Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı
1. sayfa 123 SonuncuSonuncu

Einstein yanıldı

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #1
    Ahmet Abi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    23 Aralık 2013
    Motosikleti
    Subaru Xv
    Albert Einstein, kara deliklerin gerçek olamayacak kadar abes bir fikir olduğunu düşünürdü. Peki haklı mıydı? Hayır, Einstein yanılmıştı. Kara delikler var, üstelik hayal ettiğimizden daha karmaşıklar.



    Yıldızlar açısından bakıldığında, Güneş sadece ortalama bir kütleye sahip ve yaklaşık beş milyar yıl içinde son hidrojen yakıtını da tüketince, dış katmanları uzaya fırlatılacak; çekirdeği zamanla sıkışıp beyaz cüceye, yani evrende Dünya büyüklüğünde bir kor parçasına dönüşecek.

    Güneş’ten 10 kat büyük bir yıldızın ölümü ise çok daha dramatik bir olay. Böylesi büyük kütleye sahip bir yıldızın dış katmanları, birkaç hafta boyunca, evrendeki en parlak cisimlerden biri olan bir süpernova patlamasıyla uzaya fırlatılır. Çekirdeğiyse, kütle çekim sıkıştırmasıyla, çapı yaklaşık 20 kilometreyi bulan ve kendi çevresinde dönen bir topa, nötron yıldızına dönüşür. Nötron yıldızının küp şeker büyüklüğünde bir parçası, Dünya üzerinde olduğu varsayıldığında, bir milyar ton ağırlık anlamına gelir. Ve nötron yıldızlarının kütle çekim gücü öyle büyüktür ki, üstüne bir parça lokum bırakmanız halinde dahi bir atom bombasınınkine eşdeğer bir enerji ortaya çıkar.

    Ancak bu örnek bile, Güneş’in kütlesinin 20 katı büyüklükte bir yıldızın can çekişmesiyle kıyaslanamaz. Evrenin tüm ömrü boyunca, her milisaniyede bir, Hiroşima’ya atılanın benzeri bir bomba patlatsanız dahi, bu, bir dev yıldızın çöküşünün son anlarında ortaya çıkan enerjiyle boy ölçüşemez. Yıldızın çekirdeği içe doğru çöker. Sıcaklık 55 milyar dereceye ulaşır. Kütle çekiminin ezici gücüne hiçbir şey engel olamaz. Everest Dağı’ndan daha büyük demir kütleleri sıkışıp, neredeyse bir anda, birer kum tanesine dönüşür. Atomlar elektron, proton, nötronlarına parçalanır. Bu minicik parçalar kuark, lepton ve gluonlara ayrılır. Her şey giderek daha da ufalır, daha da yoğunlaşır, sonra da...

    Sonrasını kimse bilmiyor. Böylesi büyük bir olayı açıklamaya çalışırken, evrenin nasıl işlediğine dair önde gelen iki teori –genel görelilik ve kuantum mekaniği– aynen döne döne düşen bir uçağın göstergelerinin kontrolden çıkması örneğinde olduğu gibi sapıtıyor.



    YILDIZ KARA DELİĞE DÖNÜŞÜYOR
    Kara deliği evrendeki en karanlık uçurum yapan şey, kara deliğin kütle çekimsel gücünden kaçmak için gereken hız. Dünya’nın kıskacından kurtulabilmek için saniyede yaklaşık 11 kilometre gibi bir hıza ulaşmak gerekiyor. Bu oldukça yüksek bir hız –bir mermiden altı kat daha hızlı. Ve insan yapımı roketler, 1959 yılından bu yana bu kaçış hızına ulaşıyor. Evrensel hız sınırı ise saniyede 299 bin 792 kilometre, yani ışık hızı. Ancak bu hız dahi kara deliğin çekim gücünün üstesinden gelmeye yetmiyor. İşte bu nedenle kara deliğin içinde ne varsa, bu bir ışık huzmesi bile olsa, dışarı çıkamıyor. Öte yandan, aşırı kütle çekiminin çok tuhaf bazı etkileri nedeniyle, kara deliğin içine bakmak da olanaksız. Kara delik, evrenin geri kalanından sürülmüş bir yer. Kara deliğin içi ve dışını ayıran çizgi, olay ufku olarak adlandırılıyor. Olay ufkunu geçen her şey –bir yıldız, bir gezegen ya da bir insan olabilir– sonsuza dek kayboluyor.

