Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı
1. sayfa 123 SonuncuSonuncu

Güneydoğu'da iken .. Siirt - Bitlis - Van - Hakkari - Şırnak

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #1
    giotine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Ağustos 2006
    Şehir
    İstanbul/Beşiktaş
    Motosikleti
    XT660R/PD
    Bu başlık 6 - 10 Temmuz tarihleri arasında Güneydoğu'da yaptığım 2100km'lik yolculuğun raporudur. Burda ki şekliyle 2 farklı sitede daha yayınladım ... Amaç ; sadece yol yapmak ve o coğrafyadaki insanların birer çayını içip sohbet etmek ...

    Aslında 2009 yılı içerisinde aklımda bu tarz bir gezi yapmak yoktu. Her şey son 3 gün içinde belli oldu ve sıkışık tıkışık bir hazırlıktan sonra babam beni zar zor ikna etti. Güneydoğu’da yol yapmak için hem fiziksel hem de zihinsel ciddi bir hazırlık yapmak gerekli diye düşünüyorum. Motosiklet te pek hazır değildi bu geziye ama elimden geldiği kadar tedbirimi almıştım.

    Oralara dair çok rapor okuduğum için az çok bilgi sahibiydim oralarla ilgili.

    Rota belli değil ama gitmem gereken iki yer var ; Hasankeyf ve Van gölü.

    Cuma ve cumartesi son hazırlıklar bittikten sonra arkadaşıma motoru teslim edip derin bir nefes alıp bilgisayarımın başına oturdum. Sabah 5 te akrabalarımla birlikte çıktık yola ; hedef Siirt .Aslen Siirtliyim akrabalarımın hayırlı bir işi için gidiyorduk oraya. Ben ankaradayken Can motoru otobüse yüklemişti. Neyse uzatmaya gerek yok. 22 saat sonra motoru siirt’ten teslim aldım.






    1.gün 6 Temmuz

    Yoldan bir fotoğraf …



    Motoru teslim aldıktan sonra ne yapılır ; Siirt’te Büryan yenir



    Büryan’ın diğer bir ismi de kuyu kebabı.

















    Siirt’te ünlüdür Sancaklar Camii …



    Siirt merkez kaybolduğunuz da heykel’i sorun her yol oradan geçiyor J









    Siirt’te bu pasajlardan bolca var …



    Abdullah’ın Dondurması , Siirt’te meşhur yerlerden biridir , gerçekten değişik bir tadı var o dondurmaların …



    Ülkemin her kırsal kesiminde olduğu gibi burada da YBR çoğunlukla kullanılıyor. Bunları gördükçe 1500 lira için sattığım YBR’mi özlüyorum …



    Siirt’in yeşil sabunu , fıstığı ve kilimi meşhurdur … Yöresel yemeklerini saymıyorum bile.









    Sepetli motosikletleri ticari araç gibi kullanıyorlar valla …





    Siirt Merkez’de sıkılan Turgut ne yapar ; Deli danalar gibi dolanır.



    Aydınlar yolu üzerinde turluyorum biraz akşam olmasını bekliyorum.









    Köye dönerken (Doluharman Köyü) patika yollardan birine dalıyorum. Nereye gittiğini bilmediğim yolda karşıma heran bir yılan çıkma ihtimali yüksek. Yol acaip zor çeşit çeşit taş var ayağımı yere koymadan yürümek çok zor. Derken yol bitiyor ve bu baz istasyonu vari mekana varıyorum. Farklı bir havası ağırlığı var mekanın …



    Yakışıklı XT’min temiz fotoğrafları. Daha sonra bu kadar temiz göremeyeceksiniz..





    Sonra köye dönüyorum ; burası babamın amcasının yeni evi. Eski evi bakımsızlıktan yıkıldığı için başka bir ev almak zorunda kalmışlar. Değeri 25000 Lira.





    Akşam oluyor , yemek filan derken ertesi günün hazırlıklarını bitirip temiz bir uyku çekiyorum. Yarın yol var …


    2.gün 7 Temmuz

    Akşamdan Bitlis – Tatvan üzerinden Van’a çıkıp aynı gün içerisinde gelmeyi planlıyorum. Görmek istediğim şehirlerden birisi de Bitlis. Aslında Pervari - Bahçesaray üzerinden gideyim diyorum ama amcaoğulları gereğinden fazla ısrar edip beni korkutup o yoldan gitmemem için babamında desteğiyle ikna ediyorlar.

    Shell’den alıyoruz yakıtı …



    Km’ye dikkat ..



    Siirt – Baykan arası ; manzaralar yavaş yavaş güzelleşiyor …







    Bu yol üzerinde yaklaşık 40 km boyunca bozuk stabilize yollardan gidiyorum. ALLAH’tan XT ile gidiyorum yolu ..



    Baykan







    Su almak için duruyorum ama çay içirmeden bırakırmı için benim hemşerilerim J

    Soldaki mavi gömlekli amca tütün tabakasını cebinden çıkarıp bir sigara sarıyor ikram ediyor. Başımı döndürdü ama tadı hala damağımda ..



    Bitlis’e devam …







    Ve Bitlis girişi ..





    Bitlis’ten çıkıp Tatvan’da durmayıp Van’a devam ediyorum. Bahçesaray tabelasını görünce bir ahh çekiyorum … Gençlerle muhabbet ediyoruz hemen sordukları soruları sanki aralarında anlaşmışlar J Abi kaç basıyor ? Kawasaki daha iyi filan gibi …

    Oranın çocukları daha bir adam gibiler … Batı’da ki lere nazaran …



    Ve van gölü kendini gösteriyor farklı bir noktasından …





    Suyun temizliğine bakın …





    Van gölünden ayrılıp dağların arasına atıyor yol bizi. Biz diyorum çünkü yolda motorlu biriyle daha karşılaştım ileride durup kahve bile içicez J







    Yol zirvelere atıyor beni.



