Bugün birçok arkadaşımız yollardaydı.
Dağlara saran da vardı, asfalt deneyenler de.
Ben ise evde kös kös otururken, öğle gibi Erhan'la yaptığım telefon görüşmesi sonucu kendimi dışarıda buldum.
Yakın cıvarda ufaklıklarla, fotograf çekme amaçlı bir tur teklif ediyordu Erhan. Cazip geldi ve 10 dk.da hazırlanıp, soluğu motosikletimin yanında aldım.
Yoldan Erhan'a uğrayıp,
Dağlara doğru adeta attık kendimizi.
Güzel bir hava var dışarıda. İki gün önce yağan yağmur hertarafı temizlemiş.
Köylerin kendine özgü mistik havasını soluduk önce.
Sonrası malum;
Yeşil'in daha bir yeşil, toprak kokusunun nirvana yaptığı, insanı kendine getiren orman yolları...
Yağan yağmurun izleri silinmemiş.
Susamıştık, iyi oldu.
Suyu geçip bir müddet tırmandıktan sonra geriye dönüyoruz.
Az önce geçtiğimiz su başında fotograf molası veriyoruz.
Davranıyoruz silahlarımıza.
Bir tarafta 6.35 diyebileceğim Canon G-9 ile ben,
Bir tarafta Mitralyöz Nikon D-90 ile Erhan.
Eminim güzel işler çıkmıştır.
Merakla bekliyorum Erhan.
Fotograf aşkı böyle birşey olsa gerek.
Ben kendi çapımda devam edeyim.
Yok artık...
Çamur falan dinlemiyor valla.
Burada işimiz bitti. Biraz da motosiklet kullanalım.
Yolumuzdan fotolar.
Erhan oynayacak bir alan buldu.
Devam.
Fotograf için ikinci noktamız.
Eee...
G-9 yani. Hakkını inkar etmemeli.
Ne de olsa o bir Canon.
Değişik ayarlar, deneme, bir-ki...
Yakında ''fotograf sanatçısı Erhan Özal'' diye bahsedeceğiz senden.
Biraz da Makro çalışalım.
Makro için börtü böcek lazım.
Böcükler soğuktan kaçmış. Dal-budak çekimlerine devam.
Hava kararmadan dönelim.
Yoldayken güneşi batırdık ve,
Kritikler için Harbiye Dürüm'e kapağı attık.
Günü, bol fotograf çekerek, temiz hava soluyarak ve en önemlisi motosiklet keyifini yaşarak değerlendirmiş olduk.
(Erhan'ım, fotoları merakla bekliyoruz. )
Sevgiyle...