    Fizik tarihinin hayal gücü en kuvvetli düşünürlerinden biri olan Albert Einstein, kara deliklerin gerçek olduğuna hiçbir zaman inanmadı. Geliştirdiği formüllere göre varlıkları olası olsa da, doğanın böylesi cisimlere izin vermeyeceği görüşündeydi. Kendisine en aykırı gelen şeyse, kütle çekimin elektromanyetik veya nükleer gibi daha büyük güçleri alt edip, devasa bir yıldızın çekirdeğinin evrenden yok olmasına yol açabileceği fikriydi. Üstelik Einstein bu konuda yalnız değildi. Yirminci yüzyılın ilk yarısında, çoğu fizikçi, bir cismin ışığı yutacak kadar yoğunlaşabileceği görüşünü reddetmekteydi.

    Ancak yine de bilim insanları, 18. yüzyıl gibi erken sayılabilecek bir tarihten itibaren, kara deliklerin olası olup olmadığı konusu üzerinde düşünüyordu. İngiliz filozof John Michell, 1783 yılında Londra Kraliyet Topluluğu’na verdiği bir raporda bu fikirden söz etmiş, Fransız matematikçi Pierre–Simon Laplace da, 1796 yılında yayımlanan bir kitapta var oldukları görüşünü öne sürmüştü. Ancak o dönemde hiç kimse bu süper yoğun tuhaf şeyleri kara delik olarak adlandırmıyordu. Donmuş yıldız, kara yıldız, çökmüş yıldız ya da –bu konuda pek çok teorik denklemi çözen Alman astronomdan hareketle– Schwarzschild tekilliği olarak anılıyorlardı. “Kara delik” adlandırmasıysa ilk olarak 1967 yılında, Amerikalı fizikçi John Wheeler’ın Columbia Üniversitesi’ndeki (New York) bir konuşmasında kullanılmıştı.

    Yaklaşık olarak yine aynı dönemde, büyük oranda da uzaya bakma konusunda yeni yolların icat edilmesi sayesinde, kara deliklere dair görüşlerde radikal bir değişim yaşanıyordu. İnsanlığın doğuşundan başlayarak görünür ışık tayfıyla kısıtlı kalmıştık. Ancak 1960’larda x–ışını ve radyo teleskoplarının kullanımı giderek yaygınlaşmaya başladı. Bu sayılanlar gökbilimcilerin ışığı yıldızlararası tozdan etkilenmeyen dalga boylarında toplamasına ve –aynen bir röntgen filmi gibi– galaksilerin içindeki “kemikler”i görmemize olanak verdi.

    Bilim insanlarının bulduğu şaşırtıcı nokta, çoğu galaksinin merkezinin şişkin bölgesindeki yıldızların, gaz ve tozla tıklım tıklım dolu oluşuydu –ki evrende 100 milyarın üzerinde galaksi bulunuyor. Kendi galaksimiz Samanyolu dahil olmak üzere bakılan neredeyse her galakside, bu kaotik şişkinliğin de tam ortasında öyle ağır, öyle yoğun, kütle çekim gücü öyle güçlü bir cisim var ki, bakış açınız ne olursa olsun, sadece tek bir açıklama mümkün: Bu bir kara delik olmalı.

    Ve bu delikler devasa. Örneğin, Samanyolu’nun merkezindeki delik, Güneş’ten 4,3 milyon kat daha ağır. Komşu Andromeda galaksisinde de 100 milyon Güneş’in kütlesine eşdeğer bir kara delik var. Diğer galaksilerde bir milyar Güneş’e, hatta bazılarında da 10 milyar Güneş’e eşdeğer kara delikler olduğu düşünülüyor. (Bu delikler hayata bu kadar büyük olarak başlamamış, hepimiz gibi, onlar da yedikleri her bir öğünle giderek ağırlaşmış.)

    Kara delikler, sadece bir nesil içinde, fizikçiler arasında neredeyse alay konusu bir görüş olmaktan çıktı ve geniş bir kitle tarafından kabul gören bir olguya dönüştü; kara delikler gayet yaygındı. Üstelik de evrende büyük olasılıkla trilyonlarcası vardı...

    Kaynak: Entivi haber.
    hayat2teker, UNdocab, kemboo ve 4 diğerleri bunu beğendiler..