    Derken harita’da göz kırptığım kuskunkıran geçidi’ne geliyorum. Burdan sonra bende geçit takıntısı başlıyor … J



    Aşağıda gördüğünüz yoldayım birazdan ..



    Yol’a dair birkaç fotoğraf ;





    İniş’te karşılaştığım yol çalışmalarından sonra benzincide görüyorum javoslar’ı.



    Sanki oralıymış gibi kahve içmeye davet ediyor beni benzin alırken J



    Aslen çek vatandaşı ve Çek cumhuriyetinden geliyormuş. Edirne’den girip Ankara üzerinden hatay’a inip ordan suriye’ye girmiş ve tekrar türkiye’ye giriş yapmış. Gürbulak üzerinden İran’a geçip kızıldeniz’e inip ordan kuzeye Türkmenistan sonra da çin’e gitmeyi planlıyormuş. 50 yaşında elektronik öğretmeniymiş. Fotoğraflar için mail adreslerimizi alıyoruz bana MAD NOT BAD 2009 yazılı motorunun ön camında olan sticker’dan hediye ediyor. Bende her türk evladı gibi lavaboya giderken hesabı ödüyorum )

    Yollarını bozukluğundan ve GS’in ağırlığından bahsediyorum. Doğruluyor yükünden şikayetçi ama yine de halinden memnun …

    Benim yolum var deyip ayrılıyorum yanından o dinlenmeye devam ediyor …



    Edremit’i geçip Van’a girmek üzereyken tabelayı görüyorum duruyorum. Aklım gelip gelip gidiyor o sapaktan girmemek için .. Neyse deyip Van’a devam ediyorum.



    Van’a girdim ama tabela fotoğrafı çekmeyi unutunca geri dönüp tekrar tabelayı çektim )



    Şehir merkezi tabelasının yanında Van kalesi tabelasını görüp dalıyorum içeriye. Çocuklar rahat bırakmıyor ‘’ Abi motoruna bakalım mı ?’’ ‘’ iyi alın size 2 lira en büyüğünüz kim al bakim bölüştür bunu aranızda’’ deyip kale’ye doğru yürüyorum.

    Yine çocuklar abi dolaştırayım mı falan , derken bir tanesi abi gel birlikte gezelim diyor. Ben param yok dolaşmak için deyince ; sen misafirimsin deyip dolaştırıyor beni Kale’de.





    Kale’den Van gölü …



    Rehberim Gökhan …



    Duvarlara bakıp ana bacı sövüyorum yazıları yazan örümcek ağı bağlamış beyinli lanet olası insanlara …





    Gökhan zamane kralının sevdiği kadının silüetini bu duvara çizdirdiğini söylüyor ve gösteriyor.





    Sanatsal bir çalışma yapalım dedik … Ne de olsa amatörüz …



    Burası kral’ın halka seslendiği mekanmış. Duvarlara bakıp yine küfürler ediyorum…





    Kale’nin en tepesine çıkmak için bu yollardan gidiyoruz. Böyle göründüğüne bakmayın gayet korkutucu …



    Gökhan burayı avucunun içi gibi biliyor kestirmeden götürüyor bizi ..





    Bu duvarda ki taşların altta olanları artuklular’a üstteki ufak olanlar selçuklular’a aitmiş …





    Kale’den Van merkez …



    Bu demir’den büst’ün içindeki kanallara normalde ışık döşenmiş ve her 23 nisan’da yanarmış fakat ; vahşi insanımız içindeki lambaları ve kabloları sökmüşler.Hatta uçaklar için konan direk için aşağıda trafodan çekilen kabloyu bile sökmüşler. Devlet’te çözümü gün enerjisi ile çalışan lamba koymakta bulmuş



    Gökhan’la aramızdan su sızmıyor. Saygı’da kusur etmiyor bana karşı. Hal ve tavırlarıyla kendini sevdiriyor… Zor ikan ediyorum gökhan’ı motora bindirip soğuk bişeyler içicez aşağıda …



    Kale’den inişte çivi yazılarını gösteriyor Gökhan …



    Kimlere ait olduğunu unuttuğum türbeler kale’nin yasal olmayan girişinde ) Daha sonra farkına varıyorum örülmüş sonra da kesilmiş tellerden geçtiğimi anlıyorum. .))



    Gökhan’la soğuk bişeyler içtikten sonra motora atlayıp dönüş yoluna geçiyorum.

    Gidiş te fark edemediklerimi dönüşte fark ediyorum. Bu coğrafya da dağlar gerçekten muhteşem …







    Dönüş yolunda Tatvan’da fotoğraf çekmediğimi hatırladım Tatvan sahil şeridi kasabası gibi. Pek hoşuma gitmedi açıkçası …



    Tatvan’dan sonra 2 3 km kadar tırmandıktan sonra baya uzun bi düzlük var … 180 lere kadar çıktım bu yolda ama XT 145’ten sonra hiç güvenli değil … Birde TKC’ler olunca …



    Biraz daha sanatsal



    Bitlis merkezde durmalıyım gerçekten değişik bir memleket. Dağların arasına kurulmuş eski bi şehir. Eskiden Batman ve Siirt’te Bitlis’e bağlıymış.











