PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Yuva'mızı yıktılar...



Lifeisgood
07 Mart 2010, 00:59
Dün gece Yuva(Home) adlı belgeseli izledim ve dehşete kapıldım.Peki motosikletle ne alakası var derseniz sonunda bağlantıyı kurucam.

Çok sevdiğim dünyanın en büyük sinema yönetmenlerinden Luc Besson'un yapımcılığını üstlendiği yuva isimli belgesel dünyayı nasıl mahfettiğimizi anlatıyo.İzlemeyenlere mutlaka izlemelerini tavsiye ederim.Filmi kısaca özetlersek petrolün hayatımıza girmesinden sonra dünyanın nasıl bir değişim geçirdiğini ve nasıl bir yokoluşa doğru gittiğini gösteriyo.Esasında doğanın atmosferin düzeni gereği yer altına hapsettiği petrol , doğalgaz ve kömürü insanoğlu bir şekilde yerden çıkarıp kullanmaya başladı ve kullandıkça sanayileşmeye başladı.Sanayileştikçede daha çok yer altı zenginliklerini sömürmeye başladı.Sanayileşmek insan hayatını kolaylaştırdı.Eskiden hayvanlarla sürülen tarlalar traktörle sürülmeye ve zirai makinelerle işlenmeye başladı.Tarım ürünleri o kadar fazla üretilmeye başlandı ki fazla üretim yine yakıt olarak kullanılmaya başlandı.Hayat kolaylaşırken insan nüfusu da son 40 yılda 3 kat arttı.Şimdi 9 milyar sınırına dayanan insan nüfusunun doğanın gazabına uğramasına çok az kaldı.Eğer 10 yıl içinde bişeyler yapılmazsa geri dönülemez bir felakate doğru gitmekteyiz.Doğanın yerin dibine hapsettiği karbon insan tarafından hızlı bir şekilde çıkarılıp içten yanmalı motora sahip araçlarımız tarafından yakılarak karbondioksite dönüştürülmekte.Bu ise atmosferin dengesini bozup küresel ısnmaya sebep olmaktadır.Kuzey kutbu buzulu gitgide azalmakta , en tehlikelisi de toprağın üstünde buzullara sahip grönland buzulları erimekte.Deniz buzulu erirken deniz seviyesini yükseltmezken kara üstündeki buzullar böyle erimeye devam ederse dünyanın tamamında su seviyesi yükselecek.Daha da vahimi sibirya buzullarının çözülmesi.Çünkü kara üstündeki bubuzullar çözülürse , altına hapsettiği metan gazı serbest kalıp atmosfere karışacak.Bu da sera etkisini kat kat artıracak.

Dünyayı bu hale getiren sanayileşmişliğin beşiği batı medeniyetleri yine dünyayı nasıl tehdit ettiklerini kendi yaptıkları bir belgeselle anlatmaktadır.Bu arada tedbir alınmıyo değil.Yine alınacak tedbirler konusunda kendileri öncü durumda.Almanya'da bir şehir kurulmuş ve bu şehir kendi elektiriğini üreten güneş panelli evlerden oluşuyo.Danimarka elektrik ihtiyacının %20'sini rüzgar tribünlerinden karşılıyo.Avrupa birliği yasaları çerçevesinde doğaya daha az sera gazı salınımı yapan araçlar üretilmesi sağlanıyo.

Peki bizim ülkemizde ne gibi tedbirler alınıyo.Kocaman bir sıfır.Bizim öyle bir derdimiz yok.Batı medeniyetleri sanayileşerek yaptıkları hatanın farkına varmışken biz hala daha sanayileşme gayreti içinde tam bir tüketici toplumuz.Petrol tüketimini azaltmak için ne yapabiliriz?En başta motosiklet kullanımı teşvik edilerek petrol tüketimi çok fazla azaltılarak hem milli sermayenin ülkemizde kalması sağlanır , hem de dünyamızı yani yuvamızı korumuş oluruz.Devletin otomobillere uyguladığı yüksek vergi oranları motosiklete uygulanmasa herkes bir scooter sahibi olup işine motoruyla gider.Batı medeniyetleri otomobil kullanmanın caydırıcılığı üzerine çalışırken bizimkiler cumhuriyet tarihinde görülmemiş borçlara girerek tüm ülkeyi duble yolla döşemekte.Tabiki benzinin çok tüketilmesinde devletin aldığı yüksek vergiden dolayı büyük rantı göz ardı etmemeliyiz.Biz motosiklet kullanıcıları olarak doğaya ve ekonomimize ne kadar faydalı olduğunu biliyoruz ancak motosiklet kullanımı tüm ülkede yaygınlaşmalı.Devlet teşvik etmeli ve gerekli emniyet tedbirlerini almalı.Halkımız bilinçlenmeli.Motosiklet.net olarak belki bir toplantı miting gibi bişeyler de yapılmalı.Belki devlet sesimizi duyar ve ülkemizde motosiklet bilincinin oluşmasında bir adım atılabilir.

ozrace
07 Mart 2010, 01:32
sağolsun devletin milleti sömürmek ve soymaktan başka derdi yokki sesimizi duysun.....

Shrieker
07 Mart 2010, 01:40
Devlet/ hükümetin amacı Ülkeye/Millete hizmet etmek olsaydı bu saydıkların çoktan olurdu. Ancak bu gidişat devam ettiği sürece malesef hep hayal olarak kalacaklar.