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2

    Üyelik
    02 Mart 2014
    Şehir
    istanbul-kocaeli
    Motosikleti
    tvs rtr 150 hyper edge
    1cm^3 maddenin 100 milyar ton olduğunu hayal edin, yani bir kesme şekerin yaklaşık 1000000000000 kg olduğunu düşünün, düşünemediniz değil mi (bende düşünemedim ), o zaman şöyle düşünün, el fenerini yaktınız ve ışık az ilerde yere düştü, evet yön değiştirip yere düştü, işte o kadar yoğun. paylaşım için teşekkürler, ilgiyle okudum.
    Ahmet Abi bunu beğendi.

  3. #3

    Üyelik
    03 Eylül 2010
    Şehir
    İSTANBUL-TRABZON
    Motosikleti
    MONDİAL 150 ZC (Alayına Gider)
    Sonuç elbet bir gün güneş mum gibi sönecek, yerle gök bir olacak ve hepimiz Allah' a döneceğiz...
    UNdocab bunu beğendi.

  4. #4
    Samet Ağır - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    26 Nisan 2008
    Şehir
    istanbul pendik
    Motosikleti
    YAMAHA YZF 1000 thunderace ,NC 750 S
    çok ilgimi çeken bir konudur..elimdeki kitaplara göre karadeliğin oluşumu 10Üstü -43 saniyede oluşuyormuş...
    yani 10 sayısının yanına 43 sıfır getirin..saniyenin bu kadarda biri gibi bir zaman dilimi....

  5. #5
    solmyr - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    07 Ağustos 2007
    Alıntı clabber adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Sonuç elbet bir gün güneş mum gibi sönecek, yerle gök bir olacak ve hepimiz Allah' a döneceğiz...
    açılın, bilirkişi geldi

    ne yazık ki güneş mum gibi sönmeyecek, çok şaşalı bir kapanış yapacak ve daha son perdeye başlamadan, o kadar büyüyecek ki, dünya'yı yutacak. yaklaşık 4,5 milyar yıl sonra, eğer andromeda gökadasının çarpmasından sağ çıkabilirsek, şu an bulunduğumuz yere kadar güneşin çapı artacak. bu genişlemeden sonra son perde başlıyor.
    TAYFUNBORA, Shrieker ve Acil112 bunu beğendiler.
    motogünlüğüm: youtube.com/c/Bereñârı

  6. #6
    kemboo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    21 Nisan 2012
    Şehir
    İzmir/Bornova-Muğla/Dalaman
    Motosikleti
    ybr>wolf>mt-07>xmax>inazuma>tenere660
    Allah sonumuzu hayır etsin

    şaka bir yana süper bir paylaşım zevkle okudum eline sağlık

  7. #7
    tigermbz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    10 Şubat 2006
    Şehir
    Samsun
    Motosikleti
    Ducati 797
    şu kadar büyük enerjilerden bahsediliyor
    onun milyarda biri bile olamayacak enerjiler için milyonlarca insan öldürüldü, öldürülüyor(?)
    tanertc bunu beğendi.

  8. #8
    TAYFUNBORA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    04 Nisan 2011
    Şehir
    Samanyolu Galaksisi
    Motosikleti
    Ktm 690 Sm
    Mükemmel konu.Bu foruma fazla gelmiş belli.
    Karadelikler evrendeki en güçlü ve esrarengiz kuvvetlerdir.Bir karadelik dünyamızın yanından geçse dahi fiziksel etkileri hariç gözle görmemiz mümkün değildir.Ancak yarattığı radyo frekansları sayesinde onları tespit edebiliriz.Evrende her maddenin bir titreşimi ve frekansı vardır.Aslında radyofrekansı ile tespit edilemez de diyebilirim.Etrafında getirdiği değişikler tespit konusunda asıl referans kaynağı olmakta.Sonsuz çekim gücü ısı ışık zaman ne varsa içine çekiyor.İşte ilgimi çeken konu da bu .Zaman! Yani zaman uzuyor.Karadeliğin içine girdikçe zamanın yavaşladığı savunuluyor.Buradan da zaman yolculuğu ve paralel evren konusuna giriş yapılırkiYaz yaz bitmez.Zaten Bu konuda cümleyi yazmaya başladığın an Quantum fiziği devreye girer.Şükürler olsun ki bunlar bizim problemimiz değil.3,8 milyar yaşındaki dünyamızda yüce Zeus'un yarı tanrı çocukları hepimizi kurtaracak;)

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 09:28 ---------- bir önceki mesaj zamanı 09:20 ----------

    Bu kadar büyük rakamların konuşulduğu akıl almaz matematik formüllerinin geçerli olduğu evrende insan varolduğundan beri birbirini öldürüyor.Hani gelişmişlik? İnsan hep ilkel ve öyle kalacak.