    Esnaf aşağıdan bağırıyor ‘’ Kaleyide çek kaleyide çek ’’ …



    Çatı’da çay keyfi …





    Bu kuyumcu abi sağolsun hem motoruma hemde kaskıma sahip çıktı ben fotoğraf çekerken …



    Dediğim gibi Bitlis – Baykan arası yol hep bu şekilde enduro motosiklet dışında girmenizi tavsiye etmem. XT ile bile yol çok kırıcı ve yorucu oldu yaklaşık 40 km boyunca …







    Akşam karanlığı inmeden siirt’e girmek için durmadan sürdüm fotoğrafta çekemedim ama başarılı olamadım sinekler sağolsun ikide bir kaska yapışarak görüşümü düşürdüler …

    Köyden gece Siirt’in görünüşü … Ve 2.günün sonu …




    3. gün 8 Temmuz
    Bugün motora binmeyip bizimkilerle Siirt’te ki evliyaları ermişleri gezeceğiz …


    Gece teyzemin evinde dam’da yattık ailece müthiş temiz bir uykuydu sabah 9’da ayaktayım.



    Eniştem uğurluyor bizi …



    Bilin bakalım bunlar ne ?



    Köyden birkaç fotoğraf …



    Canım Anam …







    Doğum tarihlerine dikkat edin. Ben önce nasıl yani dedim ama sonra dank etti …







    Türbe’nin içinde rastladığım şeye bakın Gırgır’ı aramızda hatırlamayan yoktur herhalde. Çocukken bir numaralı oyuncaklarımdan biriydi Anneminde işine gelirdi …







    Terkedilmiş bir ev dikkatimi çekiyor ama sonradan medrese olduğunu söylüolar. İçine giriyorum hala ayakta kalmış çoğu kısmı …





    Yiğenimle şöyle değişik bir fotoğraf çalışması …





    Burası Tillo Siirt’in en eski yerleşim yerlerinden biri … Ve merkezinden bile daha güzel …



    Arapça Fırsef denilen köyde bir türbe ziyareti daha köyün çocukları önce çekiniyorar ama sonra ısınıyoruz. Hepsi birbirinden güzel ve tatlı ..





    Zor’da olsa çocuklarla bir fotoğraf çektirebildim …



    Mezarlıklara mezar taşı dışında herhangi bir müdahalenin yapılmaması gerektiğini biliyormuydunuz ? Buyrun size en yanlışından bir örnek …



    Yiğenim çok meraklı fotoğrafa



    Ve o bölgede en önemli ziyaretlerden biri Veysel Karani …









    Bakkal’da ki bu ilginç manzara dikkatimi çekti bence 2 kare fotoğrafını çektim. İlaçlarla sigara yan yana .. Sonra bakkalın sahibi geldi ‘’ Abi hayırdır yanlış bişeymi var varsa düzeltelim fotoğrafı çektin ama ‘’ dedi Dedim yok ilginç geldi çektim korkma yok bir sıkıntı …



    Veysel Karani’den sonra bir akraba ziyareti ve yine köyün yolunu tuttuk.

    Gece yatmadan önce aklımda hala Pervari – Bahçesaray yolu var …



    4.gün 9 Temmuz

    Bu sabah aslında evdekilerle vedalaşıp Mardin’de bir gece kalıp ertesi gün’de Urfa’yı gezip İstanbul’a dönecektim. Ama son anda fikir değiştirip Pervari – Bahçesaray yolundan Van’a çıkmaya karar verdim.



    Siirt – Pervari yolu üzerinde Danila geçidi …







    Demiştim geçit takıntısı başladı diye



    Ve pervarideyim. Bir eczane’nin önünde durur durmaz çayım masaya konuyor bile. Sorular ardı ardına geliyor ; ‘’ nerden gelirsin nerelisin nereye gidersin ‘’ memnuniyetle çayımı yudumlayıp birde polis kontrolünden geçiyorum …







    Çek çek bizide çek …



    Pervari den Bahçesaraya giden daha kestirme ve tam istediğim gibi toprak bir yol var ama bir türlü sapağı bulamıyorum sonunda pes edip normal eski yoldan devam ediyorum …



    Gezinin ilk jandarma kontrol noktasını aşağıda göreceğim …



    İnebel köprüsü …







    Dağlar insanın başını döndürüyor …





    Bu fotoğrafı çektikten sonra yolun ortasında durmuş uçurumun dibinde kalmış bir kamyon görüp duruyorum. İçinde bir abi yalvarıyor ; noolur bu kamyonu buradan çıkar Bu arkadaş abisiyle kavga etmiş abisi binmiş yoldan geçen bir arabaya gitmiş. Bu abininde şoförlüğü var ama kamyonun viteslerini filan bilmiyor. Ben arka tekerleğe bir taş koyup kamyonu önce kenara çektim. Dağbaşındayız 2 kişiyiz sadece ve bana motoru kamyona koyup çatağa kadar gitmeyi teklif edince adımımı geri atıyorum hem 2 kişi o motoru o kamyona koyamayız hemde bağlayabileceğimizi hiçbirşey yok motorum pert olur arkada. Şöyleydi böyleydi derken öğretiyorum kamyonu ayak üstü Tekrar taşı koyup kaldırıor kamyonu yerinden. ALLAH bilir çatak’a kadar 1. Viteste gitmiştir …

    Neyse ben yoluma devam ediyorum motoruma binip.



    Ve sonunda Bahçesaray sapağı … Yüzümde şımarık bir gülümsemeyle çekiyorum motoru sağa Bisküvi ve redbull takviyesi yaparken 3 4 tane minibüs duruor ayaküstü muhabbet ediyoruz nerden nereye falan filan gibi … Bir tanesi abi bir emrin var mı deyince utandım. Dedim canın sağolsun bana yeter …


    İnsan oralara gidince bambaşka biri oluyor. Buralarda unuttuğun sıcaklığı görünce insan olduğunu hissetmeye başlıyor insan fazlasıyla …





    Tırmanmaya başlıyorum. Yol da taş toprak kum çamur su ne ararsanız var …



    Manzara muhteşem doyamıyor insan izlemeye …





    Zor anlaşabildik Türkçesi çok anlaşılır değildi. Babası için bir sigara istedi paketi vermek istedim almadı , köy ekmeği uzattılar bir parça alıp yoluma devam ettim. Sanki bizim insanımız değilmiş gibi bir ürkek yaklaştılar bana … Fotoğrafını çekemediğim 2 çoban daha vardı …







    Bu tırmanıştan sonra ciddi sıkıntılı bir iniş var bitmek bilmiyor.

