisverise bakarmisiniz.
Yine bir gezimde, kamp kurdugumuzu ama kamp atesi icin ormandan kuru agac, cali cirpi toplamanin yasak oldugunu ogrendigimi yazmistim. Bu olaydan da bahsetti. Kuru agac dallarinin ormani nasil bocekler, kurtcuklarla besledigini. Hayvanlar olmadan agaclarin azot ihtiyacinin giderilemeyecegini, ormanlarin yokolacagini anlatti.
En enteresani da somon baligi. video Somon bir deniz baligi ama sadece bu ormanlarin derinliklerine uzanan nehir ve derelerdeki orman tarafindan suzulmus, sabit sicakliktaki sularda ureyebiliyor. Orman olmayan nehirlere somon girmiyor. Yani somon baligi ormana bagimli. Uredikten yumurtladiktan sonra buyuk cogunlugu olen, ayilar ve diger yirtici kuslar-hayvanlar tarafindan avlanan somonlar ise azot bilesigi olarak ormanin azot ihtiyacini karsiliyor. Yani orman da baliga bagimli...
Ingilizcesi olanlar http://www.davidsuzuki.org/ linkine bir goz atip bu harika adamin misyonunu ogrenmeli.
Bizde de biliyorsunuz Tema Vakfi bu yonde calismalar yapiyor.
http://www.tema.org.tr
Ilginc bir sayfa da var Tema web sitesinde. Harcadiginiz enerji ve urettiginiz CO2 i telafi etmek icin yilda kac agac gerektigini hesaplayabiliyorsunuz. Ornegin ben sirf motosikletimin urettigi CO2 karsiligi 6 agac dikmeliymisim...
http://www.tema.org.tr/tr/karbonmetre/karbonmetre.htm
Vallahi dunya halki olarak hepimiz birseyler yapmazsak aha suraya yaziyorum bu gezegen gitti gider...
Reklamlar
-
2 zamanlıda bu kaç ağaca çıkıyo abi?
Kingston in Aksaray
(niye diye sormayın :((()
-
Kingston adlı üyeden alıntı
2 zamanlıda bu kaç ağaca çıkıyo abi?
Link verdimya iste, kendin bak.
Cikan sonucu 2 ile carpman lazim.
http://www.tema.org.tr/tr/karbonmetre/karbonmetre.htm
-
insanoglu dogaya karsi cok acimazsiz
-
Bu adamin bir tarihte yaptigi bazi programlari izlemistim. Cok ilgincti gercekten. Fazla bilimsel ve teknik detaylara girmeden herkesin anlayabilecegi sekilde bir anlatimi vardi. Resim cok guzel gercekten. Insallah biz de birgun boyle bir yolda motor sureriz.
Bu arada Suzuki San ile Karate Kid'deki yasli amcanin benzerligine dikkat O da gecenlerde rahmetli olmus. Öldüğünü duyunca orta yasli bir 80 kusagi olmanin agirligini biraz daha hissettim..
Because you are mine. I walk the line..
-
İnsan oglu çevreye ve agaçlarımıza dogamıza ve havamıza çok acımzıca davaranıyor
-
bece bu topicin yaşaması lazım
her canlının yaşaması için nasıl diğerine muhtaç olduğunu hatırlattı bize..
-
topıcı oldurmeyelım yasatalım
Yeni yine yeniden
-
Bu Topik 2004 te acılmış ama su anda güncel olması güzel olur arkadaşlar küresel ısınma tehlikesi ile karşı karşıya oldugumuz şu gunlerde anlamlı bir topik
-
Donald_Duck verdiğin nick uçmuş hocam yenisi burada ;)
http://www.tema.org.tr/karbonmetre/karbonmetre.htm
-
Kaliforniya'da redwood ormanlarını görme fırsatını elde eden şanslılardanım. Orada insanların bahçe çitlerinin bittiği yerde hemen orman başlıyor ve en küçük çöp veya müdahale göremiyorsunuz. Doğada taşların, ölü kütüklerin yerini değiştirmek bile yasak. Dev sekoya ağaçlarını gördüğümde içimde o dev canlıya karşı duyduğum derin saygıdan dolayı gözlerimin yaşardığını hatırlıyorum.
Hoş, ABD'nin en çok enerji tüketen ve sera gazlarının birikmesine en büyük katkıyı yapan ülke olduğunu da biliyorum. Hepsinin altında dev motorlu araçlar, habire geziyorlar.. Kyoto'yu imzalamayan koskoca bir devlet. Bu arada biz de imzalamıyoruz, biliyor muydunuz? Çünkü abimiz imzalamıyor...
Bizim de ormanlarımızda bisikletle gezerken çamlarla, ardıçlarla konuşup, onları seven okşayan bir tipim ben. Benim değişik yerlere ektiğim 27 fidanım var. Tekrar görmeye gidebildiklerimin hepsi kocaman birer ağaç olmuştu. Hiç fire yoktu. Siz kaç ağaç diktiniz?
Küresel ısınma tehlikesine 4-5 yıl önce çok kafayı takıp, insanların dikkatini çekmek için yazılı tshirtler giyip 2-3 yıl yaz/kış bisikletle işe gidip geldim. Ama sonunda ne oldu biliyor musunuz... İnsanların bana bakıp "...koskoca doktora bak şortla bisikletle geliyo işe, hah hah ha!" diye alaylarından bıkıp bisikleti sadece dağ ve grup gezilerimde kullanmaya başladım. Bu arada bisikletin odometresi 23.000 km'de. Şehirde de ben de diğerleri gibi benzin canavarı bir makinayla dolaşıyorum. Artık kimse benimle dalga geçmiyor. Ne acı değil mi..................
Üç boyoz bir kola
-
bu agaclar sobada nede yanar be kokleyip eve goturmek lazım
-
firarci yasin adlı üyeden alıntı
bu agaclar sobada nede yanar be kokleyip eve goturmek lazım
Çok ince bir cevap olmuş bu...
Bir de şu ağacın köklerden yapraklarına kadar beslenme konusu var. Bu o kadar karmaşık değil. University of California at Santa Cruz (UCSC) de bir biyolog arkadaşım var. O bunu çok güzel açıkladı. Sabahtan öğlene kadar denizden karaya doğru bir sis basıyor California sahillerini. Bunun sebebi kuzeyden gelen soğuk deniz suyunun sıcak havayla karşılaşması. Bu sis kıyıları basınca ağaçlarda çiğ oluşuyor ve ağaç bunu kullanıyor. Hakikaten hemen her sabah sisli, bazan çok yoğun oluyor. Bu ağaçların bir başka özelliği ise dokusundaki bir maddeden dolayı çevresinde bitki veya mantar hiçbir canlıyı barındırmaması. Bir çeşit antibiyotik yani.. Enteresan.
Üç boyoz bir kola
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler