Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı

57 nci Alay SANCAĞI

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #1

    Üyelik
    02 Aralık 2006
    Şehir
    BODRUM / MUĞLA
    Motosikleti
    YAMAHA TDM 900A


    Resimdeki sancak, Çanakkale Savaşı’nda son erine kadar şehit olan Kahraman 57nci Alay’ın Sancağıdır. Hâlen Melbourne-Avusturalya müzesinde sergilenmekte olan sancağın tanıtım plâketinde şöyle yazmaktadır:

    “Bu Alay Sancağı Gelibolu savaş alanından getirtilmiştir, ama esir edilmemiştir. Türk Ordusu’nun geleneklerine göre bir alayın sancağı, alayın son eri ölmeden teslim edilemez. Bu sancak, sonuncu muhafızın da altında ölü olarak yattığı bir ağacın dalına asılı olarak bulunmuştur. Kahramanlık timsali olarak karşınızda duran bu Türk Alayı Sancağını selâmlamadan geçmeyin”

    57. ALAY
    Çanakkale’yi denizden geçemeyen İtilaf Devletleri’nin 25 Nisan 1915 günü Gelibolu Yarımadası’na ve Kumkale’ye asker çıkarmalarıyla Çanakkale kara savaşları başlamıştı. 25-26 Nisan 1915 tarihlerinde Arıburnu’nda karaya çıkıp Conkbayırı’nda ilerleyen çıkarma kuvvetleri, 19. Tümen K.Kur.Yb. Mustafa Kemal’in 25 Nisan günü verdiği ?Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir? emrini uygulayan Türk birliklerince durduruldu. Bu birliklerden biri Yb.Hüseyin Avni Bey’in komutasındaki 57. Alay’dı. 57. Alay’ın başta komutanları olmak üzere 628 kişilik mevcudunun tamamı 25-28 Nisan 1915 tarihleri arasında şehit düşmüştür.
    57. Alay adına yaptırılan şehitlik, Gelibolu Yarımadası’nda Kanlısırt’tadır.
    [B][COLOR="Red"]MEYDANLARDA GÜMBÜR GÜMBÜR KAVGALAR DÖNER DURUR,OLMUŞUM ÜÇ BEŞ PUŞTUN KATİLİ[/COLOR][/B]


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2
    babaçi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Eylül 2006
    Şehir
    İST
    Motosikleti
    Comet
    ben 3 defa gelibolu yarım adasına gittim.sadece şehitlikleri ziyaret amacıyla ilk gittiğimde 3 gün gibi bir süre kendime gelemedim kitaplar alıp iyice okudum ve 2 defa daha gittim.her türk evladının gitmesi vede en önemlisi bir rehber eşliğinde tarihinide öğrenmesi lazım. tüm şehitlerimize bir FATİHA

  3. #3

    Üyelik
    21 Ekim 2005
    Sadece şu anda demiyorum.Her zaman söylüyorum!

    Eğer ülkemi korumam gerekirse; gözümü hiç kırpmadan 7/24 nöbet tutarım.

    İster Ağrı olsun, ister Edirne, ister Çanakkale...

    Eğer savaşmam gerekirse; en önde giderim, sonuna kadar gücümü kullanırım!!!

  4. #4
    Forumdan Uzaklaştırıldı Sonsovalye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    11 Ocak 2006
    Şehir
    HAKKARİ
    Motosikleti
    Polaris Kar Motoru
    Alıntı babaçi adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    ben 3 defa gelibolu yarım adasına gittim.sadece şehitlikleri ziyaret amacıyla ilk gittiğimde 3 gün gibi bir süre kendime gelemedim kitaplar alıp iyice okudum ve 2 defa daha gittim.her türk evladının gitmesi vede en önemlisi bir rehber eşliğinde tarihinide öğrenmesi lazım. tüm şehitlerimize bir FATİHA
    Kesinlikle her Türk Evladının gidip görmesi gereken yer. Ne kadar kitaplardan okusak da görmeden anlamak, hissetmek zor.