    Ve Bahçesaray …



    Yakıt almam gerekiyor. En yakın benzinci 70 küsür kilometre. 40 km’dir yedek depoda gidiyorum. Bahçesaray’da bulabildiğim tek benzinci ve litresi 3,75 tl. Mecburum alıyorum. Derken elimi cebime atıyorum telefon çekmiyor. Hiçbir şebeke çekmiyor normal hatlarda yok. Saat öğlen 2 , sabah 7’den beri evdekilerle hiç konuşmadım babam meraktan ölmüştür diye endişeleniyorum fazlasıyla. Fiberoptik kablo kopmuş. Hiçbir şekilde iletişim yok. Endişe içinde dolanıyorum.





    Sonunda biri telefon çekiyor diye arkamdan bağırıyor ve evdekilerle konuşuyorum. Ama kablo hala kopuk ve bankada işlem yok.

    Süper bir muhabbetle birlikte 2 çay içiyorum. Çok kısa zamanda kaynaşıyoruz.







    Harıl harıl akıyor burası sesi inanılmaz dinlendirici …







    Fazla vakit kaybetmeden dönüşe geçiyorum. İndiğim yolu tırmanıyorum şimdi ama yolda çalışma olduğundan yol kapalı. Motorcu torpili uyguluyorlar bana kapana yolun 1 tekerlek geçebilecek şekilde açıyorlar Kepçe palet le iz yapıor benim için o yoldan yürüyorum sıkıntısız …









    Derken bu güzel kızla karşılaşıyorum. 13 yaşında ismi Fadime. 1 saat önce tırmanırken yolda gördüğüm çobanlardan biri abisiymiş ona ekmek götürmüş ordan dönüyormuş. Kendi kendime düşündüm bu kız yaklaşık 2 – 3 saattir yolda olmalı diye … Vasıta yok yürüyerek gidip gelmiş …



    Bahçesaray yolu’nun en yüksek noktalarından biri. İşçi kardeşler çay içmeden yollamayız diyorlar Birde tütün sigarası sarıyorlar bana mis gibi çayda yanında. 2900 metrelerde … Helalleşip ayrılıyorum …



    Bu manzarayı hatırladınız …



    Tırmanıştan önce ki asfalt kısım ..





    Sonra Van yolu üzerine iniyorum. Bu yükseklikte bulutların yaptığı gölgeler akıl alıcı …









    Dur duraksız Van’a giriyorum. Gece buradayım rastgele bir otele girdim. Otelin bulunduğu yer eminönü’nün bundan 10 sene önce ki hali gibi … Van’da 24 saat açık otopark sıkıntısı çekiyorum. Bulamadım park edecek yer. Otelin karşısında ki dükkanın kepenklerine kilitledim motorumu. İyi ki yanımda getirmişim boru kilidimi. Gece uyanıp uyanıp motora bakıyorum cam’dan.

    Korumanı giy ! Tarzanlığın alemi yok !!


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2
    giotine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Ağustos 2006
    Şehir
    İstanbul/Beşiktaş
    Motosikleti
    XT660R/PD
    5.gün 10 Temmuz

    Neyse sabah oluyor. Van’da meşhur kahvaltıyı yap diyor resepsiyonist arkadaş. Çok meraklı değilim bu meşhur olaylarına ama doping etkisi yapacak şeyler lazım bana motora zor biniyorum nedense …





    Bu salaş mekana giriyorum kahvaltı için … Kahvaltıda ; kaymak , bal , tereyağ ve otlu peynir var … Tavsiye ederim gittiğiniz zaman burada kahvaltı yapabilirsiniz ..





    Gürpınar – Başkale yolu üzerinden Hakkari ye doğru yol alıyorum … Tabii yine yol çalışmaları yalnız bırakmıyor beni

    Burası Güzelsu. Sol tarafta gördüğüm ismini sonradan öğrendiğim Hoşap kalesi için duruyorum. Durduğum her yerde insanlar çay içirmek için yarışıyorlar adeta.







    Devam ediyorum …





    Yolculuk boyunca geçtiğim en yüksek ve aynı zamanda türkiyenin en yüksek geçitlerinden biri Güzeldere geçidi ..



    Sayıları o kadar fazlaydı ki bir ara yolun sonunu göremez oldum



    Ardından Yüksekova sapağına geliyorum. Asıl sapak 1 km. sonra orda durup fotoğraf çekmeme izin yok. Yüksek güvenlik vardı bu sapakta arka çantaya kadar didik didik arandım …



    Ve zap suyu …



    Yüksekova – Hakkari arasını hızlıca geçiyorum. Yine TKC80’ler gösteriyor hünerini o sıcakta yolu sağlam bir şekilde tutarak …

    Yol üzerinde ki askeri araçlara takılmadan gitmek durumundayım. Aslında güvende hissettiğiniz o araçlar size daha çok tehlike arz ediyor. Niye ? Çünkü kumandalı mayın denen bir şey var. Kurdukları pusuda askeri aracın arkasından sizde gidiyorsunuz diye düğmeye basmamazlık etmezler … Neyse çok fazla konuşmayayım bu konuda …



    Hakkari sapağını görüp içeri giriyorum benzin ve içecek almam lazım … Şehrin içinde karşılaşıyorum askeri araçlarla … Halk alışmış …





    Hakkari bir dağ kenti desem yeridir. Büyük büyük kayaların arasına yerleşmiş sanki …



    Tekrar Zap’ın yanına iniyorum ..



