Eylül 2011
Çeşitli nedenler bu gezinin yapılmasına vesile olmakla birlikte, aşağıda saydıklarım oldukça baskındı :
- Samandere Şelalesi’ni (Düzce) uzun süredir merak etmem, yakınlarından defalarca geçmeme rağmen gerek yolunun tersliği gerek tek başıma olmamam gibi sebeplerden dolayı bu doğa harikasını görememem.
- Aynı şekilde Sinekli yaylası. Abant’a çok yakın olmasına rağmen yine benzer sebeplerden bugüne kadar gidememiş olmam.
- Takıldığım motosiklet forumlarından Mudurnu-Abant yolunun motosiklet için mükemmel bir yol olduğunu bilmem.
- Motosiklet-Macera-Merak
Ve tabi her zaman olduğu gibi bu 3 kelimenin içimde uyandırdığı karmaşık, karşı konulamaz duygular bütünü.
Bunun üzerine biraz başka yerler de ekleyerek aşağıdaki rotayı oluşturduk. Ama keşke eklemeseymişiz, çünkü zaman bütün bu yerleri gezmeye yetmedi ve esas amacımız olan yerlere kısıtlı vakit ayırmak zorunda kaldık. (Mudurnu-Abant arası, Sinekli Yayla, Samandere)
Eylül sonunda, haftasonu, 2 günlük, gece kamplı olacak şekilde bir plan yaptık. Cumartesi sabah Ankara’dan çıkıp, Pazar akşama doğru Ankara’ya varacaktık. Geceyi geçirmek için Sinekli Yayla-Abant civarlarını uygun bulduk. Buralar, 550 km ve 2 gün olarak planladığımız rotamızın yaklaşık ortalarıydı ve çadır kampı için uygun yerlerdi.
Yukarıdaki haritadan da görülebileceği gibi rotamız Ankara-Ayaş-Beypazarı-Davutoğlan Kuş Cenneti-Nallıhan-Mudurnu-Abant-Sinekli Yayla-Samandere Şelalesi-Bolu Dağı civarından Ankara-İstanbul yoluna çıkış-Bolu-Gerede-Kızılcahamam-Ankara şeklindeydi.
Cumartesi sabahı erkenden yol üzerinde bir benzinlikte Şener’le buluştuktan sonra, depolarımızı fulleyip yola koyulduk. Kalın kalın giyinmemize rağmen buz gibi bir motosiklet sürüşünden sonra sabahın köründe Ayaş’a vardık. Ayaş’ta çay-simit eşliğinde kahvaltı yaparken ilk fotoğraf :
Kahvaltıdan sonra çevreyi biraz dolaştık
Aşağıdaki fotoğrafta arka planda görünen ağaçlı tepenin arkasında Ayaş dut festivalinin yapıldığı alan olduğunu öğreniyoruz. Ayaş’tan ayrılmadan oraya da uğruyoruz.
Festival alanının yakınında bulunan bir göl kenarında dinlenirken
Ayaş’tan ayrılarak Beypazarı’na doğru devam ediyoruz. Karnımızı doyurduktan sonra güneşin de yükselmesiyle birlikte artık üşümüyoruz. Beypazarı’na yaklaşırken yolda dikkatimizi çeken değişik coğrafi şekilleri fotoğraflamak üzere duruyoruz
Merak edenler için kısaca motosikletlerimizden bahsedeyim. Şener’in Yamaha YBR 125, benim de Honda Innova model motosikletlerimiz var. İkisi de 125 cc motor hacimli, küçük, başlangıç seviyesi motosikletler. Ama bizim işimizi görüyor. Fotoğraflardan da gördüğünüz gibi yola çıkmadan önce motosikletlerimizi ziyadesiyle yükledik. Gün içerisinde bozulmaması için akşam kamp yerinde yiyeceklerimiz dışında ihtiyacımız olan herşeyi yanımıza aldık. Sırt çantalarımız, uyku tulumları, matlar, çadırımız… herşey motosikletlere yüklendi. Yiyecek konusunu akşama doğru bir yerden halledeceğiz.
devam http://www.deretepe.net/gezi-hikayel...lalesi-gezisi/
---------- Mesajlar birleştirildi - 23:35 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:22 ----------
diğer gezilerim
http://www.deretepe.net/gezi-hikayel...kletlerimizle/
http://www.deretepe.net/gezi-hikayel...ordion-gezisi/
http://www.deretepe.net/faydali-bilg...nova-inceleme/
http://www.deretepe.net/gezi-hikayel...amasra-gezisi/