    Alıntı viper_1 adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Sadece şu anda demiyorum.Her zaman söylüyorum!

    Eğer ülkemi korumam gerekirse; gözümü hiç kırpmadan 7/24 nöbet tutarım.

    İster Ağrı olsun, ister Edirne, ister Çanakkale...

    Eğer savaşmam gerekirse; en önde giderim, sonuna kadar gücümü kullanırım!!!
    Vatanı sadece nöbet tutarak değil, her anlamda korumamız, sahip çıkmamız gerekiyor.

  5. #5

    Üyelik
    21 Ekim 2005
    Alıntı Sonsovalye adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Vatanı sadece nöbet tutarak değil, her anlamda korumamız, sahip çıkmamız gerekiyor.
    Beni kahreden nokta da budur! Maalesef tam anlamıyla sahip çıkamıyoruz...

  6. #6

    Üyelik
    17 Kasım 2006
    Şehir
    Hakkari/Yüksekova
    Bunlar da benden olsun.

    Gelibolu’yu adımlamak
    TALHA UĞURLUEL
    Gelibolu Yarımadası’nı bilerek adımlamak için, ‘tarihi sayfa sayfa okuyup yorumlamak’ desek yanlış olmaz.
    Bu topraklarda gezerken büyük bir devletin varlık ve yokluk savaşını tüm detayları ile görmek mümkün. “Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, düşün altında binlerce kefensiz yatanı” mısralarını Mehmet Akif, acaba buraları düşünerek mi söyledi; bilinmez. Ancak dünü tanıyıp yarına daha iyi bakmak için Çanakkale’yi iyi bilmek gerekiyor. Buna hazırsanız ve bir asır önce o topraklarda neler yaşandığını öğrenmek isterseniz yolculuğumuza eşlik için davet ediyoruz. İlk durağımız Eceabat’ın birkaç kilometre ilerisindeki Fatih Sultan Mehmet’in yadigarı Kilitbahir Kalesi. Boğazı kilitlesin diye İstanbul kuşatmasından hemen sonra yapılmış. Gerçekten de boğazı yüzyıllardır düşmana karşı korumakta. Kalenin devamında Namazgâh tabyalarını görürüz. Denizden bakıldığında normal gibi görülen tepeler, karadan bakıldığında muhteşem bir kamuflaj ile gizlenmiş barınak ve cephanelikler haline geliverir. Buradan birkaç kilometre sonra Mecidiye Tabyası’na geliriz. Yani 18 Mart deniz harekâtında Seyit Onbaşı’nın vazife yaptığı yer. Ocean zırhlısını batıran mermiyi gönderdiği yer. Seyit Onbaşı hâlâ kucağında mermi, o günleri hatırlatırcasına orada durmaya devam etmektedir. Onun durduğu yerde durur ve boğaza bakarsanız düşmanın yenilmez dedikleri dev donanmanın uğradığı hezimeti görünsünüz belki...

    Rumeli Mecidiyesi’nden az ötede bizi yine deniz kıyısındaki bir başka şehitlik, Havuzlar karşılar. Burada Yüzbaşı Kemal Bey ve şehit arkadaşlarının ruhaniyetlerini şâd eder ve bu kez deniz kıyısından ayrılarak içerilere, Gelibolu Yarımadası’nın uçlarına doğru ilerleriz. Hemen sağımızda Soğanlıdere Şehitliği’ni görürüz; Kerevizdere çarpışmalarının yüce kahramanlarının yattığı yeri. Artık Gelibolu’nun uçlarında yüksek bir tepenin yanındayız. Burası Alçıtepe. Eski adı ile Kirte bölgesi. Düşman bu muhkem tepeyi alabilmek için çok uğraşmıştı. Üç büyük Kirte savaşı yapmıştık onlarla. 1. Kirte’de 8 bin, 2. Kirte’de 10 bin, 3. Kirte’de 15 bin şehit vermiştik; ama tepeyi vermemiştik düşmana.