    Aşağıdayım …






    Zap’a karışan sulardan biri …



    Asıl yol sağ tarafta. Ben o köprünün üstünden geçip yoldan çıkıyorum biraz …



    Kayalar insanın için ürpertiyor.



    Zap burada kendi yüzünü bir daha gösteriyor. ‘Bana katılacaksan benden biri olmak zorundasın’’der gibi temiz suyu çamurlara karıştırıyor …











    Fotoğraf çekerken nerden geldiğini anlamadığım bu cana yakın abi çıkıverdi. Ayak üstü sohbet ten sonra evine davet etti. ‘’ Gel kal bu gece bizde evimiz müsait misafirimiz ol’’ dedi. Çok isterdim ama gitmeliyim …




    Düşünsenize bu devirde kim tanımadığı birine bu şekilde teklif eder ki ? O coğrafya gittiğimden beri belki 20 kişiden bu teklifi aldım …

    Tabii bu arada kontrol noktaları bitmek bilmiyor. Şırnak’a varana kadar rahat 10 12 tane kontrolden geçiyorum ve her seferinde 10 12 dakika kadar beklemek durumundayım. Sadece kontroller bana 2 saate yakın zaman kaybettiriyor.





    Dağlar muhteşem .. Durmaktan alıkoyamıyorum kendimi …





    Birazdan yine kontrol noktasındayım. Yolculuğuma dair çekebildiğim tek kontrol noktası , oda 500 600 metre uzaklıktan. Makinemin zoom’u bu kadar yetiyor.





    Ve Süvarikotra geçidi …





    Bu fotoğraf arkadaşım Hilal için



    Şırnak 10 km tabelasını görüp duruyorum …






    Burda bir taşın üzerine çıkıp uzun uzun dağları izliyorum yakan güneşin altında …







    Ve Şırnak’a Hakkari tarafındaki girişten giriyorum …



    Şırnak enteresan bir yer. Diğerlerine nazaran çok bakımsız kalmış.



    Koca şehirde şu gördüğünüz 3 sokak lambasından başka lamba yok sokaklarda caddelerde …



    Bu arkadaşlarla sıkı bi muhabbet ardından birazda siyaset konuşup ayrılıyorum yanlarından …





    Aslında niyetim Hasankeyf’e gidip bu gece orda kalmaktı ama babam ‘’ Siirt’e mi dönüyorsun’’ deyince hayır diyemedim. Eruh yoluna girip Siirt’e devam ettim …





    Tek başına yolculuğun dezavantajlarından biri .. Kendi fotoğrafımı çekmemişim hiç nerdeyse …









    Bana yılan deliği gibi geldi …



    Eruh yolundan manzaralar …









    Azıcık sanatsal …



    Siirt’e 40 km kala … (yanlış hatırlıyor olabilirim)



    Ve Billoris Kaplıcalarını geçtikten sonra Botan çayının bir kolu … Yoldan aşağı iniyorum çok güzel bir parkur olur bu dere yatağından …






    Far’ımın hali pek vahim. Ama gece yolculuk yapmak yasak benim mantığıma göre …



    Billoris’ten yukarı tırmanıyorum .. Yolda manzaralar müthiş ..







    Bu sefer karanlık inmeden Siirt’e giriyorum … Makinem de bir dolu fotoğraf ve gördüklerimi , yaşadıklarımı soran ordu bekliyor beni amcamın evinde


    6. ve Son gün – Cumartesi

    Geceden rota belli ; Hasankeyf ve Mardin. Mardinden otobüs bulursam direkt İstanbul , bulamazsam neresi olursa olsun oraya gidip İstanbul’a dönmeliyim bugün mutlaka.

    Sabah 7 de kontak açıp düşüyorum yola. Dur duraksız yol alıp Hasankeyf’e yaklaşırken bu pompaları görüp giriyorum içeriye …



    Aslında bir klasik haline gelmeli bu fotoğraf. Güneydoğuya giden her motorcu mutlaka motorunu çekip bu pompaların yanında bir fotoğraf çekmeli ..



    Yolculuğumun en iyi fotoğraflarından biri benim için …



    Hasankeyf’e gelmeden yolun sol tarafında ismini unuttuğum bir asma köprü tabelası görüp dalıyorum içeri. Yaklaşık 3 km kadar taşlı ( sahil kenarında olan koca koca yuvarlak taşlar) yoldan gidip ulaşıyorum. Zira karşıya motorla geçmeye kesmiyor gözüm pek niyetimde yok. Ama fotoğraf için çok güzel bir köprü.



    İleride ki köyde nerdeyse hayat belirtisi yok. Ama uzaktan çok gizemli gözüküyor…





    Aslında köy’de değil. Tam bu fotoğrafı çekerken silah sesiyle karışık bir ses duyuyorum.





    Köprünün üstünden görünüş …





    Veee … Hasankeyf. Motorumdan inip ellerimi gökyüzüne açıyorum. Şükrediyorum ALLAH’ıma. Eğer burayı görmeden ölseydim gözüm açık giderdim. Çok istedim buraya gelmeyi.



    Bu fotoğrafı çekebilmek büyüt mutluluk veriyor bana …



    Buraya inmek için 20 25 metre kum’dan geçmeniz gerekiyor. İnerken rahatım ama çıkarken nasıl çıkıcam ??







    Karnım çok acıktı kahvaltı yapmadım bir kahvaltı yapmam lazım ..

    Hasankeyf Çardak’a oturup çıkarıyorum botları. Tam istediğim gibi bir kahvaltı geliyor önüme. Ayaklarımı sokuyorum suya serinliyorum. Keyfim inanılmaz yerimde.



    Sağolsun buradaki arkadaşlar, motorumu gölgeye çekip eşyalarımı oraya bırakmama izin verip hatta gözkulak oluyorlar. Bende rahat rahat geziyorum Hasankeyf’i. Bilseler bana ne büyük bir iyilik yapıyorlar.