    Alıntı tigermbz adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    şu kadar büyük enerjilerden bahsediliyor
    onun milyarda biri bile olamayacak enerjiler için milyonlarca insan öldürüldü, öldürülüyor(?)


    ---------- Mesajlar birleştirildi - 09:35 ---------- bir önceki mesaj zamanı 09:28 ----------

    O mum etrafında ne var yoksa içine alıp yok ediyor.Pek mum diyemeyiz.En son bir nötron yıldızına dönüşüyor ki onun çekim kuvveti dahi dünyamızı yok etmeye yetecek güçte.Daha önce benzeri durumda patlamış yıldızlar gözlemleniyor.Evrende bir sürü süpernova hatta hipernova mevcut.Evrenin bir ucundan diğer ucuna dolaşan karadeliklerden bahis ediliyor.Bir de çok romantik fotoğraflar varya onlar da işte Nebula.
    Ama bu kadar bilgi rakam ve araştırmaya gerek yok.Kısmet sonuçta;)

    Alıntı clabber adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Sonuç elbet bir gün güneş mum gibi sönecek, yerle gök bir olacak ve hepimiz Allah' a döneceğiz...
    umurcan bunu beğendi.
    https://www.youtube.com/user/funtay34
    http://instagram.com/tayfunboralegend/
    https://www.facebook.com/tayfun.bora

  9. #9
    solmyr - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    07 Ağustos 2007
    Alıntı TAYFUNBORA adlı üyeden alıntı Mesajı göster

    [/COLOR]O mum etrafında ne var yoksa içine alıp yok ediyor.Pek mum diyemeyiz.En son bir nötron yıldızına dönüşüyor ki onun çekim kuvveti dahi dünyamızı yok etmeye yetecek güçte.Daha önce benzeri durumda patlamış yıldızlar gözlemleniyor.Evrende bir sürü süpernova hatta hipernova mevcut.Evrenin bir ucundan diğer ucuna dolaşan karadeliklerden bahis ediliyor.Bir de çok romantik fotoğraflar varya onlar da işte Nebula.
    Ama bu kadar bilgi rakam ve araştırmaya gerek yok.Kısmet sonuçta;)
    güneş nötron yıldızı olamayacak kadar küçük. bir nötron yıldızı değil, beyaz cüce olacak, bu da çok zararsız bir son. yani en yakınımızdaki proxima centauri (4,2 ışık yılı) güneşin patlamasından pek etkilenmeyecek, bu zararsız kılıyor, yoksa güneş sistemi büyük ölçüde dağılacak.
    motogünlüğüm: youtube.com/c/Bereñârı

  10. #10
    TAYFUNBORA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    04 Nisan 2011
    Şehir
    Samanyolu Galaksisi
    Motosikleti
    Ktm 690 Sm
    Dediğin doğru ancak ben orada genel bir gönderme yaptım.Çok ağır ileri seviye bilgileri paylaşmak anlaşılır olmaz diye düşünüyorum.Düzeltme için teşekkür ederim.Peki "Beetlejuice" olur mu

    Alıntı solmyr adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    güneş nötron yıldızı olamayacak kadar küçük. bir nötron yıldızı değil, beyaz cüce olacak, bu da çok zararsız bir son. yani en yakınımızdaki proxima centauri (4,2 ışık yılı) güneşin patlamasından pek etkilenmeyecek, bu zararsız kılıyor, yoksa güneş sistemi büyük ölçüde dağılacak.
    solmyr bunu beğendi.
    https://www.youtube.com/user/funtay34
    http://instagram.com/tayfunboralegend/
    https://www.facebook.com/tayfun.bora

  11. #11
    umurcan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    29 Haziran 2010
    Şehir
    Ankara
    Motosikleti
    MT-07
    yazı bu kitaptan alıntı ahali. amca temel fiziksel kanunlardan başlayarak konu konu değinmiş kuantum fiziğine. eğer ilginizi çekiyorsa tavsiye ederim
    TAYFUNBORA bunu beğendi.