    Köyün orta yerinden sağa doğru sapıyor ve bu kez Sargı Yeri’ne doğru ilerliyoruz. Burası Çanakkale’nin en büyük ve kuytu hastanesi. O kadar büyükmüş ki, 30-40 hatta 50 bin yaralı birikirmiş. Buranın en büyük zaafı ise Ege Denizi’ne birkaç km. uzaklıkta olması. Acımasız düşman hastane olduğunu bile bile 28 Haziran gecesi, uzun menzilli topları ile burayı sabaha kadar dövmüş. Bir gecede tam 18 bin yaralımız şehit düşmüş. Sargı Yeri’nden bir km. kadar ileride, Ege Denizi kıyılarında Nuri Yamut Anıtı ile karşılaşıyoruz. 1940’lı yıllarda şehitlerimizin mübarek kemikleri hâlâ tepelerde yığın yığın durmaktadır. Nuri Paşa bu manzaraya dayanamaz ve Çanakkale’de kendi imkanları ile yaptırdığı anıtın içine onları toplattırarak defnettirir. Bu anıtın altında bugün 10 bin parça şehit kemiği bulunmakta.

    Şimdi yeniden geri dönüp 67 Mehmetçiğin tam 3 bin düşman askerine karşı bir buçuk gün geçit vermediği Seddülbahir’e geçiyoruz. Düşmanın River Clayt ve Albiom gemileri ile yaptıkları saldırıda, bir adım bile gerilemeden öyle bir durmuşlardı ki düşman ancak tamamını şehit ederek burayı ele geçirebilmişti. 25 Nisan akşamı İngiliz tayyareleri Seddülbahir üzerinden geçerken bu koy için şu raporu yazmışlardı: “Çıkarma koyu kıyıdan 50 m. içeriye kadar kıpkırmızı bir kan gölü görünümündedir.”

    Şimdiki durağımız Morto Koyu. Fransızların çıkarma yaptıkları yer. Buradan çıkarken o kadar çok ölü bırakmışlar ki buraya ‘Morto (Ölü) Koyu’ adını vermişler. Bugün hâlâ Morto Koyu’nda suyun içinde taşlaşmış yığın yığın şarapnel parçaları görürsünüz. Karşımızdaki devasa dağ sıralarına bakıyoruz. Düşmanın çakılıp kaldığı yerler işte buralar. Hatta burayı aşabilmek için İngiliz deniz bakanı Churchill’in zehirli gaz kullanma planlarını hatırlıyoruz. Temmuz ayları rüzgâr alabildiğine denizden karaya doğru esiyor. Tam sırası demişlerdi. Ama zehirli gazlar Gelibolu önlerine getirildiğinde bu kez rüzgâr yön değiştirmiş karadan denize doğru esmeye başlamıştı. Kullanamıyorlar. Bu ve bunun gibi daha nice akıl almaz olay sonrasında Churchill, hatıralarına şu cümleleri yazacaktır: -”Biz Çanakkale’de Osmanlılar ile değil, Tanrı ile savaştık ve haliyle de yenildik.”