    Hasankeyf hakkında söylenecek çok şey var ve bana pek düşmez konuşmak. İnternette fazlasıyla bilgi var burasıyla ilgili. O yüzden ben sıramı savıp fotoğraflarla baş başa bırakıyorum sizi bir süre …



    Girişte Vedat dolaştırmak için teklifini yapıyor bende elimi omzuna atıp hadi gidelim bakalım diyorum …



    Tırmandıkça efsaneleşiyor kale …



    Dicle …




    Eski köprünün solda ve kara’da kalan ayağında yaşayan bir aile var. Aileyi ordan çıkaramıyorlar zira ellerinde Osmanlıya ait tapu var





    Vedat çaktırmadan bizi kapalı olan kapıdan sokuyor ;)

    Bu fotoğrafı o çekti. Meşhur karelerden biriymiş ..



    Yaklaşık 1 yıl önce bu merdivenlerden inen bir turist düşmüş ve ciddi yaralar aldığı için kapı kapatılmış. Merdivenlerden iniş çok sıkıntılı ama Vedat ezberlemiş nereye basılması gerektiğini.









    Göründüğünden daha dik burası …



    Daha fazla inmeyip geri dönüyoruz. Bu kapıyı Vedat anlatmıştı ama unuttum. Yazıları okurken küfür ettiğim içindir herhalde …



    E tabii puşimi almayı unutmuyorum. Daha sonra o sıcakta çok işime yarıyor …





    Vedat’ın söylediğine göre Hasankeyf projesi askıya alınmış, uygulanırsa bu minare’de görünen hoparlörlerin olduğu kısma kadar sular altında kalacakmış. İnsanın inanası gelmiyor ama 17 km kadar set döşenecekmiş Dicle’ye …



    Değişik karelerden Hasankeyf …



    Daha sonra motoruma atlayıp birazda Hasankeyf içinde sürüyorum motorumu …





    Hasankeyf’te hala yaşayan birkaç aile varmış …



    Hasankeyf’e veda edip soluğu Midyat’ta alıyorum. İstanbul otobüsleri hep gitmiş.


    Gaz kesmeden Mardin’e giriyorum. İstanbula dönmem lazım zamanım yok. MortGabriel’e gitmek istiyorum ama 25 km yi duyunca vazgeçmek zorunda kalıyorum.



    Mardin’de de otobüs bulamıyorum. Otobüs var ama boş yer yok herkes motoru almıyor otobüse. Van’da internete girdiğimde noolur noolmaz diye urfa’da bir seyahat firmasının numarasını kaydetmiştim. Son çare onları aradım. Saat öğlen 2 , saat 5’te ki otobüse yetişmem lazım. Ancak o saattekinde yer var. Mardin – Ş.Urfa arası 187 km. Diyarbakır’ı arıyorum orda da yer yok. Tek çare gaz kesmeden Urfa. O yüzden gaz kesmeden , fotoğraf çekemeden gazlıyorum. Saat 4 gibi varıyorum Urfa otogar’a. Ama yolculuğun en berbat 2 saatiydi. Hava inanılmaz sıcak yol adam gibi görünmüyor. Tek gidiş tek geliş , bir sürü hatalı sollamaya maruz kalıyorum. Küfürün haddi hesabı yok tabii. Hızım 145’in altına inmiyor hiç mecburen.

    Sonra sağsalim yüklüyorum motorumu otobüse ,yarım saat kadar da dinlenip yol alıyoruz İstanbul’a.





    Otobüsten birkaç gün batımı …






    O coğrafyadan ayrılırken ardımda bir sürü arkadaş , muhabbet , ve içilmiş boş çay bardağı bırakıyorum …


    Güneydoğu’da gezmek dolaşmak, evet basit bir iş değil. Ama insanların söylendiği gibi de tehlikeli filan değil. Gayet gidilesi gezilesi yerler. Dikkat etmeniz gereken en önemli mevzu gece yolculuk yapmamak ve anayolun dışına çıkmadan gezmenizi tavsiye ederim. Ha birde unutmadan mutlaka yanınızda yedek benzin bulundurun.













































    Korumanı giy ! Tarzanlığın alemi yok !!

  3. #3
    korkut 250 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Mayıs 2008
    Şehir
    Gültepe İSTANBUL
    Motosikleti
    Yamaha Fz6 Fazer..Ve birde Yavrusu
    Güzel bir gezi olmuş.Paylaşımın için teşekkürler.
    Bir damla özür nice yangınları söndürür.Gurur yapmayın yoksa o yangın tüm sevdiklerinizide götürür.

  4. #4

    Üyelik
    15 Haziran 2009
    Şehir
    İSTANBUL
    işte bu ya varmı memleket gibisi.paylastıgın için tesekkur ederım.....

  5. #5

    Üyelik
    06 Temmuz 2009
    Şehir
    *AdAnA*
    fotoğrafların hepsi de müthiş, bazıları çok profesyonelce çekilmiş, gezmiş gibi oldum, teşekkürler, iyi yolculuklar.



    bu fotoğraf 10 numara ;)

  6. #6
    Hay.alper.est - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    10 Ekim 2007
    Harika gezi yüreğine tekerine sağlık.Doğu gizemini koruyor hala.
    ''Yaşamak özgürlükse, özgürüz hepimizde...''