  12. #12
    KUVVETMİRA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    16 Temmuz 2008
    Şehir
    ankara
    Motosikleti
    xt 600
    allahu ekber!

  13. #13
    TAYFUNBORA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    04 Nisan 2011
    Şehir
    Samanyolu Galaksisi
    Motosikleti
    Ktm 690 Sm
    Teşekkürler

    Alıntı umurcan adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    yazı bu kitaptan alıntı ahali. amca temel fiziksel kanunlardan başlayarak konu konu değinmiş kuantum fiziğine. eğer ilginizi çekiyorsa tavsiye ederim


    ---------- Mesajlar birleştirildi - 10:09 ---------- bir önceki mesaj zamanı 10:07 ----------

    Ne oldu ki

    Alıntı KUVVETMİRA adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    allahu ekber!
    https://www.youtube.com/user/funtay34
    http://instagram.com/tayfunboralegend/
    https://www.facebook.com/tayfun.bora

  14. #14
    tigermbz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    10 Şubat 2006
    Şehir
    Samsun
    Motosikleti
    Ducati 797
    yerçekimini açıklayabildikleri gün gelsinler, o zaman dinleyecem bu bilim adamlarını

  15. #15
    MrMaydec - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    18 Eylül 2012
    Şehir
    Bursa / İnegöl
    Motosikleti
    HONDA CBR250r
    Saçma gelicek ama yine söyleyeceğim içimde kalır yoksa
    Peki bunları nasıl öğrenmişler yıldızlaramı ulaşmışlar, gözlem yapmadan bu bilgilere ulaşılmaz gibi geliyor bana

  16. #16
    umurcan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    29 Haziran 2010
    Şehir
    Ankara
    Motosikleti
    MT-07
    Alıntı MrMaydec adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Saçma gelicek ama yine söyleyeceğim içimde kalır yoksa
    Peki bunları nasıl öğrenmişler yıldızlaramı ulaşmışlar, gözlem yapmadan bu bilgilere ulaşılmaz gibi geliyor bana
    tümevarım ve tümdengelim gibi iki bilimsel bilgi edinme yöntemini kullanarak
    aslen yapılan gözlem direk bir olayın oluşunu izlemek değildir. olmuş bitmiş bir olayın etkilerini neler olduğuna dair fikir edinmek mümkün

    insanlar bu araştırmalara bütün hayatını adıyor tabi ülkece böylesi bir adanışı mümkün kılacak "akademik" imkanlardan olabildiğine uzak olduğumuz için çok bağdaşamıyoruz olanlara çoğu zaman
    TAYFUNBORA bunu beğendi.
    Heil Spellcheck

  17. #17
    solmyr - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    07 Ağustos 2007
    Alıntı MrMaydec adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Saçma gelicek ama yine söyleyeceğim içimde kalır yoksa
    Peki bunları nasıl öğrenmişler yıldızlaramı ulaşmışlar, gözlem yapmadan bu bilgilere ulaşılmaz gibi geliyor bana
    bunun çok uzun bir cevabı var, kısaca açıklayayım.

    evren hidrojenden oluşur, yıldızlarda.
    hidrojenin özellikleri labaratuar ortamında incelenir.
    milyarlarca ton hidrojen bir araya gelince ne olduğu hesaplanır.
    farklı hacimlerdeki farklı yaşlardaki yıldızlar incelenerek, labaratuar sonuçlarıyla karşılaştırlır.
    bu şekilde teorilerin bazıları kanun olur bazıları değiştirilir bazıları teori olarak kalır.
    yıldızların incelenmesi ise tayfbilimle olur.
    bir yıldızın tayfında, yıldız hakkında hemen her bilgiye ulaşılabilir.

    yani bir yıldız 10 milyar yıl izlenmez.
    1 yaşında, 1 milyar yaşında, .... 15 milyar yaşında yıldızlar incelenerek yıldız evrimi ortaya çıkar.
    ömürlerinin sonuna gelen yıldızlarıda incelersek, doğumdan ölüme kadar olan kısmı açıklamış oluruz.

    burada işi kolaylaştıran şey hidrojendir. yıldızlar başta %100 hidrojendir, hidrojenin vereceği tepkileri biliyoruz.
    2 jenerasyon yıldızlar %99 hidrojendir, bu şekilde gider.
    güneşimizin şu an %70 kadarı hidrojen, geri kalanı helyum, çok azıda diğer elementler
    TAYFUNBORA bunu beğendi.
    motogünlüğüm: youtube.com/c/Bereñârı