    Düşmanın defalarca saldırdığı Kanlı sırta tırmanıyoruz. Bir gecede kıpkızıl kan olan tepeler. Tam önümüzde 57. Alay Şehitliği var. Atatürk’ün miralay rütbesi ile onları düşmana sevk ettiği yer. Ve düşmanı durdurma adına bütün bir alayın şehadeti. Az yukarıda bir uçurumun başında 57. Alay Komutanı Hüseyin Avni Paşa’nın kabriyle karşılaşıyoruz. Dualarımız ruhlarına. Tam Conkbayırı sırtlarında Atatürk’ün anıtı ile karşılaşıyoruz. Göğsüne şarapnel parçasının çarptığı yer. Bu savaş hem Mustafa Kemal, hem de Kurtuluş Savaşı’mız için büyük önem taşıyordu. Trablusgarp’ta ön plana çıkan Mustafa Kemal, bu savaş ile daha bir göz dolduracak ve Kurtuluş Harekatı’nı örgütlemek için bizzat vazifelendirilecekti. Karşımızda Anafartalar Ovası duruyor. Yani Ağustos Ayı Savaşları. Düşmanın var gücü ile hem Anzak Koyu’ndan hem de Suğla’dan saldırdığı günler. Savaşta asker yaşımızın 14’lere düştüğü zamanlar. Hamilton’un İngiltere’ye yalvardığı ve ‘Bana son bir birlik gönderin.’ dediği demler. İngiltere İstanbul’u almayı o kadar önemsiyordu ki bu isteğe cevap verdi ve bizzat İngiliz Kraliyet ailesini koruyan Norforlk Kraliyet Alayı’nı gönderdi. Bu birlikten bir daha haber alamadılar. Ve asılsız soykırım hikâyeleri uydurarak bunun filmlerini yaptılar.

    Conkbayırı düşmanın bir türlü alamadığı ve İstanbul önünde bir sed gibi duran bir gazi tepemizdir. Bizler aradan geçen bu kadar yıl sonrasında işte şimdi tam bu tepedeyiz. Bir yıl süren Çanakkale Savaşları’nda aylarca siperlerde yatan, canını hiç düşünmeden feda eden nice şehidimizi saygı ile anıyor ve ruhlarına Fatihalarımızı gönderiyoruz.

    Salim Mutlu Müzesi

    Çanakkale ziyaretlerimizde devamlı ziyaret ettiğimiz bir yer de bu şirin köy içerisindeki bakkal dükkanı. Salim Amca’nın bu ilginç dükkanında bakkal dükkanlarında alışageldiğmiz şeyler bulunmuyor. Aksine burada yığın yığın kurşun ve şarapnel parçası görüyoruz. Bu köye 1936 yılında yerleşenler 70’lere kadar hurdacılıkla geçinmiş, tarlalarındaki savaş artıklarını toplayıp satmış. Rahmetli Salim Mutlu ise topladıklarını biriktirmiş ve bu müzeyi kurmuş.
    .................................................. .................................................. ....



