18 Mayıs günü Denizli Yazılı kanyon ve nihayetinde Eğirdir motosiklet şenliklerine katılmak üzere Kızımla birlikte yola çıktık.
Isparta Gönen de bulunan abimle buluşup, o geceyi orada geçirdik.
19 Mayıs günü sabah erkenden Atabey üzerinden hareketle Yazılı Kanyona doğru hareket ettik, Abim de yeğenimi artçı olarak aldı.
Sağ olsunlar Atabeyden geçerken bir müddet motorcu arkadaşlar bize escortluk yaptılar.
Yazılı kanyonun kıvrım kıvrım ve doğal güzelliklerle iç içe plan yollarını aşarak yazılı kanyona ulaştık. Eğirdir veya Antalya üzerinden geçerken mutlaka uğramanızı tavsiye ederim. Kovada gölünden Yazılı kanyona varana kadar doğanın tüm renklerini adeta bir ressam titizliği ile üzerine almış olan ağaçları seyrettikçe sadece dudaklarımdan ''ALLAHIM'' kelimesinin dökülebildiği bir yaratılış harikası. Yayları aşarken yer yer bize eşlik eden köpüklü sular, En büyük ressam olan Allahın yaylalara rengârenk serpiştirdiği çiçekleri ve üzerinde belki de ilk defa gördüğümüz böcekleri incelerken insanın elinden tefekkür etmekten başka bir şey gelmiyor.
Cağıl cağıl akan çayın kenarına yapılmış olan suni kanalın hemen kenarına çadırımızı kurduk.
Yazılı Kanyon boyunca kral yolu adı verilen patika yoldan kanyon boyunca yürükçe kendimizi bu güzelliğin büyüsüne kaptırıp nasıl fotoğraf çekeceğimizi şaşırdık. Sanki rüya âlemindeydik.
Eeeee akşam oldu çocuklar başladı miyavlamaya, İsmail ustam ne yiyeceğiz? Durun ben size kendi ellerimle bi mercimek çorbası yapayım....
Pekiii... ben de o zaman tavıhları cız bız yapiiim bariii
(bu arada bizi orada karşılayan her türlü ihtiyacımızda yardımcı olan çok değerli insanlar..Bekir ve ailesi, Hasbelkader bir çardak içerisinde çay, soğuk içecekler, isteyene Alabalık ızgara, isteyene et ürünleri ızgara yada kendiniz yapmak isterseniz her konuda yardımcı oluyorlar. Kendi yerimiz gibi rahat ettik. Ellerinden geleni bizlerden esirgemediler, Allah onlardan razı olsun)
Çayı koyduğumuza göre anlaşılan karnımız doymuş.
Hiç kesintisiz akan suyun ve çeşit çeşit öten kuşların sesine bakılırsa sabah olmuş galiba..
hııımmmm bakayım bir, İsmail usta da çadırda yok. Nereye gittikine acep. Çıkıp bir bakayım.
Oda nee? Havada uçan bir balık!!!!!!
İsmail ustam sabah erkenden kalkmış, Bu yavrular ne yiyecek diye düşünüp, oltayı kaptığı gibi başlamış kırmızı benekli Alabalık tutmaya. Ben de boş durmayayım deyip kaptım oltayı; ya nasib Bismillah....
Bir iki derken sabah 09:00 a kadar 18 tane balık olmuş. Dedik bugünkü nasibimiz yeter.
Aman da aman uykudan uyanmış gözleri mahmur. Dünden ıslanan çamaşırları da kurumuş.
Baba kahvaltıda ne var? Alabalık, Neee balık mı?
Akşama kadar Su ve kuş seslerinin içerisinde adeta sahte cennetin içindeydik. Bu arada 6 adet bisikletçi kardeşimiz, Aileler de geldiler, çadırlarını kurdular.
Özellikle belirtmek istiyorum; Oradaki büfeyi işleten Bekir kardeşimin ve ailesinin güleryüzü, Sanki önceden tanışıyormuş gibi samimi olmaları, Bölgenin temizliğine gösterdikleri itina, en önemlisi içerisine girdiğinizde şok olacağınız lavabolar, duş ve tuvaletler. En lüx yerlerde bile göremeyeceğiniz temizlik ve kalite, Utanmasam resimlerini çekip buraya koyacaktım. Birinci sınıf malzeme kullanmışlar, dağ başında. Hangi saatte giderseniz gidin tabiri caiz ise bal dök yala. Hakikaten takdir ediyorum.
Bugün de akşam oldu. Yavrular yine acıktılar ama nevalelerimiz hazır. IZGARA BALIKKK.