  18. #18
    Burantay - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    15 Ağustos 2012
    Şehir
    Ankara
    Motosikleti
    katır
    bende size başka bir teoriden bahsediyim arkadaşlar; bu başlıktaysanız, bu konulara ilgilisinizdir ve az çok bilgi sahibisinizdir.
    güneş sistemimiz samanyolu galaksi sarmalının neredeyse sonunda ( kuyruğunda yer almakta).
    (bunu ilk kez duyuyor olabilirsiniz bende ilk kez duydum çünkü) samanyolu sarmalının sonunda galaksi çöplü adı verilen bir alanda hiçbir kütlenin etrafında dönmeyen yörüngesi olmayan sabit duran kütleler ( gezegenler mevcut ) bunların sabit durmasının nedeni,

    ters yönden eşit iki güçlü çekim kuvvetinin arasında kalmaları olarak açıklanmış ve bu çöplük güneş sistemimize göreceli olarak yakın.
    bildiğiniz gibi güneşimiz kendi etrafında dönerken çevresindeki gezengenler güneşin etrfında dönerler. bu döngü bu yörünge çeşitli zamanlarda düzenli olarak sapmalar yaptığı gözlemlenmiş,
    bu sapmalar her tekrarlandığında sapma orannda artış gözlemlenmiş. bahsettiğim teori şimdi geliyor bu sabit duran gezegenleri gözlemleyenler belli zamanlarda bu gezenlerin hareketlendiğini ve güçlü başka bir çekime magruz kalmış gibi hareket ettikleri tespit etmişler.

    güneş sistemimizde ki bu sapmayla,sabit gezegenlerin bu hareketlenmesi aynı zamana denk geldiğini anladıklarında buna neyin sebep olabileceğini açılamaya çalışmışlar. bu da güneş sistemimizin çok açığında geniş bir kavisle yörüngede dönen sönmüş bir cüce yıldız ikizi olduğu.. hem sistemimizin yörüngesini hemde bu sabit duran gezegenleri etkileyebileceği ortaya çıkmış. samanyolu galaksisinde bir çok gezegen sisteminin 2 ila 4 arasında güneşi var tek güneşli sistemler çok çok azmış bu da teoriyi güçlendiriyor aslında kimbilir belki gerçekten vardır bir ikizi.. umarım okunaklı anlaşılır olmuştur.
    TAYFUNBORA bunu beğendi.

  19. #19
    solmyr - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    07 Ağustos 2007
    Alıntı Burantay adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    bende size başka bir teoriden bahsediyim arkadaşlar; bu başlıktaysanız, bu konulara ilgilisinizdir ve az çok bilgi sahibisinizdir.
    güneş sistemimiz samanyolu galaksi sarmalının neredeyse sonunda ( kuyruğunda yer almakta).
    (bunu ilk kez duyuyor olabilirsiniz bende ilk kez duydum çünkü) samanyolu sarmalının sonunda galaksi çöplü adı verilen bir alanda hiçbir kütlenin etrafında dönmeyen yörüngesi olmayan sabit duran kütleler ( gezegenler mevcut ) bunların sabit durmasının nedeni,

    ters yönden eşit iki güçlü çekim kuvvetinin arasında kalmaları olarak açıklanmış ve bu çöplük güneş sistemimize göreceli olarak yakın.
    bildiğiniz gibi güneşimiz kendi etrafında dönerken çevresindeki gezengenler güneşin etrfında dönerler. bu döngü bu yörünge çeşitli zamanlarda düzenli olarak sapmalar yaptığı gözlemlenmiş,
    bu sapmalar her tekrarlandığında sapma orannda artış gözlemlenmiş. bahsettiğim teori şimdi geliyor bu sabit duran gezegenleri gözlemleyenler belli zamanlarda bu gezenlerin hareketlendiğini ve güçlü başka bir çekime magruz kalmış gibi hareket ettikleri tespit etmişler.