    ÇANAKKALE
    Çanakkale şehri ismini, Marmara Denizini Ege Denizine bağlayan ve kıyıları hem Asya'ya hem de Avrupa'ya uzanan Boğazdan alır.
    Asya tarafındaki Çanakkale ve Avrupa tarafındaki Eceabat ve Kilitbahir arasında hergün yolcu ve araba feribotları çalışır. Marmara ve Ege Denizi arasında gidip gelen renkli yatlar, Çanakkale Marina'da mola vererek turistlerin bu yörede daha fazla zaman geçirmelerini sağlar. Restoranlar, çevre sulardan yeni tutulmuş deniz ürünlerini sunmakta yüzyılların birikimiyle uzmandırlar.
    Küçük sokak kafeleri ise, limanın telaşlı hareketinin, yolcu vapurlarının, balıkçı teknelerinin ve küçük sandalların hiç bitmeyen gösterilerinin tadını çıkarırken bir bardak çay içmeniz için ideal yerlerdir.
    Otelleri, restoranları ve kafeleriyle birlikte bu mesire yeri, aynı zamanda geceleri aydınlatılan Kilitbahir Kalesi'nin etkileyici manzarasını da izleme imkanı sunar.
    Fatih Sultan Mehmet İstanbul'un fethinden (1453) önce 1451 yılında Avrupa tarafındaki Kilitbahir ve Asya tarafındaki Çimenlik bölgelerine 1200 m. Uzunluğundaki dar Boğaz'dan geçişleri kontrol etmek için birer tane kale inşa ettirmişti.
    Bugün Çimenlik Kalesi, askeri bir müzedir. Müzede, I. Dünya Savaşı Çanakkale Muharebesi anısına Boğaza savaş sırasında mayın döşeyen Nusret Gemisi'nin bir benzeri yer almaktadır. Geminin içinde o zamandan kalan gazete haberleri bulunmaktadır. Kalenin içi, Atatürk resimlerini ve silahları sergileyen 5m. yükseklikte ve 8m. genişlikte duvarlarla çevrilmiştir. Kalenin bir köşesinde, Gelibolu'da doğan Osmanlı İmparatorluğu'nun kahraman Türk denizcisi Piri Reis'e (1465-1554) ithaf edilen bir müze vardır. Birçok denizci bayrağının bulunduğu müzede Piri Reis'in yaptığı haritaları ve yazdığı kitapları görebilirsiniz. I. Dünya Savaşından kalma gülleler kule duvarları arasına serpiştirilmiştir.
    Çanakkale'deki Arkeoloji Müzesinde bölgenin meşhur seramiklerini görebilirsiniz. Bu eski gelenek hala yaşatılmakta ve seramikten güzel hatıralık eşyalar yapılmaktadır.
    Çanakkale'den çıktığınızda İzmir otobanı boyunca mükemmel kumsallar bulunmaktadır.
    Dardanos'ta (Çanakkale'ye 10 km) kamp tesislerinden faydalanabilirsiniz.Tarihi mekanın 5-7 km uzağında, Güzelyalı ve İntepe yer almaktadır. Burada altın rengi kumsallar, kamp alanları, moteller, pansiyonlar ve restoranlar bulabilirsiniz. Bu tesislerin tümü çamlarla kaplı tepelerin karşısında, eşsiz manzaraya sahip mekanlardadır.
    Çanakkale'nin yanı sıra Karabiga, Gelibolu, Bozcaada ve Küçükkuyu'da da marinalar vardır.
    GELİBOLU YARIMADASI TARİHİ MİLLİ PARKI
    I.Dünya Savaşında, Gelibolu Yarımadasında hayatını kaybeden 500.000 askerin anısına, bu yarımada günümüzde Milli Park haline getirilerek, şehitlikler, anıtlar, Arıburnu'nun doğal güzelliği korunmak istenmiştir. Park etrafında arabayla dolaştığında bozulmamış kıyı ormanlarının, yeşil tepelerin, altın rengi kumsalların ve masmavi denizin huzur verdiği atmosferin, vatanlarını korumak için cesurca savaşıp şehit düşen Türk Askerleri için mükemmel bir dinlenme yeri sağladığı açıkça görülür.
