30 Mayıs 2009 Cumartesi
Antalya
Bu hafta yine kamplı bir gezi düzenledik.
2 haftadır bu gezi için çeşitli fikirler geliştirildi.
Zorlu parkurlarda bize katılamayan arkadaşları da yanımıza alarak sakin bir gezi planlamıştık. Bayan endurocuları, ATV kullanan ve yeni motosiklet alan arkadaşlarımızı da yanımıza alarak daha hafif bir parkurda eğlenceli bir gezi olmasını istemiştik. ATV kullanan Bülent "Bu gezide akşam yemeğinde bir keçi kesmek istiyorum." deyince bütün gezi bu keçiye odaklandı. "Keçi olmaz, oğlak olsun. Oğlak yetmez teke keselim. Yok deve..!" derken Bülent'in hafta sonuna misafirlerinin gelecek olması keçi muhabbetini bitirdi.
Yani "Teke zortladı."
Bayan endurocular da gelemedi ama Nazım(Yamaha KLR 250) ve Taner(Suzuki DR350) yeni edindikleri motosikletleri ile ilk kez bize katıldılar...
Cumartesi günü Saat 17,00 de yola çıkmak için Şeref Usta'nın dükkanında buluştuk.
Son anda çıkan bir tamirat işi yüzünden 1 saat gecikmeyle yola çıktık.
Gebiz'de depoları yeniden doldurup, yedek benzinimizi de alarak Süleyman Hoca'nın kamp yerine yollandık.
Kamp yerine vardığımızda benim ön tekerin indiğini gördük.
Buna hazırlıklıydık çünkü yeni bir şey deniyorduk.
Hafta içinde ön lastiğe iç lastik yerine çocukların yüzerken kullandığı "sosis" tabir edilen süngerden takmıştık.
Aslında özel bir süngerden yapılan böyle bir uygulama var elbette ama biz bu süngerin de işe yarayabileceğini düşünüp bir deneme yapmak istemiştik.
Arazinin zorlu şartlarında sünger ezilip iş görmez hale geldi ama dış lastiğe zarar verecek kadar da inmedi.
Aslında deney başarılı ama malzeme kötüydü.
Neyse yanımda getirdiğim iç lastiği orada takıverdik.
Akşam yemeği Süleyman Hoca'nın bağlaması ve türküleri eşliğinde şenliğe dönüştü.
Erken uyumaya çalışan arkadaşlarımıza Davut engel oldu.
Geç saatlere kadar süren eğlence yüzünden ertesi günün ilk saatleri biraz şu şekilde geçti...
Yeni tanıştığımız Taner sıkı bir endurocu çıktı.
Daha önce arazide fazla bir tecrübesi olmamasına rağmen eski bir motorcu olarak kolay uyum sağladı.
Solda Davut, sağda Taner.
Nazım, yeni aldığı KLR 250 ile çok mutlu.
Sürüş olarak o kendinden memnun olmasa da biz onun aramıza katılmasından dolayı mutluyuz.
KLR'ye biraz bakımla istediği performansa çabucak ulaşacaktır.
Yoldaki kısa gölgelik dinlenmelerinden sonra Köprülü Kanyon'da buz gibi suların serinliği bize çok iyi geliyor.
Üzerine bir de balık ziyafeti bizi yeniden enduroya hazırlıyor.
Davut balıkla doymamış olacak ki ağaçtan düşen tırtılın proteinine gözü dikmiş.
Köprülü Kanyon'dan ayrılmadan önce bir kaç güzellik sabitleyelim...
Orman yollarından Antalya'ya dönüş.
Taner'in DR350'si debriyaj telini sıyırıyor.
Yanımızda iki süper usta olunca yolda kalmak diye birşey söz konusu değil.
Yılmaz Usta ve Şeref Usta iş başında.
Taner, yolda Şeref Usta ile kapışmak gafletine düşüyor ve mıcırlı yolda virajı alamayıp yol dışına çıkıyor.
Sıkıntı yok..!
İbrahim, Şeref, Taner, Davut, Şevket, Yılmaz ve Nezih.
Güneşin batmasına yakın yine Gebiz'deki benzinciden yolluklarımızı alıp Antalya'ya dönüyoruz.
Çok eğlenceli 2 gün geçirdik.
Böyle bir eğlence için ne keçiye ne tekeye ne de deveye gerek yok, arkadaşlık ve enduro yeter.