    güneş sistemimizde ki bu sapmayla,sabit gezegenlerin bu hareketlenmesi aynı zamana denk geldiğini anladıklarında buna neyin sebep olabileceğini açılamaya çalışmışlar. bu da güneş sistemimizin çok açığında geniş bir kavisle yörüngede dönen sönmüş bir cüce yıldız ikizi olduğu.. hem sistemimizin yörüngesini hemde bu sabit duran gezegenleri etkileyebileceği ortaya çıkmış. samanyolu galaksisinde bir çok gezegen sisteminin 2 ila 4 arasında güneşi var tek güneşli sistemler çok çok azmış bu da teoriyi güçlendiriyor aslında kimbilir belki gerçekten vardır bir ikizi.. umarım okunaklı anlaşılır olmuştur.
    böyle birşey yok sabit duran gezegen olmaz. evrende hiçbir şey durmaz. yıldızımızın ölü bir ikizi yok. bir çok yıldız ikizdir evet, ama güneş değil. yörüngedeki sapmalar olağandır. tek güneş ve yıldız yok, gezegenler birbirlerinden etkilenir. yıldızlarda birbirinden etkilenir. bu sapmalar önemsizdir.
    motogünlüğüm: youtube.com/c/Bereñârı

  20. #20
    TAYFUNBORA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    04 Nisan 2011
    Şehir
    Samanyolu Galaksisi
    Motosikleti
    Ktm 690 Sm
    Okunaklı ve keyifli teşekkürlerAncak sapmalar çeşitli sebeplerden olabilir ve normaldir.Evrende herşey birbirini etkilemektedir sonuçta.

    Alıntı Burantay adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    bende size başka bir teoriden bahsediyim arkadaşlar; bu başlıktaysanız, bu konulara ilgilisinizdir ve az çok bilgi sahibisinizdir.
    güneş sistemimiz samanyolu galaksi sarmalının neredeyse sonunda ( kuyruğunda yer almakta).
    (bunu ilk kez duyuyor olabilirsiniz bende ilk kez duydum çünkü) samanyolu sarmalının sonunda galaksi çöplü adı verilen bir alanda hiçbir kütlenin etrafında dönmeyen yörüngesi olmayan sabit duran kütleler ( gezegenler mevcut ) bunların sabit durmasının nedeni,

    ters yönden eşit iki güçlü çekim kuvvetinin arasında kalmaları olarak açıklanmış ve bu çöplük güneş sistemimize göreceli olarak yakın.
    bildiğiniz gibi güneşimiz kendi etrafında dönerken çevresindeki gezengenler güneşin etrfında dönerler. bu döngü bu yörünge çeşitli zamanlarda düzenli olarak sapmalar yaptığı gözlemlenmiş,
    bu sapmalar her tekrarlandığında sapma orannda artış gözlemlenmiş. bahsettiğim teori şimdi geliyor bu sabit duran gezegenleri gözlemleyenler belli zamanlarda bu gezenlerin hareketlendiğini ve güçlü başka bir çekime magruz kalmış gibi hareket ettikleri tespit etmişler.

    güneş sistemimizde ki bu sapmayla,sabit gezegenlerin bu hareketlenmesi aynı zamana denk geldiğini anladıklarında buna neyin sebep olabileceğini açılamaya çalışmışlar. bu da güneş sistemimizin çok açığında geniş bir kavisle yörüngede dönen sönmüş bir cüce yıldız ikizi olduğu.. hem sistemimizin yörüngesini hemde bu sabit duran gezegenleri etkileyebileceği ortaya çıkmış. samanyolu galaksisinde bir çok gezegen sisteminin 2 ila 4 arasında güneşi var tek güneşli sistemler çok çok azmış bu da teoriyi güçlendiriyor aslında kimbilir belki gerçekten vardır bir ikizi.. umarım okunaklı anlaşılır olmuştur.


    ---------- Mesajlar birleştirildi - 11:10 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:07 ----------

    Çok kısa küçük bir örnek vereyim.Evren gözlemlenirken bir film gibi geri sarılır ve görünürki evren genişliyor.Bazen kararsızlıklar olsa da genel de bir su tanesinin göle damladığında oluşan görüntünün tersi diyebiliriz.Bu da hareketleri hakkında ve herşeyin başlangıcına doğru güçlü bir kanıtın ortaya çıkması demektir.

    Alıntı MrMaydec adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Saçma gelicek ama yine söyleyeceğim içimde kalır yoksa
    Peki bunları nasıl öğrenmişler yıldızlaramı ulaşmışlar, gözlem yapmadan bu bilgilere ulaşılmaz gibi geliyor bana


    REKLAM ALANI
1. sayfa 123 SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)