    18 Mart 1915'de İttifak Devletleri'nin Çanakkale sularına girişi engellenmiş ve gemilerinden bir çoğu, Nusret Gemisinin sulara döşediği mayınlardan dolayı batmıştır. İttifak Devletleri bu gerçeği gördüklerinde karadan harekatta bulunmayı denediler. Morto Koyu'nda Fransız ve İngilizler, Anzak Koyu'nda Avustralya, Yeni Zelanda ile Hint Birlikleri, Kemikli Burnu'ndan Kanada Birlikleri harekatta bulunmuşlardır. Mustafa Kemal önderliğindeki Türk Ordusu tüm cephelerde savaşı kazanmış ve 9 Ocak 1916 tarihinde İttifak Devletleri Gelibolu Yarımadası'ndan tamamen çıkartılmıştır.
    Ziyaretçiler, buranın özel ruhunu, Türk Ulusunun kalbini ve bu toprak parçasından gelen uyarıyı hissederler. Ağaç tepelerindeki rüzgar ve sonsuz denizin dalgaları bu savaşın kahramanlarına adeta şarkılar söylemektedir.
    Parkta yapacağınız herhangi bir tura Eceabat'tan başlamalısınız.Güneye giderseniz sırasıyla Kilitbahir, Alçıtepe, Morto Koyu'na ve buranın batısındaki bir tepenin üzerinde 42 m yüksekliğindeki Çanakkale Şehitler Abidesine ve burada şehit düşen Türk Askerleri onuruna yapılmış bir müzeye varabilirsiniz.
    Çanakkale Şehitleri Abidesi, Boğaza girilince hemen görülebilir. Türk Şehitlikleri, Fransız ve İngiliz şehitlikleri ve Seddülbahir Kalesi ile birlikte burada yer almaktadır. Kuzeye, Alçıtepe'ye geri döndüğünüzde Kabatepe'ye doğru yarımadanın kuzeybatı turunu yapmış olursunuz. Kabatepe'nin merkezinde Arıburnu, Conkbayırı ve Anafartalar muharebeleriyle ilgili bilgi alabilirsiniz. Kanlısırt, Conkbayırı ve Kemalyeri tepelerine doğru devam ederseniz Türk, Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerlerin şehitliklerini görebilirsiniz.
    Küçükkemikli Sahilinin, Anafartalar Ovasının ve Tuz Gölünün panoramik manzaralarını Conkbayırı'ndan izleyebilirsiniz. Conkbayırı Tepesinde, Mustafa Kemal Atatürk'ün çok büyük bir heykeli vardır. Atatürk, heykelin bulunduğu yerde göğüs cebinde taşıdığı bir cep saati sayesinde ölümden dönmüştür. Bigalı'da bugün müze olan Atatürk'ün karargah olarak kullandığı evi ziyaret edilebilir. Kıyıda Arıburnu ve Anafartalar Anıtları yer alır.
    Anzak Koyu'nda bölgenin en dokunaklı şehitliklerinden bir tanesi bulunmaktadır. Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusunun birleşimi ile oluşan birliklere "ANZAK" adı verilmektedir. "Anzak Şehitliği ve bölgenin kalbini çalan Atatürk'ün sözlerinin yazıldığı Arıburnu Anıtı, hüzünlü ziyaretlere sahne olmakta ve her yıl 25 Nisan'da Türk'lerin ve Dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilerin katılımıyla ANZAK GÜNÜ kutlanmaktadır.
    ........Uzak diyarlardan evlatlarını
    harbe gönderen analar!
    Göz yaşlarınızı dindiriniz.
    Evlatlarınız bizim bağrımızdadır.
    Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır.
    Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra artık
    Bizim evlatlarımız olmuşlardır.
    Mustafa Kemal ATATÜRK 1934