  7. #7
    crayzboyone - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Kasım 2006
    Harikasınız. Ben Bitlis/Adilcevaz'lıyım keşke benim de memleketime gitseydiniz orada gezilcek görülcek çok güzel tarihi eserler var

  8. #8
    alix35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Ağustos 2008
    Şehir
    izmir karşıyaka
    Motosikleti
    sattım düğünden sonra bakıcam
    askerliğimi yüsekovda yapmıştım...2007 senesinde hakkari van arası yolları bilirm çok kötüdür...tatvanda güzel aslında ama sen sevmemişsin...şimdi ismini hatırlayamadım bi geçit vardı 2700 metre aşağısı süper gözüküyor...valla imkanım olsa bende izmir-yüksekova yapmak isterim ama hem imkanım yok hemde yoldaki güvenlik tedbirleri ve yol şartları çok kötü...vallahi helal olsun sana çok güzel bi gezi yapmışsın...doğunun insanı çok sıcak kanlıdır bilirim...

    not: güvenlik için giden askeri araçların arkasından gitmek tehlikeli tabiki...ben yüksekovaya giderken konvoyla gitmiştim...her kontrol nıktasında bekliyordık işkence gibiydi...hakkari-yüksekova ayrımındaki güvenlik kontrolü en sıkı olanı çok hassas bir bölge orası...
    başkasının ayıbını ört ki; bi başkası da senin ayıbını örtsün...

  9. #9
    MEGAN66 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    11 Mart 2005
    Şehir
    İSTANBUL/Esenyurt
    Motosikleti
    WR250R Gelincik
    Haklısın geride bıraktığın, muhabbet, sıcak insanlar ve boş çay bardakları için. Hakikaten doğu anlatılan doğu değil. Gidip görmek gerekli. Yapmış olduğun gezi benim hayallerimden biri. Umarım gerçek olur. Çektiğin her sıkıntıya değmiş bu gezi. Her karen ve anlatımın için, bizide oralarda gezdirdiğin için, bir Yozgat' lı olarak tşk ederim sana.
    Kimse emin degil ki şafaktan tekrar,
    İste gelsin gül renkli şaraptan tekrar,
    Sen altınmısın hey! aptal herif, Gömüpte çıkarsınlar topraktan tekrar.Ömer Hayyam

  10. #10
    ozan_bursa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    07 Temmuz 2007
    Şehir
    bursa
    Motosikleti
    -
    kardeş
    eline, emeğine, yüreğine, deklanşörüne sağlık
    Kelimelerin anlattığı kadarım..
    Ne anlatırsam anlatayım anladığın kadarım...

  11. #11

    Üyelik
    25 Şubat 2008
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Mobylette Super51&Kanuni Tigrina 100 & Masai Grand Eagle
    Tekerine sağlık Giotine,
    Bende hep merak etmişimdir o coğrafyayı.Umarım bir gün nasip olur.Sayende görmüş kadar olsakta merak ve gidip görme fikrim iki kat arttı.

    Bu gönülde yurdumun her karışını gezmek ister de, eldeki alyans bacaktı platin alıkoyar adamı.

  12. #12
    protdeaf - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    06 Temmuz 2009
    Şehir
    Karşıyaka / İzmir
    Motosikleti
    Kşın inşallah..
    Harika bir gezi olmuş.
    Azminiz için tebrik, bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederim.

  13. #13

    Üyelik
    16 Eylül 2008
    Şehir
    şimdilik ankara
    Motosikleti
    mondial 125zn gitti tiger250 geldi.
    hocam şırnağa gelmişsin insan bir haber eder.karşılardık birde bizim çayımızı içerdin.
    2 teker tek ruh tek yol.

  14. #14
    CBF150 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Mart 2007
    Şehir
    ANKARA
    Motosikleti
    2010 BMW R 1200 GS Adventure
    Çok güzel bir gezi olmuş.
    Paylaşım için teşekkürler.
    Bende askerliğimi Batman'da yapmıştım.Askerlik anılarım aklıma geldi.

  15. #15

    Üyelik
    04 Eylül 2006
    Çok güzel gezmişsin paylaşımın içinde teşekkürler

  16. #16
    giotine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Ağustos 2006
    Şehir
    İstanbul/Beşiktaş
    Motosikleti
    XT660R/PD
    Alıntı korkut 250 adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Güzel bir gezi olmuş.Paylaşımın için teşekkürler.
    Sağol çok teşekkür ederim.

    Alıntı NAYSS adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    işte bu ya varmı memleket gibisi.paylastıgın için tesekkur ederım.....
    Memleket gibisi yok tabiiki ...

    Alıntı Ofelya adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    fotoğrafların hepsi de müthiş, bazıları çok profesyonelce çekilmiş, gezmiş gibi oldum, teşekkürler, iyi yolculuklar.



    bu fotoğraf 10 numara ;)
    Ofelya teşekkür ederim benimde çok sevdiğim bir fotoğraftır.


    Alıntı Hay.alper.est adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Harika gezi yüreğine tekerine sağlık.Doğu gizemini koruyor hala.
    Doğu gizemini korumaya devam edecek oralara yozlaşmayacak .. Teşekkür ederim iyi dileklerin için.

    Alıntı alix35 adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    askerliğimi yüsekovda yapmıştım...2007 senesinde hakkari van arası yolları bilirm çok kötüdür...tatvanda güzel aslında ama sen sevmemişsin...şimdi ismini hatırlayamadım bi geçit vardı 2700 metre aşağısı süper gözüküyor...valla imkanım olsa bende izmir-yüksekova yapmak isterim ama hem imkanım yok hemde yoldaki güvenlik tedbirleri ve yol şartları çok kötü...vallahi helal olsun sana çok güzel bi gezi yapmışsın...doğunun insanı çok sıcak kanlıdır bilirim...

    not: güvenlik için giden askeri araçların arkasından gitmek tehlikeli tabiki...ben yüksekovaya giderken konvoyla gitmiştim...her kontrol nıktasında bekliyordık işkence gibiydi...hakkari-yüksekova ayrımındaki güvenlik kontrolü en sıkı olanı çok hassas bir bölge orası...
    2700 metre küsür Sanırım Güzeldere geçidi olması lazım ... Yüksekova'da gerçekten ciddi önlem var ...Normal olarak ...