SAbah erkenden kalkıp kahvaltımızı yaptıktan sonra Telefonun dahi çekmediği, dünyadan kopuk 2 günümüzün ardından Eğirdir motosiklet şenliklerine katılmak üzere yola çıktık.
oooyyy yaylalar, yaylalar......
oooyyyy Keçiler Keçileeerrr. Conim benim, oy yiyerim sizi, ıssıririrm.
Susadım çeşmeyeeee dınının dınının..
Vee Eğirdir Altınkum plajı; Motosiklet festival yeri. Birçok motorcu kardeşlerimiz yerlerini alıp çadırlarını kurmuşlar, hala daha gelenler devam ediyor.
Tek kelimeyle harika bir organizasyon, dolu dolu dolu program, son dakikasına kadar canlı ve kuvvetli performans, doyasıya kadar eğlence, sabahlara kadar dans, Allahına kadar canlı müzik
şenliklerle ilgili o kadar çok resim var ki sıkıcı olmasını istemiyorum. Şenliklerle ilgili Video ve resimlerin linkini veriyorum.
http://www.motosiklet.net/forum/moto...enligi-17.html
Vee Pazar günü en erken yola çıkan kardeşlerimiz Adana Mersin gurubuydu. Ben de yolumuz yakın olduğu için çocuklar uyanmadan bir menemen yapayım dedim.
Biz kahvaltıyı yapana kadar kampın büyük bir bölümü boşalmıştı. Biz de yol durumuna geçtik.
Sonuç olarak; Daha ilk günden başlayıp, son motorcu çıkana kadar son derece özveri ile tüm motorcuları oraya toplayan, herkesi tek tek kucaklayan, bıkmadan usanmadan herkesle ilgilenen ve organizasyonu bizzat yapan saygıdeğer Serdar DÖNER abimize, o kadar yolları iki teker üzerinde kat ederek oraya kadar gelen kardeşlerimize, Sayın belediye başkanımıza, Emeği geçen tüm belediye personeli ile görevli olan tüm kardeşlerimize, Aklıma gelmeyip sayamadığım tüm katılımcılara sonsuz sevgi, selam ve şükranlarımı sunuyorum.
Sabırla takip ettiğiniz için teşekkür ederim. Bir dahaki gezilerde buluşmak üzere. Bizi izlemeye devam edin. REKLAMLARRRR..
güzel ve keyifli geziniz için tebrik ederim sizleri...benim kızımda büyüyünce alışır inşallah
yalnız bir sorum olacak sizlere....simsiyah bir prohel mont var abimizde...sanırım modeli 3004...4 mevsim diye geçiyor ama kullanıcıları olarak merak ettiğim şey şu...denizli'nin sıcağında eğirdir'in serinliğinde rahat rahat kullanılabiliyor mu...mesela kızı ile çekilen fotoda arkada siz kısa kollu görünüyorsunuz...abimiz montlu...o sıcakta yakmıyor mu?...ben hem yazlık hemde kışlık mont almak istemiyorum...ondan soruyorum...birde prohel'in hangi eldivenlerini kullanıyorsunuz...
cevabınız için şimdiden teşekkür ederim...
hocaseko adlı üyeden alıntı
güzel ve keyifli geziniz için tebrik ederim sizleri...benim kızımda büyüyünce alışır inşallah
yalnız bir sorum olacak sizlere....simsiyah bir prohel mont var abimizde...sanırım modeli 3004...4 mevsim diye geçiyor ama kullanıcıları olarak merak ettiğim şey şu...denizli'nin sıcağında eğirdir'in serinliğinde rahat rahat kullanılabiliyor mu...mesela kızı ile çekilen fotoda arkada siz kısa kollu görünüyorsunuz...abimiz montlu...o sıcakta yakmıyor mu?...ben hem yazlık hemde kışlık mont almak istemiyorum...ondan soruyorum...birde prohel'in hangi eldivenlerini kullanıyorsunuz...
cevabınız için şimdiden teşekkür ederim...
Kardeşim özelden cevapladım, Gerçekten 4 mevsim bir takım. Pantolonu, montu. iç takımları çıkarınca tam bir yazlık oluyor, Göğüs fermuarlarını açınca koltuk altlarına kadar rüzgarı hissediyorsun. Kışın da bir damla bile yağmur almıyor. Aklıma gelmişken; Özellikle kışın ateş filan yakarız genellikle, bu tür takımlarla ateşe yaklaşmamak lazım. Çünkü bunların dış kısmında su geçirmez bir tabaka var, çok ince zar gibi. Farkında olmadan o tabaka eriyebiliyor ve özelliğini kaybediyor dikkatli olmak lazım. Allah kızına da uzun ömürler versin inşallah.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