  7. #7
    alp_tunay - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    11 Temmuz 2006
    Şehir
    iZMİR
    Motosikleti
    cbf1000-cygnus
    Mükemmel yerler....

    Ben gelibolu - Dirikköy de askerlik yapmıştım....Çok otantik yerler, her bakışında mana farklı oluyor....
    T Ü R K İ Y E. . . .T Ü R K L E R İ N D İ R

    N E ... M U T L U... T Ü R K Ü M... D İ Y E N E

  8. #8

    Üyelik
    03 Aralık 2006
    Şehir
    adana - ceyhan
    Motosikleti
    Dorado Akida 125 cc Scooter
    sancak hakkında google il yaptığım aramada linkteki yazıyı buldum müzede olmadığı konusunda
    ---------- alıntı aşağıdaki linkten --------
    MELBOURNE'DE YOK

    57'nci Alay'a Çanakkale Muharebeleri'nden sonra, 30 Kasım 1915'te Sultan V. Reşat'ın iradesiyle altın, gümüş imtiyaz ve harp madalyaları verilmiştir. Bu madalyalar, 25 Nisan 1916 tarihinde İstanbul - Şile arasında bulunan Çelebi Köyü'nün kuzeydoğusunda toplanan Alay'ın sancağına törenle takılmıştır. Dolayısıyla Alay Sancağı'nın Çanakkale Muharebeleri sırasında Avustralyalılar tarafından ele geçirildiği iddiası doğru değildir. Bazı yayınlarda bu sancağın bugün Avustralya Melbourne Müzesi'nde sergilendiği iddia edilmektedir. Bu iddialarla ilgili Melbourne Müzesi'nin de içinde yeraldığı dört müze adına Victoria Eyalet Müzesi tarafından gönderilen cevabi yazıda, ellerinde 57'nci Alay'a ait bir sancak bulunmadığı bilgisine ulaşılmıştır.
    --------- alıntı bitti ---------

    http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...?viewid=571269
    peki o zaman bu sancağa ne olmuştur?
    bir kaç faydalı olacağını düşündüğüm link (bağ) aşağıdadır
    http://www.gallipoli1915.org/sancak.htm
    http://www.milliegemenlik.gov.tr/57alay.htm
    [CENTER]imza yok parmak izi daha garanti yaşasın biyometrik imza:cat:
    motosiklet seçerken gösterdiğiniz özeni yöneticileri seçerkende gösteriniz[/CENTER]

  9. #9

    Üyelik
    02 Aralık 2006
    Şehir
    BODRUM / MUĞLA
    Motosikleti
    YAMAHA TDM 900A
    Ülen bu anzaklar bizi kekliyo olmasın,yapar mı yaparlar.vay alçaklar.
    [B][COLOR="Red"]MEYDANLARDA GÜMBÜR GÜMBÜR KAVGALAR DÖNER DURUR,OLMUŞUM ÜÇ BEŞ PUŞTUN KATİLİ[/COLOR][/B]

  10. #10

    Üyelik
    03 Aralık 2006
    Şehir
    adana - ceyhan
    Motosikleti
    Dorado Akida 125 cc Scooter
    anzakların sancağı alamamış olma ihtimali de bulunmaktadır. Türk Ordu geleneğinde sancağın ele geçmemesi için imha edilmiş olması ihtimali üzerinde de durulmakta.
    aklıma takıldı. 57. Alayın Sancağı bulunmadığı için mi yeniden kurulmadı yoksa kanlısırt çatışmasında bütünü ile şehit olan 57. Alaya sayıgı için mi yeniden kurulmadı.
    Benim için 57. Alay çokşey ifade ediyor. Kara Kuvvetleri Sayfasında 57. Alay ile ilgili pek bir bilgi bulamadım. Değerlerimiz üzerinde çok oyun oynandığı bir zamanda inşallah KKK web sayfasında bu şekilde canlarını vatan uğruna feda edenlerin anıları daha bulunur bir yerde olur.
    [CENTER]imza yok parmak izi daha garanti yaşasın biyometrik imza:cat:
    motosiklet seçerken gösterdiğiniz özeni yöneticileri seçerkende gösteriniz[/CENTER]

  11. #11
    Khutuck - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Aralık 2005
    Şehir
    Yollarda...
    Motosikleti
    2.5 yıl akbil, sonra CuBuF150, şimdi Fazer, az KTM
    57. Alay Çanakkale'den sonra Kanal cephesinde ve Filistin'de de savaştı, ancak Osmanlı ordularının dağıtılmasından sonra, Cumhuriyet döneminde tekrar kurulmadı diye okumuştum bir yerde. Kaynak bulursam yollarım.


    Düzenleme: Kaynak dolaylı yoldan Genelkurmay açıklaması. Orijinalini bulursam ona da link veririm.
    # günümüzde 57. alayın sancağının melbourne müzesinde olduğuna dair bilgiler vardır internette. bu da kahramanlık adına yayılmıstır. "sancağı tutacak kimse kalmadı" seklinde ama işin doğrusu o şekilde değildir.

