Merhaba,
İstanbul’ da henüz 1600 km lik motorcuyum ve 150 CC lik Bajaj Boxer motorum ile 2-3 haftadır ufak ufak kaçış denemeleri yapıyordum. Bugün gerçek bir kaçışa karar verdim ve yaptım. Cep telefonumla çektiğim resimler çok kaliteli olmasa da gözlemlerimle beraber paylaşmak istedim, umarım keyif alırsınız.
Aşağıda rotamı da harita üzerinde göstereceğim. Hedefim Şile otoyolundan Ömerli çıkışından çıkıp Riva'ya kadar gitmek ve dönüşü Mahmutşevketpaşa, Polenezköy ,Cumhuriyet üzerinden yapıp yine Ömerli çıkışına aynı noktaya yapmak şeklindeydi. Ama aşağıda anlatacağım sebepler yüzünden dönüşü Mahmutşevketpaşa dan sonra Kavacık a yapmak zorunda kaldım
Bozhane Köyü Riva Deresi üzerindeki köprüden derenin görünüşü.
Göllü Köyü Cam Ocağı Vakfı önü. Gelmişken gezeyim dedim. Daha kapıda güzel birşeyler hissetmeye başlıyorsunuz. Üretim olduğu zamanlar camın işlenişini izleyebiliyorsunuz. İlgilenenler değişik tecrübe arayanlar için belli zamanlarda günübirlik kurslar varmış, ayrıca daha ciddi ilgilenenler için daha uzun soluklu kurslar da veriliyormuş. Bunun yanında tamamen el emeği ürünleri satın alabileceğiniz bir mağaza bölümü de mevcut.
Göllü'den sonra Paşamandıra köyü geliyor. Yolun sağ tarafında Riva Deresi sizinle beraber geliyor ve dere kenarında bol bl piknik mangal ve kahvaltı yerleri mevcut. Onlardan biri.
Ve Riva. Çok güzel huzur dolu bir balıkçı köyü. Riva deresinin denize döküldüğü yer. Kendi kendime balık yemeye de geleceğime söz verdim. Hatta balık yakalamaya bile gelebilirim.
DÖnüş rotama geçtim ve önüme çok güzel bir köy çıktı yine. Alibahadır, ne resimle ne sözle anlatılabilecek gibi değil. Gelip görmek lazım.
Sağlı sollu hemen yol kenarındaki bahçelerden toplanmış sebzeler satılıyor. Tazecik kokularına dayanamayıp biraz alışveriş yaptım.
Bu da köyün çıkışından bir manzara
Alibahadır'dan çıkıp ormanlık dağa doğru tırmanırken sağda toprak bir yol ve girişinde üzerinde Külindağ yazan ağaçtan bir tabela dikkatimi çekti.
İçimden bir ses gir dedi ve iyi ki de girmişim. Kısa bir yoldan sonra Külindağ'a vardım. Öyle yoğun bir yeşillik ki uzaktan tesisin görünüşü resimdeki gibi Sol üst tarafta aslında tesis var. Hafta sonları açık büfe kahvaltı veriyorlar ayrıca ağaçtan yapılmış kulübelerde konaklama imkanı da var. Bütçesi uygun olanlar ve doğayı sevenler için iyi bir alternatif olacağı kesin.
Tesadüfen geldiğimi gezip görmek istediğimi söyledim. Hay hay dediler bir de çay ikram ettiler. Bu resim de çay içtiğim masamın manzarası. Dediğim gibi yeşil çok yoğun
Külindağa yolu ve benim kara kaçan .
Tekrar yoluma döndüm. Mahputşevketpaşa köyünden Polenezköy yoluna saptım ve gerçekten muhteşem manzaralarla dolu bir yol. Neredeyse hiç araç geçmiyor. Orman içinde ilerlerken yol ikiye ayrılıyor. Sağdan Polenezköy yönüne saptıktan yaklaşık bir km sonra uzaktan sol tarafta bir bina ve önlerinde inek sürüsü gördüm. Yaklaştıkça ineklerin havlayarak bana koştuklarını ve sağlı sollu irili ufaklı onlarca havlamanın yaklaştığını farkedince hemen erkekliğin onda dokuzluk kısmını kullanarak geri döndüm Böylece dönüş rotam Mahmutşevketpaşa Kavacık yolu oldu.
Kavacık yolundan bir manzara. Tenha dar ve bozuk dağ yolları kadar olmasa da keyifli bir yol.
Bu da ben. Bu tabelalardan bol bol görünce hatıra almadan duramadım.