    Teşekkür ederim .... ;)


    Alıntı crayzboyone adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Harikasınız. Ben Bitlis/Adilcevaz'lıyım keşke benim de memleketime gitseydiniz orada gezilcek görülcek çok güzel tarihi eserler var
    Amaç gezip görmek değildi zaten yol yapmak ve oranın insanlarıyla sohbet etmek. Adilcevaz bir daha ki sefere inş. ...

    Alıntı MEGAN66 adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Haklısın geride bıraktığın, muhabbet, sıcak insanlar ve boş çay bardakları için. Hakikaten doğu anlatılan doğu değil. Gidip görmek gerekli. Yapmış olduğun gezi benim hayallerimden biri. Umarım gerçek olur. Çektiğin her sıkıntıya değmiş bu gezi. Her karen ve anlatımın için, bizide oralarda gezdirdiğin için, bir Yozgat' lı olarak tşk ederim sana.
    Yozgat'lı arkadaşım çok teşekkür ederim. İnsan mutlaka oraları görmeli. Duyduklarınıza değil gördüklerinize inanın ...

    Alıntı ozan_bursa adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    kardeş
    eline, emeğine, yüreğine, deklanşörüne sağlık
    Sağolasın D60 çok kahrımı çekti vallahi

    Alıntı pampi adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Tekerine sağlık Giotine,
    Bende hep merak etmişimdir o coğrafyayı.Umarım bir gün nasip olur.Sayende görmüş kadar olsakta merak ve gidip görme fikrim iki kat arttı.

    Bu gönülde yurdumun her karışını gezmek ister de, eldeki alyans bacaktı platin alıkoyar adamı.
    Geçmiş olsun. ALLAH birgün sana da nasip eder inş. oaraları ...

    Alıntı protdeaf adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Harika bir gezi olmuş.
    Azminiz için tebrik, bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederim.
    Ben teşekkür ederim ilginiz için ...

    Alıntı skakfilozofu adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    hocam şırnağa gelmişsin insan bir haber eder.karşılardık birde bizim çayımızı içerdin.
    Valla çok haklısın ama hiçbirşey planlı gitmedi o yüzden de telefon numarası hiç almadım yanıma .. Bir daha ki sefere inş.
    Alıntı CBF150 adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Çok güzel bir gezi olmuş.
    Paylaşım için teşekkürler.
    Bende askerliğimi Batman'da yapmıştım.Askerlik anılarım aklıma geldi.
    Ben teşekkür ederim ... ;)

    ---------- Mesaj ekleme zamanı: 16:10 PM ---------- İlk mesajı ekleme zamanı 16:09 PM ----------

    Alıntı Djhaylaz adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Çok güzel gezmişsin paylaşımın içinde teşekkürler
    Sağol DJ ;)
    Korumanı giy ! Tarzanlığın alemi yok !!

  17. #17

    Üyelik
    13 Mart 2008
    Şehir
    Kayseri
    Motosikleti
    Ybr
    Tebrik ederim, Resimlerin hepsi birbirinden güzel...Ayrıca biraz cesaret işi derim ben,cesaretiniz için ayrıca tebrikler ...

  18. #18
    Gökhan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Haziran 2006
    Şehir
    Rize
    Motosikleti
    F 650 GS
    Eline saglık.Sayende güney dogu anadolu sınır il ve ilçelerimizi gerek dogasıyla gerekse insanıyla kısmende olsa tanımış olduk. Şunuda belirtmeden yapamayacakgım. Batıya gezi düzenlesen dogudaki gibi sıcak kanlı ve misafirperver insanlar bulamazdın.

    Paylaşım için çok tşk. Sayende bizde seninle beraber gezmiş ve yine sayende o sıcak kanlı insanlarla sohpet etmiş kadar olduk.

  19. #19

    Üyelik
    21 Haziran 2009
    Şehir
    Bursa
    Fotoğraflara bakınca bile gözümde büyüyor. Büyük azim ve cesaret göstermişsin. Umarım banada kısmet olur oraları gidip, görmek. Teşekürler paylaştığın için.


    REKLAM ALANI
  20. #20
    giotine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Ağustos 2006
    Şehir
    İstanbul/Beşiktaş
    Motosikleti
    XT660R/PD
    Alıntı ferhat_se adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Tebrik ederim, Resimlerin hepsi birbirinden güzel...Ayrıca biraz cesaret işi derim ben,cesaretiniz için ayrıca tebrikler ...
    Evet cesaret işi biraz da ama insanların kulaktan dolma edindikleri gibi değil oralar. Teşekkür ederim ...

    Alıntı ELINT adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Eline saglık.Sayende güney dogu anadolu sınır il ve ilçelerimizi gerek dogasıyla gerekse insanıyla kısmende olsa tanımış olduk. Şunuda belirtmeden yapamayacakgım. Batıya gezi düzenlesen dogudaki gibi sıcak kanlı ve misafirperver insanlar bulamazdın.

    Paylaşım için çok tşk. Sayende bizde seninle beraber gezmiş ve yine sayende o sıcak kanlı insanlarla sohpet etmiş kadar olduk.
    Rica ederim ne demek paylaştıkça keyfi daha da artıyor bu işin. Geçen sene YBR ile 2100 km lik bir EGE gezisi yapmıştım. İnan insan olarakta aralarında inanılmaz uçurumlar var. Evet doğu insanı çok daha fazla canayakın ve misafirperver.Ama Ege'de bu kadarını olmasa bile doğu insanının yansımasını az da olsa farkedebiliyorsunuz ...
    Korumanı giy ! Tarzanlığın alemi yok !!

1. sayfa 123 SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)

Bu Konudaki Etiketler