    57. alayın hepsi canakkale'de sehit olmamıs, daha sonra birçok cephede savasmıslardır. "57’nci alay, çanakkale cephesi’nden sonra, önce galiçya cephesi’nde savaşmış, ardından bağlı olduğu 19. tümen ile birlikte filistin cephesi’ne intikal etmiştir. 19. tümen 23 eylül 1918 tarihinde ingilizler’e esir düşmüştür. 57. alay’ın da 29 temmuz 1917 - 23 eylül 1918 tarihleri arasında filistin cephesi’nde birçok muharebeye katıldığı, son olarak nablus meydan muharebesi’nde mevcudunun hemen hemen dörtte üçünden fazlasını kaybettiği ve daha sonra muharebe gücünü yitirerek ingilizlere esir düştüğü tespit edilmiştir." bunun üzerine 57 alay böylece ordu bünyesinden çıkarılmış, aziz hatırasına saygı nedeniyle bir daha da kurulmamıştır. bugün türk ordusunda 57. alay yoktur. ancak bazı kaynaklarda 57. alayın ege’de kurulan 57. tümen ile karıştırıldığı görülmüştür.

    genelkurmay baskanlığı'nın sancak ile alakalı acıklaması söyledir:
    “57. alay çanakkale muharebelerinden sonra 30 kasım 1915’te sultan v. reşat’ın iradesiyle altın gümüş imtiyaz ve harp madalyaları verilmiştir. bu madalyalar 25 nisan 1916 tarihinde istanbul-şile arasında bulunan çelebi köyü’nün kuzeydoğusunda toplanan alayın sancağına törenle takılmıştır. dolayısıyla alay sancağının çanakkale muharebeleri sırasında avustralyalıların eline geçtiği iddiası doğru değildir. bazı yayınlarda bu sancağın bugün melbourne müzesinde sergilendiği iddia edilmektedir. bu iddialarla ilgili melbourne müzesinin de içinde bulunduğu dört müze adına victoria eyalet müzesi tarafından gönderilen cevabi yazıda ellerinde 57. alaya ait bir sancak bulunmadığı bilgisine ulaşılmıştır.

    57. alay çanakkale cephesinden sonra önce galiçya cephesi’nde savaşmış, ardından bağlı olduğu 19. tümen ile birlikte filistin cephesine intikal etmiştir. 19. tümen 23 eylül 1918 tarihinde ingilizlere esir düşmüştür. 57. alayın da 29 temmuz 1917- 23 eylül 1918 tarihleri arasında filistin cephesinde birçok muharebeye katıldığı, son olarak nablus meydan muharebesinde mevcudunun hemen hemen dörtte üçünden fazlasını kaybettiği ve daha sonra muharebe gücünü yitirerek ingilizlere esir düştüğü tespit edilmiştir.

    günümüze dek geçen sürede 57. alay sancağına ilişkin herhangi bir bilgi aydınlığa kavuşamamıştır. ancak türk ordu geleneği göz önüne alındığında alayın ingilizler tarafından esir alınırken sancağını teslim etmeyerek imha edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir.”

    genelkurmay baskanlığı
    (daha, 30.01.2006 16:23)
    #9043424 !?

  12. #12
    eroldayı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    30 Eylül 2006
    Şehir
    Turgutlu/Ama Malatyalı
    Motosikleti
    Yoktur
    paylaşımınız için saolun bizi bilgilendiren arkadaşlara tek tek teşekkür ederim
    vatan namusdur biz türkler şahadet şerbeti içmek için yemin içmiş bir milletiz
    vatan sana canım feda
    SADAKAT NEDİR BİLMEM KİMSENİN GÖLGESİNDEN GEÇİNMEM HİÇ KİMSEYEDE EYVALLAHIM YOKTUR BU CANI ALLAH VERDİ ANCAK ALLAH ALIR EMİR OLUNDUĞUNDA VAKTİ GELDİĞİNDE KOŞA KOŞA GİTMEK NASİP OLUR İNŞAALLAH


    REKLAM ALANI

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)

Bu Konudaki Etiketler